Ferit İlsever: Amerikan sistemi Gladyo’ya çalışıyor!

ABD Anayasası’na göre Kongre; savaş çıkarmaktan, vergi koymaya ve toplamaya, para basmaya ve ordu kurmaya kadar olağanüstü yetkilere sahiptir.

ABD Anayasası’na göre Kongre; savaş çıkarmaktan, vergi koymaya ve toplamaya, para basmaya ve ordu kurmaya kadar olağanüstü yetkilere sahiptir. Sistem yapısı gereği, örgütlü bir gücün bu kurumlara yerleşmesine şans tanımaktadır

 

21. Yüzyılda Gladyo’yu incelemek için, bu merkezi özellikle 2000’lerden sonra üç alanda incelemek gerekir: Siyasi, Askeri ve Ekonomik. Gladyo bu üç alandaki gücünün eşgüdümüyle vardır. Ama belirleyici olan en temeldeki, ekonomik düzlemdeki varlığı ve gücüdür. Diğer düzlemlerdeki varlığını bu temeldeki gücü belirliyor. Biz de bu yazı dizisinde daha çok bu temel gücün incelenmesine yoğunlaştık.

 

ABD emperyalizminin gerilemesinin ilk somut işaretleri siyasi ve askeri alanda görülüyor. Tabii bu gerçekler aynı zamanda temelin sarsıldığına işaret ediyor. ABD Savunmada!

 

 

SAVUNMADA SİYASİ PLANDA GERİLEME

 

ABD emperyalizmi, 2000’lere dünyanın tek efendisi olma iddiasıyla girdi. Ama özellikle Batı Asya yenilgilerinden sonra bu gücünü ve iddiasını büyük ölçüde kaybetti. ABD’nin 90’lı yıllardan sonra başını çektiği Mafya-Gladyo sistemi uluslararası siyaset alanında yenilgiye uğradı. ABD tecrite gidiyor.

 

Dünyanın ve insanlığın geleceği Asya’da şekilleniyor. Çin Halk Cumhuriyeti ve Asya merkezli ezilen ve gelişmekte olan ülkelerin birliği, siyasi plana ağırlığını koydu. Son olarak Hindistan ve Pakistan’ın da Şanghay İşbirliği Örgütü’ne katılmasıyla, Asya eksenli siyasi ve askeri merkez, insanlığın geleceğinde belirleyici olduğunu bir kez daha ilân etti. Böylece Asya, Afrika ve Latin Amerika’da bağımsızlık ve özgürlük değerleri yükseliyor. Türkiye de giderek bu değerlere daha sıkı sarılmaktadır.

 

Bu koşullarda dünyamız son yıllarda ABD-İngiltere merkezli ataklara tanık oldu. Gelişen ve gelişmekte olan ülkelerle Avrupa, bu merkezin başta Türkiye’deki darbe girişimi olmak üzere, Suriye-Irak operasyonlarını ve Avrupa’ya yönelik tehditlerini püskürttü. Böylece Avrasya Birliği gerçekleşiyor. Amerikan halkı içinde de Gladyo merkezinin baskılarına tepkiler yükseliyor.

 

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 2017 Davos Konferansı’nda, “Küresel finans çevrelerinin, aşırı kâr hırsıyla yenilgiye uğradığını” ilân etti. Çin Komünist Partisi yayın organı Global Times da 14 Nisan 2007 tarihli sayısında bu gerçeği, “ABD’nin artık küresel meselelere yön verecek gücü kalmadı. Beyaz Saray bunu fark etmek zorunda” ifadesiyle vurguluyordu.

 

 

ABD’DE GLADYO GERÇEĞİ

 

Şimdi bu uluslararası tablonun yanı sıra, Gladyo Merkezi’nin bugünkü gücünü ve geleceğini görmek açısından, biraz da Amerika’nın içine mercek tutalım. Yukarıdaki siyasal tablo Cumhuriyetçi Arizona Senatörü John McCain önderliğindeki ABD Derin Devleti’nin güç ve inisiyatif yitirmesini de beraberinde getiriyor. ABD’de Gladyo’nun siyasal yapılanması genel olarak “Şahinler” tarafından temsil ediliyor ve Senatoya bağlı komitelerden başlıyor. Ekonomik, siyasal, toplumsal ve kültürel alanlarda kurulu komiteler, yönlendirdikleri yürütme organlarıyla birlikte ABD’deki gerçek iktidarın çekirdeğini oluşturuyor. Cumhuriyetçi ve Demokrat Partili senatörlerin oluşturduğu bu komiteler yıllardır Şahinlerin kontrolünde bulunuyor.

 

Bu yapının özellikle 90’lı yıllardan sonra gerçek iktidarı temsil ettiğini vurgulayalım. ABD Anayasası’nın ilk maddesi yasama yetkisini, Senato ve Temsilciler Meclisi diye anılan iki meclise ayrılmış Kongre’ye vermiştir. Kongre yine ABD Anayasası’na göre; savaş çıkarmaktan, vergi koymaya ve toplamaya, para basmaya ve ordu kurmaya kadar olağanüstü yetkilere sahiptir. Ayrıca Kongre, Başkan ve Yargı, güçler ayrılığı ilkesi nedeniyle birbirinden ayrı ve bağımsızdır. Sistem, yapısı gereği, örgütlü bir gücün bu kurumlara yerleşmesine şans tanımaktadır.

 

 

KURALLAŞAN UYGULAMA

 

Senato’ya bağlı 17, Temsilciler Meclisi’ne bağlı 19 Daimi Komite vardır. Yasa önerileri önce komiteye sunulur. Komite Başkanlarının kabul etmediği tasarı iptal olur. Komite kabul ediyorsa, tasarıyı ilgili komitenin alt komitesine gönderir. Yasa taslağı komitelerde ve her iki Mecliste onaylandıktan sonra Başkana gönderilir. Başkanın kabul etmesinden sonra yasalaşır. Başkan veto ederse, tasarının yasalaşması için Meclis’in 2/3 oy çokluğuyla kabul etmesi gerekir. Kongre ve Komiteler, Anayasa’da tanımlanmıyor. Burada yerleşmiş, adeta kanun haline gelmiş kurallardan söz ediyoruz. Bu uygulamaların özellikle 90’lardan, yani Mafya-Gladyo Sistemi’nden sonra “kurallaştığını” vurgulayalım.

 

 

SOVYETLER’İN YIKILMASIYLA CANLANDI

 

Anayasa’nın 20. Maddesi, “Halk, hükümetin yapısını değiştirme hakkına sahiptir” der. Bu ve benzeri maddelere dayanarak Mafya Sistemi’nin etkili şirketleri, yönetim üzerinde büyük ağırlık kurmuşlardır. Komiteler 90’lı yıllara kadar sessiz kaldıktan sonra, Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla canlandılar. Bu canlılığın temel nedenini, 90’lı yıllardan sonra özellikle ekonomik lobilerin harekete geçmesi oluşturuyordu. Mafya-Gladyo diktası böyle kuruldu. Bu diktatörlüğün temelini ABD Senatosu’na bağlı komitelerle, bu komitelere bağlı büyük şirketlerin lobilerinin birlikteliği oluşturuyordu. Tabi aynı önemde olmasa da, yine bu komitelere bağlı NGO’lar, “Düşünce Kuruluşları.” En önemlileri; Brooking Enstitüsü, Haritage Vakfı, Cato Enstitüsü, Amerikan Girişim Enstitüsü, Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi, Rekabetçi Girişim Enstitüsü vb. Bazılarını 15 Temmuz darbe günü Henri Barkey önderliğinde Büyükada’da yaptıkları toplantıdan hatırlıyoruz.

 

Özetle fiili karar mercii... Adeta fiili hükümet... Başkana bağlı kabine ve altındaki bağımsız kuruluşlar ise alınan kararları uygulamakla görevli. Kaldı ki, kabineyi ve altındaki kuruluşları da kongre kuruyor. Sonuç olarak, Kongrede ve ona bağlı Senato ve Temsilciler Meclisi’nde ağırlıklı olarak bulunmak iktidar olmanın ilk şartıdır. Gladyo Merkezi de yıllardır öncelikli olarak bunu yapmaktadır.

 

 

YÜRÜTMENİN AĞIRLIĞI

 

Buraya kadar ABD Derin Devleti’nin yasama organlarındaki gücünü inceledik. Bunların gücüne yürütmenin ağırlığını da katmakta yarar var. Yürütme düzleminde Bakanlıklardan daha etkili kurum Başkana doğrudan bağlı Ulusal İstihbarat Başkanlığı’dır (DNI). En üst istihbarat örgütü olan Ulusal İstihbarat Başkanlığı’na CIA, FBI, DIA ve diğer 17 istihbarat örgütü bağlıdır. Teşkilatın Müdürü Trump tarafından atanan İndiana Senatörü Cumhuriyetçi Dan Coats’dır. Ulusal İstihbarat Başkanlığı, ABD’de tüm istihbarata hâkim olması ve Başkanı yönlendirmesiyle, Derin Devletin en kritik noktalarından birini oluşturuyor. Onun bu işlevini Gladyo’nun Merkezi İstihbarat Ajansı (CIA), Fedaral Soruşturma Bürosu (FBI), Savunma İstihbarat Teşkilatı (DIA) ile, Genelkurmay Başkanlığı, Savunma Bakanlığı (Pentagon) ve buraya bağlı Ulusal Güvenlik Ajansı’ndaki (NSA) ağırlığı tamamlıyor. Ulusal Güvenlik Ajansı’nın ordu içinde örgütlü olması da, silahlı kuvvetler içinde etkili olmalarını sağlıyor.

 

Yukarıda açıkladığımız mekanizmayla, aynı zamanda silahlı kuvvetlerin başkomutanı olan Başkanla, ona bağlı Yönetim Kurulu, özellikle Ulusal Güvenlik Konseyi, büyük ölçüde kontrol altında tutuluyor.