Ali Mercan: Türk-Alman stratejik dostluğu başlıyor

"Almanya’nın bütün ülke olarak tercihi Türkiye ile kavgayı sürdürmemektir

Alman dış politika bülteni German Foreign Policy (GFP), hafta başındaki son sayısında “Berlin, Türkiye’deki tartışmalı-sorunlu durumlara rağmen, Türkiye ile ilişkileri yeniden geliştireceğini” açıkladı. Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Cumartesi günü gerçekleşen buluşmalarında “Stratejik diyalog” sürecini tekrar başlatacaklarını açıkladılar. Gabriel, silah satışlarının, bir kısmı “Yücel davasına bağlı” olmakla birlikte, devam edeceğini açıkladı. “Ama bir kısmının zaten Türkiye’deki tutukluluk durumlarıyla ilgisi yoktur” dedi. Düsseldorf’taki Rhein Metall silah tekeli Leopar-2 tanklarının geliştirilmiş koruyucu sistemleriyle birlikte ihracatının başlatılacağı ümidini taşıyor. Türkiye’deki tutukluluklar, devlet aygıtından temizlenenler ve medya üzerindeki denetimlere rağmen Almanya “Jeostratejik gerekçelerle” Türkiye ile işbirliğini yoğunlaştırıyor.

 

 

STRATEJİK DİYALOG

 

GFP bülteni özellikle belirtiyor: “Federal Hükümet Türkiye ile ilişkileri iyileştirmek için çaba sarf etmektedir. Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Cumartesi günü Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Goslar’daki görüşmesinden sonra adım adım tekrar daha iyi temellerde diyaloglarımızı sürdüreceğiz dedi ve bu duruma geldiklerine sevindi.” Bakan, bazıları bilinçli de olsa iki ülke çok daha fazla ortak bağlarla bağlıdır. (Frankfurter Allgemeine Zeitung, 6 Ocak 2018.)

 

Son dönemde Alman vatandaşı tutuklular serbest bırakıldı ve Deniz Yücel’in de yakın bir zamanda serbest kalması olasıdır. Berlin için bunlardan kaynaklanan sorunları bir kenara bırakmamız için yeterlidir. GFP’nin yazısına göre, Bakanlar iki ülkenin ekonomi bakanlarıyla görüşerek “Türk-Alman Ekonomi Komisyonu”nun tekrar toplanmasını tavsiye edecekler. Buna ek olarak Dışişleri Bakanları “Stratejik diyaloglarına” başlayacaklar. Bu stratejik diyaloglar uzun vadeli istişareleri kapsayacak. 2013 Mayısında hükümetler arasında başlatılan stratejik görüşmeler orta ve yakın doğuya yönelik güvenlik politikalarını kapsıyordu.

 

Bülten, Türkiye ile yakınlaşma zorunluluğunu şöyle açıklıyor: Almanya’nın iki ülke arasındaki ilişkilerin yoğunlaştırılması çabaları mülteci sorununa yönelik kaygılarla sınırlı ve kırılgan değildir, Türkiye’nin geliştirdiği girişimlerle de ilgilidir. Türkiye her geçen gün Rusya ve Çin’le ilişkilerini geliştirmektedir. Her şeyden evvel Türkiye, Rusya ve İran ile birlikte Suriye sorunundaki gibi Batı’nın zayıf kaldığı alanlarda yoğun görüşmeler sürdürmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Rusya ile S-400’leri alma konusu da Batı’da kaygı yaratmaktadır. Paralel olarak Türkiye, Pekin’le ilişkilerini sıkılaştırmaktadır. Aralık ayında Başbakan Yardımcı Mehmet Şimşek Pekin’i ziyaretinde altını çizdiği gibi “Bütün alanları kapsayan ortak ilişkileri, stratejik ortaklık” seviyesine yükselttiler. Bu arada Türkiye, Şangay İşbirliği Örgütü’nün diyalog ortağıdır. Çin ve Rusya tarafından yürütülen bu ortaklığın askeri cephesi de vardır. Bültenin belirttiğine göre “Türkiye açıkça Rusya ve Çin istikametine doğru yönelmiştir... Bunlardan dolayı Ankara ile ilişkilerin düzeltilmesi ilân edilmiştir.”

 

Yazıda Türkiye’deki tutuklamalar, 15 Temmuz 2016 darbesi nedeniyle görevlerinden uzaklaştırılanlar, insan hakları ihlalleri ve anti demokratik gelişmelerin varlığı belirtilmektedir. 150 bin memur uzaklaştırılmış, onbinlercesi gözaltında, 180 medya organı ve 370 sivil toplum örgütü kapatılmış. Güneydoğu ve Doğu’da Kürtçe konuşan bölgelere yönelik askeri eylemler eleştirilmekte ve demokratik hakların kısıtlandığı iddia edilmektedir. Ancak Berlin, jeostratejik nedenlerle ilişkilerin yoğunlaştırılmasından yanadır.

 

 

ALMAN TANKLARININ KORUYUCU PARÇALARI

 

GFP bülteni, “Türkiye’deki bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen, Dışişleri Bakanı Goslar’daki açıklamasında silah satışına yeşil ışık yakmıştır” diye yazdı. Bundan sonra Alman Güvenlik Konseyi önümüzdeki günlerde antitank mayınlarının ihracı konusunu görüşecek. Rheinmetall silah firması da şu an Türkiye’nin elinde bulunan Leopar-2 tankları için, yeni geliştirilmiş zırh delici silahlara karşı koruyucu parçaların verilmesi var. Bakan, bu güvenlik malzemeleri satışının “Tutuklamalar” nedeniyle kesinlikle bir tartışma konusu yapılamayacağının altını çizdi.

 

Bu araç gereçlerin Suriye’de IŞİD karşıtı savaş için Türkiye’nin elindeki tanklarda kullanılacağı belirtildi. Bölgede IŞİD’ın Alman Leopar-2 tanklarını imha ediyor gibi söylentiler yayılmaktadır. Bakan Gabriel, ayrıca birçok silahın satışının “Yücel” davasının seyri içinde de gerçekleşeceğini açıkladı. Bu arada Türkiye’de üretilecek yeni bir tank için Alman Rheinmetall firmasının ortaklığı da söz konusu olacak.

 

GFP yazısının sonu ders çıkarma niteliğinde... Alman politikacılar, yıllar önce Türkiye’nin Berlin ve AB ile mümkün olduğu kadar yakın bağlantı kurması gerektiği konusunda uyarmışlardı. Örneğin, AB Komisyonu’ndan Gönther Oettinger (CDU), “Bahse girerim ki gün gelecek ve bir Alman başbakanı Ankara önünde dizleri üstünde ilerleyerek (Fok balığı gibi). Türklere, ‘arkadaş gel bize’, diye yalvaracak” demişti. (Bild.de, 2 Şubat 2013.) Bu fikrin gerisinde öncelikle Türkiye’nin jeostratejik konumu ile Ortadoğu’ya bir köprü olması gerçeği var. Bu arada Almanya’nın Ukrayna krizi nedeniyle Rusya ile sorunu var. Bu zaman dilimi içinde Almanya, Birleşik Devletler’e karşı kendi insiyatifini geliştiriyor. Almanya şu soruyu soruyor: Bu durumda, keyfi olarak daha fazla çatışma kaldırabilir miyiz? Almanya’nın bütün ülke olarak tercihi Türkiye ile kavgayı sürdürmemektir.