Ali Mercan: Almanya savunmada da ABD’den kopuyor

Bu yazı “Avrupa ‘Atlantik Çağı’nı bitirdi” başlıklı bir önceki yazının devamıdır ve Atlantik devrinin sonunu ilan etmektedir. Başlık Alman dış politikasına yön veren vakıflar ve uzmanların, etkili basın organlarının özetini sunan bir bültene aittir. (1)

 

Almanya’nın başını çektiği AB’nin, Atlantik’ten kopma süreci aksamadan devam ediyor. Uzun süredir devam eden Almanya-Amerika çatışması dünya dengelerinin Asya lehine değişmesi ve Trump’ın Avrupa’ya yukardan, dayatan tavrı ile belirginleşti. G-7’nin dağılıp anlamsız fikir kulübü derecesine dönüştüğünün ilân edilmesinden sonra, Transatlantik bağlantılarının bittiğini ilân eden açıklamalar bütün Avrupa’da peş peşe geldi.

 

Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen, 1 Haziran’da yeni Fransız meslektaşı Sylvia Goulard ile görüştü. Bu beklenen görüşmede ABD’ye bağımlılıktan kopmak için, AB askeri formasyonunu ve ortak askeri politikaları geliştirmek alanında mesai harcandı. Fransa’nın yeni yönelimiyle birlikte.

 

Almanya-Fransa ekseni, değişen dünya dengeleri içinde ağırlığına uygun bir konuma yerleşecek.

 

Merkel’in, “Kaderimizi kendi ellerimize almalıyız” çıkışından sonra ilk önemli adım “Dünya devleti” Çin Halk Cumhuriyeti ile ikili ilişkileri geliştirmeye başlanması oldu. Ticari ilişkiler, Trump’ın çekildiklerini açıkladığı iklim sorunlarına karşı mücadeleyi içeren Paris Anlaşması konuları yanında, askeri alanlarda da Washington’a karşı işbirliği görüşülüyor. Dış politikada etkili olan Berlin’in hükümet danışmanları AB’ye “Ortadoğu politikalarında da, ABD’den kopmak gerekir” önerisini getiriyorlar. Sözkonusu danışmanlar, bütçesi Başbakanlık tarafından karşılanan vakıflarda çalışan politika uzmanlarıdır. Danışmanlara göre “Almanya’nın hâkim olduğu AB, askeri alanda da bağımsız olarak hareket edebilmelidir.”

 

 

STRATEJİK ORTAK

 

Merkel’in Atlantik’ten bağımsızlığını ilân eden açıklamasından sonra Berlin, Çin ve Hindistan’la ikili ilişkiler konusundaki çalışmalarını hızlandırdı. Zaten Almanya, Çin’le ilişkileri sistemli olarak geliştiriyordu: “Büyük küresel güvensizlik ortamına karşı, Almanya ve Çin ikili ilişkilerini pekiştiriyorlar.”

 

Geçtiğimiz Çarşamba günü, Fransa ve Almanya Savunma Bakanlarının, AB’nin askeri gücünü geliştirme plânları üzerine buluştukları sırada, Berlin’de Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Çin Başbakan’ı Li Keqiang ile görüştü. Görüşme sonuçları basına açıklandı. Merkel yaptığı açıklamada, “Çin, geçtiğimiz on yıllarda hep önemli bir ortağımız oldu. Şimdi de stratejik ortağımız. Önümüzdeki dönem ticari ilişkiler ve iklim sorunları gibi küresel sorunları birlikte ele alacağız” dedi. Li de bu görüşlere katıldığını belirterek, “Serbest ticaret konularında tam olarak anlaşıyoruz” dedi. (2)

 

Merkel bu alanlarda olduğu gibi, Trump’ın askeri müdahalelerine karşı da tavır alıyor ve bu ilk değil. Merkel, “2003’te ABD’nin Irak’a askeri müdahalesine karşı, Fransa’nın yanında yer aldık” dedi.

 

Sadece Trump’ın ve Washington’un ekolojik ve serbest ticaret politikalarından bağımsızlık değil, Ortadoğu politikalarından da bağımsızlık önerisi Bilim ve Politika Vakfı (SWP)’ndan geldi. SWP dış politika önerileri üreten en önemli vakıflardan birisi. Önerilerine göre “AB sadece İsrail ve Filistin Bölgesel Yönetimi arasındaki görüşmelere etki yapma talebiyle sınırlı kalmamalı, aynı zamanda AB yatırımcılarının bölgeye katkılarını içeren bir plan hazırlamalıdır. İşgal altındaki bölgelerden Almanya’ya ihracat yasaklanmalı, işgal edilmiş topraklarda insan haklarına aykırı uygulamalar reddedilmelidir.” (3) Berlin’in bu ve benzeri önerileri dikkate aldığı ve Ortadoğu’da ABD’den ayrı pozisyon takınacağı ve kendi inisiyatifiyle başka bir güç odağı oluşturacağı belirtildi.

 
 

ASKERİ ANA KARARGAH

 

Almanya küresel alanda rol oynayabilmek için, AB’nin askeri olarak yeni bir forma dönüştürülmesi girişimine inanıyor. Bu amaçla Mayıs ayında çıkan bazı engeller aşılarak, AB’nin kendi kumanda merkezinin (NATO’dan bağımsız) oluşumuna başladı. Şimdilik -adına başka bir şey dense de- NATO’ya alternatif bir merkezi komutanlık kurulduğu herkeseçe aşikâr.

 

Avrupa’nın askeri savunma gücünü kaynaştırma ve geliştirme çabaları, geçen yılın yazında Fransa ile yoğun görüşmelerle şekillendi. İki ülkenin başı çektiği bağımsız AB, askeri gücün bütün alanlarda silahlanmayla gerçekleştirilecek.

 

Oluşturulan “Avrupa Güvenlik ve Savunma Birliği” AB’nin savunma gücünü yetkinleştirmek için çaba sarf edecek Berlin’in, ABD ile yaşadığı büyük kırılma güçlü olarak askeri alanda da görülmeye başladı. Danışmanlar “Almanya’nın, ABD ile her türlü askeri bağlantıyı kopartması gerektiğini” öneriyorlar. Bu öneriler, politikada etkili olan Alman basınında da yer aldığı gibi “AB tarafına güç yığmalıyız” görüşü de savunuluyor. (4) İkinci Dünya Savaşından sonra silahlanmaması ve nükleer güç sahibi olmaması yönünde engellenen Almanya’nın, şimdi bu alanda da adımlar attığı basında yer aldı. Bakalım buna ne diyecekler.

 

Geçen ayın gündemini Almanya’nın ABD’ye karşı çıkışı belirledi. Gelişmeler çok hızlı... Gelecek günlerde de ilginç adımlar atılacağı ve iki ülke arasındaki çekişmenin gerilime neden olacağı da bir gerçek. Bunun Türkiye’ye de yansımaları nasıl olacak göreceğiz? İlgiyle izliyoruz.

 

KAYNAKLAR:

1- German-Foreign-Policy, 02.06.2017.

2- Almanya Hükümeti Basın ve EnformasyonDairesi açıklaması. Berlin,01.06.2017.

3- www.swp-berlin.org 23.05.2017.

4- Frankfurter Allgemeine Zetung,30.05.2017.