Bayram Yurtçiçek: Barzani’nin referandum hesabı

Barzani, referandum çıkışıyla yeniden yükselişe geçmek istiyor.

Bilindiği gibi Irak, ABD işgali altında oluşturulan bir anayasa ile yönetiliyor. Bu anayasaya göre Irak federal bir devlet. Yine işgal anayasasına göre Irak’ın kuzeyi Bölgesel Kürt Yönetimi adı altında federal Irak’ın bir parçası. Ayrı bir meclisi, yerel bir hükümeti, kendi bayrağı ve silahlı kuvvetleri var. Aslında Irak’ın kuzeyinde oluşan yapı federal bir yapıdan çok çok ileride. Yarı bağımsız gibi. Askeri gücü var. Dışişlerinde de görece bağımsız. Barzani dış gezilerinde devlet başkanları statüsünde karşılanıyor. Özellikle de ABD ve Türkiye’de. Kendi adına petrol satıyor. Halil İbrahim Gümrük Kapısı’ndan büyük gelirler elde ediyor. Ve bütün bunlar, Barzani ailesinin kontrolü altında. Dolayısıyla Irak merkezi devleti ile ilişkisi sadece, Irak merkezi bütçesinden nüfusuna göre payına düşen paraları almak.

 

 

İŞGAL ANAYASASINA DA UYMUYOR

 

68 yaşındaki Mesut Barzani, on seneden beri Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin başkanı. Bu göreve 2005’de parlamento tarafından, 2009’da halk tarafından seçildi. 2013’de ise parlamento kararıyla görev süresi iki yıllığına uzatıldı. Bu uzatma da 19 Ağustos 2015’te biti. Barzani’nin görev süresinin 2013’te uzatılmasının hemen arkasından yapılan genel seçimler, KDP (Kürdistan Demokratik Partisi) ve KYB (Kürdistan Yurtseverler Birliği) arasındaki uzlaşmayı bozan gelişmelere yol açtı. Seçimlerde KYB’yi geride bırakan Goran Hareketi, 111 sandalyeli Parlamento’da 24 sandalye alırken, KYB yalnızca 18 milletvekili çıkarabildi. KDP de 38 sandalye kazandı. Kürdistan İslâm Birliği Partisi’nin de 10 milletvekili bulunuyor. Kürdistan İslâmi Cemaat’in 6 sandalyesi var. Geri kalanlar da azınlıklar arasında dağılıyor. Azınlıklar denilenler Türkmenler ve Süryaniler. Azınlıklar ve İslâmcı partiler, geleneksel olarak KDP ile hareket ediyor ama, İslâmcı partilerde parti disiplini yok. Başkanlık meselesinde, bir kısmı KDP ile, bir kısmı muhalefet ile birlikte hareket edebiliyor. Üstelik bazı milletvekillerinin duruşları da her gün değişebiliyor.

 

Barzani’nin tekrar seçildiği ve görev süresinin uzatıldığı dönemde KYB ve KDP arasında, ‘siz bölgesel yönetimin başkanlığını alın, biz de Irak’ın Cumhurbaşkanlığını’ alalım uzlaşması vardı. Bu yıllar içinde de önce KYB lideri Celal Talabani, ondan sonra da aynı partiden Fuad Masum, Irak Parlamentosu’nda KDP’nin desteğiyle Cumhurbaşkanlığına seçildi.

 

Aslında yasalar, başkanın halk tarafından seçilmesini öngörüyor. Fakat Barzani’nin görev süresi bitmeye yakın, Barzani’nin yönetimindeki seçim komitesi, seçim yapacak ne parasının, ne de elemanının olduğunu söyledi. Kürdistan Parlamentosu 2015 yılından beri kapalı ve Goran Hareketi’nden olan Meclis Başkanı, 2015 yılından beri parlamentonun bulunduğu Erbil’e giremiyor. 2015 yılından bu yana Barzani, Bölgesel Yönetim Parlamentosu’nu çalıştırmıyor. Zamanı gelip geçtiği halde seçimlerin yapılmasını engelliyor. Güya seçim yapacak paraları yok. Ama referandum yapacak para bulabiliyor. Seçim yapacak parası ve elemanı olmayanlar nasıl devlet olacaklar. Bu da sorulması gereken başka bir soru.

 

 

KENDİ İÇLERİNDE BÖLÜNMÜŞLER

 

Barzani yönetimi tamamen yolsuzluklara batmış durumda. Bölgesel yönetimin bütün kaynakları neredeyse Barzani ailesine aktarılıyor. Daha önce Kuzey Irak, Süleymaniye ve Erbil merkezli iki parçalı bir görünüm arz ediyordu. Süleymaniye ve Halepçe’de Talabani, Erbil ve Duhok’da ise Barzani egemendi. Ayrı ayrı peşmergeleri, şirketleri ve yönetim birimleri vardı. Aslında bu durum büyük ölçüde devam ediyor. Bu iki partinin de egemen oldukları bölgelerde, büyük yolsuzluklara batmaları, rüşvetin başını alıp gitmesi ve bölge kaynaklarının bu iki aile arasında paylaşılmasına tepki olarak Goran Hareketi doğdu. Şu anda Goran Hareketi yerel parlamentoda ikinci durumda. Ama yapılacak bir seçimde birinci parti olma durumu var. Bu yüzden Barzaniler seçime yaklaşmıyorlar ve seçimleri erteleyip duruyorlar.

 


MEŞRUİYETİNİ YİTİRDİ

 

Barzani yönetimi meşruiyetini yitirmiş durumda. Peşmergelerin silahlı gücünün gölgesinde seçimleri yaptırmayarak yönetimini sürdürüyor. Buna dünyanın her yerinde darbe ve diktatörlük derler. Kuzey Irak’ta büyük bir ekonomik kriz yaşanıyor. Memurların maaşları aylardır verilemiyor. Ekonomi durmuş durumda. Türkiye ve İran’ın destekleri olmasa batmış durumdalar. Goran Hareketi’nin danışmanlarından bir akademisyen, “insanlar evlilik hazırlıklarını bile erteledi” diye tarif ediyor. Ona göre, sorunun temelinde siyasetçilerin ülke çıkarlarından çok, kendi çıkarlarını gözetmeleri var. Kast ettiği çıkarlarsa KDP’nin hemen her alandaki etkinliği. Ona göre, KDP yolsuzluklara batmış, hükümet pozisyonlarını kendi yandaşlarına dağıtmış, siyasal ve ekonomik gücü paylaşmak istemeyen bir yapı.

 

 

SEÇİLMESİ ZOR

 

Kuzey Irak’tan yeni dönen gazeteci Celal Başlangıç’a göre, Barzani, bağımsızlığı hem başkanlık seçimleri gündeme geleceği, hem de meselenin Kürtler için hassas olmasından ötürü gündeme taşıyor. Dört yıldır yapılmayan seçimler yeniden gündeme gelecek ve bu konu ilk bakışta orada bağımsız devlet üzerinden ticari bir rant çevirmeye dönük mesaj olarak algılanıyor. Goran hareketinin yaptırdığı anketlere göre, şu anda bu şartlarda Barzani’nin yeniden seçilmesi pek kolay görünmüyor. Zaten KDP’nin oy kaybı da var ve Goran ikinci parti olmuş durumda. Fakat bu bağımsızlık kartını kullanarak tekrar oyunu ve destekçisini artırma eğilimi var. Biraz da bu oyuna kurban edildiği için bağımsızlık referandumuna karşı çıkıyorlar

 

 

BARZANİ’NİN HEDEFLERİ

 

1. IŞİD ve diğer terör örgütleri ile mücadele bütün bölge devletlerini önemli ölçüde uğraştırıyor. IŞİD terör örgütü ile mücadele adı altında Suriye’nin kuzeyinde bir PKK devletçiği kurulmak isteniyor. Bu amaçla PKK-PYD binlerce tır dolusu silahla donatılıyor. Aynı olay, Irak’ta da sergileniyor. Bölge ülkeleri bu kargaşa ortamında bizimle uğraşamazlar diye düşünüyor.

 

2. ABD ve İsrail, Irak’ın kuzeyindeki Kürt yönetiminin ezilmesine müsaade etmezler diye de hesap yapıyor olabilir. Özellikle İsrail, ‘Kürdistan’ın bağımsızlığını hararetle savunmaktadır.

 

3. İç kamuoyundaki yıpranmasını, bu referandum çıkışıyla durdurmak ve yeniden yükselişe geçmek istemektedir.

 

4. Bölge ülkelerinden referandum yapmama karşılığında, ekonomik ve siyasi destekler elde etmeyi de düşünüyorlar.