Cengiz Çakır: Konar-Göçer Keçicilik

Bu yazıda Isparta, Burdur ve Antalya illerindeki konar-göçer keçi yetiştiricileri ile ilgili bir araştırmanın sonuçları ele alınacaktır (1). Sayın Ahmet Tolunay başkanlığındaki bir ekip tarafından gerçekleştirilen araştırma, geniş bir alana yayılmış olan 116 keçicilik işletmesini kapsamaktadır. Araştırma kapsamına 25 küçükbaş hayvandan fazlasına bakan, Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliğine kayıtlı profesyonel üreticiler dahil edilmiştir. Isparta’da 2023, Burdur’da 3035, Antalya’da 4266 olmak üzere toplam 9324 üyenin birliklere kayıtlı olduğu bildirilmiştir. İlgililer tarafından ISNOS MED 2018 sempozyumunda sunulan bildiride yer alan veriler esas alınmıştır. Değerli emekleri için kendilerine teşekkür ederim. Sonuçları bazı kişisel yorumlarımı da katarak sunuyorum.

 

Araştırma bulgularına göre; ankete yanıt veren yetiştiricilerin yüzde 81’i ve onların eşlerinin yüzde 88’i kırk yaşından büyüktür. Bu saptamayı Çizelge 1’deki verilerle birlikte yorumlayalım. Keçi yetiştiriciliği yapan aileler kalabalık değildir. 3 -5 kişiden oluşan aileler toplamın yüzde 74’ünü oluşturmaktadır. Ortalama birey sayısı 3,5 olarak hesaplanmıştır. Küçükbaş hayvancılık daha çok bir aile işidir. Yaşlanan ailelerin işi sürdürecek evladı olmadığı anlaşılıyor. İşletmecilerin eşi olan kadınların yüzde 88’i kırk yaşını aşmış olduğuna göre bunların yeni çocuk doğurma ve büyütme olasılığı da azdır. 

 

Evlenme çağındaki kızların, konar göçer ailelerin genç erkekleriyle ekonomik durumu iyi olsa bile evlenmek istemedikleri bilinmektedir. Göçerlerin hayat tarzını bilmeyen ve o koşullarda yaşamayı göze alamayan genç hanımların tercihlerinin bu yönde olduğu anlaşılmaktadır. 

 

Gençlerin tarım kesiminden uzaklaşması tarımsal faaliyetlerin aksamasına yol açmaktadır. Konar – göçer yaşam tarzı ve kültürü bu eğilimden ençok etkilenecek alanlardan biridir.

 

Ankete katılanlardan 1 kişi üniversite mezunu, 6’sı lise mezunu, toplamın yüzde 76’sını oluşturan 88 kişi ilkokul, 15 kişi ortaokul mezunu olup, 6 kişi okur-yazardır.

 

Hayvan varlığı ile ilgili orijinal veriler frekans tablosu şeklindedir. Sınıfların alt ve üst sınırlarının ortalaması alınarak bulunan “sınıf orta değeri” (midpoint) frekansla çarpılarak herbir gruptaki hayvan mevcudu tahmin edilmiştir. İncelenen işletmelerde 40 binin üzerinde keçi bulunduğu ve işletme başına 357 baş keçi düştüğü hesaplanmıştır. 

 

İşletmelerin üçte ikisi 400 baştan az keçiye sahiptir. İşletmelerin yüzde 15’ini oluşturan 600’den fazla hayvanı bulunan son iki grup keçilerin üçte birine sahiptir. Küçük işletmelerin sayıca fazla, buna karşın imkân bakımından kısıtlı olma durumu burada da karşımıza çıkmaktadır. Ana sermaye kalemi olan hayvan varlığının dağılımı, tıpkı diğer işletme tiplerindeki arazi dağılımı gibi çarpıktır. 
 
Yetiştiricilerin yüzde 54’ünü oluşturan 63 kişinin ekili – dikili arazisi yoktur. Deneklerin yüzde 81’i oturduğu evin sahibidir. Ankete katılanların yüzde 95’i traktöre, yüzde 37’si pikap/kamyonete, yüzde 25’i su tankerine, yüzde 20’si kırkım makinesine, yüzde 13’ü sağım makinesine sahiptir.

 

Araştırmada işletmelerin sağladığı yıllık net gelirin, hesaplama yoluyla değil, işletme sahiplerinin beyanına göre belirlendiği anlaşılmaktadır. Gelir gruplarına dahil olan işletme sayıları ile “gelir grubunun sınıf orta değeri” (midpoint) çarpılarak herbir grubun geliri tahmin edilmiştir. Toplam işletme sayısının yarıya yakınını oluşturan ilk iki grubun gelirdeki payı yüzde 20’dir. En son grubu oluşturan 10 işletme 54 küçük işletmeye yakın pay almaktadır. Son gruptaki işletmeler ilk grupta olanların 4,8 kat fazla gelir elde etmektedirler. Aile başına düşen ortalama net gelir, tahmini olarak 61207 Tl’dır. Keçi başına düşen net gelir 172 Tl olarak tahmin edilmiştir.

 

Araştırmaya katılan ailelerden yüzde 84’üne karşılık gelen 97’sinin hayvancılıktan başka ek işi yoktur.

 

Bu ailelerin yüzde 96’sının cep telefonu ve renkli televizyonu, yüzde 93’ünde uydu anteni vardır. Yüzde 88’inde buzdolabı, yüzde 85’inde çamaşır makinesi, yüzde 56’sında bulaşık makinesi vardır. Evlerin yüzde 13’ünde bilgisayar yüzde 22’sinde internet bulunmaktadır. Bütün evlerde banyo ve tuvalet mevcut olup tuvaletlerin yüzde 24’ü evin dışındadır.

 

Ankete katılanların hepsi sosyal güvenceye sahiptir. Eşlerin yarısı kendini çoban olarak, diğer yarısı da ev hanımı olarak kabul etmektedir. 

 

Yaylaların temiz havasına alışmış insanların sosyal güvenceye ve makul bir gelire erişmiş olması sevindiricidir. Eserlerinden yararlanılan değerli araştırıcılara ve Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’ne tekrar teşekkür ederim.

 

(1) Ahmet Tolunay ve diğ., “Batı Akdeniz Bölgesinde Kırsal Yoksulluğun Azaltılmasında Keçi Yetiştiriciliğinin Rolü,” ISNOS-MED 2018 | 1st International Symposium on Silvopastoral Systems and Nomadic Societies in Mediterranean Countries, Proceedings, 1. Baskı, Isparta – 2018 içinde.