Mehmet Akkaya: Atatürk’ün kurduğu bankaları neden ve nasıl yıktılar? - 2

Atatürk’ün kurduğu bankalara neden düşmanca saldırdıklarını, birinin bile ayakta kalmasına tahammül etmeyecek kadar satıp savurduklarını, kapattıklarını dün, Sümerbank, Emlak ve Eytam Bankası ile Sanayi ve Maadin Bankası örnekleri ile anlatmaya başlamıştık. Sadece bankalarla yetinmediklerini, bankaların kurduğu işletmelerin de lime lime satılıp kapatıldığını, satarken de mahkeme kararlarına bile uymayacak bir kinle davrandıklarını görmüştük.

 

Atatürk’ün bankalarının başına ne getirdiklerini yazmaya devam ediyoruz.

 

 

ETİBANK

 

1935’te Atatürk kurdu. Yeraltı kaynakları, endüstriyel hammadde ve enerji üretmesi, bunlar için gerekli sermayeyi bulması amaçlanıyordu.

 

ETİBANK olanakları, 1937’de Kozlu Kömür İşletmeleri ve 1938’de Murgul Bakır İşletmeleri’nin yabancılardan millileştirilmesini sağlamakla kalmadı; MTA, Elazığ Şark Kromları, Divriği Demir Madeni, Ergani Bakır, Ereğli Kömür, Garp Linyitleri, Murgul Bakır İşletmeleri’nin kurulmasını ve işletmeye açılmasını da sağladı.

 

Ama 80 sonrası, diğer bankaların ve işletmelerin başına gelen ETİBANK’ın da başına geldi. Amerikancı programın hükümetleri, ETİBANK’a ve bünyesindeki kurumlara da saldırdılar. Hem de taş taş üstünde bırakmayacak bir düşmanlıkla.

 

ETİBANK’ta da önce bankadan başladılar saldırıya. Bankaların yarattığı kurumların can damarını da kesmiş olacaklardı böylece.

 

ANAP-DSP Hükümeti, ETİBANK’ın bankasını 1998?de Dinç Bilgin ve Cavit Çağlar’a sattı. 2000’de TMSF bankaya el koydu. Sonra, diğer el koyduğu bankalarla, İNTERBANK ve ESBANK ile birleştirdi. Daha sonra da yine el konulan bankalardan BAYINDIRBANK altında birleştirdi. 2005’te ise, BAYINDIRBANK’ın adı Birleşik Fon Bankası oldu.

 

ETİBANK’ın bankası, ilk satışından itibaren top gibi oynanan, sonra varlığına son verilen bir Cumhuriyet bankası olarak anılarda kaldı. Ama saldırı bitmedi. ETİBANK’ın yarattığı madenlere ve işletmelere de saldırdılar.

 

Bankayı satan ANAP-DSP Hükümeti, Sivas Demir Çelik İşletmesi’ni, Konya Krom Manyezit’i, Karadeniz Bakır İşletmeleri’ne (KBİ) ait 246 arsayı da sattı.

 

DYP-SHP Hükümeti, AEG-ETİ’yi, KÜMAŞ’ı, Celaldağ, Pozantı ve Koyulhisar Maden Sahaları’nı, Elazığ Sodyum Bikromat İşletmesi’ni sattı.

 

DSP-MHP-ANAP Hükümeti, Murgul Bakır İşletmesi Asit Tesisi’ni sattı.

 

AKP Hükümetleri ise, ERDEMİR, İSDEMİR, Divriği, Hekimhan ve Deveci Demir Madenleri Eti Elektrometalurji, Eti Gümüş, Eti Bakır, Eti Krom, Çayeli Bakır, KBİ’nin Samsun ve Murgul İşletmeleri’ni sattı.

 

En son Ankara Sıhhiye’deki ETİBANK Genel Müdürlüğü’nün devasa binasını yerle bir ettiler.

 

Koskoca ETİBANK’tan geriye, sadece Bor madenlerinin işletmesini yürüten bir maden-kimya işletmesi kaldı.

 

  

DENİZBANK

 

1937’de, Türk denizcilik sektörüne finansman sağlamak için kuruldu.

 

Aynı ihanet yaşandı Denizbank’ta da.

 

Önce 1997’de Zorlu Grubu’na satıldı. Bankanın denizcilik sektörünü destekleyen özelliği tasfiye edildi, para piyasasının sıradan spekülatörüne dönüştürüldü.

 

2002’de TARİŞBANK ile birleştirildi. Sonra Belçikalı DEXİA, sonra da Rus SBERBANK’a satıldı. Atatürk’ün kurdurduğu banka, 2012’den beri Rus SBERBANK’ın.

 

Bugün, Türk devletinin denizcilik sektörünü destekleyen bir bankası bulunmamaktadır.

 

 

HALKBANK

 

1933’te kuruldu. Amaç, küçük ve orta büyüklükteki esnaf ve sanayiciyi desteklemekti.

 

Amerikancı hükümetler Halkbank’a da çorap ördüler. “Halka arz” adıyla sattıkları hisselerinin oranı yüzde 49’u buldu. Kalan kısmını da, 2017’de Kamu Varlık Fonu çuvalına attılar.

 

 

YEREL BANKALAR

 

1923-1938 arasında 35 yerel banka da kuruldu. Yöresel farklılık gösteren tarımı, bölge esnafını kalkındırmak, bazen de halkın dayanışmasını sağlamaktı amaçları. Cumhuriyet, halkın bu bölgesel girişimlerini destekledi, önlerini açtı. Ancak Atatürk’ten sonra, özellikle de çok partili dönemden itibaren, kimi kapandı, kimisi de büyük bankalarca yutuldu.

 

***

 

Atatürk’ün bankacılığı, sanayi, tarım, toplumsal kalkınma ve bireysel refah planının parçası idi. Cumhuriyetin Halkçılığı idi, devletçiliği idi.

 

Atatürk’ün halkçılığını ve devletçiliğini yıkanlar, bankacılık piyasasını, büyük kısmı yabancılara ait olan, esas amaçları türlü hokkabazlıklarla insanların cebindekilere el koymayı amaçlayan spekülatörlere teslim ettiler.