Bir darbe büyük ölçüde psikolojik savaştır. Silahlı güçle binaların ve kurumların teslim alınması yetmez, beyinlerin de teslim alınması gerekir. Cuntanın görevi öncelikle halkı ve resmi kurumları devleti yönetme yetkisine sahip olduğuna, "Tek ve Meşru Otorite" olduğuna ikna etmektir. Psikolojik savaşı kazanan cunta darbeyi başarmış demektir.
Amerikancı-Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) darbe tezgahı da aynı yolu izledi. Bir yıldır Türkiye'de patlatılan 17 bomba ve yüzlerce şehidimiz ile bir korku iklimi ve yılgınlık yaratılmaya, Rus uçağı düşürülerek Türkiye yalnızlaştırılmaya çalışıldı.
Türkiye bu planları bozguna uğratırken, PKK'yı hendeklere gömmüşken, Rusya ile dostluk ağlarının örüldüğü, TSK içindeki Fetöcülere karşı operasyonların başlayacağı günlerde darbe planı yürürlüğe kondu.
Darbeciler 15 Temmuz gecesi önce tüm dünyanın gözü önündeki Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerini işgal ederek en korunaklı yerde gövde gösterisi yaptılar. Alçak irtifada ses hızının üstünde uçan uçaklarla bombalanma etkisi yaratarak halkı sindirmeye çalıştılar.
TRT televizyonu ve radyosu ele geçirildi. Silah zoruyla okutulan muhtırada Atatürkçüleri ikna etmeyi amaçlayan ibareler vardı.
Uydu yayını kesildi. Darbenin Amerikancı - Fethullahçı Terör Örgütü tarafından tertiplendiğini ilk söyleyen TV kanalı olan Ulusal Kanal'ın yayını engellendi.
Ancak CIA'nın Amerika'da yaptığı plan Türkiye'ye uymadı. Türk Milleti ve Ordusu darbeyi kabul etmedi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin dinamik unsurlarının, Cumhuriyet'e ve Atatürk'e bağlı olan temel kuvvetinin karşı koyması ve darbecilerin içeriden destek bulamaması darbe girişimini başlangıçta bitirdi. Milyonlar Amerikancı darbeye karşı meydanları ve darbenin hedef aldığı binaları doldurdu. Gövdelerini siper ettiler, direndiler ve darbe girişimi püskürtüldü.
Son derece detaylı planlamış bir Amerikan darbesiyle karşı karşıyaydık. Genel Kurmay Başkanımız ve tüm kuvvet komutanları derdest edildi. Binlerce Fetöcü subayın katıldığı ve binlerce masum er ve erbaşın kullanıldığı tarihin en kanlı darbe teşebbüslerinden biri yaşandı.
TSK'nın, Polisin ve Milletin darbeyi kabul etmeyeceğinin anlaşılmasıyla birlikte yenildikleri saat: 02.00 sıralarında Amerika tarafından da kabul edildi.
Ancak psikolojik savaş bitmedi, darbenin başarısız olacağının anlaşılmasıyla birlikte yön değiştirdi. O ana kadar darbecilerin gücünü göstermeye çalışan psikolojik savaş aygıtı yenilginin belirmesiyle birlikte "Bunun Tayyip Erdoğan'ın bir oyunu olduğunu, sokakları dolduran halkın saldırgan gruplar olduğunu söylemeye başladı". Ellerindeki tüm iletişim araçlarıyla yeni bir psikolojik savaş başlattılar.
- "Bu bir darbe değil oyundur. Tayyip Erdoğan Başkan olmak için yaptı."
- "Sokağa dökülenler halk değil, şeriatçı gruplardır. "
- "Masum askerler öldürüldü. Bir askerin kafası kesildi" denildi.
Psikolojik savaş merkezinin buradaki hedefi Amerika ve FETÖ'yü masum göstermektir. Darbe girişimi sonrasında Amerikancı FETÖ'nün kökünün kazınmasını engellemek için yapılmaktadır.
PKK'nın yayın organlarında darbeci generallerin kollarındaki morluklara dikkat çekiliyor öte yandan darbeye karşı mücadele eden halk cani gösteriliyordu. Yerlere yatırılmış Türk Üniformalı asker görüntüleri ile TSK'nın itibarı zedelenmeye çalışılmaktadır.
Darbeyi tezgahlayanların psikolojik savaşına karşı mücadele de darbeye karşı mücadelenin bir parçasıdır. Devlet ve Milletçe kazandığımız bu zaferin gölgelenmesine izin vermeyelim.
Milleti birleştirmek, Teröre Karşı Devletçe ve Milletçe Topyekûn Mücadele bugünün temel görevidir.
TSK bugün yıllardır olmadığı kadar birlik içinde ve güçlüdür. Fetöcü darbenin bastırılması sonucunda ordu içindeki binlerce Fetöcü gözaltına alınmıştır. Yargı ve polis içindeki Fetöcülere karşı da operasyonlar derinleşmiştir. Türk Devleti içine yuvalanmış Amerikan hücreleri yerle bir edilmektedir.
Darbenin püskürtülmesi de Vatan Savaşı'nın bir parçasıdır. Vatan Partisi başından beri bu savaşın önderi konumundadır. Bu darbenin Amerika tarafından tertiplendiğini ve TSK, Polis ve Millet tarafından ezileceğini ilk söyleyen de Vatan Partisi olmuştur.
16 Temmuz sabahı Türkiye aydınlık bir güne uyanmıştır.
Türkiye Atlantik sisteminden kopuyor.
Türkiye kazanmıştır!
Darbeyi Tezgahlayanların Yürüttüğü
Bazı Psikolojik Savaş Yalanları ve Gerçekler:
1- "Bu bir darbe değil, Tayyip Erdoğan'ı güçlendirmek için yapılan bir senaryodur"
a- Genel Kurmay Başkanı ve tüm kuvvet komutanları rehin alınmıştır.
b- Onlarca yüksek güvenlikli merkeze aynı anda operasyonlar yapılmıştır.
c- Binlerce Fetöcü subay, binlerce masum er ve erbaşı kullanarak tarihin en kanlı askeri darbelerinden birini gerçekleştirmiştir.
d- Kurtuluş Savaşı'nda bile bombalanmayan TBMM bombalanmıştır.
Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT binası başta olmak üzere devlet binaları savaş uçakları ve silahlı helikopterlerle vurulmuştur.
Darbeciler pek çok yerde sivil halkın üzerine tanklarını sürmüş, silahsız halkın üzerine ateş açmıştır. 208 polis ve sivil vatandaşımız şehit olmuştur, 1491 yaralımız vardır.
Böylesi büyük ve iyi planlanmış bir harekata kurmaca-oyun demek mümkün değildir. Söz konusu olan çok kapsamlı ve büyük bir darbe girişimidir.
2- "300 askerle, 5-6 uçakla darbe mi yapılırmış?"
Darbe girişimi sırasında binlerce Fetöcü subay, binlerce masum er ve erbaşı kullanarak tarihin en kanlı askeri darbelerinden birine kalkışmıştır.
Nitekim olayların ardından 102'si general ve amiral olmak üzere toplam 6039 asker gözaltına alınmıştır.
Darbenin başarısız olmasının nedeni az sayıda darbeci olması değil, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin dinamik unsurlarının, Cumhuriyet'e ve Atatürk'e bağlı olan temel kuvvetinin karşı koyması ve Türk Milletinin olağanüstü direncinden dolayıdır.
3- "Bu saatte darbe olur mu?"
Darbenin aslında 16 Temmuz 2016 sabaha karşı 03.00'da başlamak üzere planlandığı, ortaya çıkan "Sıkıyönetim Direktifi"nden anlaşılmaktadır.
Vatan Partisi Genel Bşk. Yrd. E. Korgeneral İsmail Hakkı Pekin "Bazı rütbeli askerlerin bu darbe girişiminden caydığını ve sızdırmalar olduğu için erken bir saatte apar topar darbe girişiminde bulunulduğunu" aktarmaktadır.
4- "Cumhurbaşkanı hala serbestçe konuşuyor bu nasıl darbe?"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı gözaltına almak veya öldürmek üzere üç helikopter ve bordo bereli komandolarca kaldığı otele saldırı düzenlendiği, bu sırada çıkan çatışmada 2 polisin şehit olduğu bilinmektedir. Darbe planının erkene alınmasının bu başarısızlıkta etkili olduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca cuntaya katılması istenen 1. Ordu Komutanı Org. Ümit Dündar'ın bunu kabul etmeyerek Cumhurbaşkanı'na darbe girişimini haber verdiği anlaşılmıştır.
Asıl darbe Türk Silahlı Kuvvetlerine yapılmıştır. Genelkurmay Başkanımız ve kuvvet komutanları esir alınmış, ordumuz hareket edemez hale getirilmiştir. Buna rağmen TSK'nın Cumhuriyete ve Atatürk'e bağlı temel gövdesi darbeye katılmamıştır. Kahraman Türk Milleti ve Polisinin büyük direnci de darbecilerce hesaba katılmamıştır.
5- "Neden önce köprüyü işgal ettiler. Böyle darbe olur mu?"
Öncelikle Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün kapatılması da psikolojik savaşın bir parçasıdır.
Uçaklarla vurulamayacak, bütün dünyanın gözü önündeki bir hedefte cunta adeta gövde gösterisi yapmıştır. Uçakların veya füzelerin kullanılmasının köprülerin yıkılmasına yol açacağını, bunu da kimsenin göze alamayacağını değerlendirmiş olacaklar. Nitekim en son teslim olan noktalardan birisi de orasıdır.
6- "Darbeye karşı toplanan halk dediğiniz sarıklı ve cübbeli insanlar."
Darbeye karşı milyonlarca insan, ellerinde sadece Türk bayraklarıyla, vatanımızı korumak için meydanlara inmiş, kendilerine ateş açan darbecilere karşı olağanüstü cesaretle mücadele etmişlerdir. Vatan savaşında yanındaki adamı kılık kıyafetine göre seçemezsin.
Kurtuluş Savaşımız'da Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte savaşan vatandaşlarımızın içinde de cübbeli sarıklılar vardı. Kaldı ki cübbeli-sarıklı diye nitelenen insanlar meydanlardaki kitlenin binde biri bile değildir. Sokağa inen milyonlar Amerikancı darbeye karşı hayatlarını ortaya koyan kahramanlardır.
7- "Masum askerin kafasını kestiler."
Kafa kesme görüntüleri bir merkez tarafından servis edilen fotomontaj görüntülerdir.
İstanbul Adli Tıp kayıtlarında başı kesilerek öldürülen herhangi bir kimsenin bulunmadığı açıklanmıştır.
Kafası kesilerek öldürüldüğü öne sürülen askerin 2014'te terhis olan Burak Salıvermez'e ait olduğu anlaşılmıştır. Salıvermez hayattadır.
Sosyal medyaya servis edilen bir başka fotoğrafta, boğazına bıçak dayanmış asker görüntüsünün ise Suriye'de çekildiği orataya çıkmıştır.
Bu görüntüler profesyonel birer psikolojik savaş malzemesidir!
8- "Darbeye karşı gelerek Tayyip Erdoğan'ı savunmuş olmuyor musunuz?"
Darbenin amacı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 24 Temmuz'da Amerika'nın kara gücüm dediği PKK'ya karşı başlattığı, Vatan Savaşına cevap vermektir. Amerika bölge ülkeleriyle işbirliği yapamazsın, Atlantik’e bağımlı olmak zorundasın, PKK'yı hendeklere gömemezsin, FETÖ’cü yuvalanmayı temizleyemezsin demek istemiştir. Bu darbe girişimi, Vatan Savaşının bir cephesiydi. Vatan Partisi başından beri bu savaşın önderi konumundadır. Amerika'nın Türkiye'yi hizaya sokmak için tertiplediği darbeye karşı çıkmak Vatan Partisi'nin asli görevidir.
Bu darbe girişimi başarıya ulaşsaydı bugün Türkiye'nin bölücü teröre karşı mücadelesi sona ermiş olacaktı. Türkiye Amerika'nın önüne koyduğu Büyük Ortadoğu Projesi içinde paralı asker olma görevini kabul etmiş olacaktı. Türkiye Batı Asya'ya karşı bir koç başı olarak kullanılacak, kanlı savaşlarda piyon rolü verilecekti.
Darbenin engellenmesiyle birlikte 1945'lerde başlayan "Küçük Amerikalaşma" süreci de bitmiş oldu. Türkiye Atlantik Sistemi'nden hızla kopuyor.
9- "Şimdi Türk ordusu güç ve itibar kaybetti Tayyip Erdoğan daha da güçlenmiş olacak."
Tam tersine, Türk Silahlı Kuvvetleri, içindeki Fetöcü Amerikan ajanlarından kurtularak güçlenmiştir.
Düşmana istihbarat sağlayan, Rus uçağının düşürülmesi gibi komşularımızla savaşa neden olabilecek kışkırtıcı eylemler yapan ihanet odaklarından kurtulmuştur.
Türk Ordusu efsanesinin geri gelmektedir. Bugün görevimiz Ordumuza sahip çıkmak ve Ordumuz ile Polisimiz ve Milletimiz arasındaki birliği güçlendirmektir.
10- "Darbeyi önlemede asker neden görev almadı?"
TSK başından beri darbenin içinde yer almamıştır. Darbeyi tezgahlayanlar TSK içinde yuvalanmış Fetöcü teröristlerdir.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin dinamik unsurlarının, Cumhuriyet'e ve Atatürk'e bağlı olan temel kuvvetinin karşı koyması ve darbecilerin içeriden destek bulamaması darbe girişimini başlangıçta bitirmiştir.
Ayrıca TSK gerek Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı kuvvetler, gerek hava kuvvetleri eliyle çok önemli görevler yapmıştır.
Malatya Erhaç'ta darbecilerin kontrolündeki F16'ların havalanmasını önlemek için Hava Kuvvetlerine bağlı F4 uçakları piste 12 bomba attı. Ankara'da halka ve devlet binalarına ateş açan silahlı helikopterler de TSK'nın uçakları tarafından düşürüldü.
11- "Darbeden yararlanarak bütün Atatürkçü subayları tasfiye edecekler şimdi"
Darbe girişimi nedeniyle 6039 askerin gözaltına alındığı açıklanmıştır. Gözaltına alınan rütbelilerin tamamı Fethullahçı Terör Örgütü üyesi olduğu bilinenlerdir.
Darbenin bir nedeni de TSK içerisindeki FETÖ'ye karşı yaklaşan operasyondur. Dolayısıyla Fetöcülerin listeleri önceden itibaren hazırdı. TSK, içindeki Amerikancı - Fetöcü ajanlardan kurtulmuştur.
Görevden alınan Fetöcü subayların yerlerine Balyoz tertibinden yıllarca hapis yatan Atatürkçü subaylar atanmaya başlamıştır.
12- "Amerika yapmış olsaydı başarılı olurdu, demek ki Amerika yapmadı."
Bu fikir Amerika'yı her şeye muktedir bir olağanüstü güç olarak görmekten kaynaklanıyor. Unutmamak gerekir ki Amerika 2. Dünya Savaşı'ndan sonra girdiği bütün savaşları kaybetmiştir. Kore, Vietnam, Küba (Domuzlar Körfezi), Irak vs. savaşlarında hep yenilen taraf olmuştur.
Amerika milli devletlerin ve ezilen milletlerin direnme kuvvetlerini bir türlü hesaplayamamaktadır. Çağımızın tunç yasası "Milli Devlet Direnir - Milli Ordu Direnir" bir kez daha doğrulanmıştır.
Türk - Amerikan savaşının bu cephesini Türkiye kazanmıştır.
13- "Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları sessiz kaldı."
Genel Kurmay Başkanı ve tüm kuvvet komutanları darbenin başında rehin alınmıştır. Bu sırada koruma subayları kahramanca savaşmış ve şehit edilmiştir. Genel Kurmay Başkanımız Orgeneral Hulusi Akar silahlı tehdide rağmen darbe bildirisini imzalamamıştır. Genel Kurmay Başkanımız ve Kuvvet Komutanlarımızın kahramanca tutumları olmasaydı bu darbenin bastırılması çok daha zor olacak ve çok daha büyük kayıplarımız olacaktı.
14- "Darbe gecesi masum askerlere şiddet uygulandı."
Darbe sırsında gözü dönmüş Fetöcü darbeciler polis ve sivil 208 vatandaşımızı şehit etmiş, 1491 vatandaşımızı yaralamışlardır. İnternette silahsız halkın üzerine ateş açıldığını, tanklarla içinde yolcular bulunan sivil araçların üzerinden geçildiğini gösteren onlarca video bulunmaktadır.
TBMM, Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT Yerleşkesi uçaklarla bombalanmıştır, sivil halkın üzerine helikopterlerden top ateş açılmıştır.
Kahraman Türk Milleti darbe gecesinde göğsünü bu hayasızca akına siper etmiştir. Masum er ve erbaşlarımız zarar gördüyse bunun sorumlusu milletimiz değil, Fetöcü teröristlerdir.
Serdar Üsküplü
Genel Başkan Yardımcısı