Pahalılığa karşı tek çözüm: Üretim Devrimi

Genel Sekreterimiz Özgür Bursalı, yapılan zamlar ve Erdoğan’ın Ukrayna’yı NATO’ya davet eden konuşması hakkında bir basın açıklaması yaptı

Tarih:

Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı (8 Temmuz 2023) Partisinin İstanbul İl Merkezinde, yapılan zamlar ve Erdoğan’ın Ukrayna’yı NATO’ya davet eden konuşması hakkında bir basın açıklaması yaptı. 

 

Aziz Milletimiz,
Değerli Basın Mensupları,

 

Dün sabaha karşı yayınlanan kararlarla, Millet olarak sırtımızdaki yükün daha da arttığı, kaygılarımızın çoğaldığı, daha zamlı ve daha zorlu bir güne uyandık.
    Yeni kararlarla birlikte, 
-    KDV’de yüzde 18 olarak uygulanan oran yüzde 20’ye, yüzde 8 olarak uygulanan oran ise yüzde 10’a çıktı. Halk sağlığı için önemli olan hijyen ürünleri yüzde 8’lik sepetten yüzde 20’lik sepete taşındı. 
-    Noter, pasaport, vize ve trafik gibi harçlara % 50 zam geldi.
-    Tüketici kredilerine uygulanan vergi oranları yükseltildi.


    Yani seçimden bu yana başlayan, akaryakıttan çaya, iğneden ipliğe her kaleme etki eden zam dalgasına bir yenisi daha eklendi.


    Orhan Veli’yi saygıyla anıyoruz. Neyin ucuz neyin pahalı olduğunu bile anlamakta zorlandığımız şu günlerde, neyin bedava olduğunu hatırlatıyor:

 

    “Bedava yaşıyoruz, bedava;
    Hava bedava, bulut bedava;
    Dere tepe bedava;
    Yağmur çamur bedava;
    Otomobillerin dışı,
    Sinemaların kapısı,
    Camekanlar bedava;
    Peynir ekmek değil ama
    Acı su bedava…”


    
MEZARDAKİ SİSTEMİ DİRİLTEMEZSİNİZ

 

Aslında perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Tayyip Erdoğan hükümetinin bizzat tercihiyle, ekonomi Batılı finans merkezlerine, Londra tefecilerine teslim edildi.
Küresel finans merkezlerine bağlı, Milli Devlete, bağımsız ekonomiye ve Üretime karşı, neoliberal, serbest piyasacı emperyalist programın temsilcisi bir Bakan ve Goldman Sachs’tan, Merrill Lync ‘ten allanıp pullanıp bir kurtarıcı melek gibi getirilen Merkez Bankası Başkanı, Tayyip Erdoğan yönetimiyle el ele Türkiye’yi yeniden borca batırma ekonomisinin başına geçtiler. Bugün yaşadıklarımız, bu yolun acı gerçekleridir.

 

Ancak bu mümkün olmayan bir uygulama. Aslında yapılan, 1980 sonrası girilen dünya ekonomisiyle bütünleşme adı altında Üreticiyi ezen Borçlanma ekonomisinin girdiği mezardan yeniden kaldırma girişimi. O sistemin bittiğini yalnızca biz değil, doğrudan Sayın Cumhurbaşkanı ve önceki Maliye Bakanlarından Berat Albayrak da itiraf etmişti. Kimse Üreticiyi ezen sistemi yeniden mezarından çıkaramaz.

 

Mehmet Şimşeklerin” ekonomide uluslararası normlar” dediği, sıcak para komisyonculuğu, tarikat rantçılığı ve her türlü rantiye, dolar borsa vurgunculuğu, yüksek faiz, düşük kur ve sonuç olarak Üreticiyi ezme ve halkı yoksullaştırma sistemidir. 

 

Bir yandan Türkiye yerli-yabancı tefecilerin vurgununa uygun bir yüksek faiz cennetine çevrilirken, bir yandan da dar gelirlinin sırtına yıkılan dolaylı vergilerle kasa doldurularak tefeci akbabalara teminat verilmektedir. Mehmet Şimşek’in “rasyonel” dediği ekonomi budur.


Uluslararası rasyonellerde halk yoktur, üretici yoktur, emekçiler yoktur, milletin öz kaynakları yoktur, halkın acısı yoktur. 


Oysa seçenekler bellidir: Türkiye ya faizcilerin, Londra tefecilerinin cenneti olur ya da Üreticilerin, işçinin çiftçinin, sanayicinin ve tüccarın.

 

 

KOLAY YOLDAN KURTULUŞ YOK
    
Türkiye üretimi konuşmuyor.


Türkiye plan konuşmuyor, tasarruf konuşmuyor. Yatırım ve istihdamdan söz edilmiyor.


Zorluklar paylaşılmıyor.


Dolaylı vergilerin olağanüstü arttırılması, doğrudan vergilerin ise çok daha düşük oranda arttırılması, yükün ağırlığını dar gelirli vatandaşlarımızın üzerine yıkmıştır. 


İşçi, memur ve emeklilere verilen zamlar, çiftçiye yapılan ödemeler anında buharlaşmıştır. Konut, otomotiv ve perakende market piyasalarını kontrol edemeyen, vatandaşı kendi haline bırakan hükümet, sabit gelirli milyonların hayatını giderek zorlaştırmaktadır.   


Türkiye’yi yönetenler kendilerince kolay yolu seçmişlerdir. Ancak bugün kolay olan imkansızdır. Türkiye ufuklara bakmadan, zorluklar göğüslemeden hiçbir yol alınamaz.

 

 

KAYNAK VAR!

 

Peki Türkiye ekonomik zorluklardan çıkış için nasıl kaynak bulacak? Birilerinin cebine devletin eli uzanacaktır. Ancak kimlerin cebine?  


Bir tek Vatan Partisi bu sorunun yanıtı veriyor.


-    Bankalar sadece 2022 yılında 433 Milyar Lira kâr etti. İşte kaynak! Üç yumurta alan vatandaşı iki yumurta almaya zorlamak yerine, yapılacak iş bellidir: Bankalara yönelik Kurumlar Vergisi bir defalığına mahsus olmak üzere %80 e çıkarılacaktır. 


Son KDV düzenlemesiyle öngörülen kaynak 310 Milyar Lira. Sadece önerdiğimiz bu formülle yaratılacak kaynak ise 310 Milyar Liranın üzerindedir. Vatan Partisi’nin farkı buradadır.


Çiftçi mazotunu dolduramıyor, sanayici çarkı çeviremiyor, halk evine ekmek götüremiyor, ama Bankalar kârlarına kâr katıyor. İşte Vatan Partisi buna müdahale edecek.

 

-    Diğer Kaynak: Türk insanının alın teriyle Türkiye’de yaratılmış 500 milyar dolarlık servet yabancı bankalarda yatmaktadır! İşte size kaynak. 

 

Türkiye ekonomisi, arkada kalan yıllarda Türkiye’deki yatırımlardan başka 500 milyar dolar ek tasarruf yapmış. Ancak bu tasarruf, yabancı bankalara yığılmış bulunuyor. Dünya ölçeğinde bir tasarruf bu!


Vatan Partisi, yabancı bankalardaki Türklere ait 500 milyar doları devletin otoritesini kullanarak, Türkiye’ye getirecek ve yatırım sermayesine dönüştürecek. 


500 milyar dolar, yine sahiplerinin, ama Türkiye’de üretilmiş olan bu servet, Türkiye’de yatırılacak, milyonlarca insanımız iş sahibi olacak, üretim büyüyecek ve hakça bölüşülecek.

 

 

AK PARTİ İKTİDARI KAYNAKLARI SEYREDİYOR!

 

AK Parti iktidarı Türkiye’de üretilen 500 milyar dolarlık değerin yabancı bankalara yatırılmasını seyretmiş, bugün de seyrediyor. Bu büyük servetin önemli bir kısmı iktidar sahiplerine ve çevresine ait. Çünkü Türkiye’nin son 21 yıldaki tasarrufu büyük ölçüde onların ellerinde toplandı. 


Seyretmekle kalmıyor, yine yük üreticinin, dar gelirlinin sırtına yükleniyor, insanlar kemer sıkmaktan nefessiz kalıyor.


İşte Vatan Partisi’nin farkı burada. Biz sırtımızı faizciye, servet sahiplerine değil, Türkiye’nin bütün üretici sınıflarına dayıyoruz. İşçi, çiftçi, milli sanayici ve tüccarın Partisiyiz. 


Faizcilerinin ve sıcak para komisyoncularının iktidarı bu sayılan kaynakları yalnızca uzaktan izleyebilirler. Ne iktidarı ne muhalefeti bu çözümleri ağzına dahi alamaz. Çünkü bu çözümler bir tek Devrimcilikle hayata geçirilebilir.


Zor mu? Zor! Ama gerçekçi. Krizin maliyetini emekçi milyonların sırtına yıkmaktan daha gerçekçi! 

 

-    Bir çözüm daha: Bu ortamda bütün halkımızın en büyük belası olan Kira sorununa da çözüm getiriyoruz. 
-    Kira artış bedellerini üç yıl süreyle dondurulacak. 
-    Ayrıca her aileyi beş yıl içinde konut sahibi yapacağız. Boş ev bırakmayacağız. İnsanlarımız başını sokacak iki göz oda bulamazken, boş beton duvarlar kabul etmiyoruz. Konut sorunu serbest piyasanın insafından kurtarılacak ve temel barınma hakkı kapsamında ele alınacak, 
-    Yeni kira sözleşmeleri için tavan bedel uygulanacak.
-    Tapu harçları ve vergiler ikinci konuttan başlayarak artan oranda artırılır.


İşte gerçekçi ve halkçı çözüm.

 

 

ZORLUKLARI PAYLAŞACAĞIZ
    
Bu hayat pahalılığına karşı tek çözüm Üretim Devrimidir. Kaynak Üretim Devrimindedir. Zorlukları aşma yolu, Üretim Devrimindedir. Plan, tasarruf, yatırım, istihdam, üretim ve hakça bölüşüm Üretim Devriminin programıdır. Vatan Partisi beş maddelik Milli Direnme Ekonomisiyle bu programın kalkanını da hazırlamıştır. 


Vatan Partisi, zorlukları paylaştıracak hükümeti kuracaktır. Bugün en önemli mesele devlet ve millet olarak zorlukları paylaşma bilincini ateşlemektir. Bu zorluklar yalnızca halkın omuzlarına yükselemez.


Yapılan zamlar ağırlıklı olarak dar ve sabit gelirli vatandaşları etkileyecektir. 


Devlet yöneticilerinden başlayarak, bütün kamu kurumlarında bir devrim yapacağız. Sade yaşanacak, lüks, şatafat, debdebe olmayacak.


    
EKONOMİK TESLİMİYET
TÜRKİYE’Yİ ATEŞLERE SÜRÜKLÜYOR

 

Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan’ın dün Zelenski ile birlikte düzenlediği basın toplantısındaki açıklamaları Türkiye’nin nasıl bir yola girdiğini göstermesi açısından ibretliktir. Ekonomideki teslimiyet, Türkiyemizin güvenliğini ateşlere atmaktadır. 


Sayın Cumhurbaşkanı, Biden’dan bile ileri giderek “Ukrayna NATO üyeliğini hak etmiştir” ifadesini kullanmıştır.


-    NATO’nun Ege, Doğu Akdeniz, Suriye ve Irak’ın kuzeyinden sonra tehditleri yetmedi, şimdi bir de Karadeniz’den mi tehdit büyüsün istiyorsunuz Sayın Tayyip Erdoğan?
-    Daha dün PKK militanlarını savaşmak üzere Ukrayna’ya getiren ABD kuklası, üçüncü sınıf bir komedyenle mi Türkiye’yi savunacaksınız Sayın Tayyip Erdoğan?
-    Rusya ile savaşa mı gireceksiniz Sayın Tayyip Erdoğan?
-    Enerji güvenliğinizi Ukrayna’dan Fransa’dan, İsrail’den, Brüksel’den Washington’dan mı sağlayacaksınız Sayın Tayyip Erdoğan?
-    Doğu Akdeniz’deki tehditlere Zelenski’yle beraber mi direneceksiniz Sayın Tayyip Erdoğan?
-    Kırım konusundaki yanlışta ısrar ederek, KKTC’yi ve Mavi Vatanı teslim mi edeceksiniz Sayın Tayyip Erdoğan?

 

Tayyip Erdoğan bu yolla, Babacan, Davutoğlu Akşener, İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu çizgisine girmiştir.


Girdiğiniz yol, vatan bütünlüğü, ekonomi ve her alanda Türkiye’yi ateşlere sokma yoludur. Bu yolu temsil edenler, Türkiye’de hükümet olarak ayakta kalma zemini kaybeder.


Tek iktidar alternatifi Vatan Partisi önderliğinde kurulacak Üreticilerin Milli Hükümetidir. Bu hükümet için Türkiye’nin bütün milli ve üretici güçlerini Vatan Partisi’nde toplanmaya çağırıyoruz.


AK Parti ve MHP bünyesindeki bütün güçleri de bu ABD’ye teslim olan çizgiye karşı mücadeleye çağırıyoruz. 


Vatan Partisi, ateşten günlerin Partisidir. Zorluklara ve tehditlere karşı çözümleri hazırdır. Cesurdur. Kadroları ön cephededir. Güçlü Devlet Üreten Millet programını, Üreticilerin Milli Hükümetiyle inşa etmeye kararlıdır.