Beyazıt Karataş: "FETÖ’nün yalanı telsizlerde"

Michael Rubin’e reddiye-1

15 Temmuz 2016 tarihindeki Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyelerinin başarısız darbe girişiminden sonra Türkiye’ye dönmeyenler ile yurtdışına kaçan asker ve sivil darbeciler, çeşitli ülkelerden siyasi sığınma talebinde bulundular. ABD, Almanya, Belçika, Kanada ve Güney Afrika FETÖ’cülerin kaçtığı ülkelerin başında geliyor. Yunanistan, ülkesine kaçan 8 darbeci askerin iade talebini reddetti. FETÖ/PDY üyelerinin; Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika, Asya ve Afrika dahil dünyanın birçok Kıta ve ülkesine kaçarak siyasi sığınma talebinde bulundukları biliniyor.

 


YÜZDE 45’İ DÖNMEDİ

 

15 Temmuz 2016 sonrası NATO Karargahlarında çalışan FETÖ/PDY üyelerinin yaklaşık yüzde 40-45’nin Türkiye’ye dönmediği anlaşılıyor. Bunlardan bazıları uluslararası yazılı ve görsel medya üzerinden kendilerinin masum olduğunu ifade eden ve Türkiye’yi kötüleyen haberlere aracılık yapıyor.

 

NATO ve yurtdışı kadrolarda görev yaparken ilişiği kesilen kendilerini Purged NATO Officer (Tasviye Edilen NATO Subayı) olarak isimlendiren FETÖ/PDY üyeleri, aynı isimle faaliyete geçirdikleri internet sitesi (https://purgednato.wordpress.com/) ve twitter (https://twitter.com/PurgedNATO) hesabından bazı raporlar ve haberler yayımıyorlar.

 

16 Mayıs 2017 tarihinde FETÖ/PDY üyeleri İngilizce olarak, “A thorough article to enlighten the night of 15 July and thereafter, prepared by the purge victims who prefer to remain anonymous (Kimliğini gizli tutan 15 Temmuz mağdurları tarafından o gece ve akabinde yaşananları aydınlatmaya yönelik olarak hazırlanmış kapsamlı bir çalışma)” önsözü ile 80 sayfadan oluşan “A Search For Truth (Bir Gerçeği Araştırma)” adı ve “A Closer Look Into 15 July 2016 Turkey (15 Temmuz’a Yakından Bakmak)” başlığı ile bir rapor yayımladılar.

 

19 Haziran 2017 tarihinde FETÖ/PDY üyeleri bu kez 17 Haziran 2017 tarihinde tamamlanmış raporu Türkçe olarak, “Kimliğini gizli tutan 15 Temmuz mağdurları tarafından o gece ve akabinde yaşananları aydınlatmaya yönelik olarak hazırlanmış kapsamlı bir çalışma” önsözü ile 138 sayfadan oluşan “Gerçeğin Peşinde 15 Temmuz 2016” başlığı ile paylaşıma soktular.

 


İNCELEME, ÖNERİLER VE SONUÇ

 

Bu incelemede; 19 Haziran 2017 tarihinde FETÖ/PDY üyeleri tarafından, 17 Haziran 2017 tarihinde tamamlanmış “Kimliğini gizli tutan 15 Temmuz mağdurları tarafından o gece ve akabinde yaşananları aydınlatmaya yönelik olarak hazırlanmış kapsamlı bir çalışma” önsözü iddiası ile 138 sayfadan oluşan “Gerçeğin Peşinde 15 Temmuz 2016” başlığı ile yayımlanan Türkçe raporun, bilinen detayları yerine önemli ve dikkat çeken hususları “kimliğimizi saklama” ihtiyacı duymadan ele aldık.

 


RUBIN PAYLAŞTI

 

Rapor; Giriş ve Kaynakça dahil 11 başlıktan ve 138 sayfadan oluşuyor. Raporun tamamı https://purgednato.wordpress.com/2017/06/19/g ercegin-pesinde-15-temmuz-2016/sayfasından okunabilir ve PDF formatında indirilebilir. Rapor ayrıca, 19 Haziran 2017 tarihinde The American Enterprise Institute (AEI) adlı düşünce kuruluşunda çalışan AKP ve Türkiye karşıtı çıkışları ile öne çıkmaya çalışan Michael Rubin tarafından FETÖ/PDY tezlerine uygun ve destek verecek şekilde, “Darbe Tiyatrosunda Tutarsızlıklar” başlığı ile twitter hesabından da paylaşıldı.

 

Anılan raporun; FETÖ/PDY üyelerinin özellikle yurtdışı ve yurtiçindeki üyeleri ve destekçileri tarafından dikkate alınması maksadıyla ağırlıklı olarak ordudan tasviye edilen üst düzey subaylar tarafından hazırlandığı, F-16 havacı bir generalin önderlik ettiği, buna karşılık belirgin oranda sivil medya, bilişim ve mali destek aldığı da değerlendiriliyor.

 

Bu rapor, başka bir deyişle 26 Mayıs 2017 tarihinde açıklanan; “TBMM Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ/PDY) 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi ile bu terör örgütünün faaliyetlerinin tüm yönleriyle araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu”na karşı rapordur.

 

FETÖ/PDY raporunda iddia denilen sadece F-16 uçakları ile yapılan bombalı saldırılarda 68 vatandaşımız şehit oldu, 119 vatandaşımız ise yaralandı. Ölümlü ve yaralamalı saldırılar dahil uçuşlara ilişkin olaylar, “Akıncı Üssü İddianamesinde” çok ayrıntılı bir şekilde yer alıyor. Bakalım şimdi gerçekte neler olmuş?

 


LAZER PODUYLA İŞARETLEME

 

Saat 23.18’de Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığının bombalandığına dikkati çekilen iddianamede, sanıklar Mustafa Azimetli ile Ekrem Aydoğdu’nun kullandıkları “94-0105” kuyruk numaralı F-16 uçağıyla tam isabetle vurabilmek için lazer poduyla işaretleme yaptığı belirtildi. Sanık Ertan Koral ile Mehmet Çetin Kaplan’ın, “Aslan-1-2” kodunu kullanan “94-0110” kuyruk numaralı F-16 uçağıyla Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Baş- kanlığında 7 kişiyi şehit ettikleri, 5 kişiyi yaraladıkları, 6 kişinin malına zarara verdikleri bilgisinin yer aldığı iddianamede, Havacılık Daire Başkanlığında 40 milyon lira değerinde zararın oluştuğu vurgulandı.

 

 

6 MİLYONLUK ZARAR

 

İddianamede, sanık Hüseyin Türk’ün “Aslan-3” kodunu kullanan “93-0691” kuyruk numaralı F-16 uçağıyla pilot Uğur Uzunoğlu ile saat 24.00’te bir “GBU-10” bombasını Gölbaşı ilçesindeki Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekât Daire Başkanlığına attığı anımsatılarak, zanlıların 44 kişiyi şehit ettikleri, 36 kişiyi yaraladıkları, 36 kişinin malına zarar verdikleri, Özel Harekât Daire Başkanlığında 6 milyon 341 bin 879 lira zarara neden olduğu tespitine yer verildi.

 

İlhami Aygül ile pilot Mehmet Yurdakul’un 16 Temmuz’da saat 00.56’da “Aslan-4 1” koduyla kullandıkları “94-1562” kuyruk numaralı uçakla Ankara Emniyet Müdürlüğü binasına 2 bomba attıklarının bildirilen iddianamede, bunun ardından 2 kişinin şehit olduğu, 38 kişinin yaralandığı, bir kişinin de malına zarar verildiği aktarıldı. İddianamede, bombalama eylemi sonucunda Ankara Emniyet Müdürlüğü binasında 7 milyon 349 bin 500 liralık hasar meydana geldiğine işaret edildi.

 


MECLİS’E İLK BOMBA 2.35’TE

 

İddianamede, sanık Mustafa Özkan’ın “Aslan-4 2” koduyla kullandığı “94-0091” kuyruk numaralı uçakla saat 00.56’da 2, saat 01.18’de ise bir bomba atıldığı kaydedildi.

 

Sanık Hüseyin Türk’ün “Aslan-6” koduyla kullandığı “93-0663” kuyruk numaralı F-16 uçağıyla TÜRKSAT Tesislerine 16 Temmuz’da saat 03.14, 03.15, 03.17 ve 03.19’da 4 “MK-82” bombası attığı anlatılan iddianamede, bu nedenle tesislerde 7 milyon 27 bin 655 lira değerinde hasar oluştuğu vurgulandı.

 

Hasan Hüsnü Balıkçı ve pilot Uğur Uzunoğlu’nun “Aslan-5” koduyla kullandığı “94- 0105” kuyruk numaralı F-16 savaş uçağıyla TBMM’ye saat 02.35’te ilk bombanın atıldığı belirtilen iddianamede, ayrıca Türk’ün kullandığı uçakla saat 03.24 ve 03.25’te TBMM’ye 2 bomba atıldığı bildirildi. İddianamede, bu eylem kapsamında, 32 kişinin yaralandığı, 7 kişinin malının zarar gördüğü ve 19 milyon 472 bin 380 liralık hasar meydana geldiği aktarıldı.

25 PİLOT F-16 KULLANDI

 

Saat 06.19’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Yakınındaki Köprülü Kavşak ve Otoparka sanık Müslim Macit’in “Aslan-6” koduyla kullandığı “93-0671” kuyruk numaralı F-16 savaş uçağıyla 2 bomba atıldığına dikkati çekilen iddianamede, bu sırada 15 kişinin şehit olduğu, 7 kişinin yaralandığı ve 2 kişinin de malının zarar gördüğünü bildirildi.

 

Darbeye teşebbüs faaliyeti sırasında 25 pilot F-16 uçağı kullandı, bunlardan 11 pilot 14 bombalama faaliyetine katıldı, pilotlardan 2’si İstanbul üzerinde alçak uçuş yaptı, 2’si Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağını takiple görevlendirildi. Diğer 10 F-16 pilotu da Ankara üzerinde alçak uçuş yaptı.

 

FETÖ/PYD örgüt üyelerinin en iyi yaptığı şey, gerçeklerle yalanları bir araya getirerek algı yaratma özellikleridir. Ama artık görülüyor ki büyük darbe yiyen örgütün çok güvendiği yurtdışına kaçan general/amiralleri bile onları kurtaracak yalan üretmekte zorlanıyorlar.

 

“Akıncı Üssü İddianamesi” özetle 481 sanık ve 4658 sayfadan oluşuyor. İddianame incelendiğinde sanıkların büyük bir bölümünün ilk ifadelerinde suçlarını kabul ettikleri görülüyor. Buna karşılık, devam eden “Genelkurmay Çatı Davası” ve yayımlanan son “FETÖ/PDY raporu” dikkate alındığında anlaşılıyor ki, sanıkların ilk ifadelerini kabul etmeyerek suçlarını inkar etmeye devam edecekleri değerlendiriliyor. Nereden bu kanaate varıldığı sorusuna en güzel cevap F-16 uçaklarının yapmış olduğu saldırılara iddia denilmesidir.

 


TBMM’DE GERÇEKTE NE OLDU?

 

Rapor incelenirken en dikkat çekici konu, 21-30 sayfalar arasında yer alan “15 Temmuz’daki olaylar arasında açıklama bekleyen en kritik konulardan biri, Ankara’da gerçekleştirildiği iddia edilen F-16 bombalama olaylarıdır” cümlesi ve daha sonra raporun olayların kronolojik anlatıldığı bölümlerinde de anılan iddiaların savunulmaya devam edilmesidir. Artık bu raporun okunacak ve ciddiye alınacak başka bölümlerinin olması söz konusu değildir. F-16 uçaklarının saldırılarını iddia olarak nitelemek çok açık bir gerçeğin “gözünüzün içine baka baka” inkarı anlamına geliyor. Ama FETÖ olunca bunları beklememek olanaksız. Bu saldırılar bombalamayı yapan pilotlar tarafından ifadelerinin alınması sırasında zaten kabul edildi. Pilotların telsiz konuşmaları ise ayrı bir delil olarak duruyor.

 

FETÖ/PDY üyelerinin, saldırılarda hayatını kaybeden ve yaralanan vatandaşları- mızın olmasını bile gözardı eden raporu önce İngilizce, daha sonra Türkçe yayımlanması hususları dikkate alındığında, uluslararası camiadan alacakları desteğe öncelik verdikleri çok açık bir şekilde görülüyor.

 

Bu raporu okuyacak FETÖ/PDY üyesi, sempatizanı ve destekcilerinin, rapordaki F-16 bombalama olaylarının “iddia” olarak nitelenmesi konusundaki yakıcı sorulara yanıt vermesi mümkün değil.

 

Raporda iddia olduğu ileri sürülen F-16 uçakları ile TBMM’ne yönelik bombalamalar, Başbakan tarafından bomba cinsine yönelik sehven yapılan açıklamalar dikkate alınarak sözüm ona ayrıntılı olarak incelenmiş buna karşılık özellikle Polis Özel Harekat Daire Başkanlığına yapılan 44 şehit ve 36 yaralı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Yakınındaki Köprülü Kavşağı’na ve Otoparka yapılan 15 şehit ve 7 yaralı verdiğimiz alçak saldırı ile diğerleri gözardı ediliyor. Ayrıntılara girmeden tek kelimeyle ifade edilmesi gerekirse sadece bu bölümü ile rapor tipik bir FETÖ raporudur.

 

Çok zeki olduğunu ifade eden ama baş- kasının yerine soruları çalarak okullara giren, terfi eden, kurmay olan, yurtdışına giden ve altın nesil olarak adlandırılan FETÖ çocuklarının yazdıkları raporda yer alan sayfalarda bahsi geçen TBMM’nin bombalanmasına ilişkin iddialarını bulacaksınız.

 

FETÖ’cüler 15 Temmuz’da TBMM binasına yapılan hava saldırısını hazırladıkları raporda kurguladıkları yalanlarla öyle anlattı: “Fotoğraflarda görülen yatay olarak şiddetli hasar görmüş sütunlar; havadan atılarak dikey bir şekilde gelen bir mühimmat ile değil de iki sütün arasına yerleştirilmiş bomba ile patlatılmış gibi bir izlenim veriyor. Bu durumda Meclis’te patlayan bombanın havadan atıldığı iddiası çürüyor. Fotoğraflardaki görüntüler daha çok C4 tipi bir patlayıcının yakına yerleştirilmesi sonucu oluşan bir hasara ait izlenimi veriyor.”