Serhan Bolluk: Batı Asya vahası

"Uygarlığın şafağı buradan parladı, şimdi büyük insanlık çağı da aynı yerden açılıyor…"

Ağızlarına pelesenk olmuş. “Ortadoğu bataklığı” diyorlar. “Öyle karışıktır ki” diyorlar, bir girersek çıkamazmışız. El Bab operasyonunda ÖSO’yu beğenmiyorlardı. Nasıl olur da Türkiye öyle bir örgütle işbirliği yaparmış. Neyse bu sefer sesleri solukları kesildi. ÖSO’dan söz edenler duyulmaz oldu.

 

Bu sefer de Haşdi Şabi’yi dillerine doladılar. Aynı kişiler mi? Bazen öyle bazen değil. Yorulan sazı bırakıyor öbürü alıyor. Ama hedefleri hep aynı. Kim ki ABD’yle ve piyonlarıyla savaşır, bizdeki koro onu söyler.

 

Tv’lerde ahkâm kesiyorlar. İdlib’e girmemize ses çıkaramadılar, Afrin’i kurtarmaya çalışıyorlar. Ne gerek varmış, Suriye’nin Kürtlerini karşımıza alırmışız.

 

Türk Ordusu İdlib’e hareketlendiğinde umutlandılar. Daha ilk saatlerden çatışmalar çıkacak, şehit haberleri gelecekti. 10 günü geçti, Mehmetçik harekâtın ikinci, üçüncü aşamalarını uyguluyor. Ortalık sakin. Terör grupları sinip saklanmış.

 

Anlayamıyorlar, Kerkük’ün nasıl bir günde Bağdat’ın kontrolüne geçtiğini, Türkiye İdlib’e girince hevesle bekledikleri çatışmaların nasıl çıkmadığını.

 

Avrupa’dan Ortadoğu gözükür, Türkiye’den bakarsanız Batı Asya… Uygarlık beşiği. Ne belalar atlatmış. Ne istilalar, kıyımlar, ihanetler… Hem de ne büyük insanlık şölenlerine ev sahipliği yapmış. İşte şimdi binlerce yıllık o birikim fışkırıyor.

 

Önder rollerde hep Atatürk devriminin Türkiyesi var. ABD de biliyordu, Asya’da saf tuttuğumuz anda başına gelecekleri. Bütün gücünü bu büyük gelişmeyi önlemek için kullandı. O Ergenekon-Balyoz tertipleri, kaçınılmazı biraz olsun geciktirebilmek içindi.

 

Ama ne fayda… Silivri duvarları yıkıldığı gibi, önce ufak ufak ve gittikçe hızlanarak Türkiye yeniden Atatürk’ün gösterdiği rotaya yöneldi. Olacaktı ve oldu. 70 yıllık “Küçük Amerika” macerasının ardından, “Asyai” bir millet olduğumuzu hatırladık.

 

Bundan sonrası da bellidir. Türkiye ne kadar sürece girerse olaylar o kadar hızlı akacak…

 

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Devlet Bahçeli’nin “Kerkük Musul” bozgunculuğuna yanıt verirken “o kadar emek harcadık, bozulmasına izin vermeyiz” demişti. Kastedilen, Rusya, İran, Suriye ve Irak’la örülen ittifaktı. Vatan Partisi, Batı Asya Birliği için girişimlere, Ergenekon’dan çıkar çıkmaz başladı. Cephe ağırlığı nereye kaydıysa oradaydık. Suriye sıkıştığında Şam’da, Rus uçağı düşürülür düşürülmez Moskova’da, ABD Barzani’yi öne sürdüğünde Tahran’da ve Bağdat’ta…

 

Ama savaşın büyüğü iç cephede oldu. Tam havanın ısınacağı belli olduğunda ABD piyonlarını savunmak ve Türkiye’nin hamlelerini önlemek için düzenlenen “Adalet Yürüyüşü”yle mücadele örnektir. Bir yandan ittifaklarımızı sağlamlaştırırken, yanı sıra iç bozgunculuğa karşı mücadele ettik.

 

Gerçekten de Vatan Partisi’nin gelinen yerde büyük emeği var. Doğal, çünkü Vatan Partisi bugünler için var.

 

“Bataklık” diye başladık öyle de bitirelim. Evet bataklık ama ABD için. Batı Asya adamı çarpar. Neye uğradığını şaşırırsın.

 

Öyle bir kuvvet toplandı ki, değil ABD-İsrail, yedi düvel gelse önünde duramaz. Peşmerge kaçar, PKK saklanır, IŞİD silinir, Fetö’nün gözleri yerinden uğrar.

 

Onlara bataklık, mazlumlara vaha.

 

Tesadüfe bakın. Uygarlığın şafağı buradan parladı, şimdi büyük insanlık çağı da aynı yerden açılıyor…