"Hükümet Kıbrıs’ı Doğal Gaza Feda Ediyor"

Genel Başkan Yardımcımız E. Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Kıbrıs’taki gelişmeleri değerlendirdi.

Tarih:

Genel Başkan Yardımcımız E. Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Kıbrıs’taki gelişmeleri değerlendirdi. Pekin, açıklamasında şunları belirtti:

 

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum kesimi lideri Nikos Anastasiadis arasında 6 ayı aşkın bir süredir yürütülen temasların halkımızın bilgisine sunulması, basını elinde tutan iktidar tarafından engellenmektedir.

 

Garantörlük hakkımızı BM’ye devretmek istiyorlar

 

Bahis konusu görüşmeler, diğer konulardan ayrı olmak üzere, ülkemizin adadaki Türk varlığının garantörlüğü üzerinde gerçekleşmektedir. Anlaşılan, 1960 yılında kabul edilen Kıbrıs Anayasası ile ülkemize sağlanan garantörlük hakkının AB ve BM’ne devredilmesi amaçlanmaktadır.

 

Bu çerçevede, adadaki haklarımız ve orada bulunan Türk ve Kıbrıslı vatandaşlarımızın yaşam güvencesini oluşturan askeri varlığımızın ortadan kaldırılması konusunda esaslı görüşmelerin yaşandığı anlaşılmaktadır.

 

Kıbrıs’ın, ENOSİS (Yunanistan ile birleşmesi) kavramıyla tanışması 1963 yılında olmuştur. Yunanistan’daki cunta rejiminin kışkırtması sonucu adada yaşanan Türk kıyımı ve ardından 1974 yılında garantörlük hakkımızı kullanmak suretiyle müdahalemiz hepimizin belleklerindedir.

 

AB’nin ikiyüzlülüğü

 

Yıllarca süren müzakereler sonucunda 2004 yılında adadaki Türk ve Rum toplumlarının bir idare şeması altına getirilmesi amacıyla BM şemsiyesi altında yapılan ve adı ‘Annan Planı’ olarak ortaya konan çözümün Rum tarafınca referandumda reddedilmesine rağmen, adanın Rum tarafının AB tarafından üyeliğe kabul edilmiş bulunması, AB’nin ikiyüzlü politikasını ortaya koymuştur. Zira aynı AB, Rum tarafının bu referandumu kabul etmemesi halinde bu kesimi üye olarak almayacağını belirtmişti.

 

Bugün gözlenen gerçek ise; Ada’nın Rum kesiminin AB üyesi bulunması nedeniyle, KKTC Yönetimi’nin de neredeyse 11 yıl sonra bu kez BM havucu yerine AB havucunu tercih etmeye yöneldiğidir. İşin daha vahim tarafı; Rum tarafıyla yapılan görüşmelerin içeriğinin KKTC önderleriyle değil; yalnızca Erdoğan hükümetiyle paylaşılmakta oluşudur!

 

Kıbrıs’ta ‘iki toplumlu, iki kesimli Federasyon’u savunan anlayış nereye kaybolmuştur? 

 

Anastasiadis’in, adada her dört Rum’a karşı bir Türk’ün varlığının esas alınmakta olduğu yönündeki ifadeleri ne anlama gelmektedir? Belli ki, sözde dönüşümlü bir başkanlık sisteminin görüşülmekte olduğu bir ortamda artık Kıbrıslı Türkler bir azınlık durumuna düşürülecektir.

 

AB ve BM gözetiminde dahi olsa, azınlıkta kalacağı anlaşılan Kıbrıs’taki Türk varlığının hakları nasıl savunulacaktır?

 

Hükümet doğal gaz için Kıbrıs’ı feda ediyor

 

Hükümet, doğal gaz için Kıbrıs Türklerini feda etmektedir! İsin daha kötüsü, bu uğurda Kıbrıs’taki Türk varlığını Rum’a terk etmekte ve onların koruyucusu olan adadaki askeri varlığımızdan vazgeçme cüretini göstermektedir. Ne yazık ki, Kuzey Kıbrıs’taki yöneticiler de oynanmakta olan oyunun ya farkında değiller, ya da yukarıda belirttiğimiz havucu yiyecekler!

 

Her ne kadar içinde Kıbrıs yer almasa dahi, Misak-ı Milli kavramının ne olduğu hakkında bir fikrinin dahi olmadığı, uygulamalarından anlaşılan bir hükümetten ne beklenecektir?

 

Atatürk ilkelerinden haberdar olmayan bu hükümet ve onun emrindeki KKTC Yönetimi ne zaman olan biteni doğru bir şekilde anlatmayı yeğleyecektir?

 

Keza, KKTC mensubu soydaşlarımız, hükümetlerinin bu oyuna alet olmasına daha ne kadar göz yumacaklardır?