ÇINAR: KÜRTLER PETROL BEKÇİSİ OLMAYACAK
TGB Genel Başkanı Dilek Çınar, forumun ikinci gününün ilk oturumunda konuştu. Sözlerine Kürtçe başlayarak “Ben terörün ne olduğunu bilen Türk vatandaşı bir Kürt kadınıyım.” Diyen Çınar, önceki gün yaşanan provokasyonun “Türkler ve Kürtler arasında” olmadığını, Türküyle Kürdüyle Türk milleti ile ABD’nin kuklası PKK terör örgütü arasında olduğunu söyledi. Daha sonra konuşmasına Türkçe devam eden Çınar, hala emperyalizm çağında bulunduğumuzu ve bu çağda tüm savaşlara karşı olunamayacağını, barışı ve istikrarı “haklı savaşların” getireceğini ifade etti. “Filistin’in İsrail’e karşı savaşı haklı savaştır.” diyen Çınar, Rusya’nın Ukrayna’da verdiği savaşın, Türkiye’nin ve bölge ülkelerinin ABD’nin Üç İsrail Planı’na, PKK gibi terör örgütlerine karşı verdiği mücadelenin de haklı savaşlar olduğunu vurguladı.
Oturumun soru cevap kısmında “Ülkelerin toprak bütünlüğünü savunuyoruz ama Kürtlerin Türkiye’de ezildiği bir gerçek değil mi?” sorusuna yanıt veren Dilek Çınar, bugün Türkiye’de Kürt halkını ezen, annelerin evlatlarını dağa kaçıran, ABD’nin petrol bekçisi ve paralı askeri yapan kuvvetin bizzat PKK’nın kendisi olduğunu söyledi. Diyarbakır’da Kürt annelerin PKK’ya karşı 1000 gündür süren büyük bir mücadele başlattığını söyleyen Çınar’ın “Bizim alkışlamamız gereken o annelerin cesaretidir.” sözleri salondan büyük alkış aldı.
BÖLÜCÜLÜĞE KARŞI TAVIR SONUÇ BİLDİRGESİNDE
Toplantının sonuç bildirgesinde, Türk heyetin katkıları göze çarpacak nitelikteydi. “Gençliğe yaraşır bir dünya kurma” şiarını merkezine yerleştiren sonuç bildirgesinde radikalizm, bölücü ve aşırılıkçı eğilimlere karşı ortak mücadele vurgusu yer aldı. Ulusların egemenliğine, toprak bütünlüğüne saygı ve iç işlerine karışmama ilkesinin önemi teyit edildi.
Sonuç bildirgesinde ayrıca şu ifadeler yer aldı: “Tek kutuplu emperyalist sistem, savaşlardan besleniyor, krizleri körüklüyor, zenginlikleri yağmalıyor ve insanları tüketiyor. Bu sistem altında insanlar kendi özlerine ve değerlerine yabancılaşıyor. Çok kutuplu bir dünyanın kurulması için her türlü inisiyatifin savunucusu ve parçası olmayı görev biliyoruz. Bu çok kutuplu dünya, ortak çalışma ve eyleme, karşılıklı saygıya, hoşgörüye, aşırıcılığın reddedilmesine, adalet ve hakkaniyete, eşitlik ve ortak kazanca dayalı olacaktır.”
Foruma katılan ve dünyada benzer davalar uğruna mücadele eden farklı örgüt ve kuruluşlardan ya da bireysel olarak faaliyet yürüten tüm gençler, sonuç bildirisinde ilan edilen ortak düşünceler etrafında, kolektif düşünme süreçlerine ve sorumlu bir diyaloğa dayalı küresel bir gençlik bloğunun inşasına çağrıldı.
VATAN PARTİSİ ÖNCÜ GENÇLİK GENEL BAŞKANI BARIŞ DEMİRALAY’IN AÇILIŞ KONUŞMASININ TAMAMI
“Saygıdeğer Forum Başkanlığı,
Uluslararası Gençlik Forumunun Kıymetli Katılımcılar,
Değerli Yoldaşlar,
Yeni bir dünya doğuyor!
Yeni bir dünyayı kuracak olan genç öncüler olarak, sizleri yürekten dayanışma duygularıyla selamlıyoruz.
Avrasya’nın, Afrika’nın, Latin Amerika’nın gençleri olarak, insanlığın yakıcı sorunlarına çözümler aramak ve gençlik işbirliğini derinleştirmek amacıyla düzenlenen bu forum için, İlerleme ve Sosyalizm Partisi’ne ve Fas Sosyalist Gençliği’ne teşekkür ediyorum. Uluslararası Gençlik Forumu’nun devamını diliyor, toplantımızın gençliğin ortak mücadelesine başarılar getirmesini temenni ediyorum.
Değerli Arkadaşlar;
Sizlere Büyük Devrimci Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkesinden selam ve sevgi getirdik.
Mustafa Kemal Atatürk, dünya devrim tarihinin, milli demokratik devrimler ve sosyalizme açılma çağının en büyük liderlerindendir.
Bundan 100 yıl önce verdiğimiz İstiklal Savaşımızın büyük komutanı Atatürk o günlerde, “mazlum milletlerin zalim milletleri bir gün elbet yeneceğini” ve “emperyalizmin mahv ve nabut olacağını” ilan etmişti.
Bugün ABD emperyalizmini dünyanın her yanında mahv ve perişan ettiğimiz günlerdeyiz!
Biz Genel Başkanımız Sayın Doğu Perinçek önderliğinde, Vatan Partisi olarak Türkiye’de 60 yıldır ABD emperyalizmine ve NATO’ya karşı mücadelenin başını çekiyoruz.
Türkiye’nin NATO’dan çıkmasını ve tüm NATO üslerine el konulmasını savunuyoruz. Bugün Türkiye, kâğıt üzerinde NATO üyesi ama NATO’yla savaşıyor.
Ülkemiz 2014’ten beri ABD ile bir hesaplaşma dönemine girdi.
2015’te doğrudan ABD ve NATO tarafından eğitilen, silahlandırılan PKK/PYD/YPG ile birlikte DAEŞ gibi terör örgütlerine karşı amansız bir mücadele başlattı. Türk ordusu Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinden Doğu Akdeniz’e uzanan, Amerika ve İsrail’in birlikte giriştiği, terör koridorunu, kukla Kürdistan devletini yarıp geçti. Mehmetçiğimiz, Batı eliyle yaratılan, ABD piyonu terör örgütü DAEŞ’e en büyük kayıpları verdirdi.
15 Temmuz 2016’da NATO’nun yeraltı örgütlenmesi olan Fethullah Gülen Terör Örgütü isimli Gladyo yapısı, ülkemizde bir darbe yapmaya kalkıştı. Biz Türkiye olarak o FETÖ darbesini de ezdik ve NATO Gladyo’sunu ezen ilk ve tek ülke olduk!
15 Temmuz gecesi ABD’nin Türkiye’deki silahlı gücünü tasfiye ettik, yok ettik.
Şimdi NATO’nun o generalleri Türkiye’nin hapishanelerinde yatıyor. Asla yeniden ayağa kalkamayacaklar!
Çünkü! ABD emperyalizmine karşı dünyanın her yerinde halklar ayağa kalktı. ABD ve NATO’ya karşı bir bir darbe indiriyorlar!
- Afgan halkı ABD işgaline karşı kahramanca direndi. Tüm dünya, Afganistan’dan utanç verici bir şekilde kaçmak zorunda kalan ABD’nin, en güvenilmez müttefik olduğunu gördü.
- Libya’daki bölünme planları, bölge ülkelerinin ortak çabası, Türkiye ve Rusya’nın silahlı müdahalesiyle boşa çıkartıldı.
Azerbaycan Ordusu, Türkiye’nin desteği ve Rusya’nın katkılarıyla Karabağ’ı kurtardı.
- Fas, tüm dünyaya alternatif bir işbirliği modeli sunan Kuşak ve Yol Girişimi’ni Afrika’da imzalayan ilk ülke oldu. Afrika, son 10 yılda hızlı bir şekilde bu girişimin bir parçası oldu. Ayrıca Afrika, Fransız emperyalizminin kalıntılarına karşı da ayağa kalkıyor. İşte bu yeni dünyanın bir işaretidir!
- ABD, Suriye’de, İran’da, Irak’ta yenildi. Müslüman dünyanın yiğit halkları, bağımsızlıklarını korumak için imanlarıyla savaştı ve ABD’nin çöküşüne giden süreci başlattı.
- ABD ve İsrail’in, Filistin Devleti ve milletine yönelttiği işgal ve saldırı harekâtları bütün dünyaca biliniyor. Burada iki hafta önce hafta kaybettiğimiz Filistinli gazeteci Şirin Ebu Akile ve yitirdiğimiz nice genç Filistinliyi saygıyla anıyorum. Filistin direnişini selamlıyorum. Toprakları bütünleşmiş, başkenti Kudüs olan, sınırları Filistin milleti tarafından belirlenecek, bağımsız Filistin Devleti, bölge barışının güvencesi olur.
- ABD’nin Doğu Akdeniz ve Ege’de yürüttüğü emperyalist faaliyetler, Fransa, Yunanistan, Güney Kıbrıs üzerinden denediği kışkırtmalar Türkiye’yi tehdit ettiği kadar bölge ülkelerinin tümünün zararınadır.
Güvenlik için ortak tehditleri saptamamız gerekiyor. ABD emperyalizmi ülkelerimiz için en büyük tehdittir. Yakın tarihten çıkarılan dersler Gelişen Dünya’daki Atlantikçi güçler için de bir uyarı olmalıdır. Bugün Atlantik Sistemi’nden yana taraf olmak onun yenilgisini paylaşmaktan başka bir anlama gelmez.
ABD’nin ihtirasları ile gücü arasında büyük bir uyumsuzluk var. Dünyanın yüzde 87’si, Rusya’ya karşı yapılan yaptırımlara katılmıyor. ABD baskısı, artık dünyaya söz geçiremiyor.
Artık çok kutupluluğun egemen olduğu yeni bir çağdayız. Bu fırsatı ancak birleşerek ve cephemizi ortak tehditlere dönerek hayata geçirebiliriz. Bu kapsamda Kuzey Afrika, Batı Asya ve bütünüyle Asya ülkelerine yönelik yaptırım ve ambargoların kaldırılmasına omuz vermek, bütün bölge ülkelerinin ortak görevidir.
Farklılıklarımız olabilir. Sosyalist, milliyetçi, demokrat, İslam direnişçisi olabiliriz. Önemli olan, emperyalizme ve hegemonyacılığa karşı bir yumruk gibi birleşmemizdir.
Çünkü Asya’dan yeni bir uygarlık yükseliyor. Biz Asyalılar, Afrikalılar ve Güney Amerikalılar, yükselen yeni uygarlığın kurucuları olmak gibi, tarihsel bir görev üstlenmiş bulunuyoruz.
Bu medeniyet hepimizin özlem duyduğu gibi paylaşmacıdır. Toplumcudur. Zorbalığa, baskıya, sömürüye, dünya çapında son verecektir. Kardeşlik ve barış getirecektir.
Bu toplantı vesilesiyle bu medeniyetin kurucularını, emperyalizme karşı direnen devletleri, Atlantik’i çöküşe götüren dünya halklarını en devrimci duygularla selamlıyoruz.”
ÖNCÜ GENÇLİK GENEL BAŞKANI BARIŞ DEMİRALAY’IN OTURUM KONUŞMASININ TAMAMI:
“Değerli Yoldaşlar;
Görünen o ki konuşmayı seven halklarız.
Ama ben bu kez konuşmamı çok kısa tutacağım.
Biz gençlik çağındayız, oturmak bize göre değil, çok koşmamız çok çalışmamız lazım.
Biz sarılmayı, kucaklaşmayı el ele vermeyi de çok seven bir milletiz.
Burada sizlerle tanışma, kucaklaşma, sohbet etme imkanı veren bu forumu düzenleyen liderlere bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
Değerli dostlar;
Sizlere hepimizin bildiği bir gerçeği yeniden hatırlatmak istiyorum.
Terörün ve her türden aşırılıkçılığın olduğu bir dünyada hiçbirimiz güvende değiliz.
Bu ister kendi ülkemiz olsun ister bir toplantı salonu olsun. Bu hepimizin ortak problemidir. Hoşgörülü bir dünya güvenliğin sağlanmasıyla ve dayanışmayla mümkündür.
Değerli dostlar;
Hoşgörülü ve insancıl bir dünya ancak her türlü baskı, sömürü ve yabancılaşmanın ortadan kalkmasıyla kurulabilir.
Bizim dünyamızda insanlığın mutluluğu, tek tek bütün insanların mutluluğu, toplumların ortak kaderlerinin geliştirilmesi, aşırılıkçılığın ve terörün bütün dünyada yenilmesiyle mümkündür.
Değerli arkadaşlar;
Toplumların ekonomik gelişmesinde ve kalkınmasında müthiş bir dengesizliğin ve yetersizliğin olduğunu görüyoruz. Yoksulluk ve kıtlığın dünyamızın en yakıcı tehditlerinden birisi olduğunu biliyoruz.
Azgın sömürü ve baskı düzeninin sahipleri, emperyalist-kapitalist sistemin bir avuçluk küresel finans çeteleri, bütün insanlık üzerinde bir dikta kurmak için seferber olmuşlar.
Öyleyse mücadele hegemonyacılığa; yoksulluğu ve sefaleti yaratan emperyalist ağalara; etnik bölücülüğe, yobaz terörüne; insanı, kendine ve doğasına yabancılaştıran ve çürüten sisteme karşı olmalıdır.
Aşırılıkların, silahlı çatışmaların, yoksulluğun ve açlığın yol açtığı yıkıcı krizleri önlemenin tek yolu, bütün insanlığı zapt etmeye çalışan hegemonyacılığa karşı en geniş eylem birliğinin sağlamasıdır.
Değerli dostlar;
Hoşgörüsüzlük ve aşırılıkçılıkla mücadele, radikalizm, sömürü, baskı ve terör ortamının ortadan kalktığı bir toplum için ortak bir program geliştirmek zorundayız.
Bu programda devletlerin bağımsızlığı, paylaşarak gelişme, akıl ve bilimi rehber edinme, ortak tehditleri saptama ve ortak güvenlik geliştirme, insanlığın geleceği için ortak mücadele etme, karşılıklı çıkar ve eşitlik temelinde barışçıl ilişkiler, açgözlülük ve köşe dönmecilikle keskin mücadele, kültürel paylaşımın geliştirilmesi var.
Bu programla birlikte Dünyamızın barış ve refah için savunmayı değil taarruzu esas alan bir stratejiye ihtiyacı var. Bizler stratejinin mimarları olabiliriz.
Çağımızın anahtar kavramı insanlıktır. İnsanlığın ortak geleceği, insanlığın gelişimi, insanlığın ilerlemesi çağımızın anahtar tartışmalarıdır.
Arkada bıraktığımız çağı bir benzetmeyle açıklayacaksak o da “Kabil’in kardeşi Habil’i öldürmesi” olurdu.
Neden bu örneği veriyorum? Çünkü arkada bıraktığımız çağda liberalizm kardeşi olan hümanizme ihanet etti ve hümanizmi katletti.
Liberalizmin katlettiği hümanizm yani batı sisteminin, sömürü düzeninin yok ettiği hümanizm, yani insancılık başka bir toplumsal düzende yükseliyor.
Yeni uygarlık yalnız savaş meydanlarında değil, ekonomide, ticarette, bilimde, kültürde, sanatta, teknolojide hayatın her alanında kuruluyor.
Değerli kardeşlerim ve büyüklerim,
Sevgi ile sevgisizlik
İyimserlik ile karamsarlık
Paylaşmak ile bencillik
Toplumculuk ile ben merkezcilik
Halkın çıkarı ile özel çıkar
Birleşme ile çatışma
Üretim ile tüketme
Çalışkanlık ile tembellik
İnsancıl bir düzen ile hegemonyacılık…
Bunların aynı anda varolacağı bir dünyamız yok.
İkisinden birinin hakim olduğu bir dünyayı yaratmak zorundayız.
İnsanı yıkıma uğratan açgözlü bencilliğe ve her türlü yabancılaşmaya ve ahlaki çürümeye karşı insancıl bir düzeni kurabiliriz. Bölücü değil birleştirici Yıkıcı değil kurucu Dağıtıcı değil yapıcı olmalıyız.
Bizlerin kurucusu olduğu yeni uygarlık hümanist, barışçıl, paylaşmacı, iyimser, sevgiden yana, insan için ve insandan insana olacak.
Sizlerden öğrenmek ve daha fazla tartışabilmek adına konuşmamı kısa tutmaya çalıştım. Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.”