Doğu Perinçek: Strateji kurmak-3

Tehdit nereden geliyor

Güvenlik stratejisi oluşturmak için, öncelikle tehdidin kaynağını saptamak durumundayız. Vatan Bütünlüğü ve Üretim Devrimi Programımıza yönelen tehdit ile güvenliğimize yönelen tehdit esas olarak örtüşür. Ancak güvenliğimizi hedef alan tehdit, daha gözle görünürdür.

 

Türkiye’nin güvenliği, Karadeniz ve Doğu Akdeniz’den Suriye ve Irak’ın kuzeyinden geçerek Umman Denizi’ne kadar uzanan çok geniş bir cepheye sahiptir.

 

 

KARADENİZ’DE TÜRKAKIM’I ENGELLEME İTTİFAKI


Karadeniz’den başlayalım.

 

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile Ukrayna Dışişleri Bakanı Pavlo Klimkin 16 Kasım 2018 günü Washington’da buluştular. ABD-Ukrayna Stratejik Ortaklığı Üzerine Açıklama, yalnız Rusya’yı değil Türkiye’yi de hedef alıyor. Metin, ABD Dışişleri Bakanlığı sitesinde, görüşmeden 11 gün sonra, 27 Kasım 2018 günü yayımlandı.

ABD ile Ukrayna arasındaki stratejik ortaklık, Türkiye’ye karşı düşmanca niyetlerini ilan etmiş bulunmaktadır. İki ülke, “TürkAkım’ı durdurmak ve Kuzey Akımını engellemek için sürekli eşgüdümde bulunacaklarını” açıklıyorlar.

 

 

DOĞU AKDENİZ’DE ABD-İSRAİL EKSENLİ İTTİFAK


Doğu Akdeniz Cephesi, Ege ve Kıbrıs’tan Libya’ya kadar uzanıyor.

 

Bu alanda her şey çok açık. Ege’de Yunanistan ile anlaşmazlıklarımız denizde ve havada. Ege adaları silahlandırılıyor ve Türkiye’nin egemenliğinde olan bazı adalar işgal edilmiş durumda. En önemlisi, ABD-İsrail-Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi (GKRK) Doğu Akdeniz’de bir askerî ittifak oluşturdular ve namlularını Türkiye’ye çevirdiler. Yaptıkları tatbikatları Rota yazılarında sık sık andık. Bu tatbikatların adları Tevrat’tan ve Yunan Mitolojisinden. Noble Dina ve Nemesis, her ikisi de Yahudi ve Yunan tarihinden taşınan intikam mesajları. Kıbrıs’ın “intikamı” peşindeler.

 

Ancak Doğu Akdeniz’deki esas mesele, ekonomik kaynaklardır. Yunanistan, Adaların ve Kıbrıs’ın karasularını ve Münhasır Ekonomik Bölgesini keyfî olarak belirlemek suretiyle Mavi Vatanımızın kaynaklarına el uzatmış bulunuyor. Arkasına ABD’yi, İsrail’i ve AB’yi almış bulunması, cüretkâr bazı iddiaları gündeme getiriyor. Bir süre önce Fransız donanmasının Limasol limanına demir atması, kurulan cephenin genişliği konusunda bizleri aydınlatmış olmalı. Yunanistan, ABD’nin düğmesine basabileceği ölçülerde Atlantik bağlantılıdır ve Türkiye’yi çok cephede silahlı sorunların bulunduğu koşullarda yakalamak için pusudadır.

 

Kıbrıs’taki durum herkesçe biliniyor. ABD ve AB, Türk askerinin Kıbrıs’tan çıkmasını istiyor ve Kıbrıs’ın birliği adı altında Güney Kıbrıs Rum Yönetimini açıkça destekliyorlar. KKTC, Batılı emperyalistlerin ambargosu altındadır.

 

Türkiye, Libya’da da aynı tehditle karşı karşıyadır. Hafter’in yanında olanlar ABD, İsrail, Fransa, Yunanistan, Suudi Arabistan ve Körfez Şeyhlikleri. Rusya ve İran ise, Türkiye’ye yakın konumdalar.

 

 

SURİYE’NİN VE IRAK’IN KUZEYİ


Türkiye güney sınırının ötesinde ABD ve İsrail’in dolaylı kuvvetlerine karşı 2016 Fırat Kalkanı harekâtından beri savaşıyor. ABD, Suriye’de yenildi, fakat şimdi yeni bir atak peşinde. Aynelarap bölgesine 10-11 Mayıs 2020 günlerinden beri hem askerî yığınak yapıyor hem de petrol çıkartmak için çalışmalara hız verdi. Burada PKK/YPG/YPD’nin ABD koruması altanda yeniden bir Kanton kurması, Suriye’ye, Türkiye’ye, İran’a ve Rusya’ya yönelik tehdidi güncelleştirdi.

 

 

KARABAĞ’DAKİ ERMENİSTAN İŞGALİ


Dağlık Karabağ’ın Ermenistan tarafından işgali, Türkiye’ye Kafkaslar’dan gelen tehdidin adresini belirlemektedir.

 

 

İRAN-ARAP KÖRFESİ VE HÜRMÜZ BOĞAZI


ABD’nin İran’ı hedef alan yaptırımları ve askerî tehditleri, Türkiye için de tehdit kaynağıdır. İran-Arap Körfezi ve Hürmüz Boğazı’ndaki gerginlikler, hiç kuşkusuz Türkiye’yi ve bütün ittifak birikimini ilgilendiriyor.

 

 

KUDÜS VE FİLİSTİN


Türkiye Hükümeti, İsrail’in Arap topraklarındaki ve Kudüs’teki işgaline son verilmesini ve Filistin Devletinin bağımsızlığını millî bir mesele, kutsal bir dava olarak kabul etmiştir. ABD ile İsrail’in piyasaya sürdükleri 21. Yüzyılın Projesi, bu bölgedeki duyarlılıkları yoğunlaştırmaktadır.

 

 

İÇ CEPHEDEKİ SİLAHLI VE EKONOMİK TEHDİTLER


Türkiye’yi hedef alan iç cephedeki bütün silahlı tehditlerin arkasında ABD var. PKK, ABD’nin stratejik piyonudur. FETÖ ise, ABD Glayosudur. Türkiye, ABD ve İsrail’in her alanda desteklediği ve beslediği bu örgütlerle savaş halindedir.

 

Ekonomik tehditler de ABD merkezlidir. Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileri sık sık ABD’nin Türkiye’yi hedef alan ekonomik tertiplerine ve operasyonlarına gönderme yapıyorlar. Bunların hakikat olduğunu herkes bilmektedir. Tehdidin sahipleri de Türkiye ekonomisini boğmaya yönelik senaryoları ilan etmekten geri kalmıyorlar.

 

 

KARADENİZ’DEN UMMAN DENİZİ’NE TEK CEPHE


Türkiye’ye yönelik tehditleri değerlendirdiğimiz zaman, her cephede ABD-İsrail ekseniyle karşı karşıyayız. Bu durumda Türkiye için farklı alanlarda farklı düşmanlar ve farklı dostlar gibi acayip bir manzara bulunmuyor. Bu tür gerçek dışı ve silahlı cepheleşmelerin mantığına ve dünya tecrübesine aykırı hurafelerin arkasında ABD kaynakları bulunmaktadır. Artık Türkiye’de hiç kimse ABD’nin dost olduğu yalanını savunamıyor. ABD yandaşlığı, bugün “Rusya ve Çin’in kucağına düşeriz” türünden uydurma tehditlerin arkasına sığınmaktadır.

 

Türkiye’ye tehdit, hangi cephemize bakarsak bakalım açık bir şekilde ABD merkezlidir.

 

Türkiye’nin güvenliği, Karadeniz’den Umman Denizi’ne bütüncül bir stratejiyle sağlanabilir. Farklı alanlarda farklı devletlerle dans etme diye özetleyebileceğimiz Atlantikçi tutarsızlıklar geçerli değildir.

 

 

KİTAPLAR

FİLM


Oliver Stone’un The Untold History of The United States başlıklı dizisini internette ABD’nin Gizli Tarihi başlığıyla bulabilirsiniz. Stone, bu dizide ABD emperyalizminin gerçekten de “anlatılmamış tarihini” dünya halklarının gözünden canlı görüntülerle veriyor. Aydınlatıcı bir belgesel.