Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin’e gönderdiği mektup, Batı Asya’da ve dünyada dengeleri değiştiren bir sürece girdiğimizi gösteriyor. Aslında bu süreç, Suriye’nin dostlarıyla el ele vererek ABD planını boşa çıkarmasıyla ve Türkiye’nin PKK’yı hendeklere gömmesiyle başladı. ABD, Avrupa dahil bütün cephelerde kaybetmektedir.
Türkiye’nin mecburiyetleri yürürlüktedir. Türkiye’nin başında bulunanlar, Türkiye’yi bölme planlarına ortak olamazlar! Türkiye’nin buna izin vermeyecek birikimi vardır. Yeni kurulan Binali Yıldırım Hükümeti de, Türkiye’nin dış siyasetinde değişikliğin “zarurî” olduğunu açıklamıştı. O zaruretler şimdi birer birer gündeme gelmektedir.
ÜZÜNTÜ MÜ, ÖZÜR MÜ
Mektubun içeriğinde herkes üzüntü mü bildirildi yoksa özür mü dilendi sorusuna takıldı. Her ikisi de var. Dün Kremlin’den yapılan resmî açıklamada, mektubun Türkçe metninde, Rusça “izvinitye”, yani “bağışlayın=özür dileriz” sözcüğünün tam karşılığının ifade edildiği belirtiliyor. Mektupta, ölen pilotun ailesine “derin üzüntü” ve başsağlığı dileğinin bildirilmesinden sonra, “Özür diliyoruz” sözcükleri yer alıyor.
Birisinin ayağına basınca bile, pardon diyoruz. Rus uçağının düşürülmesinden sonra, bir pardon sözcüğü herhalde uluslararası nezâketin ötesinde insanlığın da gereği olmalıdır. Ağırlığı olan bir devlet, kendisine güvenir ve yapılan yanlışı uygun bir dille saptar.
ASIL ÖNEMLİ OLAN
Asıl önemli olan, mektuptaki ortak eylem önerisidir. Tayyip Erdoğan, Putin’e Türkiye’nin “Bölgedeki krizlere ortak tepki göstermeye ve teröre karşı ortak mücadeleye” hazır olduğunu bildiriyor. Bu öneri, Barzanistan’dan Doğu Akdeniz’e doğru açılan ABD-İsrail Koridorunun başına gelecekleri belirlemektedir.
Batı Asya’da bugün ABD-İsrail girişimine karşı güçbirliği oluşmuş bulunmaktadır. Suriye, Irak, İran ve Lübnan birlikte hareket ediyorlar. Rusya da, Batı Asya cephesinde silahlı güçleriyle konumlanmış bulunmaktadır.
Ülkemizin yeri bellidir. Türkiye’nin kendisini bölenlerin planlarına alet olmasının bir sınırı vardı. Silivri duvarlarının yıkılmasından sonra FETÖ’nün polis ve yargıdan temizlenmesi ve arkasından PKK’nın hendeklere gömülmesi, o sınırın aşıldığını gösteriyor. Türkiye’nin Bölücü Terörün üzerine silahla yürümesi, kritik eylemdi. O eylem, Suriye, İran, Irak ve Rusya ile işbirliğini kaçınılmaz kılıyordu ve şimdi oraya gelmiş bulunuyoruz.
TELAŞ VE KORKU
Erdoğan’ın mektubunun ABD yönetiminde ve ülkemizdeki işbirlikçileri arasında yarattığı telaş, atılan adımının ciddiyetiyle bağlantılıdır.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Elizabeth Trudeau, Erdoğan’ın mektubundan ABD’nin haberinin olmadığını belirtti. Büyük şaşkınlık!
PKK ve HDP yöneticileri yanında CHP Lideri Kılıçdaroğlu da Türkiye-Rusya ilişkilerinin düzelmesi için atılan adım karşısında dengesini kaybetti. Hendeklerin Amerika tarafında mevzilenenler öfkelerini kontrol edemiyorlar. Büyük korku!
ANLAMAYANLARA HAYAT ANLATACAK
Bu hafta birbiri ardı sıra gelen ABD’den New York Times ve Foreign Policy, Çin’den Sin Hua Ajansı ve CCTV yanında Batı Asya ülkelerinin haber ajanslarına ve Rusya’nın Sesi’ne de anlattım: Türkiye’nin mecburiyetlerini anlayamayanlar, yanlış siyasetlere düşerler. Hiçbir güç, Türkiye’yi bölemez. Vatan Bütünlüğü, Üretim Ekonomisi, Çağdaş Toplum, Türkiye’nin mecburiyetleridir. Özetle Atatürk Devrimini tamamlamak Türkiye’nin gündemidir. Türkiye ile dost olmak isteyenler, bu mecburiyetlere uyum göstermek zorundadırlar. Bunu anlamayanlara hayat anlatacaktır.
Doğu Perinçek / 29 Haziran 2016, Aydınlık