Devlet parasıyla miting yaptırma

Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) devlet parasıyla ‘evet’ kampanyasının önlenmesi için çağrı.

Tarih:

Milli Anayasa Hareketi Başkanı, eski TBMM Başkanvekili ve Genel Başkan Yardımcımız Hasan Korkmazcan Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) bir çağrı yaparak devlet parasıyla ‘evet’ kampanyasının önlenmesini istedi.

 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Başbakan Binali Yıldırım’ın, bakanların kamu kaynakları kullanılarak yapılan törenleri Meclis’in yetkilerini elinden alan ve “Denetimsiz Başkanlık Sistemi” öngören anayasa değişikliği için yapılacak referandum için “evet” kampanyasına dönüştürmesi toplumda tepkileri arttırdı. Hukukçular halk oylamasının eşit koşullarda yapılması gerektiğini belirterek, kamu kaynakları ile “evet” kampanyasının anayasaya aykırı olduğunu vurguladılar.

 

 

DEVLET BİNALARINDA KAMPANYA YAPILIYOR

 

Milli Anayasa Hareketi Başkanı, eski TBMM Başkanvekili Hasan Korkmazcan da Yüksek Seçim Kurulu’na bir çağrı yaparak devlet kasasından “evet” kampanyası yürütülmesinin önüne geçilmesini istedi. Halk oylaması için yasal sürecin başladığını kaydeden Korkmazcan, “Süreç başladı. Ancak bu süreç anayasa, yasalar, demokratik gelenekler rafa kaldırılarak yürüyor. İktidar devletin tüm olanaklarını ve gücünü ‘evet’ kampanyası için kullanıyor. Aksaray’da açılış töreninde yaşananlar çok açık. Cumhurbaşkanı kürsüye ‘evet’ kampanyasının müziği ile çıktı. Devletin parasıyla yapılan cumhurbaşkanlığı binasındaki salonda yapılan toplantılarda, devlet dairesinde ‘evet’ kampanyası yapılıyor. Bu kabul edilemez” dedi.

 

 

SUÇ İŞLENİYOR

 

Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli devletin valisinden odacısına kadar görevlilerin kampanya elemanı yapılmaya çalışıldığını ifade eden Korkmazcan şunları söyledi: “Kamu kurumlarının bütçeleri ve ödenekleri ‘evet’ kampanyasında kullanılmaktadır. Bu suçtur. Denetim dışında cereyan etmektedir. Anayasaya göre halk oylamasının adil, dürüst ve saydam bir ortamda yapılması gerekmektedir . Bu görev de anayasa tarafından yalnız ve özellikle Yüksek Seçim Kuruluna verilmiştir. Önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanının 40 ilde miting yapacağı duyuruldu. Aynı şekilde Başbakan da kampanya yürütecek. Bütün bu kampanyaların devlet olanaklarıyla gerçekleşeceği şimdiden görülmektedir. Daha önce 2010 halk oylamasında ve Cumhurbaşkanlığı ve diğer seçimlerde devlet olanaklarının insafsızca kullanıldığı bilinmektedir. Türkiye’nin kaderini etkileyecek, son derece kritik olan 16 Nisan halk oylamasında aynı durumun tekrarlanması halk oylamasının meşruiyetine gölge düşürecektir. YSK bu konuda görevini yapmalı, anayasanın kendine verdiği emri yerine getirmelidir.”

 

 

SORUMLU KURUM YSK

 

“Hayır” kampanyası yürütenlerin bütün masrafları kendi ceplerinden karşılarken “Evet” kampanyası yürüten Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanların devlet parasını kullanmalarının toplum vicdanını da yaraladığını vurgulayan Korkmazcan, eşit koşullarda yapılmayan bir halk oylamasında sorumluluğun anayasaya göre Yüksek Seçim Kurulu’nda olacağını bildirdi.

 

 

MEVCUT ANAYASAYA HERKES UYMAK ZORUNDA

 

Merkez Karar Kurulu (MKK) Üyemiz avukat Mehmet Cengiz, “evet”çilerin halk oylamasında istedikleri sonucu almak için kamu gücü ve kamu olanaklarını kullandıklarını belirterek şu görüşleri savundu: “Kamu gücü ve kamu kaynakları ile ‘evet’ kampanyası yürütenler açıkça suç işliyorlar. İster Cumhurbaşkanı olsun, ister sıradan bir vatandaş herkes yürürlükteki anayasaya ve yasalara uymak zorundadır. En başta da Cumhurbaşkanı uymakla mükelleftir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devlet olanaklarıyla ‘Evet’ kampanyası yürütmesi kabul edilemez. Kaldı ki Cumhurbaşkanı olurken ettiği yeminle de bağdaşmaz. Yaşanan olgular, anayasa değişikliğinin kabul edilmesi, Cumhurbaşkanının aynı zamanda parti başkanı olmasının yaratacağı sakıncaları da ortaya koymaktadır. Bugün bunları yapanın yarın anayasa değişikliği gerçekleşirse neler yapacağını tahmin etmek zor değildir.”