Serdar Üsküplü: Kılıçdaroğlu’nun PKK ve FETÖ ile iktidar projesi

Genel Başkan Yardımcımız Serdar Üsküplü, 37’inci CHP Genel Kurultayı’nda Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı manifestoyu değerlendirdi

Tarih:

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Serdar Üsküplü, 37’inci CHP Genel Kurultayı’nda Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı “ittifak temelinde iktidar manifestosunun”, ABD’nin RAND Raporundaki “Muhalefeti birleştirerek Türkiye’de Atlantikçi hükümet kurma” planında görev üstlenmek olduğunu ifade etti. ABD’nin planına uygun olarak Kılıçdaroğlu’nun PKK-HDP ve FETÖ ile birlikte mevcut hükümeti yıkma hedefini açıkladığını belirten Üsküplü, PKK’nın bu yolla can çekişmekten kurtarılmak ve iktidar ortağı yapılmak istendiğini kaydetti. Üsküplü, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında özellikle Selahattin Demirtaş’a özgürlük istemesinin, kayyumlara karşı çıkmasının, açılıma dönüş mesajları vermesinin, CHP Lideri’nin birlikte iktidar olmak istediği HDP-PKK açısından önemli olduğunu vurguladı. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında FETÖ ile mücadeleden bahsetmediğini de belirten Üsküplü, bunun aksine CHP Lideri’nin, Fethullah Gülen’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı sık sık kullandığı “Firavun” ve “Nemrut” ifadelerini tercih etmesine dikkat çekti.  CHP tabanına, teşkilatlarına ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e de seslenen Üsküplü “PKK, FETÖ, Abdullah Gül, Babacan ve Davutoğlu ile ittifak planına evet diyor musunuz?” diye sordu. Üsküplü, ABD’nin Türkiye’de Atlantikçi bir iktidar kurma şansının olmadığını kaydetti.

 

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Serdar Üsküplü, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin 37. Genel Kurultayı’nda ilan ettiği “ittifak temelinde iktidar manifestosunu” hakkında bugün basın açıklaması yaptı. Vatan Partisi İstanbul İl Merkezi’nde yapılan açıklamada Üsküplü manifestonun, ittifak kurmak istenilen güçlerle birlikte değerlendirildiğinde Kılıçdaroğlu’nun ABD’nin Türkiye için iktidar planlarında görev aldığını belirtti. Kısa süre önce ABD’nin RAND Raporundaki Türkiye plan ve stratejisini ayrıntılarıyla açıklamış olan Üsküplü, bu plandaki “Muhalefeti birleştirerek Türkiye’de Atlantikçi hükümet kurma” hedefini CHP Liderinin benimsediğini ve burada rol üstlendiğini kaydetti.  Üsküplü, ABD’nin planına uygun olarak Kılıçdaroğlu’nun PKK-HDP ve FETÖ ile birlikte iktidar olmak istediğini bunun için de PKK’yı can çekişmekten kurtarma peşinde olduğunu söyledi:

 

 

PKK’YI TÜRK ORDUSUNUN SÜNGÜSÜNDEN KURTARMA PROGRAMI

 

“Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilan ettiği programın merkezinde PKK’ya karşı silahlı mücadeleyi durdurmak, böylece PKK’yı Türk Ordusunun süngüsünden kurtarmak bulunuyor. Kılıçdaroğlu, açıkladığı ‘iktidar manifestosunda’, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve Polisimizin bölücü terör örgütü PKK’ya karşı yürütmekte olduğu silahlı mücadelenin adını bile anmıyor. Terör örgütünün silahla bastırılmasına karşı bir konumda bulunduğunu ilan ediyor. Çözümü, kendi iktidarlarında demokrasi temelinde ve TBMM eliyle sağlayacaklarını vurguluyor.  Böylece Kılıçdaroğlu, bugün can çekişmekte olan PKK’yı Türk Ordusunun süngüsünden kurtarma planını açıklamış olmaktadır.”

 

 

PKK’YI HÜKÜMET ORTAĞI YAPACAK STRATEJİ

 

“Kılıçdaroğlu, PKK’yı kurtarmanın da ötesinde, Türkiye’yi PKK ve FETÖ ile birlikte yönetme stratejisini açıklamıştır. Düne kadar “Mağdurlarla iktidara yürüme” başlığıyla şirinleştirilerek sunulan planının ortakları şimdi aleni hale getirilmiştir.

 

“Herkesin bildiği gibi, HDP, PKK’nın ayağıdır, PKK’nın emrindedir, PKK örgütünün bir parçasıdır. Kılıçdaroğlu, Demirtaş’a özgürlük istemekte, kayyum uygulamalarına son vereceklerini açıklamakta, açılıma dönüş mesajları vermektedir. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında, evlatlarını PKK’dan kurtarmak için mücadele eden Diyarbakır Anaları yoktur ama konuşma “Cumartesi Annelerine” selamla başlamaktadır.

 

“Kılıçdaroğlu ‘nun 'Bir araya gelerek çözeceğiz, birlikte mücadele edeceğiz.' ifadesi, HDP’nin 1 Haziran’da yaptığı 'Hep Birlikte Demokratik Geleceğe' çağrısının kabul edildiğini göstermektedir.

 

 

FETÖ’YLE MÜCADELE YOK FETHULLAH GÜLEN’İN KILAVUZLUĞU VAR

 

Üsküplü, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında FETÖ’ye karşıtlık olmadığı gibi olumlu mesajların verildiğini ifade etti: “Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında tek bir kez bile FETÖ’yle mücadele ifadesi geçmezken Fethullah Gülen’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan için 2013’ten bu yana sık sık kullandığı ‘Firavun’ ve ‘Nemrut’ ifadesi kullanılmıştır. Kılıçdaroğlu ‘Firavunların ve Nemrutların iktidarını yıkacağız.’ sözleriyle Fethullah Gülen’in söylemini aynen tekrar etmektedir.”

 

FETÖ ile ittifak siyaseti bu mesajla da sınırlı değildir. Kılıçdaroğlu’nun programında FETÖ’ye karşı mücadele yoktur. 15 Temmuz darbe girişiminden söz etmeyen CHP Genel Başkanı’na göre, asıl darbe “20 Temmuz Sivil Darbesi’dir”. Cezaevlerindeki ‘kalemini satmayan onlarca gazeteciden’ bahsedilmektedir, FETÖ’yle ve PKK’yla mücadele eden yargının ‘vesayet altında’ olduğu iddia edilmektedir. FETÖ’ye karşı yürütülen mücadele, açıkça hedef alınmaktadır.

 

 

KILIÇDAROĞLU’NDAN ŞİDDET ÇAĞRIŞTIRAN SÖYLEMİ

 

Üsküplü, CHP Lideri’nin Erdoğan iktidarını yıkmak için şiddeti öne çıkaran ifadeler kullandığının altını çizdi: “Kılıçdaroğlu, 'Adalet Yürüyüşünde, önümüzdeki duvarı yıkacağız demiştim… O duvarı şimdi dostlarımızla birlikte ve milletimizin ferasetiyle parça parça yıkacağız.' diyerek şiddet çağrıştıran bir çağrı yapmaktadır. Siyasi dilde, iktidara son vermek, iktidarı indirmek, iktidardan kurtulmak gibi ifadeler kullanılabilir, ancak ‘yıkmak’ ve ‘parçalamak’ gibi sadece şiddet hatırlatan eylemlerin vurgulanması, dikkat çekmektedir."

 

 

KILIÇDAROĞLU RAND STRATEJİSİNDEKİ GÖREVİNİ İLAN ETMİŞTİR

 

RAND Raporunu hatırlatan Üsküplü, Kılıçdaroğlu’nun söylemleriyle ABD’nin stratejik planları arasındaki uyuma dikkat çekti: “Kılıçdaroğlu, ‘Önümüzdeki ilk seçimlerde dostlarımızla birlikte iktidar olacağız’ ‘En geç 2023’te cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracağız.’ demektedir. Hedeflerini ‘baskıcı bir yönetim’ ve ‘tek adam rejimi’ olarak niteledikleri iktidarı, bir ittifakla devirmek ve ‘demokrasiyi getirmek’ olarak açıklamıştır.

 

“Kılıçdaroğlu’nun benimsediği bu strateji, RAND raporunda Türkiye’nin önüne konulan ‘Yeniden Dirilen Demokrasi’ senaryosunda aynen anlatılmıştır. Senaryoya göre ‘Bir muhalefet lideri veya koalisyon 2023’ten sonra Erdoğan’ı yenmeyi başarır ve daha Batı merkezli bir dış politika ve güvenlik politikasına geri döner.’”

 

 

RAND RAPORUNDAKİ ATLANTİK FİTNELERİNE DEVAM

 

Üsküplü, ABD’nin raporundaki fitnelerin CHP liderinin mesajlarında kendisini gösterdiğini kaydetti: “RAND Raporunun bir amacı da ABD karşıtı kuvvetler arasına fitne sokmaktır. Raporda Türkiye Cephesinin birliği ve Türkiye’nin komşularıyla dostluğu hedef alınmaktadır. Kılıçdaroğlu da konuşmasında Türkiye – Rusya dostluğunu hedef almaktadır. ‘Suriye’de 36 askerimiz şehit oldu. Sorumlusu kim, sorduk mu? 36 askerimizin kanı yerde duruyor.’ sözleriyle İdlip’teki kışkırtmayı hatırlatmakta, açıkça çatışma kışkırtıcılığı yapmaktadır. Bu çağrının Rus uçağını düşürmekten bir farkı yoktur.  “Uluslararası hukuka önem veren bir dış politika izlenecektir.” açıklamasındaki ‘hukukun’ ABD çıkarları olduğu anlaşılmaktadır.”

 

 

CHP ÖRGÜTÜ VE TABANI EVET DİYOR MU?

 

Üsküplü hem CHP ye hem de İYİ Parti’ye önemli sorular yönetti: “Artık gizlisi ve saklısı kalmamıştır. CHP Örgütü ve tabanı, Kılıçdaroğlu’nun PKK, FETÖ, Abdullah Gül, Babacan ve Davutoğlu ile ittifak planına evet diyor mu?”

 

 

MERAL AKŞENER “EVET” DİYECEK Mİ?

 

“Millet İttifakının ortağı olan İYİ Parti, CHP’nin ilan ettiği PKK, FETÖ, Abdullah Gül, Babacan ve Davutoğlu ile ittifak planına evet diyor mu? Aynı soru Saadet Partisi için de geçerlidir. İYİ Parti, ABD’nin Tayyip Erdoğan hükümetini PKK ve FETÖ ile birlikte yıkıp, Atlantik denetiminde iktidar kurma projesinde yer alacak mıdır? CHP örgütü bu plana evet diyecek midir?”

 

 

ATLANTİKÇİ İTTİFAKIN BAŞARI ŞANSI YOKTUR

 

Üsküplü son olarak ABD’nin ve Amerikancı güçlerin Türkiye’de kaybedeceğinin söyledi:  “Kılıçdaroğlu ‘Yeni bir siyaset anlayışını başlattık’ ifadesiyle 'Millet İttifakının' yeni bir döneme girdiğini, CHP’nin Atlantikçi iktidar için PKK ve FETÖ’yle aleni ittifaka hazır olduğunu açıklamaktadır.

 

ABD stratejisindeki ‘Yeniden Dirilen Demokrasi’ senaryosunun aktörleri sahneye çıkmıştır. ABD hegemonyası Batı Asya’da ve bütün dünyada güç kaybederken ABD patentli ‘demokrasi ittifakının’ başarı şansı yoktur. Atlantik’le birlikte hareket edenler, ABD’nin yenilgilerini paylaşacaklardır.”