Mehmet Akkaya: 'Çabalama bay düzenbaz!'

Aşık İhsani’nin “Taban uyanıyor taban” türküsü böyle başlıyor. Başlığa da cuk oturdu. Konu Amerikan devleti ile milletimiz arasındaki ilişki. Kendimi bildim bileli Amerika ile yattık, Amerika ile kalktık. Ordudan bürokrasiye, sendikacılıktan ziraata, eğitimden süt tozuna, kıyafetten müziğe, spordan dine, hamburgerden beyzbola kadar her şeyde, Amerika gibi yaşamak, giyinmek, düşünmek, onlar gibi eğlenmek, hatta tıkınmak için... Ne çok uğraşmış Amerika bizi kendisine benzetmek için.

 

Benzetmenin en hızlı yolu diye, çuval çuval film getirmişler Amerika’dan. “Yiyin gayri” misali. Bir Yeşilçam, bir Hollywod... Çarpışan ikisi. Amerikalının filmi sade propaganda...

 

Bir kere en güçlü Amerika... Kafa tutmayacaksın. Vurdu mu iki seksen uzatır. 10-15 kişinin arasına dalar, ufak sıyrıkla çıktığında hepsi yerde yatmaktadır. Sineği gözünden vuran odur, en iyi uçan, en iyi kaçan, en yükseğe zıplayan, en, en, en... O yüzden, Amerikalı ne derse, yap en iyisi. Filmin iyi oğlanı ya da kızıdır. Fesat, kötü, katil, hep diğerleri... Vietnamlı, Iraklı, Afgan, Çinli, Rus, hepsi tu kaka.

 

Yakışıklıdır Amerikalı, esas kızı sadece o kapar.

 

Ya kovboy filmleri? Meyhanenin önünde yaylanan sandalyede kaykılmış, tekerli şapkayla yüzünü kapatmış uyurken, arkadan gelen kötü adamın elini silahına attığını şıppadanak anlıyor ve silahı çekip, dan dan dan... Off ne yaman kovboy (!)

 

Ya tükürmeler? Tütün çiğnemekten diyorlar. Ama filmde çiğnemeyen de tükürüyor. Hem de kameraya doğru. Belki de sevgi ifadesi. Sokakta yürürken, birini vurmazdan önce, sevmediği biri ile karşılaşınca, sevdiği ile karşılaşınca, hızını alamamışsa kadınla tanıştırıldığında... En sosyal mekân sayılan meyhanenin en vazgeçilmez aksesuarı da tükürük okkası değil midir?

 

Kızılderililer, “tütünü çiğneyip sağa sola tükürmeyin, sarın, barış çubuğu yapın, tüttürün” demiş, medeniyet öğretmek istemişler. Kıymışlar milyonlarcasını Kızılderililerin.

 

Senelerce izlettiler, “Vahşi batı”nın silahşorlarını ezberlettiler, ama tükürüklü kovboy yapamadılar bir türlü.

 

Düşünün, Beyzbol konulu kaç filmden kaç tane izlediniz? En az on, değil mi? Sevdiremediler yine de. Bizim çelik çomak bile daha konulu, daha asil sanki.

 

Amerikan futboluna ne demeli? Kovboy zamanına ait haydutça ne varsa, bu “futbol” denen şeye uyarlamışlar. Omuz vurmak, çelme atmak, yumruklamak, yüzüne karşı küfür etmek, yere yıkıp üstünde tepinmek, on kişi birden birinin üstüne çullanmak... Ulan bu spor dediğiniz haydutluğu değil on, beş yüz kere gösterseniz millete, bir kişide bile hoşluk yaratabilir misiniz? Bizim mafya bile size gülüp geçiyordur kesin.

 

İşte böyle, kültürümüzü sevdireceğiz, “Küçük Amerika” yapacağız diye, ne işkenceler yaptılar seneler boyu. Bir zıpırlık türedi son zamanlarda. Kaykılarak yürüyen, pantolon kemeri kıçının üstüne kadar inmiş bir şolpan, diğer şolpana “Heyyy dostum naber?” diyor. Ulen sizin dostluğunuzdan ne olur? E baktılar ki kovboyla, silahla, tükürükle olmadı, beyzbolu, Amerikan futbolunu dayadılar yine olmadı, bodoslamadan, kestirmeden giriyorlar gayri. Ama seçtiği tip bile Amerikanca ve absürt. “Dostum” derken üstüne öyle bir basıyor ki, aslında küfür ettiğini anlıyorsun.

 

Çöldesin mesela. Ya da Sibirya bozkırında, olmadı Antartika buzulundasın. Aniden Beyaz Saray’ı görüyorsun ekranda. “Zekamızla dalga mı geçiyor” diye kızacak olursun. Sonra “amannn neyse film işte” der geçersin. Ama bitmez böyle saçmalıklar.

 

Başka ilgisiz bir yerde mimari şatafatıyla bir kilise gösterirler sana. Komedi filmi diye izliyorsun ya, olmaz, bu kadar da sokuşturma olmaz dediğin durumdur izletilen.

 

Sonra zincirde bir haç görürsün. Hipnotize edercesine sallanmaktadır.

 

Ya bayrağa ne demeli. Amerikan bayrağında kaç yıldız olduğunu bebelere bile ezberlettiler. Beyaz Saray, kilise, Amerikan bayrağı, Özgürlük Heykeli, haç kolye, çarmıha gerilmiş İsa, kilise korosu.... Ne çok figür ile beynimizde bilinçaltı yaratmaya çalışmışlar meğer.

 

Kaç sene geçmiş böyle? Ben diyeyim 60, siz deyin 80. Ama bir türlü benzetememişler kendilerine. O hoyrat kültürlerini, simgelerini bize.

 

Hamburgeriniz bile geri tepti tükürüklü kovboy. Demedi demeyin.

 

İhsani baba ne demişti; “Çabalama bay düzenbaz”

 

 

Mehmet Akkaya / 6 Ekim 2016, Aydınlık