Semih Koray: ‘Çeldiricilere’ karşı bağışıklık kazanmak

Çoktan seçmeli sınavlarda “çeldirici seçenekler” vardır. Çeldirici seçenek, yüzeysel bakıldığında doğru gibi gözükür. Amaç, öğrencinin bilgisinin “sağlamlığını” ölçmektir. Çünkü çeldirici seçeneğin “çekiciliğine” kapılmamak, ancak bilgiyi derinlemesine özümsemiş olmakla mümkündür. Hayatta da, çeldirici seçenekler “tuzak” olarak kullanılır. Bir kişi ya da topluluğu doğru tutumdan saptırmanın etkili bir yolu, onun zaaf ve takıntılarını kaşıyan çeldiriciler tasarımlamaktır. Cumhurbaşkanlığı Sistemi de, ABD ile birlikte Rakka seferi de, bu tür çeldiriciler arasındadır.

 

 

DOĞRU YANIT SEÇENEĞİ

 

Gündemden düşmüş olan Başkanlık Sistemi’nin bir “hayat öpücüğü” ile yeniden canlandırılması bile, bu seçeneğin bir “çeldirici” olarak tasarımlanmış olduğuna işaret etmektedir. Teröre karşı huzurun, savaşa karşı barışın, iktisadi bunalıma karşı geçim güvenliğinin sağlanması açısından önümüzdeki iki yıl yaşamsal önemdedir. İki yıl sonra yürürlüğe girecek bir sistemin, milli birliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde, milleti ortadan bölen bir evet-hayır saflaşması yaratması, Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin bir çeldirici olduğu konusunda kuşkuya yer bırakmamaktadır. Doğru yanıt seçeneği, huzur için, bölgede barış için, iş ve aş güvenliği için, devletin ve milletin topyekûn birliğidir.

 

 

‘ORTAK RAKKA SEFERİ’NİN ÇELDİRİCİLİĞİ

 

ABD, Suriye’ye karşı kirli savaşın düğmesine bastığı zaman, bu ülkenin milli devletini yıkarak, Suriye’nin parçalanmasını bu yıkıntılar üstünde şekillendirmeyi hedeflemekteydi. Bu plan Suriye’de sert kayaya çarptı. Suriye’nin direnişi, bölge ülkelerini, Rusya’yı ve Çin’i bu ülkenin toprak bütünlüğünü koruyacak kalıcı bir barış hedefinde birleştirdi. Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekâtı, Suriye’nin kuzeyinde sözde bir “Kürt Devleti” oluşturma çabalarının önüne engel olarak dikildi.

 

Amerika bugün Suriye Programı’nı bu ülkede “tutunmaya” indirgemiştir. Bu amaçla, etnik temelli bölünmeye ek olarak, İran düşmanlığını da kışkırtıp, Şii-Sünni mezhep çatışmasını yeniden alevlendirmeye çalışmaktadır. Amerika’nın “güvenli bölgeler”den amacı, Suriye’nin parçalanmasının altyapısını oluşturacak “özerk bölgeler” yaratmaktır. Hedef, Balkanlarda olduğu gibi, daha çok kan dökerek tarafları bir arada yaşayamaz, özerkliği de dökülen kanın durması için biricik “çözüm” haline getirmektir. “Ortak Rakka Operasyonu”, bu sonuca ulaşmak için tasarımlanmış bir “çeldirici”dir.

 

 

İKİ YIL ÖNCESİNE GÖRE ÖNEMLİ BİR FARK

 

Türkiye bugün iki yıl öncesinden farklıdır. Bizi ABD ile cephe cepheye getiren bölücü teröre karşı mücadele, ülkemizin bölge ülkeleri ve Avrasya’ya yakınlaşması, 15 Temmuz Amerikancı- FETÖcü darbe girişimi, milletimizin son dönem içinde yaşadığı en önemli deneyimlerdir. Bu deneyimler, milletin çeldiricilere karşı bağışıklık düzeyini çıplak gözle görülür biçimde yükseltmiştir. Milletimizin bu deneyimlerden çıkardığı ders, AKP iktidarının ve MHP yönetiminin bu konularda sergilediği tutuma göre, çok daha sağlamdır.

 

 

DÖNÜM NOKTASI

 

Belki daha da önemlisi, Cumhurbaşkanlığı Sistemi Halk Oylaması’nda çıkacak “hayır” sonucu, bu çeldirici seçeneği gündemden çıkaracağı için, öneri sahipleri de dahil herkesi, yanıtı doğru saflaşmada aramaya yöneltecektir. Bu sonuç, milletin kendi deneyiminden çıkardığı derslerin ülkenin geleceğine damga vurması için bir dönüm noktası oluşturmaya adaydır. Halk Oylaması, yalnızca ülkemizi güçsüzleştirecek, istikrarsızlaştıracak, saldırı ve dayatmalara daha açık hale getirecek bir yönetim biçiminin önüne geçmekle kalmayacak, aynı zamanda milletin gücünün seferber edilmesi için son derece olumlu bir ortam yaratacaktır. Özetle “HAYIR”, evet diyenler için de hayırlı sonuçlara vesile olacaktır.