Meltem Ayvalı: Bu insanlar kermese mantı yaptığı için mi içeride?

İnsan haklarını güvenceye alacak şey milli devletin varlığıdır. Bu haklar zalimlerin diline sakız, eline sopa yapılamayacak kadar değerlidir.

Türkiye’nin ve dünyanın gündemi koronavirüs. İnsanlığın savaşı sürüyor. Elbet bitecek ve başaracağız. Bilimle, akılla, disiplinle, dayanışmayla bu virüsü yeneceğiz. Büyük dersler çıkarıyoruz, çıkaracağız.

 

Virüsü yeneceğiz yenmesine ama fırsatçıları da bir kenara not ediyoruz. Stokçulardan, zamcılardan bahsetmiyoruz. Mesele daha “derin”.

 

 

GERGERLİOĞLU’NUN AKTİVİTELERİ

 

Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu bilir misiniz?

 

Bu aralar bir haberde ismine denk gelmişsinizdir. HDP Kocaeli Milletvekili. KHK ile devlet memurluğundan ihraç edilmiş. Mazlum-Der’in eski genel başkanı. İnsan hakları aktivisti! “Niye Milliyetçiliğe Karşıyım” başlıklı yazısında ideolojik duruşunu şekillendiren öyküsüne yer vermiş. Andımız’ın nasıl büyük bir zulüm ve sapkınlık olduğunu, her gün tepesinde zonklamasına isyanını, insan hakları kavramı ile tanışınca milliyetçiliğe daha şiddetli karşı çıkmaya başladığını anlatıyor.

 

KHK'lılar üzerinden yürüttüğü kampanyayla tanındı. Koronavirüs salgınını fırsata çevirmeye çabalayanlardan. Bugünlerde ise yeni bir fırsat yakaladığını düşünerek çıtayı yükseltti. “Yargı Paketinde Ayrımcılığa Yer Yok- Siyasi Mahpuslara da Eşit İndirim” imza kampanyası başlattı. Siyasi mahpuslar dediği PKK ve FETÖ militanları. Bu çalışmalarıyla Gülen’in ve Öcalan’ın övgüsüne mazhar olacağını tahmin etmek zor değil.

 

Kovid-19 salgınıyla çalışmaları hızlandırılan ve cezaevlerindeki doluluğu azaltmak amacıyla infaz yasasında değişiklikler içeren 3. Yargı Reformu Paketini ellerini ovuşturarak bekleyenler vardı. Bekledikleri olmadı, terör suçları kapsam dışı. Kendilerini hemen gösterdiler. Gergerlioğlu onlardan biriydi. Düğmeye basıldığında ses çıkaranlardan yalnızca biri. HDP, CHP, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi hem KHKlılar hem de infaz indirimi paketi hakkında benzer görüşleri savunuyor. Detaylarına girmiyoruz, çünkü dikkat çekmek istediğimiz yer olaya “dışarıdan” karışanlar.

 

 

İNSAN HAKLARI MASKELİ KORO

 

Kampanyaya katılanlardan biri de İnsan Hakları İzleme Örgütü. Ülke temsilcilikleri bulunan ABD merkezli bir kuruluş. Batı’dan finanse ediliyor. Türkiye Sorumlusu Emma Sinclair-Webb; cezaevlerinde bulunan bütün mahkumların koronavirüs salgınından dolayı koruma altına alınması ve infaz indirimi paketinden “siyasi görüşleri nedeniyle” hapiste tutulan kişilerin yararlanabilmesi gerektiğini söyledi. Kimmiş onlar? Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Osman Kavala ve FETÖ iltisakı nedeniyle cezalandırılan meslek mensupları.

 

Örgüt yıllık olarak Türkiye raporu yayınlıyor. Hiçbir raporunda PKK’dan terör örgütü olarak bahsedilmiyor. “Kürdistan Çalışanları Partisi” kullanılıyor. 15 Temmuz’u yapanlar doğrudan belirtilmiyor. Ülkemizin PKK ve FETÖ ile mücadelesi ağır insan hakkı ihlali olarak not ediliyor. Bu gerçek dışı bilgiler dayanak gösterilerek Batı’ya müdahale baskısı yapılıyor.

 

Yalnızca 2020 yılında Türkiye hakkında yaptıkları açıklamalara bakmak bile ikiyüzlü ve tarafgir tavırlarını göstermek için yeterli olacaktır:

 

  • 14 Ocak: Hapisteki muhalifleri serbest bırakın.

 

  • 7 Şubat: Kürt belediye başkanlarının görevden alınması seçme ve seçilme hakkını İhlal ediyor.

 

  • 20 Şubat 2020: Önde gelen sivil toplum lideri beraat ettikten sonra yeniden tutuklandı.


Sadece Türkiye’yi mi karalıyorlar dersiniz? 14 Ocak 2020 tarihli bir başka açıklamanın başlığı şu: Çin hükümeti insan hakları için küresel bir tehdit oluşturuyor.

 

Kendi insanını koruyamadıkları gibi diğer ülkelere de sırtını dönenler, koronavirüsle mücadelede dünyaya yardım eli uzatan Çin’i küresel tehdit olarak gösteriyor.

 

Dönelim Türkiye’ye.

 

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Demirtaş’ın muhalif olduğu için değil terör suçundan tutuklu olduğunu bilmiyor olabilir mi? Ya da Figen Yüksekdağ’ın sırtını dayadığı örgütün Mehmetçiğimizi, polisimizi, öğretmenlerimizi, kundaktaki bebeği öldürdüğünü; okullara, hastanelere bombalar yağdırdığını? Belediye Başkanlarının Kürt oldukları için değil terör örgütüne yardım ve yataklık yaptıkları için görevden alındığını? Serbest bırak dediği FETÖ’nün halka kurşun sıktığını, kumpaslar tertiplediğini, aydınlarımızı katlettiğini, gençlerimizin hayatını çaldığını? Ev hanımları kermese mantı yaptığı için, abiler bankaya para yatırdığı için mi içeride?

 

Bal gibi de biliyorlar.

 

Peki biz neyi bileceğiz?

 

İnsan haklarını güvenceye alacak şey milli devletin varlığıdır. Bu haklar zalimlerin diline sakız, eline sopa yapılamayacak kadar değerlidir.