Ali Mercan: Trump’a karşı Avrupa ittifakı 'İran’a dokunamazsın'

Hatırlanacağı gibi Avrupa adına Almanya “Ortadoğu’yu Trumplaştırmayacağız ( Keine Trumpisierung)” açıklaması yapmıştı. Alman dış politika gelişmelerini özetleyen German Foreign Policy (GFP) bülteni 16 Ekim tarihli sayısında, Almanya, Fransa ve İngiltere devlet ve hükümet başkanlarının ortak açıklamalarına yer verildi ve Trump’ın geçen hafta İran’a karşı yaptığı tehditkar açıklamalara karşı duyulan kaygılar dile getirildi. 14 Ekim Cuma günü Tramp’ın açıklamalarının hemen ardından Federal Almanya Hükümeti nükleer görüşmelerde yer alan Fransa ve İngiltere ile birlikte “İran’a yönelik yaptırımların tekrar devreye sokulmasına karşı” acilen Washington’a karşı olduklarını açıkladılar. Açıklama’da “Biz ABD Başkanı Trump’ın açıklamaları hakkında bilgi almış bulunuyoruz. İran’a karşı “Joint Comherensive Plan of Action (JCPoA) planını onaylamıyoruz” denildi. Angela Merkel, Emmanuel Mackron ve Theresa May’in ortak açıklamasında, “Biz olası gelişmelerden dolayı kaygılıyız” denildi (13.10.2017, Frankfurter Allgemeine Zeitung*FAZ). Bu açıklamaya paralel olarak Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel de “İran’a karşı yaptırımların kapısının yeniden aralanması zorlu ve tehlikeli bir sinyaldir” dedi. Bu açıklamadan sonra Alman basını gelişmeyi “Avrupa devletlerinin omuz omuza tavrı, Anti-Trump- İttifak (Anti-Trump-Allianz)” olarak nitelendirildi. (Agy) FAZ ve diğer gazetelerin yorumunda bu açıklamalarla Berlin dünya politikasındaki yeni yönelimlerini pekiştirmektedir. “Bakınız ABD’ye karşı pozisyon- Ortadoğu’yu Trumplaştıramazsınız(GFP).

 

 

ALMANYA YAPTIRIMLAR HEP FİREN YAPTI

 

Almanya son dönemlerde Suudi Arabistan ve İran arasındaki gerginlikte bir çeşit arabulucu rolü oynayarak bölgede etkisini korumak yolunu izliyordu. Bunun yanında Almanya, İran’ın ekonomik gelişmesini gözetiyordu. Bu tavırda ısrar Almanya’yı Washington’a karşı keskinleştirmeye götürdü. Diğer yandan Batı’nın politikası, İran’ın yükselişini frenlemek ve mümkün olduğunca Batı yanlısı, ılımlı bir yö- netimin iktidara gelmesini öngörüyorlardı. Ancak gelişmeler tam aksi yönde ilerledi. Almanya ve İran, Suudi Arabistan ve diğer Körfez Ülkelerinin Kuveyt’e karşı abluka hareketine katılmadı. İran’la iyi ilişkileri olan Katar bu andan itibaren bu ilkeye daha çok yaklaştı. Almanya ve İran’ın Katar’la ilgili bu tavrı Suudilerin müttefiki olan Türkiye’yi de Katar’ı savunma pozisyonuna götürdü. Bu gün Pers tehdidinden bahseden Türkiye’nin yerini İran’la omuz omuza Türkiye almıştır. Almanya 13 Mart’ta Riad’ta ve 15 Mart’ta da Tahran’da bu başkentler arasındaki gerginliği azaltmak amacıyla bir nevi arabuluculuk toplantıları yapmıştı. Böylece Atlantik’e karşı dünya politikasının bir gereği olarak bölgede etkisini arttırmaya çalışmıştı.

 

 

BATI’NIN İRAN POLİTİKASI İFLAS ETTİ

 

Batı’nın yıllardır İran’a karşı sürdürdüğü yaptırımlar, ambargolar ve Obama yönetimince olduğu gibi savaş tehditleri iflas etmiş, geri tepmiş bulunuyor. Bu tehditkar tutumlar özellikle 2015’ten beri yerini Avrupa’nın İran’la bağlaşıklığını sıkılaştırmasına ve atom sözleşmesini destekleme tutumunda ısrar etmeye bırakmıştır. ABD yönetimi içinde bir kanat hep İran’a karşı sert ve tehditkar tutumlarda ısrar etti. Trump yönetimiyle birlikte İran düşmanı tutumlar zirveye çıktı. İran’ı kuşatan bir Sünni NATO’su kurma teşebbüsüne kadar vardırıldı. Ancak bu politikalar Berlin yönetiminin muhalefet duvarına çarptı, direnciyle karşılaştı (GFP).

 

Almanya bununla petrol ve doğal gaz yatağı İran’daki yatırımlarını, ekonomik olarak yükselen ve nüfusu artan bu büyük pazarı güvence altına almış oldu. Almanya’nın İran’a ihracatı 2015, 2016 ve 2017’nin ilk yarısında istikrarlı olarak arttı. Aynı dönemde Rusya ve Çin’in İran’a yatırımları da oldukça artmaya devam etti. Bu ülkeler arasında İran’a yönelik olarak tatlı bir rekabet sürerken aynı zamanda Atlantik’ten uzaklaşan bir dayanışma gelişti.

 

Almanya’nın son olarak İran’a sahip çıkarak Trump’a karşı bir Avrupa ittifakına ön ayak olması Atlantik’e karşı Avrasya birliğine yönelişinin en açık göstergelerinden birisidir. İran’la birlikte Suriye sorununda garantör olan Türkiye’nin yeni konumuyla Ortadoğu’da yer alan Almanya ile daha sorumlu bir politika geliştirmesi artık çok acil bir hal almıştır. Türkiye’nin menfaatleri bunu gerektirir.