Asimetrik-Siber Savaş’ın başarısı için, arkasında güçlü bir Silahlı Kuvvetler gerekiyor. ABD, bu alanda da güç kaybediyor. Halen dünyanın en güçlü ordusu ABD. Rusya Silahlı Kuvvetleri’nin gücüyle, ÇHC Silahlı Kuvvetleri’nin gücünün toplamı ABD’yi geçiyor
Asimetrik-Siber Savaş’ın bütün boyutlarıyla ilk uygulaması, 2007’den sonra Ergenekon-Balyoz operasyonlarıyla Türkiye’de sahneye kondu. Amaç açıktı; Türk Ordusu’nu itibarsızlaştırmak, yıpratmak, hatta Türk vatanseverlerinin öncü partisi Vatan Partisi’yle (o zamanki adı İşçi Partisi’ydi) birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tasfiye etmek. Ağır bir psikolojik saldırı altında Asimetrik ve Siber Savaş’ın piyonlara yaslanan, yalana, hileye, her türlü sahtekarlığa ve zorbalığa dayanan bütün yöntemleri uygulandı.
Daha ilk günden bunun, Amerikan emperyalizminin Türkiye Cumhuriyeti’ni çökertme amaçlı bir saldırısı olduğunu vurguladık. Operasyonlarda görevli ABD Adana ve İstanbul Konsolosluklarıyla, 35 CIA ajanının rollerini ve CIA’nın Emniyet ve TSK içindeki örgütlenmesi olan FETÖ’nün yaptıklarını belgeleriyle açıkladık. Yalan, dolanlarını teşhir ettik, psikolojik saldırılarını püskürttük. Silivri Cezaevi’nin kapısında on binlerle, yüz binlerle protesto eylemleri yaptık. 2014’te Silivri duvarlarını yıktık, çıktık.
FETÖ DAVASI’NDAKİ SAPTAMALAR
Bu olay sadece Silivri’deki yurtseverlerin özgürleşmesi değildi. Türkiye’nin özgürleşmesinin önü açıldı. Türkiye 2013-14’lerden itibaren yeni bir devrim dönemine girdi. Askerimiz, polisimiz ve korucularımız, PKK terör örgütünü hendeklere gömüyor. CIA’nın içimizdeki gizli örgütlenmesi FETÖ’nün kökü kazınıyor. IŞİD’le kararlılıkla mücadele ediliyor. Devletimiz gerek yurt içinde, gerekse bölgede ABD’yle adeta savaş halindedir. İşte bu tarihi dönem FETÖ Davası’na sunulan Genelkurmay Raporu’na da damgasını vurmuştur.
Rapor’da FETÖ öncelikle yabancı istihbarat örgütleriyle görüşmeler yapan bir “casusluk örgütü” olarak tanımlanmaktadır: “FETÖ, gücünü arkasındaki ülkelerden ve istihbarat desteğinden almaktadır.” “FETÖ yabancı devletler ve istihbarat örgütleriyle doğrudan ilişki içindedir.” (s.27)
FETÖ’ye ikinci suçlama, “Organize terör örgütü” suçlamasıdır. (s.7)
“NATO kadrolarına atanan FETÖ mensubu subaylar, milli ve askeri bilgileri NATO makamlarına servis ettiler.” (s.33, 37)
“Milli menfaatımızın söz konusu olduğu konuların, NATO’nun istediği şekilde gerçekleşmesini sağladılar” , “15 Temmuz Darbesi’nin bastırılmasından sonra, NATO nezdinde Türkiye’yi zor durumda bırakmaya çalışıyorlar.” (s.33)
“Son 5 yılda NATO’ya görevli gidenlerin sayısı sürekli arttı. Bunlardan 15 Temmuz darbesine katılanların oranı oldukça yüksek.” (s.36)
“Darbe girişiminden sonra, 2013 YAŞ’ında terfi eden generallerin tamamının FETÖ-PDY mensubu olduğu anlaşıldı... Bir ikisi hariç hepsi darbeye iştirak ettikleri için, TSK’dan ihraç edildi veya tutuklandı”, “Örgüt TSK’yı tasfiye stratejisini çok hızlı bir şekilde gerçekleştirmiş ve çok büyük oranda başarılı olmuştur.” (s.42)
GENELKURMAY RAPORU
Genelkurmay Raporu FETÖ’nün, “üst akıl” diye adlandırdığı ABD’yle ilişkilerini, darbeye hazırlık çalışmalarıyla, darbedeki rollerini ayrıntılı olarak açıklıyor.
2013 sonrası yaşadıklarımızla, tek başına yukarıda özetlediğimiz Genelkurmay Raporu bile, ABD emperyalizminin Türkiye ve bölgemizde Asimetrik Siber Savaş’ta yenilgiye uğradığını kanıtlamaktadır. Asimetrik Savaş’ta maskeler düşmüş, ABD emperyalizminin etnik ve dinsel bölücülüğü, bu amaçla kullandığı piyonlar açığa çıkmıştır.
Siber Savaş’ın merkezi ise Çin Halk Cumhuriyeti’ne kaymıştır. Çin’in son yıllarda yoğunlaştığı Bilimsel-Teknolojik Devrim, Gladyo’nun “Silikon Vadisi” efsanesini yıkmıştır. Bu koşullarda o Merkez 90’lı yılların sonlarındaki söylemleri yeniden gündeme getiriyor. ABD Ordusu’nun girişeceği savaş ve operasyon söylentileri, vekâlet savaşlarının önüne geçiyor. Ama ABD ve Ordusu 90’lı yıllara göre çok güç kaybetti.
RUS VE ÇİN ORDULARI ABD’Yİ GEÇİYOR
Asimetrik-Siber Savaş’ın başarısı için, arkasında güçlü bir Silahlı Kuvvetler gerekiyor. Asimetrik-Siber Savaş’ta yenilgiye giden ABD, bu alanda da güç kaybediyor.
Dünyanın en güçlü ordusu halen ABD Silahlı Kuvvetleri’dir. Rusya gücüyle ve silah ihracıyla ikinci sırada yer almakla beraber arayı kapatıyor. Öte yandan Rusya Silahlı Kuvvetleri’nin gücüyle, ÇHC Silahlı Kuvvetleri’nin gücünün toplamı ABD’yi geçiyor. Bu toplama Şanghay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) üye ülkelerin askeri gücünü de ekleyecek olursak, ortaya çıkan gücün ABD’nin askeri gücünden çok yüksek olduğunu söyleyebiliriz. ŞİÖ’nün askeri işbirliği kararını da bu arada hatırlatalım.
Dünyanın en güçlü ordularına sahip üç ülkenin askeri gücününün rakamlarla özeti yukarıdaki tablo gibidir.
ABD Silahlı Kuvvetleri
1,4 milyon aktif silahlı personel
50 bin kara aracı (Tank, zırhlı
araç vb.)
4,500 roket ve top sistemi
13 bin hava aracı (Savaş uçağı,
helikopter)
415 deniz aracı (Denizaltı vb.)
Rusya Fed. Silahlı Kuvvetleri
766 bin aktif personel
47 bin kara aracı
14 bin roket ve top sistemi
3,500 hava aracı
352 deniz aracı
Çin Halk Kurtuluş Ordusu
2,34 milyon aktif personel
14 bin kara aracı
9,726 roket ve top sistemi
3000 hava aracı
714 deniz aracı.