Doğu Perinçek: 2021 yılı yiğitliğimizi selamlamak için bekliyor

Zorluklar varsa, Nâzım Hikmet’in özgüveni gündemde demektir: “Güneşi zaptedeceğiz, güneşin zaptı yakın.”

2021 yılının ayak seslerini duyuyoruz artık. Sert adımlarla geliyor. 2021 yılı gerçeğini bir sözcükle belirleyecek olursak zorluklar var. Hem Doğu Akdeniz odaklı tehditler, hem de iç cephede ekonomik sorunlar, yoksullaşma tehdidi.

 

 

ZORLUKLARDAKİ GİZİL GÜÇ


Zorluklar genellikle ürküntü verir. Sıradan insan zorluklardan korkar ve kaçmaya çalışır. Öncüler ise, zorluklara bakarken yalnızca zorluğu görmezler, zorluklardan büyük çıkışı görürler. Çünkü toplumların hayatında zorlukların ateşleyici gücüyle karşılaştırılabilecek başka bir enerji kaynağı yoktur. Yoksulluk ve sefalet insanın bilincindeki ve yüreğindeki ahlâk ve sorumluluk denen gizilgücü harekete geçirir. O zaman toplumun artık zorluklardan başka kaybedecek bir şeyi yoktur.  

 

 

ZORLUKLARIN ALTINDA KALAN


Zorluklardan her zaman büyük çözümlerle çıkılmıştır. Diğer seçenek, zorlukların altında kalmaktır. O seçenek, Türkiye için geçersizdir. Çünkü zorlukların altında kalan, aslında eskiyen ekonomik ve toplumsal ilişkilerdir. Zorluklar varsa, eceli gelen bir sistem vardır. 

 

 

BOZ ATLI HIZIR


Toplum için zorluklardan çıkış tecrübelerle kanıtlanmıştır. “Kul dara düşmeyince Hızır yetişmez” diyor atalar. Aslında bu saptama bir tarih dersidir. Toplum dara düşünce, devrim yetişir. O söz boşuna söylenmemiştir. Her zorluktan çıkışta Hızır’ı görüyoruz. 2021 yılının zorluklarına bakınca, bulutların ve dumanların arasından Boz Atlı Hızır geliyor. Hızır’ın bindiği at, onun özgüvenini, otoritesini, hızını, çevikliğini, mesafeleri kan ter içinde aşma sadakatini, menzile yetişme iradesini temsil ediyor. At binenin, kılıç kuşananındır. Zor dönemlerde Hızır’ın Bozatından başka binecek at yoktur. Bizim Kemaliyelilerin dediği gibi, “Attan düşen ölmez, eşekten düşen ölür.”

 

 

ERDEMLERİN YOLDAŞI


Zorlukları yenme ustalığı, zorlukları paylaştırma ve paylaşma becerisidir. Dedem Korkut’un deyişiyle “Ağır yükler zahmetin katır bilür.” Zorluklar, toplumu katır gibi dayanıklı, katır gibi inatçı, katır gibi sabırlı kılar. Ağır yükler, erdemlerin yoldaşıdır. Kişi, yükün altına girerek, Turgut Uyar’ın o müthiş dizesindeki gibi göçen maden ocağını omuzlayarak erdemler yüklenir. Zahmet çekmeyen, erdemin mutluluğunu ne bilir!

 

 

TAŞ DUVARLARDAN GÖĞEREN İYİMSERLİK


Gramsci, taş duvarların arasında, iyimserliğin kişinin irade gücünden doğduğunu belirtmişti. Bu açıdan zorluklar, kötümserliğin değil, umutların ve özlemlerin penceresini açar. Zorluklar rüzgâr olur, insanın göğsüne iyimserlik dolar. Zorluklar ışık olur, insanın gözleri parlar. Büyük Devrimci Önderimiz Atatürk örneğini unutmayalım, “umutsuz durum yoktur, umutsuz insan vardır.” Zorluklarla savaşa karar verdiğiniz an, bilinciniz ışıldar, yüreğiniz umut yüklenir, kollarınıza derman bacaklarınıza kuvvet gelir. Bir kez daha Seyyit Nezir’in o dizesiyle sesleniyorum size: Her sabah umutlarınız kanter içinde işbaşı yapar. O zaman umutsuzlukla imzaladığınız bütün esaret sözleşmelerini iptal edersiniz, umutsuzluğa yukardan acıyarak bakarsınız.

 

 

YİĞİTLİĞE ÇAĞRI


Hava buz tutmuş, yolları karlı dağlar kesmiş, haramiler pusuya yatmış, zebaniler cehenneme odun taşıyormuş, sular donmuş, bütün zorluklar, sizin için kararlılığa, cesarete, akla ve sabra, en başta da yiğitliğe çağrı olur. Bu durumda yaban ördekleri gibi, sular donmasın diye suya nöbetleşe kanat vurma zamanı gelmiştir. Cemal Süreya arkadaşım, Güz Bitigi’nde yazmıştı bu dizeleri. Güz bitigi, Güz Kitabı demek. 

 

 

ZORLUKLAR OMUZDAN OMUZA


Bu yazı Kış Bitigi oldu. Bu kışı Edip Cansever’in elden ele verdiği karanfil gibi, zorlukları omuzdan omuza vererek geçireceğiz. Evet zorluklar omuzdan omuza… Sistemin cenazesi de omuzdan omuza. Zorluk, nar gibidir. Bölerseniz, bölüşürseniz nar taneleri gibi çoğalır. Zorluklardan herkesin payına düşen, yalnızca nar tanesidir.

 

 

DURAN ZAMANIN SELAM DURUŞU


Zorluklar varsa, Nâzım Hikmet’in özgüveni gündemde demektir: “Güneşi zaptedeceğiz, güneşin zaptı yakın.”

 

“Becerikli insanların himmeti dağları yerinden oynatır.” Ahmet Vefik Paşa’dan biz bunu öğrendik. İşte biz dağları yerinden oynatınca, zaman duracak ve sonsuza yürüyen erdemlerimizi ve başarılarımızı selamlayacaktır.  Zamana “dur” diyerek meydan okuyan Onur Caymaz’ın yiğitlik destanları yazacağı zamana giriyoruz. Herkes Hüseyin Haydar’ın “İş başına” şiirini okusun. Haydi Türk milleti iş başına! Haydi Vatan Partisi zamanın geldi, görev başına!

 

2021 yılı, kahramanlığımızı selamlamak için esas duruşta bekliyor.

30 Aralık 2020 Çarşamba / Aydınlık