Genel Başkanımız Doğu Perinçek, Boğaziçi Üniversitesinde düzenlenen Atatürk Sempozyumunda konuştu:
Bizim devrimimizin başlangıcı Namık Kemal'lerden yani 1876 1. Meşrutiyet devriminden başlıyor. Aslında bütün dünyanın büyük devrimcilerinin gözleri Türkiye'deydi, Rusya'daydı, Çin'deydi. Gözler Doğuya çevrilmişti. Yani Avrupa'nın dünya devriminin merkezi olduğu zaman geride kalmıştı. Marx'ın 1874'teki şu sözleri Türkiye’nin önündeki serüveni çok özlü ifade ediyordu: Avrupa’nın en yetenekli, en erdemli köylüsü Türk köylüsüdür. Biz dünyayı asya devrimleri çağına sokan başlıca milletlerdeniz ve devrimlerin sahiplerindeniz.
1. Cihan Savaşı’na girmemiz konusunda da yanlış fikirler var. “Bu savaşa girmeyebilirdik, tarafsız kalabilirdik” diyorlar. Çok yanlış. Dünyada Birinci Cihan Savaşı’na katılacak tek devlet olsa o da Osmanlı olurdu. Biz irademiz dışında savaşa girmek zorundaydık. Bu savaş zaten Osmanlı Devleti’nin paylaşılması savaşıydı. O koşullarda birbiriyle savaşan Mihver Devletleri ile İtilaf Devletleri arasındaki bu emperyalist savaşa, biz vatan savaşı yaparak dahil olduk. Lenin de “bu bir emperyalist savaştır ama Türkiye vatanı için savaşıyor” demiştir.
Bugün Atatürk devrimi PKK'yı temizleme mücadelesinde, FETÖ'yü temizleme mücadelesinde, Suriye topraklarından emperyalizmi temizleyen Türk Ordusunun mücadelesinde devam etmektedir. Bugün Atatürk devrimi, Ege’den ve Akdeniz’den namlularını gösteren emperyalizmi süpürme mücadelesinde devam etmektedir. Atatürk devrimciliği bir hatıra değildir. Bugün Atatürk devrimciliği Afrin’dedir, Fırat Kalkanı’ndadır, Zeytin Dalı Harekatı’ndadır. Türkiye'nin ezici çoğunluğu bu mevzidedir.
Türk devriminin başından beri yaptığı işlere Kemalizm denir. CHP’nin programına bu 1930’da girmiştir. Milli demokratik devrimimizi tamamlama görevi önümüzde durmaktadır. Siz gençler bu görevi yapacaksınız.
ABD'nin Suriye’den çekilmesi, Batı Asya halklarının ve devletlerinin, aynı zamanda Türk devletinin başarısıdır. ABD, Büyük Ortadoğu Projesi’yle güya 26 ülkeyi parçalayacak ve yeni rejimler getirecekti. Bunu silahla başarmaya çalıştı. Irak’ı iki kez işgal edip bir buçuk milyon insanı katletti, aynı zamanda Suriye’de iç savaş başlattı; ama Suriye’ye yenildi, İran’a, Irak’a yenildi. Bu yenilgi Trump ve kurmayları tarafından da tespit edilmiştir. Bu yenilgiye cevaben ABD, Suriye’den askerlerini çekmektedir. Güya Kürdistan kuracaklardı. ABD silahla geldi, Batı Asya halkları ve devletlerinin, en başta Türk Silahlı Kuvvetlerinin silahı ABD'nin planlarını bozdu. Bu yeni bir dünyanın habercisidir. ABD’nin hükmettiği ve tek efendisi olmak iddiasında bulunduğu küreselleşme, Batı halklarının silahıyla bozguna uğramıştır.
‘ATATÜRK, İŞÇİNİN ENERJİSİNİ CUMHURİYET’İ KORUMAYA YÖNLENDİRDİ’
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İşçi-Sendika Bürosu Başkanı Öğr. Gör. Yıldırım Koç, toplumsal sınıflar konusuyla beraber Atatürk’ün emekçi politikalarını aktardı. Atatürk’ün bağımsız ve demokratik bir Türkiye istediğini vurgulayan Koç, “Bu amaçla toplumdaki dinamikleri inceledi. Bu toplumdaki dinamikler içinde işçi sınıfı da unsurlardan biriydi ancak 1908-1913 döneminden ve 1919-1922 döneminden bildiği temel nokta da şuydu: işçilerin ortaya çıkan bu enerjisinden Ermeni-Rum ayrılıkçıları da İngilizlere yardım eden ajanları da işçi sınıfının bu potansiyelinden faydalanıyorlardı” şeklinde konuştu. Koç “Halbuki Mustafa Kemal Atatürk, işçi sınıfının bir kesimini memur yaparak onlara çok önemli haklar tanıdı. Çıkarılan kanunlarla, &o uml;nemli düzenlemeler yapılarak işçi sınıfının gelişimine katkıda bulundu. İşçilerin enerjisini Cumhuriyetin kazanımlarını koruma doğrultusunda yönlendirdi” dedi.