Kayıp trilyon, Abdullah Gül’ün yanına kâr kalmayacaktır!

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Cengiz:

Tarih:

Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın bu kararı Abdullah Gül’ü korumaya yöneliktir. Daha önce kesinleşmiş yargı kararlarını yok saymaktır.

Savcılığa yaptığımız başvurularda da belirttiğimiz gibi, Abdullah Gül’ün de aralarında bulunduğu Refah Partisi yöneticilerince Hazine’den alınan trilyonlarca liranın naylon faturalar ve düzmece belgelerle yok edildiği Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nce hükmen saptanmıştır. Suç sabit bulunmuş, Abdullah Gül’ün dışındaki 70 sanık, çeşitli hapis cezalarına çarptırılmıştır. Bu karar, Yargıtay’ca da onanmış, Erbakan ve diğer sanıkların cezaları infaz edilmiştir.

O tarihte milletvekili olan Abdullah Gül’e, dokunulmazlığı nedeniyle bu uygulanamamış, TBMM Başkanlığı’na gönderilen fezlekeyle bu suçu işlediği sabit olan Abdullah Gül’ün dokunulmazlığının kaldırılması istenmiş, ancak kaldırılmadığı için yargılanması tamamlanamamıştı.

Şimdi, “kamu davası açılmasını gerektirir delil elde edilemediği” söyleniyor. Peki, hükmü kesinleşen bu dosyadaki deliller ne olmuştur? Abdullah Gül, ‘o tarihte mali konuda sorumlu olmadığını, dış ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olduğunu, bu nedenle yolsuzlukla ilgisi bulunmadığı’ söylüyor. Oysa, Siyasi Partiler Kanunu’na göre, partilerin hesapları Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’nca incelenerek karara bağlanır. Bu hesapları Anayasa Mahkemesi denetler. Bu hesaplarda yolsuzluk saptanırsa, bundan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyeleri sorumludur ve Siyasi Partiler Kanunu’nun 113. maddesine göre 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılırlar.

Kapatılan Refah Partisi’nin hesapları da Anayasa Mahkemesi’nce bu kapsamda incelenmiş ve Abdullah Gül’ün, Genel Başkan Yardımcısı olarak onay verip imzaladığı bu hesaplarda “yolsuzluk ve sahtecilik” saptanmıştır. Dava dosyasında bulunan ve hükmen kesinleşen bu kanıtlar, konu Abdullah Gül olunca görmezden gelinmektedir. Oysa, daha önce mahkum edilen 70 kişi Abdullah Gül’le aynı konumdadırlar. Hatta, bazıları Abdullah Gül’ün astı durumundadır.

Biz, bu olasılığı gözettiğimiz için, savcılığa yaptığımız başvuruda, Anayasa’nın 10. maddesine değinmiş; “Herkes ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye imtiyaz tanınamaz” demiştik.

İşçi Partisi olarak, konunun takipçisiyiz. Savcılığı’nın takipsizlik kararı henüz bize tebliğ edilmemiştir. Tebliğ edildiğinde itiraz edeceğiz. 15 yıldır sorulamayan hesap sorulacak, suç cezalandırılacak, kayıp trilyon Abdullah Gül’ün yanına kâr kalmayacaktır.