Cengiz Çakır: Şeker gibi...

"Şeker Şirketi sadece şeker pancarı ve şeker üretmekle kalmamıştır. Türkiye’de modern tarımın lokomotifi olmuştur."

Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi, kısaca Türkşeker A.Ş. veya halk arasında Şeker Şirketi olarak bilinmektedir. 

 

Cumhuriyetimizin ilk sanayi kuruluşları olarak 1926 yılında Alpullu ve Uşak Şeker Fabrikaları üretime başlamıştır. 1934 yılında kurulan Turhal ve Eskişehir Fabrikaları ile birlikte 1950 yılına kadar yurdumuzun şeker ihtiyacını karşılamıştır. Atatürk döneminin un, şeker ve dokuma alanlarını kapsayan “Üç Beyazlar” politikasının başarılı ayaklarından biridir.

 

Türkşeker A.Ş. özelleştirme furyası ile epey tırpanlandı ise de halen mevcut 15 şeker fabrikası, Şeker Enstitüsü ve makine fabrikaları ile sektörün en güçlü paydaşıdır.

 

Şeker Şirketi sadece şeker pancarı ve şeker üretmekle kalmamıştır. Türkiye’de modern tarımın lokomotifi olmuştur. Bunları kısaca vurgulayalım :

 

a) Sözleşmeli tarım: Şekerpancarı üreticileri ile sözleşme yapılmakta, sertifikalı tohum, gübre ve ilaç gibi girdiler sağlanmak suretiyle şirketin teknik elemanları denetiminde pancar üretimi yapılmaktadır. Yeterli olgunluğa ulaşınca üreticilere kolaylık sağlayacak noktalarda kurulan alım merkezlerinde pancar teslim alınmaktadır. Avans olarak verilen girdilerin bedeli düşülerek çiftçilerin parası ödenmektedir.

 

b) Ekim nöbetlemesi (münavebe): Şeker pancarına zarar veren hastalık ve zararlıların yoğunlaşmasını önlemek için aynı tarlaya önceleri dört yılda bir pancar ekimine izin verilmiştir. Daha sonra bazı bölgelerde üç yılda bir ekilmesi mümkün olmuştur. Böylelikle üreticiler münavebeli yetiştirmenin önemini kavramıştır. Şeker pancarının tek alıcısı (monopson) Şeker Şirketi olduğundan bu tekniği yerleştirmiştir.

 

c) Makineli ve yoğun tarım: Traktör, tohum ekme makinesi, hasat makinesi, sertifikalı tohum, kimyasal gübreler, tarım ilaçları gibi girdilerin ve sulama yöntemlerinin kullanımı ile verimin artırılması mümkün olmuştur.

 

d) Emek yoğun üretim: Şekerpancarı çapa bitkisi olması dolayısıyla tahıl ve benzeri bitkilerden daha fazla emek ister. Aile iş gücünü değerlendirir ve tarım işçilerine iş olanağı yaratır.

 

e) Taşımacılık: Üretilen pancarların fabrikalara taşınması için traktör ve kamyonlarla yoğun bir taşıma hizmeti gerekir.

 

f) Emek yoğun sanayi: Şeker fabrikaları yönetici durumundaki kilit personel dışında kampanya süresince yörenin insanlarına iş imkânı sağlar. Onlar sanayi işçisi olur ve sosyal güvenceye kavuşurlar. 
 
g) Şeker fabrikaları çevresinde hayvancılık gelişir: Şeker pancarının yaprakları, pancarın kesilen baş kısmı ve şeker üretiminden arta kalan pancar posası ile melas hayvan beslemede kullanılan değerli yemlerdir. Şeker Şirketi fabrikaların çevresinde büyükbaş hayvancılığı özendirici faaliyetler yürütmüştür.

 

h) Ekonomi ve sosyal hayat: Şeker fabrikaları çevresinde ekonomi canlanır, sosyal hayat gelişir. Gelir düzeyi artan insanların talebi artar, yaşam kalitesi iyileşir. Böylelikle çevredeki esnaf para kazanır. Sinema, tiyatro ve diğer kültürel etkinlikler artar. Bu satırların yazarı Turhal ve Erciş şeker fabrikalarının salonlarında konferans vermiştir.

 

Cumhuriyetin köklü kurumu olan Türkşeker A.Ş.’nin münavebeye dahil olan ürünleri de destekleme kapsamına alması son derece olumlu bir girişimdir. Münavebe planına ayçiçeği, kanola, aspir ve yer fıstığı gibi yağ bitkilerini, mercimek, nohut, fasulye gibi yemeklik baklagilleri, korunga, burçak gibi yem bitkilerini dahil etmeleri iyi olur. Çünkü ülkemiz yağlı tohumlar ve hamyağ, yemeklik baklagiller ve kaba ve kesif yemler konusunda sıkıntı çekmektedir.

 

Baklagiller derin köklü bitkiler olup toprağın derin katmanlarındaki su ve besin maddelerinden yararlanıp onları yüzeye taşırlar. Ayrıca köklerinde ortak yaşam sürdüren bakteriler aracılığı ile havanın serbest azotunu toprağa bağlar ve azotlu gübre ihtiyacını azaltırlar. 

 

Türkşeker’in yüz yıla yaklaşan deneyimi ile ele aldığı bu projenin son derece başarılı olacağına inanıyorum. Üreticilerimizin en büyük sıkıntısı işletme sermayesi yetersizliğidir. Önemli girdilerin şirket tarafından tedariki onları rahatlatacaktır. 

 

Tahıl ve baklagillerin esas alıcısı durumundaki Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından teslimat gününde verilmiş olan fiyatın yüzde 2 fazlası kadar prim olarak verilerek, 5 gün içinde ürün bedelinin ödeneceği bildirilmiştir.

 

Şeker Şirketi’nin tarihe mal olmuş başarıları, yapacaklarının güvencesidir. En az 40 binden fazla üreticinin üretim çabasına destek olacak bu girişimi olumlu buluyorum. On yıllar boyunca şekerpancarının tek alıcısı durumunda olan Şeker Şirketi sözleşmelerin güvenle yürütülmesini sağlamıştır. Böylelikle şeker fabrikaları hammadde sıkıntısı çekmemiş üreticiler de kazanç sağlamıştır. Şimdi girişilen projede ürünlerin başka alıcıları da vardır. Sözleşmeye dahil olan üreticiler, kısa vadeli çıkar peşine takılıp sözleşme koşullarına aykırı davranmamalıdır. 

 

Bu aynı zamanda, günümüzde çok gereksinme duyulan kamuculuğun başarısı olacaktır.