Doğu Perinçek: "Suriye'ye karşı savaşan Suriye dostu oluyor"

Genel Başkanımız Doğu Perinçek, Suriye’deki gelişmelerin, ülkenin toprak bütünlüğünün ve Türkiye’nin güvenliğinin sağlanması yönünde sürdüğünü söyledi

Tarih:

16 Şubat günü Suriye Devlet televizyonunda da, ana haberde yayımlanan söyleşide Perinçek, “ABD ve İsrail’in bu süreci önleyecek güçleri yoktur” dedi. Lübnan merkezli Sita Institut, İran, Suriye, Cezayir ve Ürdün’de yayın yapıyor. Perinçek’in sorulara verdiği yanıtları özetleyerek sunuyoruz.

 

 

‘ZEYTİN DALI BİRLEŞTİRDİ’

 

* Vatan Partisi’nin Suriye Ordusu ve milletine destek verdiği biliniyor. Peki Türk Ordusu’nun Afrin Operasyonu Türkiye’nin iç siyasetini nasıl etkiliyor?

 

Afrin Harekâtı, Türkiye’nin iç cephesini birleştirdi. Türkiye’nin ABD güdümlü bölücü ve yobaz terörüne karşı mücadelesini “Saray savaşı” diye suçlayanlar, seslerini kestiler. Çünkü millet onlara karşı. Şimdi savaşın insana yıkım getirdiği söylemleriyle ABD’nin psikolojik harekâtına destek oluyorlar. Ancak bu kara propaganda, milleti etkilemiyor. Halk, bu savaşın ABD emperyalizmine karşı olduğunu biliyor. Türkiye’de şu an ABD karşıtlığı yüzde 94 oranında.

 

 

‘ABD’YE KARŞI SAVAŞAN SURİYE’YE KATILIYOR’

 

* Türk Hükümeti Türkiye’de bulunan Suriyeli Muhalifleri Suriye’nin kuzeyinde bulunan Kürt güçlerine karşı savaştırıyor. Bunu doğru buluyor musunuz?

 

Türkiye, “muhalif” dediğiniz güçleri “Kürt güçlerine karşı” değil, ABD’nin piyonlarına karşı savaştırıyor. ABD, PKK/PYD/YPG’ye 4 bin 900 TIR silah verdiğini açıkladı. Sayın Beşar Esad da ABD güdümünde savaşanların “vatan haini” olduğunu belirtti. O güçler, ABD’nin Suriye’yi bölme planında hizmet görüyorlar. “Muhalif” denen güçler, geçmişte Suriye yönetimine karşıydılar, ama şu anda Türk Ordusunun kumandası altında ABD ve piyonlarına karşı savaşıyorlar. Alet insanı yönetmez, insan aleti yönetir. Testere marangozu yönetmez, marangoz testereyi yönetir. “Suriyeli muhalifler” eğer Türk Ordusunun komutası altında ABD’ye karşı savaşmazlarsa, ABD’nin komutası altında Suriye’ye karşı savaşacaklar. ABD’ye karşı savaşanlar, en sonunda Suriye yönetiminin denetimi altına girecek. Fırat Kalkanı Harekâtı’nda bunu gördük.

 
 

‘SURİYE İLE DOSTLUk YAKIN’

 

* Bu operasyonların (Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı) Türkiye-Suriye arasında siyasi ve diplomatik ilişkilerin başlamasını sağlayacağını düşünüyor musunuz? Bu olacaksa sizce ilk adım nasıl olacak?

 

Zeytin Dalı Harekâtı, kaçınılmaz olarak, Türkiye-Suriye arasında siyasi ve diplomatik ilişkilerin başlamasını sağlayacak. Çünkü Türkiye’nin karşısında ABD ve İsrail gibi önemli güçler var. Türkiye, bu güçlere karşı mücadelede gerçek müttefikleriyle buluşmak zorunda, buluşuyor. Bu süreci görmek ve anlamak gerekir. Nitekim Fırat Kalkanı Harekâtı, Türkiye, Rusya ve İran’ın yakınlaşması sonucu Moskova Bildirgesi’ni ve Astana Sürecini getirdi. Batı Asya ülkeleri, silah arkadaşı oldular ve Irak’ın kuzeyinde Barzani yönetiminde İkinci İsrail devletinin kurulmasını önlediler. ABD’nin piyonları, Kerkük’te Irak Ordusu’nun karşısında tek bir kurşun atmadan kaçtılar. Irak’ta başarıyla uygulanan bu ittifak modeli, bugün Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması açısından da geçerlidir. Gelişmeler, Türkiye-Suriye işbirliği yönündedir. Başka bir ihtimal yok. İlk adımın nasıl atılacağı önemli değil, o adımın bir an önce atılması önemli. Kim atarsa, her iki ülkenin geleceğini kurtaracak bir işe başlamış olacaktır. Savaşın şakası yoktur. Türkiye-Suriye işbirliği, siyasal işbirliğinden askerî işbirliğine kadar her alanı kapsamak zorundadır.

 

 

* Türkiye Soçi Konferansı’na nasıl bakıyor, bu toplantılardan tam olarak beklentisi nedir?

 

Türkiye Hükümeti, Soçi Konferansı’na olumlu tavır içinde. Tayyip Erdoğan yönetiminin bu süreçte, gelişmeleri belirleyici bir konumu yoktur, olamaz. Türkiye’nin hayat memat meselesi olan bu süreçte Tayyip Erdoğan, Türkiye’yi istediği gibi yönetemez, ama Türkiye, Tayyip Erdoğan’ı yönetir. Dikkat edilirse, Türkiye’nin dinamikleri belirleyicidir. Bu gerçeği bütün dünya görüyor. ABD ve Alman gazeteleri, Tayyip Erdoğan’ın “artık İslami Kemalist olduğunu” yazmaya başladılar. Türkiye’nin geleceğini vatansever güçler belirmeye başlamıştır.

 

 

SURİYE ANAYASASINI KENDİSİ YAPAR

 

Vatan Partisi olarak biz, Soçi’yi yararlı bir girişim olarak görüyoruz. Ancak Suriye’nin geleceği Suriye topraklarında belirlenmeli. Çeşitli ülkelerin sözcüleri, “Suriye masasında yer kapmaktan” söz ediyor. Oysa Suriye masasında tek bir iskemle var. O da Suriye devleti ve milletinin iskemlesidir. O masaya Suriye dışındaki devletlerin oturmasını ilke olarak onaylamıyoruz. Suriye’nin anayasasını Suriye devleti ve milleti yapar. Süreç, Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması, Beşar Esad önderliğindeki Suriye devletinin ülkesine huzur getirmesi ve Türkiye’nin güvenliğinin sağlanması yönündedir. ABD ve İsrail’in bu süreci önleyecek güçleri yoktur. Yeter ki biz Batı Asya devletleri ve milletleri, güçlerimizi birleştirelim. Vatan Partisi, bu süreçte Suriye-Türkiye dostluğu için etkin olmaya devam edecektir. Türkiye, bu savaşa Tayyip Erdoğan yönetiminde girdi, ancak bu savaştan Vatan Partisi’nin merkezinde bulunduğu Millî Hükümetle çıkacaktır.