Değerli Denizli halkı üç aydır Denizli’de ayak basmadık yerleşim alanı bırakmadık. Halkımızla, esnafımızla, çiftçimizle, sanayicimizle, küçük sanayi esnafımızla, öğrenci gençliğimizle, emekli ile yüz yüze geldik, dertlerini dinledik ve çözüm önerilerimizi anlattık.
Türkiye’nin en önemli iki sorunu olduğunu;
Birinci sorun güvenlik; güvenliğimizi sağlamanın yolunun Amerika’nın stratejik ortaklığından kurtulmak, onun desteklediği PKK ve FETÖ terör örgütlerini komşularımızla birlikte el ele vererek alt etmekten geçmektedir. Her iki terör örgütü CIA tarafından kollandı, büyütüldü ve silahlandırıldı. Çözüm komşularla birlikte teröre son vermektir. Bununda adımları atılmaya başlanmıştır.
İkincisi ekonomik kriz; Çarşılar, pazarlar alev alev yanıyor. İnsanlarımız ürettiğini satamaz, sattığının masrafını dahi karşılayamaz olmuştur. Onun içinde üretimden uzaklaşmaktadır. Türkiye her şeyi dışarıdan satın alan bir ülke konumuna gelmiştir. 1 litre mazot 6.5 liraya, bir torba gübre 120 liraya, bir kg göktaşı ilacı 5 liradan 25 liraya çıkmıştır.
Çözüm, Türkiye’nin yeniden üretim ekonomisine dönmesindedir. Çözüm, çiftçimize mazotu 2 liraya, gübreyi maliyetine verip üretimi teşvik etmekten, ürettiğini kooperatifler aracılığıyla pazarlamaktan geçmektedir.
Gezilerimizde bazı aydın ve vatandaşlarımız sohbetlerimizde ‘’Tayip gitsin de kim gelirse gelsin’’, ‘’Tayip gitsin de ne olursa olsun’’ söyleminde. Onlara Tayip Erdoğan kriz ile geldi, kriz ile gidecekler. Peki yerine kim gelecek? Asıl soru budur.
Amerika’nın dayattığı proje partileri mi? Yoksa emekçi halk ile birleşerek yönetime talip olan, emperyalist boyunduruğa hayır diyen, tam bağımsızlığı savunan, koltukta değil Atatürk’ün Altıoku’nda birleşenlerin programı ancak Türkiye’yi kurtarır.
Koltuklar geçicidir. Bugün biri oturur, yarın başka birisi oturur. Kalıcı olan programdır. Ranta dayalı bu sistem çöküşe geçmiştir. Amerika sistemi kurtarmak için şimdi de ‘’Tayip gitsin, Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Meral Akşener gelsin’’ diyor.
Hafızalarımızı bir yoklayalım.
Önce, ‘’Tayip gitsin, Ekmeleddin gelsin’’ ‘’tıpış tıpış oy vereceksiniz’’ dediniz. Ekmeleddin gitti son seçimde oyunu Tayip Erdoğan’a verdi.
Sonra, ‘’Tayip gitmesi için HDPKK’nın meclise girmesi gerekli’’ dediniz ve soktunuz. Ancak Tayip gitmedi.
Bugün, ‘’Tayip gitmesi için Atatürkçülük’ten uzak duralım, sağcılaşalım, özelleştirmeci olalım ve Meral Akşener’in etrafında toparlanalım’’ diyorsunuz.
Yarın, Amerikancılıktan ve FETÖ’cülükten vazgeçmemiş Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu’nu göstereceksiniz. Bunun hazırlıklarını şimdiden yapıyorsunuz.
Vatan Partisi olarak biz de diyoruz ki; Fikri hür, vicdanı hür vatandaşlar olarak artık ‘’tıpış tıpış’’ çıkmazlara oy vermeye gitmeyeceğiz. Bizi bir tuzaktan bir tuzağa çekemezsiniz.
Tayip Erdoğanlar gidecek, onun benzerleri değil Atatürk’ün Altıoku’nu savunanlar iktidar olacaktır.
Değerli halkımızın aklınıza ve vicdanınıza sesleniyorum: İçine sinmeyen, istemediğin adaylara ‘’tıpış tıpış’’ oy vermeye gitmeyesin diye aday oldum. Acabalarını bir kenara bırak vicdanının sesine kulak ver! Atatürk’ün Altıoku’nu rehber edinmiş, Denizli’yi birlikte yönetmeye talip olan Vatan Partisi adayı Mustafa Güleç’te oylarını birleştir.