Mehmet Akkaya: CHP’deki ‘Devrimci demokratların’ boru mücadelesi

“Ne bileyim, sonuna kadar Cumhuriyet Halk Partisi'nin benim partim olarak kalacağını?”. Atatürk 1935’te böyle demiş.Bugünlerde öyle şeyler var ki, duysa, Atatürk’ün kemikleri sızlar. Ümit Kocasakal’ın CHP’ye başkan olma niyeti için, geçenlerde şöyle demiştim:

 

“Süheyl Batum'u, Birgül Ayman Güler'i, Emine Ülker Tarhan'ı partiden atan, bir kişinin bile arkalarından gözyaşı dökmediği, Dilek Akagün'ü disipline veren, Türker Ertürk'ü il başkanı bile seçmeyen CHP'nin, Ümit Kocasakal'ı Genel Başkan seçeceğini sanmak, sadece abesle iştigal ve saflık değil, boşa harcanmış zamandır, millete yanlış umut vermektir.”

 

Diyeli daha birkaç gün oldu ki, Atatürk’ü yeniden anımsadım. Şu sebepten;

 

Sorun CHP’lilere “kimsin” diye, kırk ayrı tarif duyarsınız. “Demokratım” der, ne demekse “çağdaşım” der, “sosyal demokratım” der… Der ha der. Hepsi aynı kapıya çıkar oysa. Atatürkçülüğü avam bulan bir züppelik ve körleşmedir hepsinin tarifi. “Atatürkçülük” ise vebalı söz sanki.

 

Şimdilerde bir tanım daha türedi CHP’de. Hepsinden afili hem. “Devrimci demokrat” diyorlar zatıalilerine. Öylesine demokratlar ki, ellerindeki bütün pusulaları denize atmışlar, bildiklerinin tamamını sıfırlamışlar. Devrimcilik de radikal adım atmak değil mi zaten?

 

Arkadaşlar, öylesine büyük adım atmışlar ki, dağarcıklarında Atatürk’e dair bir ibretlik olay, bir tek cümle kalmamış. Zor zamanlar nasıl aşılmış, o pratiklerden hangi tecrübeler çıkmış, bugün örnek almamız gerekenler nelerdir? Hepsini, hepsini silmiş, tertemiz olmuş cancağızlar. İlk devrimci adım bu tabi. Sonra,ikinci “devrimci” adım...

 

Bu kez, emperyalizmi yeryüzünden silmişler. Böyle bir olay yok gayri. ABD, AB, ekonomik, siyasal ve askeri örgütlenme, savaşlar, darbeler, işgaller, ülkeleri parçalama, hepsinden kurtulmuşlar.

 

Üçüncü devrimci adım, bütün sorunları sadece Tayyip’e göre tarif etmek olmuş. Tayyip öncesi ve Tayyip sonrası var şimdi. Sadece Türkiye’de sanmayın. Dünyada da öyle. Başka hiçbir gücün etkisi ve rolü yok artık. Ve çok güçlü hem de, çokkk. Laf aramızda “nasıl devireceklerini daha bulmuş da değiller. Yoğun çalışma var, 15 seneye kalmaz bulunacak, merak etmeyin. Diyim yani.

 

Dördüncü “devrimci” adım ise daha egzotik. Bir çırpıda sınıf mücadelesinden kurtulmuşlar. Özelleştirme, çöken köylülük, işçilerin köleleştirilmesi… Banal şeyler bunlar. Yüksek işlerle uğraşıyor arkadaşlar. Boru değil, demokrasi adlı ulu bir mücadele yani.

 

E tabi “demokrasi” için beşinci “devrimci” adım gerekiyor. Ulus, millet, üniter devlet, emperyalizme karşı milli birlik… Derhal bu kavramlar da terkedilmeli. Hem millet de neymiş? Faşist sözler bunlar efendim. Büyük başın derdi büyük olur bir kere. Kürt, Türk, Laz Çerkez diye böl milleti, rahatla. Hem daha “Dersim utancıyla yüzleşemedik”. “Sonra iç savaşı derhal bırakıp, hemen barışmak lazım”. Açılım ne güzeldi. 

 

Şaka sandınız değil mi?

 

Keşke şaka olsaydı. CHP’deki “Devrimci demokratlar” adlı grubun, 9 Ekim 2016 tarihli forumunun fotoğrafını sundum.

 

Fikri Sağlar, Ali Şeker, Niyazi Nefi Kara, İdris Yıldız Mehmet Tüm, Gülseren Onanç, Rıza Türmen, Ercan Karakaş, Rıdvan Budak, Süleyman Çelebi gibi eski ve yeni milletvekilinin, Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün, katıldığı ya da destek verdiği toplantıya 1000 kişi katılıyor. 45 kişi konuşuyor. Yarım saatlik açış konuşmasında, “çok konuşup hiçbir şey söylememe” ustalığını başarıyla sergileyen Suat Özçağdaş adlı biri yönetiyor.

 

Toplantının sloganı “Başka Bir Türkiye Mümkün.” ÖDP’den çalınmış slogan olması bir yana, “gidin zavallı bir slogan bulun getirin” deseniz, bu olabilirdi ancak. 

 

Atatürk, Altı Ok, Kurtuluş Savaşı, bağımsızlık, emperyalizm, ABD, Büyük Ortadoğu Projesi, millet, ulus, üniter devlet, PKK, Suriye… Bunlar yasak kelimeler. Bir tekini bile ağzına almıyor konuşmacılar.

 

Bunları dağarcığınızdan çıkarınca ne olursa o oluyor. Gönüllü efsunlusu olduğunuz Tayyip kalıyor ve PKK’ya kalkan olmak kalıyor sadece.

 

İstanbul’daki 1000 CHP önde gelenindeki bu ortalama durumu, CHP merkezi bilmiyor derseniz kargalar bile güler. Sorun, kim, nasıl efsunladı bunca CHP’liyi?

 

Kim, nasıl uzaklaştırdı Atatürkçülükten tıpış tıpış?

 

Ve “devrimci demokratlık” denilen zavallılığa, neden ve nasıl savruldular.

 

 

Mehmet Akkaya / 12 Ekim 2016, Aydınlık