ALİLİ’NİN TÜRKÜSÜ
Arda boylarında kırmızı erik
Üsküp’ten kalan bir atar damar,
Serhat türkülerinde hasret
Dağlar delerken Ferhat
Ahdeder, yemin eder
Akmaz olur Meriçler
Bosna’dan gelen haber
Kurşun hızı, şimşek hızı
Aman bre deryalar
Kan dolsanız ne yazar
Ahdeder, yemin eder
Biter bir gün sürgünler
Belgrat Kal’ası, Zemlin ovası
Balkan dağlarında eğilmez başlar
Ağu içilir, çiğnenmez sözler
Yol uzak, yollar viran
Ahdeder, yemin eder
Yakın olur menziller
Urumeli ciğeri,
Anadolu nefesi
Bir fırtına susuzluğu
Gözlerinden yağmur yağsa
Silah, bayrak, kitap biter
Ahdeder, yemin eder
Yerden kalkar Kemaller
Yardan geçer, serden geçer
Yunuslu, namuslu diline
Vurulamaz prangalar, zincirler
Kafeslere sığmaz yürek
Ahdeder, yemin eder
Eritilir demirler
Ah açılsın Üsküp yolları hey!
Cehennem narından geçti de geldi
Turnalar vursun kanatlarını
Tunalar taşsın sevdalarla
Ahdeder, yemin eder
Can için can verirler
Edirne köprüsünde sadıktır güller
Ardı sıra solar, nöbetleşe açarlar,
Sonsuza dek, sonsuz kere, sonsuz kez
Düşünmez özünü, yorulmaz fedailer
Ahdeder, yemin eder
Bir ölür, bin gelirler