Cengiz Çakır: Yeraltına su ekleme

Uygun alanları seçerek, hem yıkıma yol açan sel sularını disiplin altına alma hem de yeraltı su haznelerini takviye etme olanağı vardır

Yeraltı haznesinden çekilen suyun miktarı hazneye dolan sudan fazla olursa haznedeki su azalır ve taban suyu alçalır. Bu durum suya erişimi güçleştirir. Daha derinden su çekmek için güçlü pompalara ihtiyaç duyulur. Bunlar daha fazla enerji sarf edeceği için suyun maliyeti yükselir. Yeraltı suyu kullanan çiftçilerimiz elektrik faturalarının yüksek oluşundan yakınmaktadır. Banka hesabından çekilen para miktarı yatırılandan fazla olursa hesap bakiyesi azalır ve nihayet biter. Gelirinden fazla harcama yapan aile bütçesinin açık vermesi kaçınılmazdır. Benzer şekilde su bütçemiz de açık vermektedir. Yeraltı sularımız bu açığı geçici olarak kapatan tasarruf hesabı gibidir. Uzun erimde aşırı kullanılan yeraltı suyu da bitecektir. Bunu önlemek için yeraltı suyu miktarını artıracak bazı önlemler vardır. Aşağıda bazı önlemlere değinilmiştir.

 

 

GÜDÜMLÜ DOLUM


Tarım arazilerindeki sızdırma çukurları veya içitim (enjeksiyon) kuyuları yoluyla, yüzey sularını bilinçli olarak yeraltı haznesine doldurma işlemidir. Kış döneminde boşa akan akarsular bazı tarım alanlarına yönlendirilerek bol miktarda (600 mm veya daha fazla) su verilir. Seçilmiş meyve bahçeleri ve tarlalar sızdırma çukuru olarak kullanılır. Bu yoğun sulamanın bitkiler üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Yonca tarlaları ve badem bahçelerinde konu uzmanlarıyla birlikte denemeler yapılmıştır. Suyun derine süzülmesine elveren toprak koşullarında yonca ve bademin verimleri kışın yapılan yoğun sulamadan pek az etkilenmiştir. Hatta bazı koşullarda su salımı faydalı bile olmuştur. Bol miktarda su verilmesinin badem ağaçlarının köklerine olumsuz bir etkisi olmamıştır. Dolum amacıyla salınan suyun toprakta aşağıya doğru nasıl gittiği ve bu süreçten toprak bünyesinin etkilenme durumu incelenmiştir. Bu hususlar yanında, nitrat ve diğer tuzların taşınma durumunu daha iyi anlayabilmek için iki veya üç boyutlu jeofiziksel görüntüleme yapılmıştır. Su salımının topraktaki nitrat üzerinde etkileri toprak tiplerine göre çok farklı olmuştur (1). Aşırı su akımının yüzey topraklarına etkisi de önemlidir. Su yayılırken iri taneli parçacıklar önce çökelir. En son çöken kısım ince tanecikli olan kildir. Toprak yüzeyinde bir tabaka halinde kil birikebilir. Killi tabakalar suyu geçirmez. Sızdırma çukurlarının zamanla iş göremez hale gelmesi mümkündür. Süzek topraklara sahip uygun alanların belirlenerek yeraltı sularını takviye etmek için kullanılması akılcı gözükmektedir. Arazilerinde su dolumu yapılmasına izin veren çiftçilere bu hizmetleri karşılığında bir ödeme yapılması uygun olacaktır. Ayrıca taban suyu düzeyi alçaldığı için su çekilemeyen kör kuyuları da dolum amacıyla kullanmak mümkündür.

 

 

DAĞINIK SEL SULARININ DERLENMESİ


Nispeten küçük akaçlama (drenaj) alanlarında yol kenarlarındaki şarampol ve menfezler gibi küçük altyapıları kullanarak sel sularını toplayıp birtakım tekniklerle yeraltına sızdırma işlemidir. İklim değişmeye devam ettikçe, toplam yağışın artması beklenmediği halde - fazla akışa sebep olan – yüksek yoğunluklu fırtınalar daha sık görülecektir. Sonuç olarak akışa geçen suların toplanıp dolumda kullanılması önem kazanacaktır. Topoğrafya, bitki örtüsü, toprak tipi, derinsuyun (akifer) yeri ve yeraltı suyu düzeyine ilişkin verilere dayanarak sel suyu toplama projelerine uygun yerler belirlenir. Yoğun yağışlarda su havzasındaki toplam akımın küçük bir yüzdesinin bile toplanarak yeraltına sızdırılması dolumu önemli ölçüde artıracaktır. ABD’nin Kaliforniya Eyaletindeki Pajaro Vadisinde 700 dekar büyüklükte bir akaçlama (drenaj) alanından kurak geçen 2015 - 2016 kışında yeraltına 124 bin m3 ten fazla su sızdırılmış olup bu miktar dekara 177 m3 ‘e karşılık gelmektedir. Bu bölge su isteminin (talep) yüzde 85’ini yeraltı suyundan karşılamaktadır. Yeraltı sularının çoğu tarımsal amaçla kullanılmaktadır. 75 yıllık gözlemlere göre yıllık ortalama yağış 55 (+,-) 20 cm’dir. Yağışın çoğu Kasım ile Nisan arasında düşmektedir. 2014 yılında Kasım ayında 10 günde 20,9 cm yağış düşmüş bunun yarısı 10,9 cm‘si bir günde gerçekleşmiştir. Bu sırada 131 bin m3 su toplanmıştır. Arazinin 17 dekarlık kısmı sızdırma çukuru olarak kullanılmıştır. Toplanan su miktarı ile toplam yağış miktarı arasında sıkı bir ilişki yoktur. Yağışın yoğun olduğu durumlarda toprak doyduktan sonra akışa geçen su miktarı artmakta ve daha çok su birikmektedir. Mısır medeniyetinin Nil nehrinin taşkınlarına dayandığı bilinmektedir. Sel sularının faydalı olduğunu bizim çiftçilerimiz de bilir. Yetiştiğim kasabada Gedikli Çayı’nın boz bulanık akan sel suyunu elindeki kürekle tarlasına çeviren yerdeşimi (hemşehri) hatırlıyorum. ABD Nebraska’da 1950 yılında meydana gelen büyük selin ardından iki vadide yapılan gözlemler 10-15 santimetre çökelti olan yerlerde mısır veriminde üç yıl boyunca yüzde 45 ve daha fazla artış olduğunu göstermiştir (3).

Fazla masraf gerektirmeyen bu yöntemlerin ülkemizde kullanılması mümkündür. Uygun alanları seçerek, hem yıkıma yol açan sel sularını disiplin altına alma hem de yeraltı su haznelerini takviye etme olanağı vardır.

 

Kaynaklar:

 

(1) California Agriculture, January – March 2018, Volume 72, Number 1, p. 11.

(2)S.Beganskas, A.T., Fisher, “Coupling distributed stormwater collection and managed aquifer recharge: Field application and implications “, University of California, Santa Cruz, United States.
(3) Louis M. Glymph ve Herbest C. Storey “Sediment – Its Consecuences and Control”, Agriculture and the Quality of Our Enviroment” Editor, Nyle C. Brady, The Plimton Press, Norwood, Massachusetts, 1967.s-205-220 içinde.