Soner Polat: MHP de aynı görüşte mi?

"...Eğer MHP parti olarak bu görüşlere katılıyorsa, MHP ile Atatürk arasındaki mesafenin açılmakta olduğunu söylemek, herhalde fazla iddialı olmaz"

Devlet Bahçeli’den sonra MHP’de en çok dikkat çeken yönetici olan Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Yalçın’ın sosyal medya paylaşımı şaşkınlık yarattı. Çünkü MHP üst düzey yöneticilerinin, başta Devlet Bahçeli olmak üzere Atatürk ile konularda dikkatli ve dengeli bir üslup kullandığını biliyoruz.

 

 

MHP ATATÜRK’E NASIL BAKIYOR

 

Eğer, Prof. Yalçın önemli bir MHP kadrosunu işgal etmeseydi, bu sözleri fazla dikkate alınmazdı! Ancak bu görüşün MHP tarafından da paylaşılıp paylaşılmadığı sorusu havada asılı kaldı. Eğer MHP parti olarak bu görüşlere katılıyorsa, MHP ile Atatürk arasındaki mesafenin açılmakta olduğunu söylemek, herhalde fazla iddialı olmaz. Prof. Yalçın’ın bilimsel (!) sosyal medya paylaşımını göz gezdirelim: “Kemalizm gibi bir ideoloji bulunmadığı gibi, Atatürk milliyetçiliği diye bir milliyetçilik de yoktur. Kemalizm, Türklük realitesini görmezden gelen Batılı düşünürlerin uydurmasıdır.” MHP’nin milliyetçi ve vatansever tabanının bu sözlerden hoşnut olacağını zannetmiyorum.

 

 

TÜRK NEDİR?

 

Önce Türklük ile başlayalım. Atatürk ne diyordu: “Hayatta yegâne varlığım ve servetim, Türk olarak doğmamdır.” Belli ki bazıları Atatürk’ün, “Türk nedir?” sorusuna verdiği cevaptan da bihaber: “Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı, bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgârları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu; Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”

 

 

TÜRK’Ü KİM YÜCELTTİ?

 

Gelmiş geçmiş en büyük Türk milliyetçisi olan Atatürk, Türklere tarihte ilk kez ismi Türkiye olan bir ülke armağan etti. Ezilen, horlanan, dışlanan, aşağılanan Türk’ü Türk devletinin baş tacı yaptı. Neyzen Tevfik, Türk’ün dönüşünü bakın nasıl anlatıyordu: “Kaynıyor çok şükür aşı ocakta/Var imiş keramet kara kalpakta/Dört yüz yıl büzüldü taşta toprakta/Üç parmak uzadı yorganı Türk’ün!” Atatürk yanaşacağı bir saray aramadı. Saray’ın kapıkulu olmaya özenmedi! Bilakis Saray’a meydan okudu! Türk için, Türklük için, Türkiye için yedi düvelle savaştı. Mirasını Türk Tarih ve Türk Dil Kurumlarına bıraktı.

 

 

O EMPERYALİZMDEN KORKMADI!

 

“Kanımız aksa da zafer İslam’ın!” diyenlere sesleniyorum. Bunun neresinde Türk, Türklük, Türk milliyetçiliği var! Atatürkçülük ya da Kemalizm devrimci ve antiemperyalist özü ile Batı’nın yanında değil tam karşısındadır. Batı’ya karşı bütün dünyaya yayılan bağımsızlık ateşini Atatürk yaktı. Bu benim değil 152 ülkenin oy birliği ile aldığı BM Genel Kurulu’nun söylemidir: “Atatürk, uluslararası anlayış, işbirliği, barış yolunda çaba sarf etmiş, üstün vasıflı, olağanüstü yenilikler gerçekleştirmiş bir devrimci, sömürgecilik ve istilaya karşı savaşan ilk önderdir.”

 

Atatürk, milliyetçi bir ruhla İngiltere, Fransa, İtalya ve onların maşası Yunanistan ile savaştı. Peki, ABD’nin Yeşil Kuşak projesinin ülkücü harekete ne gibi etkileri oldu. 1968 kuşağı ülkücü gençlik önderlerinden Türkçü Nihat Çetinkaya rahmetli Türkeş’e sorar: “Niçin İslam’la harmanlanmış yeni bir fikriyatı benimsedik?” Türkeş cevap verir: “Mecburduk. Size açıklayamayacağım, anlatamayacağım şeyler var. Dış dengeler için yeni bir istikamet zorunluluktu!” Atatürk, “dış dengeler” deseydi, İstiklal savaşını verebilir miydik?

 

 

AB KAPISINDA ANTİBATICILIK!

 

Kemalizm’i Batı’ya yapıştırmak isteyenler önce aynaya bakmalı! Bugün NATO ve AB’nin neresinde duruyorsunuz? Egemenliği Brüksel’e devredecek AB projesine nasıl bakıyorsunuz? Atatürk, “Bağımsızlık benim karakterimdir!” diyordu. Şimdiye kadar böyle bir iddia ve idealiniz oldu mu? Dünyanın her yerinde milliyetçilik yükselirken, milliyetçi partiler güçlenirken, Türkiye’deki baş aşağı gidişin nedeni acaba ne olabilir? Türkiye’nin büyük risk ve tehditlerle karşı karşıya olduğu bir dönemde, PKK terörü azmışken niçin milliyetçi bir yapı büyük bir sıçrama yapamıyor? Bence asıl bu konuların düşünülmesi, tartışılması gerekir. Kişisel olarak, “Ey büyük Atatürk!” sözlerini de içinde barındıran “Andımız” konusunda örnek ve cesur bir duruş sergileyen MHP ve Genel Başkan Bahçeli’nin Prof. Yalçın’a katıldığını düşünmüyorum. Ama yine de Prof. Yalçın’ın paylaşımının kuşkulara neden olduğunu söylemeliyim...