Emek ve Demokrasi için Güç Birliği Platformu kurulmuş. İçlerindeki Alevi derneklerine şaşırdığımı söylemeliyim. Ama gerisine bakınca kısa ve öz “Açılımcılar” demek yeterli. Bakın içlerinde kimler var: DİSK, KESK, TMMOB, TTB, DBP, DP, EMEP, EHP, ESP, HDP, HDK...
Hazırladıkları bildiride darbeye karşı olduklarını söylüyorlar ama yaşadığımız süreci zerre kadar anlamadıkları ortada.
Emperyalizme karşıtlık nasıl bir şey ki, onun maşaları ile kol kola girilerek sağlanabilsin? Bu açıklamanın altında akil adamlardan Lami Özgen’in, HDP’nin, HDK’nın da imzası var. Aklımızla dalga mı geçiyorsunuz? Gerçekleştirilmek istenen darbe girişimi ABD’nin dizayn ettiği, beslediği FETÖ tarafından yapıldı. Ancak ABD, Türkiye’nin bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne, cumhuriyete, laikliğe karşı sadece FETÖ’cüleri besleyip var etmedi. PKK ve onun siyasi uzantıları da aynı kaynağın ürünleri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanları.
Daha iki gün önce bu platformun bileşenlerinden HDP’nin başkanı Selahattin Demirtaş, grup toplantısında NATO’yu savunmadı mı? Emperyalizm NATO değilse nedir? Bu ne yaman çelişki? Emperyalizme göbeğinden bağlı olacaksın, açılımla Türkiye’nin parçalanmasını savunacaksın, “Sırtımızı PKK’ya, PYD’ye yasladık” diyeceksin, dünyanın başına bela olan NATO’yu savunacaksın sonra da emperyalizme karşı olduğunu iddia edeceksin. Emperyalizme karşıysanız bildirinizde neden ABD’nin bölücü politikaları yer almıyor? Neden ABD merkezli sömürünün karşısında güçlenen Avrasya seçeneğine hiç değinmiyorsunuz? Yazık ki bu oluşumun içerisinde işçi sınıfının örgütlerinin ismi de var. Bu onlar için bitişin sonuna geldiklerinin göstergesi.
ÇÜRÜYEREK ÖZGÜRLEŞİLMEZ
Oysa ki ne kadar özgürlükçüler, barış, demokrasi savunucuları. Darbecilerin safına bile düşmüş olsalar da yine de demokrasiyi, barışı, özgürlüğü savunuyorlar. Ama bir tek ulusalcılara, orduya, cumhuriyet yargısına ve bu çizgideki basına yapılan saldırılarda “OH” dediler. Çünkü onlar Türkiye Cumhuriyeti’ni tüm sınırları ve kurumlarıyla savunuyorlardı ve Atatürkçüydüler.
Hazırladıkları bildiride herkese özgürlük ve eşitlik istiyorlar. Bu ne kadar gerçekse bilemedim ama özellikle şu kadınlara özgürlük söylemine takıldım. Kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesi, çürüyen, her türlü değeri yok edilen toplumlarda nasıl olacak? Bu kadın hakları savunucuları işlerine gelen, cımbızla seçtikleri konularda avaz avaz bağırırken kadınlığın ırzına geçiliyor. Yozgat’ta akıl sağlığı yerinde olmamasından dolayı yıllardır tecavüze uğrayan kadını görmüyorlar. Özgürleşen kadın istismara uğrayandan daha evla.
Emperyalizme karşıtlık topyekün ve ulusal değerlere sarılarak verilir. Suya sabuna dokunmayan içi boş özgürlük söylemleriyle olmaz. Kadını, işçisi, askeri, polisi ulusal olanın yıkılmasıyla tutsak olur, öldürülür, tecavüze uğrar. Bölücülük emperyalizmin programıdır. Ülkeyi bölen, kadının özgürleşmesini değil, orta malı olmasını, kimliksizleşmesini savunur. Ya durmanız gereken yerde ABD emperyalizminin karşısında Türkiye’den yana durun ya da “Biz aslında Türkiye’nin karşısındayız” deyin.
Esin Ergenç / 12 Ağustos 2016, Aydınlık