Mehmet Akkaya: EYT’lilere eleştiri...

Bu satırların yazarı işçi emeklisi... İşçiliğe ve de emekliliğe bihaber değil yani. Çalışırken de, emeklilikte de, ülkemizin, milletimizin ve işçi sınıfımızın çıkarlarını savundu.


Kendilerini, “Emeklilikte Yaşa Takılanlar” ya da “EYT’liler” diye adlandıran kesimi de, işçi sınıfının parçası ve haklı oldukları için savundu, elinden geldiğince.


Gazetedeki köşesini defalarca onlara ayırdı. Sadece kendilerini anlatmalarına yardımcı olmadı, sorunun toplumsal, tarihsel ve uluslararası boyutlarını ortaya koydu.


Bu boyutta ve önemdeki durumun, “bakan” dahi olsa bir kişinin tasarrufu olamayacağını, şaşkın bir hükümetin yol kazası da olmadığını anlatmaya çalıştı. Bunun, kamunun tasfiyesi, işçi sınıfının köleleştirilmesi ve sosyal güvenlik sisteminin çökertilmesi planı olduğunu belgelerle yayınladı. Emperyalistlerin bu şer plandaki rolünü belgelerle gösterdi.


Ulusal Kanal’daki programlarda defalarca EYT’lileri işledi. Diğer televizyonlar 10 dakika için bile yüklüce para isterken, Ulusal Kanal’da yüzlercesinin 1 saat, 2 saat konuşmalarını sağladı. Çeşitli illere giderek yaptı bunu. Yol ücreti, konaklama talep etmedi. Yüksünmedi, “Şunu yapıyorum” diye başa kakmadı. Görev bildi, öyle davrandı.


İyi güzel de, bugün niye yazıyor bunları?


Birazdan okuyacakları eleştiriyi yazanın, dostları olduğunu bilmeleri için.


*


Bir soru; EYT’lilerin sayısı ne kadar?


EYT’lilere göre 8 milyon, Bakan’a göre 800 bin... Bakanı doğru sayalım.


Peki EYT’liler, bırakalım 8 milyonu, 800 binin büyüklüğü üzerine yeterince düşünmüş müdür? Ya da 800 binin en az 3 milyon seçmen ettiğinin farkındalar mı?


Sanmıyorum.


Nutuk atarken, “Şu kadar kişiyiz” demekle yetinilir. 20 yıldır hem de.


Bu yüzden de iktidarlar ciddiye almaz. “Nasıl olsa tıpış tıpış gidip bize oy verecekler” denir. Meclis muhalefeti de ciddiye almaz. Ara sıra bir şeyler söylenir, o kadar.


Neden birleşemiyor, ortak davranamıyorlar?


Birinci sebep, sorunlarının toplumun ve ülkenin sorunlarının parçası olduğunu görmeye yanaşmama. Bu kavrayışın yetersiz oluşu, bilincin eksikliği değil, bencillik. Eee ne kadar ekmek o kadar köfte. İşçi hareketi, sendikalar ve meslek örgütleri de EYT’lilerin sorunlarına sahip çıkmıyor.


İkincisi, kitlesel bencillik bireysel bencilliği de körüklüyor.


“EYT’lilerin derdini çözsün de, başkası ne olursa olsun. Hatta işçiye, köylüye, esnafa, ülkeye ve millete kötülük etsin, önemli değil.” Böyle düşünenlerin küçümsenmeyecek oranda olması boşuna değil.


Üçüncü sorun, kolektif üretim ve birlikte çalışma kültürünün olmayışı. Küçük dağları ben yarattım kibri en çabuk depreşendir. Öne çıkamayan da, öndekinin paçasını çekiştirmekle meşguldür. İstanbul, Ankara, İzmir gruplaşmaları, neredeyse kangrendir.


Bütün bunlar, o devasa kitlenin birleşmesini engelliyor. Bunu amaçlayan ise, daha başlarken pişman oluyor. “Neden bir araya gelemiyor, rüzgâr yaratamıyoruz” diye kafa yoran, iki elin parmaklarını geçmez. Dedikodu, gruplaşma ve paçadan çekiştirme, niyetleneni çabucak yıldırır. O da diğerlerine benzer, ya da yılıp kenara çekilir.


Sosyal medyadaki 120 bin kişiye ulaşan gruplarına rağmen, onu bile değerlendirmekten yoksun olunca, ortaya yalvarıcılar topluluğu çıkıyor.


Daha da vahimi, bırakalım 8 milyonu, 120 binin bile farkında olmayan, celladına âşık bireyler halinde olmak…


“Sayın Bakanım bizi unutmayasın haaaa...”


Bakan cevap veriyor: “EYT’lileri emekli etmek vicdana sığmaz. SGK batar.”


Birisi de, “SGK’yı batıran, SGK’nın alacağını 18 defa affedendir. BES adlı şirketleri türetip palazlandırandır. Haraç kanunu çıkarıp herkesten bu kumarhanelere haraç toplayandır” demiyor.


Ne diyorlar?


“Sayın Cumhurbaşkanım, n’olur bir randevu. Allah rızası için...”


Karşıdaki ise, bir değil, iki, üç, beş yıl değil, 14 yıldır iktidarda olan, 14 yıldır EYT gaspını kuvvetlendiren, bütün kamu kurumlarını satıp savuran, ülkeyi taşeron cehennemine çeviren, kölelik büroları kuran, ruhsat veren, kıdem tazminatını kaldırmaya çalışan değildir sanki.


Böyle davranıyor, böyle bakıyor EYT’li.


Dahası, “EYT’liyiz” diye 14 yıldır feryat etmelerine sebep olan partiye, büyük kısmı oy vermektedir.



Not: EYT dostunun acı sözleri yarın devam edecek.