Vatan
Partisi İstanbul
Büyükşehir
Belediye
Başkan
adayı
Mustafa İlker
Yücel özetle
şunları
belirtti:
“Değerli
Basın
Mensupları,
İstanbul tarihi ve coğrafyasıyla bir deniz kentidir!
İşte Vatan Partisi’nin Mavi
İstanbul planı:
1) Vatan Partisi Belediyeleri, hantal kentleşme devrini tarihe gömecek ve kentleri ferahlatan siyasetler izleyecektir. İstanbul şu anda insanların yaşadığı değil otomobillerin yaşadığı bir kenttir. İstanbullu yaşamını ev ile iş arasında çile çekerek geçiriyor. İnsanlarımız, yollarda saatlerce perişan oluyor.
Bu yaşamak değildir!
Rantçı belediyeler otomobile tapıyor. Otomobil onların totemidir.
Alt geçit-üst geçit, köprü-tünel, çukur-duvar, hepsi otomobil içindir.
Halkçı Belediye, otomobilin değil, işine giden insanın hizmetindedir.
Otomobili tahtından indirecek, onun yerine insanı oturtacağız.
Büyük kentlerimizin kralı otomobil değil, insan olacak.
Karayolu ve bireysel taşıma sistemlerini merkeze alan anlayışı reddediyoruz!
Vatan Partisi İstanbul’u denizle buluşturacak!
2) 2018 yılı İETT verilerine göre İstanbul’da günde 15 milyon kişi yolculuk yapıyor. Yolcuların %
78’i karayolu,
%18’i raylı sistem,
%3.77’si deniz aracı kullanıyor. Sistem belediyeciliği İstanbulluyu karada ölüme mahkum etmiştir.
İstanbul’da denizyolunu kullanan kişi yoğunluğu 1970’lerde daha fazlaydı.
Yaşam denizde!
İstanbul’daki 39 ilçemizin 23’ünün denize kıyısı var.
Marmara Denizi,
Karadeniz,
İstanbul Boğazı, Haliç ile Adalar kıyılarının toplamı 350 km’yi aşan bir kentte yaşıyoruz.
Her ilçeye bir iskele kurulacak ve toplu taşımada deniz araçlarının kullanımı teşvik edilecektir. Manevra kabiliyeti kuvvetli deniz araçlarıyla toplu taşıma seferleri hızla artırılacak. Sıkış tepiş değil püfür püfür yolculuk yapılacak.
Avcılar’dan Tuzla’ya, Sarıyer’den Kartal’a deniz üzerinden ulaşılabilecek. Deniz araçlarıyla ulaşım payını hızla %13’e çıkararak trafikte rahatlama sağlayacağız.
Boğaziçi’ndeki
iskeleleri
restoran
yaptılar. Deniz
ulaşımında
kullanılan
taşıtların
taşıma
kapasiteleri
diğerlerinin
tümüne
göre
oldukça
yüksektir. Bu
özellik
deniz
ulaşımının
toplu
taşımacılığa
uygunluk
açısından
ilk
sırada
yer
almasını
sağlamaktadır. Deniz
ulaşım
sistemlerinin
ilk
yatırım
birim
maliyetleri,
araçların
taşıma
kapasitelerinin
büyük
olması
ve
denizin
doğal
alt
yapısını
kullanma
avantajı
nedeniyle
tüm
diğer
sistemlere
göre
düşüktür. Deniz
ulaşımı kara trafiğindeki
sıkışıklık
ve
kentin
boğaz
ve
haliçle
bölünmüşlüğü
nedeniyle
özellikle
iki
yaka
arasındaki
yolculuklar
açısından
kara
ulaşımına
göre
çok
daha
hızlı
yapılacaktır. Deniz
araçları
ekonomiktir,
çevre
dostudur,
konforludur
ve
güvenlidir.
3) İstanbulluyu denizin içinde tabut gibi kapalı dünyanın en çirkin gemileri içine soktular. İstanbullu yeni deniz araçlarında denizin rüzgarını hissedecek, martılarla buluşacak. 1900’lerin başındaki klasik gemi tipi dış kabuk olarak seçilecek. İstanbullu denizde vapur sohbetleriyle kaynaşacak.
4) 20 milyonluk bir deniz kentinde sadece bir deniz müzesi (Beşiktaş
–
Naval
Museum) ve bir Sanayi Müzesi var
(Rahmi Koç Sanayi Müzesi) ama denizcilik müzesi (Maritime
Museum)
yok. İstanbul’a Denizcilik Müzesi kazandıracağız. En uygun yer Ziya Kalkavan Meslek Lisesi’dir. (Galatasaray Üniversitesi yanı – Eski Feriye Karakolu Binası) Bu binanın Milli Eğitim/Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından Büyükşehir Belediyesine geçirilerek Denizcilik Müzesine dönüşümü sağlanırsa dünyanın en güzel ve seçkin müzesine sahip olabiliriz.
5) Değerli
basın
mensupları
İstanbul’da
sadece
iki
gemi
müze var.(Fenerbahçe
ve
Uluçalireis) Yenikapı’nın
altında
Bizans
Dönemine
tarihlenen
37
batık
ve
45
bine
yakın
arkeolojik
eser
bulundu. Kazı
çalışmaları
yaklaşık
50
arkeolog
ve
ortalama
600
işçiyle
yürütüldü. İstanbul
Arkeoloji
Müzeleri
Müdürlüğüne
ve Proje
direktörü
Prof.
Dr.
Ufuk Kocabaş’a emeklerinden
dolayı
bu
vesileyle
çok
teşekkür
ediyoruz. Son
15
yıldır
dünyanın
en
zengin
batık
gemi
koleksiyonuna
sahip
Yenikapı
Batıkları
alanı
için
hala
bir
müze
kurulamamıştır. Dünyadaki
en
büyük
antik
gemi
koleksiyonu
elimizde. Bizans
dönemi
denizciliği,
deniz
ticareti
ve
gemi
yapımı
teknolojisiyle
ilgili
paha
biçilemez
bilgiler
var.
Dünyanın
her
yerinden
turist
ve
bilim
insanı
çekecek
Yenikapı
Müzesi
için
hemen
çalışmalara
başlayacağız.
6) 1455 tarihinden bu yana gemi yapımı kesintisiz devam eden Haliç Tersaneler Bölgesi UNESCO tarafından korunma altına alınması gereken bir denizcilik bölgesidir. Haliç’te AVM ve beş yıldızlı otellere izin verilmeyecek. Haliç deniz kültürü merkezi yapılacak. Kesintisiz 564 yıldır gemi inşa eden dünyadaki nadir tersanelerden birisi olan Haliç Tersanesinin katledilmesine göz yummayacağız.
564 yıllık Osmanlı deniz mirasının kalbine beton döktürmeyeceğiz. Haliçte tersane müzesi açacağız. Tarihi taş havuzların bazılarına tarihimize mal olmuş ünlü gemilerimizin (Mahmudiye, Bandırma) replikaları yerleştirilecek.
7) Kıyılarımızın temizliği, İstanbul’un ne kadar denizci olduğunu gösterecek en önemli olgudur.
Hem su üstü,
hem su altı temizliği, deniz temizleme droneları gibi ek ekipman ve prosedürlerle göstermelik olmaktan kurtarılacak ve gerçek anlamda “Mavi
İstanbul” yeniden inşa edilecektir.
8) 1895 yılında İstanbul’da 35.000
sandal ve kürekli tekne varken bugün sandal sayısı 1.000’in altına düşmüştür. İstanbul’da kürekli tekne kültürü yeniden canlandırılacaktır. Kağıthane, Göksu Deresi, Kalamış, Moda, Adalar, Tarabya ve Büyükdere’de kürekli tekne kültürü teşvik edilecek.
9) Kıyı belediyelerin gençleri amatör denizciliğe teşvik etmeleri için Denizcileşme Merkezleri kurulacaktır.
Bu merkezlerde temel yüzme; temel kürek; temel yelken ve temel deniz kültürü eğitimleri bir aylık süreler içinde verilerek bu gençlerin denize aşinalıkları artırılmalıdır.
10) İstanbul’da yıl boyu yelken faaliyeti gösteren sadece bir bölge var: Moda-Fenerbahçe. Vatan Partisi yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi yeni yelken kulüpleri ile denizci eğitim merkezleri açacaktır. İstanbul’da çok az sayıdaki su sporları kulüplerinin sayısı, denize kıyısı olan her ilçede,
o ilçelerin belediyeleri ile birlikte arttırılacaktır.
11) Uluslararası İstanbul
Denizcilik Festivali düzenlenecek. Festival
2005 yılında Marmaris’te Deniz Kuvvetleri öncülüğünde yapılan festival
model alınarak planlanacaktır. Bu
festival sadece İstanbul’un değil, aynı zamanda tüm Türkiye’nin denizcileşmesinin en büyük manifestosu olacaktır.
12) Uluslararası düzeyde yelken, kürek yarışları düzenlenerek “Mavi
İstanbul”, tarihi, doğası ile birlikte tüm dünyaya tanıtılacaktır.
13) İstanbul’daki üniversitelerde denizcilik gücü ve denizcilik kültürü üzerine kürsü, enstitü veya araştırma merkezi kurulması için İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak sorumluluk alacağız. Denizcilik araştırmaları üzerine merkezler kuracağız.
14) Yüzlerce meydanı olan bir kentte Beşiktaş’taki Barbaros Anıtı dışında tek bir deniz ve gemi temalı meydan yoktur. Boğaziçi’nde gerek Asya gerekse Avrupa yakasında şehir plancıları tarafından belirlenecek önemli meydanlara gemi, denizcilik, deniz kahramanları, deniz çevreciliği ile ilgili anıt, heykel, sütun vb. projeleri geliştirilecek.
15) İstanbul’un
yetiştirdiği
deniz
ressamlarının
sayısı
üç
haneli
sayılara
yaklaşamıyor. Binlerce
yıllık
liman,
gemicilik
ve
denizcilik
geçmişi
olan
bir
kentte
deniz
antikacı
sayısı
10’u
geçmiyor. Gemi
modelcisi
sanatçıların
bir
araya
geleceği
bir
dernek
odası
bile
yok. İstanbul’da
deniz
kültürünün
sanat
ayağının
önünü
açacağız. Kentin
her
iki
yakasında,
birden
çok
seçilecek
alanlarında,
gelişmiş
denizci
kentlerde
olan
deniz
kültür
merkezleri
oluşturulacak
ve
burada
deniz
ressamları,
gemi
modelcileri,
deniz
antikacıları,
deniz
kitapçıları
ve
deniz
haritaları satan mağazalar
açılacaktır.
16) Her yaz İstanbul kıyılarında yüzme bilmediği için boğularak ölen vatandaşlarımızın haberini yapmak zorunda kalıyoruz. Çok sayıda yüzme havuzu yaparak çocuklarımıza yüzmeyi öğreteceğiz. İlçeler arası yüzme yarışları düzenleyeceğiz.
17) Cumhuriyetin
ilk
yıllarında
Şile’den
Pendik’e;
Kilyos’tan
Florya’ya
halka
açık
onlarca
kumsal,
plaj
ve
deniz
hamamı
varken
bugün
İstanbul’da
temiz
ve
ücretsiz
denize
girilecek
emniyetli
bir
yer
bulmak
neredeyse
imkânsız
hale
gelmiştir. Bunu
düzeltmek
için
büyükşehir
belediyesi
desteği
ile
Boğaziçi
başta
olmak
üzere
tüm
İstanbul
kıyılarında
yüzmeye
uygun
alanlarda
kabin,
duş,
güneşlenme,
cankurtaran
hizmeti
dahil
yüzme
alanları
tespit
edilecek,
geliştirilecek
ve
halkın
kullanımı
teşvik
edilecektir.
18) Bir deniz kenti olan İstanbul’da kebapçı sayısı, balık restoranları sayısını onlarca kez katlıyor. Kebabı seviyoruz ama balık da yemek istiyoruz. Balık ve deniz ürünü tüketimi teşvik edilecektir.
19) Balıkçı Barınakları perişan bir durumdadır. Barınaklar modern marinalar düzeyinde ele alınacaktır.
20) Balıkçılarımızın
en
önemli
sorunları
avlanma
yasağı
döneminde
kaçak
avlanma
yapılmasıdır. Avlanma
yasağı
döneminde
kontrol
“Deniz
Zabıtaları”
tarafından
Sahil
Güvenlik
ile
işbirliği
içinde
yapılacaktır. Trol
ile
avlanmanın
önüne
geçilecektir. Trol
bölgeleri,
batıklarla
hem
balık
yuvası
haline
getirilecek,
hem
de
trol
yapılmasının
önüne
set
çekilecektir. Ayrıca
avlanma
dönemlerinde
kanunlara
uygun
avlanmayı
sağlayacak
“ağ
gözü
ölçümlerinin
yapılması”
gibi
kontroller
yine
“Deniz
Zabıtaları”
tarafından
denetlenecektir.
21) Gezi tekneleri ve yatçıların yakıt ve tatlı su alabileceği ayrıca pis su tanklarını boşaltabilecekleri mobil istasyonlar açılarak “Mavi İstanbul”a gönül veren denizcilerin hayatları kolaylaştırılacaktır.
İstanbul’u denizle buluşturmaya var mısınız?
Vatan Partisi yapar!
Sevgi ve saygılarımızla”
Vatan
Partisi İstanbul
Büyükşehir
Belediye
Başkan
adayı
M.
İlker
Yücel, bugün İstanbul
Boğazı’nda
tekne
turuyla bir
basın
açıklaması
yaparak “Yeditepeli
İstanbul’a
Yedi
Renk”
projesinden
ilki
olan
“Mavi
İstanbul” projesini kamuoyuna açıkladı.
Vatan
Partisi İstanbul
Büyükşehir
Belediye
Başkan
adayı
Mustafa İlker
Yücel özetle
şunları
belirtti:
“Değerli
Basın
Mensupları,
İstanbul tarihi ve coğrafyasıyla bir deniz kentidir!
İşte Vatan Partisi’nin Mavi
İstanbul planı:
1) Vatan Partisi Belediyeleri, hantal kentleşme devrini tarihe gömecek ve kentleri ferahlatan siyasetler izleyecektir. İstanbul şu anda insanların yaşadığı değil otomobillerin yaşadığı bir kenttir. İstanbullu yaşamını ev ile iş arasında çile çekerek geçiriyor. İnsanlarımız, yollarda saatlerce perişan oluyor.
Bu yaşamak değildir!
Rantçı belediyeler otomobile tapıyor. Otomobil onların totemidir.
Alt geçit-üst geçit, köprü-tünel, çukur-duvar, hepsi otomobil içindir.
Halkçı Belediye, otomobilin değil, işine giden insanın hizmetindedir.
Otomobili tahtından indirecek, onun yerine insanı oturtacağız.
Büyük kentlerimizin kralı otomobil değil, insan olacak.
Karayolu ve bireysel taşıma sistemlerini merkeze alan anlayışı reddediyoruz!
Vatan Partisi İstanbul’u denizle buluşturacak!
2) 2018 yılı İETT verilerine göre İstanbul’da günde 15 milyon kişi yolculuk yapıyor. Yolcuların %
78’i karayolu,
%18’i raylı sistem,
%3.77’si deniz aracı kullanıyor. Sistem belediyeciliği İstanbulluyu karada ölüme mahkum etmiştir.
İstanbul’da denizyolunu kullanan kişi yoğunluğu 1970’lerde daha fazlaydı.
Yaşam denizde!
İstanbul’daki 39 ilçemizin 23’ünün denize kıyısı var.
Marmara Denizi,
Karadeniz,
İstanbul Boğazı, Haliç ile Adalar kıyılarının toplamı 350 km’yi aşan bir kentte yaşıyoruz.
Her ilçeye bir iskele kurulacak ve toplu taşımada deniz araçlarının kullanımı teşvik edilecektir. Manevra kabiliyeti kuvvetli deniz araçlarıyla toplu taşıma seferleri hızla artırılacak. Sıkış tepiş değil püfür püfür yolculuk yapılacak.
Avcılar’dan Tuzla’ya, Sarıyer’den Kartal’a deniz üzerinden ulaşılabilecek. Deniz araçlarıyla ulaşım payını hızla %13’e çıkararak trafikte rahatlama sağlayacağız.
Boğaziçi’ndeki
iskeleleri
restoran
yaptılar. Deniz
ulaşımında
kullanılan
taşıtların
taşıma
kapasiteleri
diğerlerinin
tümüne
göre
oldukça
yüksektir. Bu
özellik
deniz
ulaşımının
toplu
taşımacılığa
uygunluk
açısından
ilk
sırada
yer
almasını
sağlamaktadır. Deniz
ulaşım
sistemlerinin
ilk
yatırım
birim
maliyetleri,
araçların
taşıma
kapasitelerinin
büyük
olması
ve
denizin
doğal
alt
yapısını
kullanma
avantajı
nedeniyle
tüm
diğer
sistemlere
göre
düşüktür. Deniz
ulaşımı kara trafiğindeki
sıkışıklık
ve
kentin
boğaz
ve
haliçle
bölünmüşlüğü
nedeniyle
özellikle
iki
yaka
arasındaki
yolculuklar
açısından
kara
ulaşımına
göre
çok
daha
hızlı
yapılacaktır. Deniz
araçları
ekonomiktir,
çevre
dostudur,
konforludur
ve
güvenlidir.
3) İstanbulluyu denizin içinde tabut gibi kapalı dünyanın en çirkin gemileri içine soktular. İstanbullu yeni deniz araçlarında denizin rüzgarını hissedecek, martılarla buluşacak. 1900’lerin başındaki klasik gemi tipi dış kabuk olarak seçilecek. İstanbullu denizde vapur sohbetleriyle kaynaşacak.
4) 20 milyonluk bir deniz kentinde sadece bir deniz müzesi (Beşiktaş
–
Naval
Museum) ve bir Sanayi Müzesi var
(Rahmi Koç Sanayi Müzesi) ama denizcilik müzesi (Maritime
Museum)
yok. İstanbul’a Denizcilik Müzesi kazandıracağız. En uygun yer Ziya Kalkavan Meslek Lisesi’dir. (Galatasaray Üniversitesi yanı – Eski Feriye Karakolu Binası) Bu binanın Milli Eğitim/Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından Büyükşehir Belediyesine geçirilerek Denizcilik Müzesine dönüşümü sağlanırsa dünyanın en güzel ve seçkin müzesine sahip olabiliriz.
5) Değerli
basın
mensupları
İstanbul’da
sadece
iki
gemi
müze var.(Fenerbahçe
ve
Uluçalireis) Yenikapı’nın
altında
Bizans
Dönemine
tarihlenen
37
batık
ve
45
bine
yakın
arkeolojik
eser
bulundu. Kazı
çalışmaları
yaklaşık
50
arkeolog
ve
ortalama
600
işçiyle
yürütüldü. İstanbul
Arkeoloji
Müzeleri
Müdürlüğüne
ve Proje
direktörü
Prof.
Dr.
Ufuk Kocabaş’a emeklerinden
dolayı
bu
vesileyle
çok
teşekkür
ediyoruz. Son
15
yıldır
dünyanın
en
zengin
batık
gemi
koleksiyonuna
sahip
Yenikapı
Batıkları
alanı
için
hala
bir
müze
kurulamamıştır. Dünyadaki
en
büyük
antik
gemi
koleksiyonu
elimizde. Bizans
dönemi
denizciliği,
deniz
ticareti
ve
gemi
yapımı
teknolojisiyle
ilgili
paha
biçilemez
bilgiler
var.
Dünyanın
her
yerinden
turist
ve
bilim
insanı
çekecek
Yenikapı
Müzesi
için
hemen
çalışmalara
başlayacağız.
6) 1455 tarihinden bu yana gemi yapımı kesintisiz devam eden Haliç Tersaneler Bölgesi UNESCO tarafından korunma altına alınması gereken bir denizcilik bölgesidir. Haliç’te AVM ve beş yıldızlı otellere izin verilmeyecek. Haliç deniz kültürü merkezi yapılacak. Kesintisiz 564 yıldır gemi inşa eden dünyadaki nadir tersanelerden birisi olan Haliç Tersanesinin katledilmesine göz yummayacağız.
564 yıllık Osmanlı deniz mirasının kalbine beton döktürmeyeceğiz. Haliçte tersane müzesi açacağız. Tarihi taş havuzların bazılarına tarihimize mal olmuş ünlü gemilerimizin (Mahmudiye, Bandırma) replikaları yerleştirilecek.
7) Kıyılarımızın temizliği, İstanbul’un ne kadar denizci olduğunu gösterecek en önemli olgudur.
Hem su üstü,
hem su altı temizliği, deniz temizleme droneları gibi ek ekipman ve prosedürlerle göstermelik olmaktan kurtarılacak ve gerçek anlamda “Mavi
İstanbul” yeniden inşa edilecektir.
8) 1895 yılında İstanbul’da 35.000
sandal ve kürekli tekne varken bugün sandal sayısı 1.000’in altına düşmüştür. İstanbul’da kürekli tekne kültürü yeniden canlandırılacaktır. Kağıthane, Göksu Deresi, Kalamış, Moda, Adalar, Tarabya ve Büyükdere’de kürekli tekne kültürü teşvik edilecek.
9) Kıyı belediyelerin gençleri amatör denizciliğe teşvik etmeleri için Denizcileşme Merkezleri kurulacaktır.
Bu merkezlerde temel yüzme; temel kürek; temel yelken ve temel deniz kültürü eğitimleri bir aylık süreler içinde verilerek bu gençlerin denize aşinalıkları artırılmalıdır.
10) İstanbul’da yıl boyu yelken faaliyeti gösteren sadece bir bölge var: Moda-Fenerbahçe. Vatan Partisi yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi yeni yelken kulüpleri ile denizci eğitim merkezleri açacaktır. İstanbul’da çok az sayıdaki su sporları kulüplerinin sayısı, denize kıyısı olan her ilçede,
o ilçelerin belediyeleri ile birlikte arttırılacaktır.
11) Uluslararası İstanbul
Denizcilik Festivali düzenlenecek. Festival
2005 yılında Marmaris’te Deniz Kuvvetleri öncülüğünde yapılan festival
model alınarak planlanacaktır. Bu
festival sadece İstanbul’un değil, aynı zamanda tüm Türkiye’nin denizcileşmesinin en büyük manifestosu olacaktır.
12) Uluslararası düzeyde yelken, kürek yarışları düzenlenerek “Mavi
İstanbul”, tarihi, doğası ile birlikte tüm dünyaya tanıtılacaktır.
13) İstanbul’daki üniversitelerde denizcilik gücü ve denizcilik kültürü üzerine kürsü, enstitü veya araştırma merkezi kurulması için İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak sorumluluk alacağız. Denizcilik araştırmaları üzerine merkezler kuracağız.
14) Yüzlerce meydanı olan bir kentte Beşiktaş’taki Barbaros Anıtı dışında tek bir deniz ve gemi temalı meydan yoktur. Boğaziçi’nde gerek Asya gerekse Avrupa yakasında şehir plancıları tarafından belirlenecek önemli meydanlara gemi, denizcilik, deniz kahramanları, deniz çevreciliği ile ilgili anıt, heykel, sütun vb. projeleri geliştirilecek.
15) İstanbul’un
yetiştirdiği
deniz
ressamlarının
sayısı
üç
haneli
sayılara
yaklaşamıyor. Binlerce
yıllık
liman,
gemicilik
ve
denizcilik
geçmişi
olan
bir
kentte
deniz
antikacı
sayısı
10’u
geçmiyor. Gemi
modelcisi
sanatçıların
bir
araya
geleceği
bir
dernek
odası
bile
yok. İstanbul’da
deniz
kültürünün
sanat
ayağının
önünü
açacağız. Kentin
her
iki
yakasında,
birden
çok
seçilecek
alanlarında,
gelişmiş
denizci
kentlerde
olan
deniz
kültür
merkezleri
oluşturulacak
ve
burada
deniz
ressamları,
gemi
modelcileri,
deniz
antikacıları,
deniz
kitapçıları
ve
deniz
haritaları satan mağazalar
açılacaktır.
16) Her yaz İstanbul kıyılarında yüzme bilmediği için boğularak ölen vatandaşlarımızın haberini yapmak zorunda kalıyoruz. Çok sayıda yüzme havuzu yaparak çocuklarımıza yüzmeyi öğreteceğiz. İlçeler arası yüzme yarışları düzenleyeceğiz.
17) Cumhuriyetin
ilk
yıllarında
Şile’den
Pendik’e;
Kilyos’tan
Florya’ya
halka
açık
onlarca
kumsal,
plaj
ve
deniz
hamamı
varken
bugün
İstanbul’da
temiz
ve
ücretsiz
denize
girilecek
emniyetli
bir
yer
bulmak
neredeyse
imkânsız
hale
gelmiştir. Bunu
düzeltmek
için
büyükşehir
belediyesi
desteği
ile
Boğaziçi
başta
olmak
üzere
tüm
İstanbul
kıyılarında
yüzmeye
uygun
alanlarda
kabin,
duş,
güneşlenme,
cankurtaran
hizmeti
dahil
yüzme
alanları
tespit
edilecek,
geliştirilecek
ve
halkın
kullanımı
teşvik
edilecektir.
18) Bir deniz kenti olan İstanbul’da kebapçı sayısı, balık restoranları sayısını onlarca kez katlıyor. Kebabı seviyoruz ama balık da yemek istiyoruz. Balık ve deniz ürünü tüketimi teşvik edilecektir.
19) Balıkçı Barınakları perişan bir durumdadır. Barınaklar modern marinalar düzeyinde ele alınacaktır.
20) Balıkçılarımızın
en
önemli
sorunları
avlanma
yasağı
döneminde
kaçak
avlanma
yapılmasıdır. Avlanma
yasağı
döneminde
kontrol
“Deniz
Zabıtaları”
tarafından
Sahil
Güvenlik
ile
işbirliği
içinde
yapılacaktır. Trol
ile
avlanmanın
önüne
geçilecektir. Trol
bölgeleri,
batıklarla
hem
balık
yuvası
haline
getirilecek,
hem
de
trol
yapılmasının
önüne
set
çekilecektir. Ayrıca
avlanma
dönemlerinde
kanunlara
uygun
avlanmayı
sağlayacak
“ağ
gözü
ölçümlerinin
yapılması”
gibi
kontroller
yine
“Deniz
Zabıtaları”
tarafından
denetlenecektir.
21) Gezi tekneleri ve yatçıların yakıt ve tatlı su alabileceği ayrıca pis su tanklarını boşaltabilecekleri mobil istasyonlar açılarak “Mavi İstanbul”a gönül veren denizcilerin hayatları kolaylaştırılacaktır.
İstanbul’u denizle buluşturmaya var mısınız?
Vatan Partisi yapar!
Sevgi ve saygılarımızla”
Mustafa
İlker
Yücel
Vatan
Partisi
İstanbul
Büyükşehir
Belediye
Başkan
Adayı

