Cengiz Çakır: Lokomotifin hızı azalıyor

"İster beğenelim ister beğenmeyelim ortada bir gerçek var. Amerika Birleşik Devletleri hala dünya tarımının lokomotifidir..."

İster beğenelim ister beğenmeyelim ortada bir gerçek var. Amerika Birleşik Devletleri hala dünya tarımının lokomotifidir. 150 yılı aşan köklü geçmişe sahip üniversitelerde yapılan tarımsal araştırmalara dayanan ileri bir tarım teknolojisi var. Tahıllar başta olmak üzere birçok temel ürünün üretiminde ve bunların dünya pazarlarına arzında kilit rolü oynuyor. Çoğu ABD’de konuşlanmış ulus ötesi şirketler tarım ve tarıma dayalı sanayi ürünleri piyasasına egemen durumda. ABD paranın ve gerektiğinde silahın gücüyle bu egemenliğini sürdürme niyetinde. Politik sonuçları gerçekleştirmek için tarımda kullanılan girdileri ve besin maddelerini silah gibi kullanmaktan kaçınmadığı biliniyor. İran ve Venezuela gibi petrol ihraç etme imkânı olan ülkeleri bile ambargolarla bunaltmaya çalışıyor.

 

Ancak “denizler hakimi” olduğu bilinen ABD donanmasının tekne sayısı yarı yarıya azalmış durumda. Karşısına Çin ve Rus donanmaları ciddi rakip olarak çıkıyor. ABD, el attığı her ülkede yıkıma yol açsa bile artık eskisi gibi sözünü geçiremiyor.

 

ABD ekonomisi içinde tarımın payı yüzde 1 dolayındadır. Ama 330 milyonluk ABD’yi tıka basa doyurduktan sonra Çin dahil birçok ülkenin tarım ürünleri tedarikçisi durumundadır. Ancak bu gücünü kaybetmekte olduğu anlaşılıyor. Aşağıdaki alıntı bunun göstergelerinden biridir.

 

 

‘ABD TARIMINDA VERİMLİLİK ARTIŞI YAVAŞLADI’

 

Son on yıllarda ABD tarımı daha düşük oranda verimlilik artışı göstermeye mi başladı? Bu husus tarım ekonomistleri arasında tartışmalı bir konudur. Amerikan çiftçilerinin dünya piyasalarında rekabet edebilmeleri için daha yüksek bir verimlilik artışının sürdürülmesi zorunludur. Dünyanın besin arzı ve besin fiyatları doğrudan ya da dolaylı olarak ABD tarımındaki yeniliklere bağlıdır.

 

Wyoming Üniversitesi’nden Matthew Andersen tarafından yönetilen, bir araştırma ekibi, veri analizleri yoluyla tarımda verimlilik artışının yavaşlayıp yavaşlamadığını belirlemek üzere işe girişmişlerdir. Bir dizi tarımsal verimlilik ölçütü tertiplemiş, on yıllar boyunca verimlilik artışındaki değişimi saptayacak istatistiksel analiz yapmışlardır.

 

Bu araştırmacılar, bulgularının ABD tarımında yapısal bir yavaşlama olduğunu belirgin bir şekilde ortaya koyduğunu söylemektedirler. Araştırıcıların kullandığı bir ölçüte göre, son 10 ve 20 yıl boyunca, verimlilik ancak 20’nci yüzyılın çoğu kısmında olanın yarısı bir hızda gerçekleşmiştir. Araştırıcılar, 1960’lar, 1970’ler ve 1980’lerde yaşanmış olan nispeten yüksek verimlilik artışları istisna olarak nitelenebilir demektedir.

 

Araştırıcılar tarımsal verimlilikteki yavaşlamanın tarımsal araştırma ve geliştirme için yapılan harcamalardaki azalma ile ilintili olabileceğini ileri sürmektedirler. Önümüzdeki on yıllarda ABD’nin tarımsal verimliliğini yeniden canlandırma konusundaki ihmalinin ciddi sonuçları olabileceği konusunda uyarıda bulunmaktadırlar. Verimlilik artışı yükseltilmedikçe, doğal kaynak mevcutları, yüksek verimlilik düzeylerine ulaşıldığı zamanlardakine göre daha çabuk tükenecek, daha az tarımsal ürün elde edilecek ve gıdalar daha pahalı olacaktır. Diğer ülkelerle rekabet edebilirliğinin azalması nedeniyle ABD’nin tarım kesimi zarar görecektir. Örneğin, Çin ve Brezilya’da tarımsal verimlilik ve tarımsal araştırma geliştirme harcamaları ABD’ye göre önemli derecede artmış ve bu ülkeler tarımsal üretici olarak önem kazanmışlardır. Eğer ABD’nin dışındaki ülkelerde de tarımsal verimlilik gelişiminde yavaşlama olursa, tarımsal ürünlere olan küresel taleple bu ürünlerin küresel arzı arasındaki açık genişleyecektir.”

 

Kaynak: California Agriculture, October - December 2018, Volume 72, Number 4, s.199

 

ABD ihtiyacının çok ötesinde tahıl ve soya üretmektedir. İnsan besini olarak tüketimi fazla artmayan bu ürünler hayvan yemi olarak kullanılmaktadır. Türkiye karma yemlerde kullanılan hammaddelerin yzüde 45’ini çoğu ABD’den olmak üzere dış alım yoluyla tedarik etmektedir.

 

Çin’de yaşam standardı yükseldiği için hayvansal ürün tüketimi artmaktadır. Bu nedenle yem üretmek için dane mısırı ve soya küspesini ABD’den ithal etmekteydi. En büyük alıcı durumundaki Çin ile başlatılan ticaret savaşları sonucunda bu ithalat azalmış ve ABD piyasalarında soya küspesinin ve mısırın fiyatında ton başına 100 dolara yakın düşme olmuştur.

 

Meksika ABD süt ürünlerinin önemli bir alıcısı iken gerilim nedeniyle alımları azaltmıştır. Dış satım azaldığından ABD’nin peynir stokları artmıştır. Şaşırtıcı gibi gelebilir ama Amerikalıllar ineklerin 10 bin litreden fazla olan laktasyon süt verimini azaltıp, yağ ve protein içeriğini artırmaya çalışıyorlar.

 

Kısacası kovboyun öfkesi kendine zarar veriyor.