KESK, DİSK, TMMOB, TTB ve HDP, HDP destekçisi “sol” örgütlerle ortak çağrı yapıyor. “Savaşa İnat, Barış Hemen Şimdi!” , “10 Ekim’de Ankara’da Emek, Barış, Demokrasi Mitingi’ndeyiz!”
Mitingin adındaki “Emek” sözü, aldatmaca... Çağrı metninde emek adına bir tek talep yok. Ne taşeronlaşma, ne esnek çalışma, ne özelleştirme... Şu sıra satılmak istenen 13 santral da umurlarında değil.
Emek sözü, işçi sınıfını bölücülüğün kuyruğuna takabilmek için konmuş. Takiyye yani.
***
35 yıldır sürdüğünü söyledikleri savaş için “sarayın savaşı” diyorlar. 13 yıllık AKP dönemini çıkardığınızda, kalan 22 yıl hangi saray içindi? Cevap yok.
Başka bir komedi ise, savaş varsa bir yerde, taraflarının da olması lazım. Ama 10 Ekimciler için karşı taraf diye bir şey yok. PKK’yı ve Amerika’yı gizlemek için o kadar çırpınıyorlar ki.
“AKP iktidarına karşıyız” diyorlar, ama 13 yıldır iktidar ortağı gibi çalışan, açılımları beraber yapan, beraber Anayasa değiştirmeye kalkan, Haziran Ayaklanmasında AKP iktidarını kurtarmak için eylemlere müdahale eden HDP’ye destek vermekten gocunmuyorlar.
Bu durumda Saray’ın ortağının ve kurtarıcısının destekçisi oluyorlar. Bu kadar ibretliktir durum.
***
Gelelim şu barış meselesine.
Roma İmparatorluğunun egemenliği altıda yaşamayı kabul ediyorsanız, kılıcına boyun eğdi iseniz, barış neden bozulsun? Pax Romana bu değil miydi?
İngilizler 16 Mart 1920’de Meclis-i Mebusan’ı neden işgal ettiler? “Barış” için değil mi?
Fransızların, Antep, Maraş, Adana ve Urfa’da, silahlandırdıkları Ermenilerle beraber egemen kılmak istedikleri “barış” değil miydi?
Yunanlılar, İzmir’den başlayarak Polatlı’ya kadar topları ve askerleri ile ilerlerken köyleri yakıp yıkarken dertleri “barış” değil miydi?
İtalyanların Akdeniz bölgesini işgalleri de aynı sebeple idi.
Onurunuz yok ise, sömürgeciliği, sultayı, mandayı içinize sindiriyorsanız, örneğin Fransız, İngiliz, Yunan ve İtalyan çizmeleri altında yaşamaktan rahatsız olmuyorsanız, Kurtuluş Savaşı’nda dökülen kanı anlamsız sayarsınız. Çanakkale Savaşı diye bir savaş olmaz, İngiliz gemileri Boğazları geçer giderdi.
Pax Americana da (Amerikan barışı), Amerikan jandarmasının dünya egemenliği değil midir? Kore, Çin, Vietnam, Laos, Kamboçya, Afganistan, Pax Amerikana’ya itiraz etmeseydi, onca insan ölür müydü?
ABD, Irak’ta 1,5 milyon Arap’ı “barış” diye öldürdü, yüzbinlerce kadının ırzına “barış için” geçti, Suriye’yi “barış için” parçalamak istiyor.
PKK da, “barış” için 40 bine yakın insanın ölümüne sebep oldu.
***
10 Ekim mitingine çağıranlar, AB emperyalizmini yok sayıyorlar.
ABD emperyalizminin Büyük Ortadoğu Projesi ile Türkiye’nin de içinde olduğu 24 ülkeyi parçalama ve yöneticilerini boyunduruk altına alma planından söz etmiyorlar.
Obama’nın PKK için “kara gücüm” demesine gocunmuyorlar. “Eğit-Donat Projesi ile PYD’yi” Suriye ve Türkiye’yi parçalamada kullanmak istediklerine dair açıklama da umurlarında değil. ABD’nin Delta Force Birlikleri, PKK ile CIA’nın iç içe çalışması, PKK saflarındaki Amerikan askerleri, rahatsız etmiyor.
“Türk ordusu operasyonları kessin” diyorlar.
Peki, PKK silahı bırakıp örgütü dağıtsın mı?
Hayır, o devam edebilir.
ABD ve PKK, Türkiye ve Suriye’yi rahatça parçalayabilir. ABD sömürgesi bir Kürdistan kurulabilir.
Yeter ki buna karşı çıkılmasın, “barış” olsun.
Sevsinler sizin barışınızı.
Sizin barışınız Pax Americana’dır.
***
Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Hacı Bektaş Kültür Vakfı da, Pax Americana’nın kuyruğuna takılmışlar.
Büyük bir gaflettir bu.
Mehmet Akkaya / 7 ekim 2015, Aydınlık