Ali Mercan: Çin’i keşfeden Helmut Schmidt

Helmut Schmidt, Kasım 1975’te Mao Zedung ile görüştü. İlk karşılaşmada Mao ‘Kantçı’ diye selamladı. ‘Doğru değil, ben Marksistim dedim.’ Bu sözlerle başlayan görüşme Schmidt’in ‘Menchen und Maechte’ kitabında daha etraflı olarak anlatılıyor

 

 

Frank Sieren(1)’in kendisiyle yaptığı röportajları “Komşumuz Çin”(2) başlığıyla kitaplaştıran Helmut Schmidt(3), Mao Zedung’la görüşmesinden itibaren 30 yıl boyunca Çin liderleriyle diyaloğunu sürdürmüştür. Başka hiç bir Alman, Çin’in gelişmesi ve dünya devleti olmasını bu derece derinlemesine ve ilgi ile izlememiştir. Öylesine ki, eski başbakanlardan Zhu Ronji ile 2000’lere kadar süren derin bir arkadaşlık geliştirmiştir.

 

Helmut Schmidt hep Çin’e gitmek ve Mao ile görüşmek istemiş ve 1975 yılında Başbakanlığı aldıktan sonra ilk işi bu isteğini gerçekleştirmek olmuştur. Avrasya olgusunun fikriyatının oluşmasına onun katkısı olduğu söylenebilir. ABD ve bazı Batılılar gibi şüphe duymak ve eleştirmek yerine, Çin’in kendisiyle birlikte Almanya hatta dünyayı değiştirdiğine inanmıştır. Schmidt, “Son Ziyaret” kitabında “Daha 60’lı yıllarda Çin’in tekrar bir dünya devleti olacağını anladım” diyerek Asya’ya ilgisini açıklamıştır. Bu gün Almanya (AB’nin) Asya’ya yönelmesi, Avrasyanın bir ayağı olarak duruş sergilemesinde Schmidt ve onun geleneğini sürdürenlerin payı azımsanamaz.

 

Federal Almanya’nın Çin’i tanıması için Willy Brandt’ı teşvik eden, sıkıştıran (Gaedrengt) da Helmut Schmidt’tir. Amerika’dan 7 yıl önce 1972 yılında Almanya Çin’i tanımıştır. Diplomatik ilişki olmadığı için bu tarihten önce Schmidt, komşularını ziyeret ederek Çin’i gözlemiştir.

 

 

SCHMİDT 30 YIL ÇİN’Lİ LİDERLERLE BULUŞTU

 

AB’nin kurucu liderlerinden Schmidt’i Çin’e çeken neydi? London Times’in deyimiyle “Almanya’nın en başta gelen Çin uzmanı Frank Sieren, bunu kendi sorusuna cevap vererek açıklıyor: “Çin’de O’nu böylesine büyüleyen neydi? Çok sayıdaki Çin ziyaretlerinde neler yaşadı? Helmut Schmidt şunu başardı. Veciz, özlü ve aşikâr olarak Çin’in dünyayı nasıl değiştirdiğini gösterdi. Açık bir dille ve keskin kararlarıyla yaptığı analizleri ikna edici oldu.”

 

Schmidt kitabın önsözünde; “Çin’e saygım 15 kez ziyaret ettiğim son 10 yıl içinde çok gelişti, çünkü 70’li yıllarda kültür ve tarih üzerine sahip olduğum bilgiler üzerine daha iyi bir görüş açısı kazandım. Bazı Avrupalılar, Amerika’nın ön yargılarını alarak Çin’e negatif bakıyorlar. Hatta bazı Alman yayıncılar bile var” diye yazıyor. Devamında, “Biliyoruz ki Batının sömürgeci devletleri 19. Yüzyılda Çin’in yıkılışını sağladılar, aynı şekilde 20. Yüzyılın ilk yarısında da Japonya... Kim, Çin’in uzun soluklu gelişmesi hakkında bilgi sahibidir, Çin için ciddiye alınan bir görüşme ortağı olur.” Schmidt kitabı niçin yayınladığını ise şöyle izah ediyor: “Çin, Batı Avrupa’nın bugünkü ekonomik ve sosyal problemlerinden hiç bir şekilde suçlu değildir. Avrupa kamuoyunda ikide bir ‘Çin küresel dünya pazarının üyesi oldu olalı işyerleri ve refahımız tehlikeye düştü.’ Bu yanlıştır... Kaderlerimizin sıkı sıkıya birbirine bağlı olduğu yeni ve büyük komşularımız, Çin ve Japonya burada dile getirilen bazı eleştirileri bir dostun tepkileri olarak algılamalıdırlar.”

 

 

HELMUT SCHMİDT, MAO ZEDUNG GÖRÜŞMESİ

 

Helmut Schmidt, Kasım 1975’te Mao Zedung ile görüştü. İlk karşılaşmamızda Mao’yu “Kantçı” diye selamladı. Doğru değil, “Ben Marksistim” dedim. Bu sözlerle başlayan görüşme Schmidt’in “Menchen und Maechte” kitabında daha etraflı olarak anlatılıyor.

 

Schmidt, “1968’lerde Alman Marksistlerinin ‘Kızıl kitap’ı Mao’yu anlamadan kutsal ayetler gibi salladıklarını belirtiyor ve aslında gerçekten “Maocu” Alman yoktu. Che Guevera ve Ho Şi Minh’te gençler için kahramandı ancak, Güney Amerika vb. hakkında bir bilgileri yoktu. Kamuoyunda, basında ve solcu öğrencilerin algılarındaki Mao ve Çin’in gerçekle ilgisi yoktu.”

 

Schmidt, Görüşmelerin başlarında Mao, “Almanlar iyidir” dedikten sonra düşündü ve kibarca “Batı Almanlar iyidir” dedi. Ben de “Federal Almanya’da 25 yıldır Mao’nun liderliği altında Çin halkının kazanımlarına büyük bir saygı vardır” dedim.

 

 

AVRUPALILAR KENDİNE GÜVENMELİ

 

Mao, “Avrupalılar kendilerine güvenmeyi öğrenmeli, Amerika’ya değil” dedikten sonra şu provokatif soruyu yöneltti: “60 milyon Alman, Sovyetleri (Sosyal emperyalist) Kuzey Kore’nin Amerika’yı yendiği gibi yenebilir mi?” sorusuna çok girmedim diyen Schmidt, Almanya birleşme sorunuyla meşguldü, “Saldırı karşısında kendimizi savunuruz” cevabını vermiş. Schmidt, “Onun, uluslararası alanda arzu ettiği kadar, etki sağlayamamaktan ve bunu değiştiremeyeceğinden yakındığını farkettim. Ben de Ona, her halükârda ağırlığını küçümsememesini söyledim ve fikirleri, kararları ve tahlilleri paylaşmak için ben geldim” dedim.

 

Schmidt ve benzer çizgide olan politikacı ve yazarların en önemli görüşleri, Çin kendisini değiştirmekle kalmamış, Avrupa’yı hatta dünyayı değiştirmiştir. Yıllar önce belirtilen bu görüşler bugün Pasifik Çağı’nda doğrulanmış bulunuyor.

 

 

NOTLAR

 

(1) Röportajı yapan Frank Sieren, 1994’ten beri Pekin’de yaşıyor, Wirtsachaftswoche muhabiri, Çin üzerine yazdığı çok sayıda kitap içinde en tanınmışı “Konjuntur patlaması yaşayan Çin Almanya’yı nasıl değiştirdi.” Bu kitap en çok satanlar (Bestseller) listesine girmiştir.

 

(2) Özgün ismi “ Nacbar CHINA”, Helmut Schmidt ’im Gesprächmit Frank Sieren / Komşumuz Çin, Helmut Schmidt, Frank Sieren ile röportajları, Ullstein Yayınevi, Berlin, ilk baskı Aralık 2007.

 

(3) Helmut Schmidt, 1969-74 arası çeşitli bakanlıklar, 1974-82 arası Almanya Başbakanlığı yapmıştır. Daha sonra die Zeit haftalık gazetesinin yayıncısı olmuştur.

 

Avrupa Birliği’nin kurucu ideoloğu olan Helmut Schmidt’in çok sayıda kitabı arasında “Geleceğin devletleri” (Die Maechte der Zukunft) en önemlilerindendir. Almanya-Çin ilişkilerinin gelişmesine en çok çaba gösteren bir politikacıdır.