Mehmet Akkaya: EYT’lilerin hükümete ve SGK Başkanına tepkileri -1

EYT kimdir, nedir, biliyorsunuz. Emeklilik hakkı gasp edilenler.

 

14 yıl boyunca AKP gaspın üzerine oturdu. Dahası, bütçe açıkları için bunları suçladılar. Dahası, hükümetin bürokratları, “Bunları emekli etmek vicdana sığmaz. SGK batar” dedi. Haklarının, geleceklerinin, hayatlarının gasp edilmesine mi yansınlar, üç kuruşa sömürüldüklerine mi? Memleketi batıranların, batışın sorumlusu diye kendilerini göstermelerine mi?

 

Sosyal medyada 70 bin, 120 bin kişilik grupları var. Barut fıçısı hepsi... Sözü onlara bırakıyorum. Küfürleri atladım ve isimleri bende saklı. Bakalım ne durumdalar?

 

-İ.B.: Benim bunlardan artık ümidim yok. Millet için bir şey yapmaz bunlar.

 

-TC. H.T.: Mağduriyetimizi; elimizden alınan, gasp edilen haklarımızı yaz. Kendilerine zam yapılacağı zaman gece yarılarına kadar çalıştıklarını da yaz. Gazeteci ağabey yaz.

 

-M.K.: Milletvekilleri iki yılda emekli olurken vicdanları nasıl?

 

-EYT H.K.: Kaynak istiyorlarsa saraydan kıssınlar, vekillerden kıssınlar.

 

-TC. M.Y.: Siz bu soruna çare bulmazsanız biz de sandıkta buluruz.

 

-F.K.: Ya sizde din iman insaf vicdan yok mu? ALLAH aşkına bari içimizdeki işsizleri emekli yapın.

 

-T.B.: Mesele basit, niyet yok. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır diyorlar. Kendileri bile, “mağdur edildiniz” diyor, ama susuyorlar. Şeytan kim?

 

-E.A.: Gazeteci abi, küfrü de yayınla, kim ne diyor bilsinler. Onları millet ne kadar seviyor, öğrensinler.

 

-İ.O.: AKP’yi zerre kadar sevmem. Oy da vermem. Ama CHP, MHP, hepiniz mi malsınız? Biraz sesiniz çıksın. Türklüğümden utanır oldum.

 

-F.K.: SGK Başkanı unutmasın ki, milletin parası ile o koltukta oturuyor.

 

-E.A.: Onda vicdan mı var?! Her saltanatın sonu var. Kim güçlüyse onu yalarlar. ABD işgal etse onu da savunur.

 

-EYT Y.P.: 5200 gün isteyip 9000 günde dahi verilmeyen hak mı? Müslümanız diye dolaşmasınlar.

 

-D.B.: Emeklilik hakkımızı gasp ettiler. Bizi haraca bağladılar. Suriyelilere 25 milyar dolar harcadılar. Bu resmen alay etmek.

 

-D.O.: Nedense devleti batıran, emekli, memur işçi oluyor. Ayakkabı kutusuyla dolaşanlar, yandaş müteahhitler, (kuş gribi masalıyla) yumurta ve mısır ticareti yapanlar ne yapıyor acaba?

 

-H.Ö.: Allah sizin belanızı versin inşallah.

 

-S.G.: Bunca prim nerede? Burnundan gelsin.

 

-M.D.: Hakkımı 550 vekile helal etmiyorum.

 

-R.Ç.:  2 senede kendileri emekli oluyor. Bir dünya maaş alıyor. Bu vicdana sığıyor mu? Hakkım öbür dünyada haram olsun.

 

-H.K.: Arkadaşlar bizim tek yapacağımız, sandıktan çıkarmayacağız.

 

-Y.K.: 550 vekil sadece 2 ay maaş almasın, iç savaş çıkarırlar Alimallah.

 

-T.B.: Ya Rabb canımı acıtana, haksızlık yapana şahit ol. Zalimlere fırsat verme ya Rabb!

 

-Y.A.: 17 yaşından beri çalışıyorum. Bir tatil yüzü görmedim. Kestiğiniz her kuruş çocuklarınızdan çıksın. 1300 TL ile geçim savaşı veriyorum. İçi boş devlet okulunda çocuğumu okutuyorum. Yaz siz ne yapıyorsunuz? Allaha havale ediyorum hepinizi.

 

-E.S.: Bizi emekli etmiyor, gençlere iş alanı yaratmıyor. Bu hükümet, ne yaptığının fakında mı?

 

-Y.K.: Bu adamlar Nato kafa Nato mermer. Hiçbir şey tesir etmiyor. Allah kahretsin bunları.

 

-M.A.: 28 sene çalıştım, sağlığım bozuldu, cildiyeden rapor aldım. o raporla bile çalıştırıyorlar. Aylık almadan emekli olacağım. Hakkım hükümete zehir zıkkım olsun. 2 senem kalmıştı.

 

-D.P.: Türkiye Barolar Birliği EYT sorunu ile ilgilenecekti. Ne oldu? O da mı unuttu yoksa bizi?

 

-C.K.: Müslümanlığı kullanıp insanları kandıranlara söylüyorum. Bazılarını da maddi yardımlarla kandırıp o kadar senedir iktidarsınız. Bunca insanın hakkına girdiniz. Alınteri ile hak ettiklerini gasp ettiniz. Bunun acısı hepinizden bir şekilde çıkacak. Unutmayın bunu.

 

-A.M.: Tek çare artık meydanlarda olmamız şart. Başka çıkar yol yok.

 

-M.C.: Arkadaşım 6 sene önce emekli olacaktı. Şu an 5 ay kaldı. Ama gelen haber, kanser ve 2 ay ömrü kalmış. Nasıl vereceksiniz bunun hesabını ahirette?

 

-F.Ş.: Verdiği sözü unutana milletvekil denir.

 

 

Mehmet Akkaya / 26 Ekim 2016, Aydınlık