Özgür Bursalı: HDP'ye oy veren herkesi kazanacağız

Genel Sekreterimiz Özgür Bursalı, Aydınlık'tan Füsun İkikardeş'e konuştu

Tarih:

Kadere bakın! HDP’nin kapatılması için millet gün sayarken, bir haber geldi. Vatan Partisi örgütlenme atağını doğu ve güneydoğuda başlatmış. İki zıt kutup!

 

Biri yok olurken diğeri doğuyor sanki. Vatan Partisi'nin genç Genel Sekreteri Özgür Bursalı diyor ki; biz örgütlenme taleplerine yetişemiyoruz, onlar yönetici bulamıyorlar.

 

Batman, Bitlis, Hakkari, Şırnak… Bunlar Vatan Partisi’nin son bir haftada örgütlendiği il merkezleri. Ayrıca üç beş sene öncesine kadar PKK’nın cirit attığı, HDP belediyeleri ve sözde parti örgütleri marifetiyle terör estirdiği Uludere, Yüksekova, Tatvan gibi ilçelerde de Vatan Partisi örgütlerini kurmuşlar… Listede bir de sıradaki ilçeler var: Kurtalan, Cizre, Gercüş, Kozluk. Belki de siz bu satırları okurken binaları tutuldu, açılışları yapıldı bile. Ne oldu da Vatan Partisi doğu ve güneydoğu bölgelerinde vites yükseltti? Nedir bu atağın sebebi, hikmeti? Dur durak bilmeden saha çalışmalarının başından ayrılmayan Genel Sekreter Özgür Bursalı’yı Ankara’da yakaladık, ekran başına kitledik, sorularımızı yağdırdık.

 

 

KÖKLERİMİZ ÇOK DERİN, 2015 MİLAT


Genel Sekreter olarak bir yılı bile doldurmadınız, özellikle doğu illerinde örgütlenme atağına giriştiniz. Göreve gelmenizle birlikte böyle bir strateji mi belirlediniz?

 

Aslında, uzun süredir güneydoğuda parti yoğun bir çalışma içinde. Vatan Partisi’nin doğu ve güneydoğuda kökleri zaten çok derin. Genel Başkanın Cizre, Nusaybin, Silopi’de, 91 yılında yaptığı mitingler! Bölücü tehditlere, eşitsizliklere, halkın üzerindeki baskı ve zulme karşı birlik siyasetini, kardeşlik politikasını öne çıkarttığı ve PKK’ya karşı o büyük mücadeleyi verdiği mitingler… Ki o mitinglerde halk PKK barikatlarını yararak meydanlara geçmişti. Ve Türkiye tarihinde öyle bir doğu mitingleri örneği yoktur! Aslında oralara dayanan ciddi bir kökümüz var. Bu yeni değil, birkaç aylık mesele değil.

Son yıllarda da bir milat yok mu…

 

Özellikle Türkiye’de açılım hikayesinin bitmesi, yani 2015’den sonraki süreç bugünün aslında en önemli zemini. Orada PKK’nın belinin kırılması, HDP’nin itibarının halk içinde bitmesi, güvenlik probleminin önemli ölçüde çözülmesi, özellikle hendek operasyonlarıyla şehir merkezindeki yapılanmanın çökertilmesi...

 

 

İNSANLAR NEFES ALMAYA BAŞLADI


2015 öncesi bambaşka bir tablo vardı. Herhalde öğrenciydiniz o dönemde?

 

2014 ve 2015’te de Diyarbakır’a, Siirt’e ve Mardin'e gittim. O dönemde TGB yöneticisiydim. Tam hendek operasyonlarının sürdüğü, sokakların cayır cayır yandığı süreçler… İnsanlar “Burada nefes alamıyoruz” diyordu. Çocuklarını okula yollayamıyor, esnaf dükkan açamıyor, evinden çıkamıyor, kimse kafasını kaldıramıyordu… Hemen o hendek operasyonlarının ardından 2015’de gittiğimde tam güvenlik sağlanmıştı. Sorduğumuzda, “Biz nefes almaya başladık” demişlerdi. İlk gittiğimizde alev alev yanan bir Diyarbakır vardı, ikinci gidişimizde çarşısı, pazarı şenlenmiş, çocukların Sur sokaklarında top oynadığı bir manzara vardı. 2021 itibariyle artık o nefes, ciğerlerine doluyor… Onu hissediyoruz. 5-6 yıl geçti üzerinden, tam bir kontrol sağlandı. İnsanlar özgürleşti, özgüven kazandı. Terör konusunda en ufak bir güvenlik sorunu yok. Sadece şehir merkezleri değil, kırsallar, ara yollar, güneydoğunun tamamında çok önemli bir temizlik yapıldı ve insanlar huzur dolu. Cudi eteklerine dahi gittik, artık orada teröristler değil, ceylanlar geziyor.

 

 

HDP BÖLGEDE BİTTİ ARAYIŞ VAR


HDP’nin bölgedeki durumunu karşılaştırır mısınız?


 
Bu, orada yeni bir duruma yol açtı. HDP bitti! Hegemonyası çöktü. Çünkü efendileri ABD kaybediyor. Silahla tepelerine çöken, onları mahveden o terör örgütü bitti. Dolayısıyla insanlar yeni bir sayfa açıyorlar. Yeni bir arayış içindeler.

 

 

HDP bitti saptaması iddialı! En son Nevruz’da Diyarbakır’da yaptıkları mitinge bir kitle topladılar. Bu 6 senede 'Kürt partisi eşittir HDP' diye bir algı oluşturdular mı?

 

Gözümüzle gördüğümüz bir gerçek var. ‘HDP eşittir Kürt partisi, Kürtlerin temsilcisi' olayının koca bir yalan, koca bir balon olduğu ortaya çıktı. Nereden saptıyorum? HDP yönetici bulamıyor! Şırnak’a, Silopi’ye, Diyarbakır’a gittik. Arkadaşlarımız Diyarbakır’ın bütün ilçelerine gidiyor. Genel Başkan Yardımcımız Arif Doğan, Örgütlenme Bürosu Başkanımız Savaş Oruç, Öncü Kadın Genel Başkanımız Meltem Ayvalı sık sık bölgeyi ziyaret ediyor. Esas emek onların. Köy köy dolaşıyorlar. Gözlemleri şu ki: HDP yönetici bulamıyor. Hatta HDP yöneticisi diye CHP’nin eskilerini, oralardan devşirdikleri isimleri yöneticiliğe koyuyorlar. Şehirde böyle, dağda da durum farklı değil! İki gün üst üste aynı mağarada kalamadıklarını biliyoruz. Başlarını çıkartamıyorlar. Aslında şehir merkezlerinde de farklı bir durum yok.

 

 

ŞIRNAK BELEDİYE BAŞKANI


Sokağın nabzını nasıl tutuyorsunuz?

 

Mesela Şırnak’ta… Çok güzel bir parti heyeti kurduk orada, bir defasında çarşıda dolaşıyoruz, ellerimizde Aydınlık Gazetemiz, partiyi, programı, çözümlerimizi anlatıyoruz. Bir vatandaşla 10 dakika sohbet ettik. Bizim orada olmamızdan çok memnun olduğunu, dahası çok şaşırdığını belirtti. Hemen her konuda beraber olduğumuz ortaya çıktı, ayaküstü sohbet biraz daha sürse neredeyse parti rozetini takacaktık. İşte o kişi, bir önceki dönem HDP’nin belediye başkanı çıktı! Yani değişim, dönüşüm o kadar hızlı ve iklim o kadar kuvvetli ki HDP’nin bittiğini buralardan da görebiliriz.

 

HDP nin bittiğini o mu anlattı?

 

Bize HDP’den çok gelen var. Diğer partiler arasında bize en başta HDP’den geliyorlar. Daha önce HDP’de görev almış pek çok arkadaşımız var.

 

 

Bölge insanının başlıca derdi ne?
 
Orada şu an birincil mesele, Şırnaklının, Silopilinin baş sorunu işsizlik! Terör sorunu artık insanların günlük hayatını etkilemekten çıkmış. Esas dertleri üretim. Şırnak, Diyarbakır, Silopi’de gazetemizi dağıttık. Kime gitsek en büyük sorunumuz işsizlik diyor. Sadece esnaf da değil hepsi işsiz! Üniversite, lise okumuş, ama istihdam yaratacak bir fabrika yok, işyeri yok!

İKTİDAR OLMADAN ÇÖZEN PARTİ OLDUK


Partiye güveni neye borçlusunuz? Vatan Partisi iktidarda değil, işsizlik sorununu nasıl çözecek?

 

Bize bu kadar ilginin sebebi partinin ve genel başkanın teröre, PKK’ya, HDP’ye karşı dik duruşu. Güvenin büyük bölümü buradan kaynaklanıyor. İkincisi, partinin sorun çözme kabiliyetleri. Vatan Partisi çözer meselesi kafalarında var. Terör bitti, ama işsizlik sourununu çözmemiz lazım, diyoruz. Üretim devrimini anlatıyoruz. Bir tek biz samimiyiz. Bize ‘Siz iktidara gelirseniz dışarda yüzlerce Şırnaklı var, hepsi geri döner. Turizme şuraya buraya gitmez, burası cennet olur' diyorlar. Mesela Şırnak’ta bir köyde HDP’li belediyeler zamanından kalma, yıllardır çözülemeyen bir alt geçit sorunu var. O noktada hayvanlar ölmüş, çocuklar kaza geçirmiş. Bu sorunla ilgilendik, çok şaşırdılar. Gittik karayollarıyla görüştük, uğraştık, o alt geçidi yaptırıyoruz. Bir diğer örnek, Diyarbakır Çelikevler mahallesindeki altyapı sorunu. Burada bize başvurular vardı, 20 yıldır çözülemiyordu. Parti araya girdi, haber yaptık, ilgililere duyurduk, üstüne gittik, çözdük. Tapu sorunları var onun için bize geliyorlar. Korucuların çok sorunları var. Yıllardır hayatlarını ortaya koyuyorlar. Ciddi özlük problemleri var, Vatan Partisi’ni buluyorlar. Daha iktidar olmadan çözen parti! Çözüyoruz, örgütleniyoruz ve hükümet olacağız.

 

 

‘HDP KİMSENİN UMRUNDA DEĞİL’


“Yeni kurulan partiler de bölgeye geliyor. Onların derdi iş güç falan değil, Türkiye'yi açılıma döndürmek! Oysa Türkiye’nin bir daha açılıma dönemeyeceğini o insanlar biliyor. Silopi'de bir akşam 70 genç vardı, sordum: HDP kapatılsa ne olur? ‘Hiç kimsenin umrunda olmaz' dediler. HDP’nin palazlandırıldığı, Demirtaş’ın saz çalıp söylediği dönemde tutabilir, ama geldiğimiz noktada, HDP artık kimsenin umrunda değil! Parti heyetiyle korucularımıza, köylere gittik. Mardin'de amatör futbol kulübü. Bize krampon, forma lazım. Çözebilir misiniz, diye geldiler. Taksicilerin durak sorunu var, bize başvurdular. Partinin sorun çözdüğünü, hükümet olacağını görüyorlar. Gözüne bakınca o ihtiyacı çaresizliği görerek konuşuyoruz. O bölgedeki insanların başı dik özgür yaşaması için, mühendis, doktor olması için adanmış bir partiyiz. Bunu ordakiler yeniden keşfediyor. Bu duygu partiyle birleştiriyor.”

 

 

‘HDP’YE OY VEREN HERKESİ KAZANACAĞIZ!’


“Güneydoğu ve doğuda örgütleniyoruz. Şırnak sokaklarında anneler ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz‘ sloganıyla yürüdü. Batman, Bitlis merkez ilçe, Hakkari Yüksekova, Siirt’te örgütlerimizi kurduk. Önümüzde Cizre, Batman Kozluk, Gercüş var. Uludere’de ilçe başkanımız bir kadın, Şükriye hanım. Birkaç hafta içinde ilçe binasını açacağız. Batman’da 250 metrekare ile en büyük il binamızı kurduk. 16 metre tabelamız asıldı, ışıl ışıl. Çalışmalar başladı. Bitlis’te 1500-2000 kişilik bir aile partiye katıldı, çalışmalara girişti. Güvenlik personelimiz, askerimiz, polisimiz, korucularımız orada olmamızdan çok mutlu. Çalışmalarımızda en kritik nokta şu; HDP’lileri kazanacağız! Orada da ilan ettik ve seslendik. HDP yöneticilerini de Vatan Partisi’ne davet ediyoruz. ABD’nin vaat ettiği dibi olmayan bir çukur yerine başı dik, üreten bir Şırnak vaat ediyoruz. HDP’ye oy veren 6 milyon, PKK’ya karşı kararlı duruşla, ‘Türk de biziz Kürt de biziz, hepimiz Türk Milletiyiz' sloganıyla kazanılır. Kimse 6 milyona terörist demiyor, diyemez. Türkiye'de bir dönem yaratılan iklim ve sistemin zaafları insanlarımızı oraya sevk etmiş olabilir, ama yerel yöneticilerimize çağrı yaptık. Oy verenler, yönetenler, sizi çağırıyoruz! Kucaklaşacağız. 6 milyon bahanesiyle kışkırtmaya karşı başı dik Türkiye’nin birlik beraberlik ve üretim seferberliğine katacağız.

‘TÜRKİYE’NİN EN ŞANSLI GENÇLERİYİZ’


Henüz 29 yaşında, pırıl pırıl bir cevher. Yaşından beklenmedik bir tecrübe, olgunluk ve tevazu sahibi. Yüzünü kapatın, yılların siyasetçisi konuşuyor dersiniz. Genel Başkan Doğu Perinçek’in ‘Türkiye’nin 40 yıllık geleceğini sigortaladık' diye övündüğü gençlerden biri. Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı’yı tanımak isterseniz buyrun…

 

 

Henüz 30 bile değilsin, nasıl bu kadar birikimli, tecrübeli bir siyasetçi gibi konuşabiliyorsun?

 

En büyük şansımız partimizin büyük tecrübesiyle yan yana çalışmak. Vatan Partisi dışında dünyada hiçbir partide böyle bir örnek yok. Bir yanda Genel Başkanımızın başında olduğu 50 yıllık bir birikim var. Sayın Doğu Perinçek en büyük şansımız ve eşsiz üstünlüğümüz. Gençliğe güveniyor, sorumluluk veriyor, paylaşıyor. Bu tabloda gençlik yeteneklerini ortaya çıkartıyor. Hem de yetki sahibi. Bunun güveniyle hareket ediyoruz. Hiçbir partide olmayan bir talih var bizde. Türkiye’nin en şanslı gençleriyiz. Diğer bütün siyasi partilere bakalım, hiçbirinde böyle bir gençlik yok. Türkiye’nin geleceğini Vatan Partisi örgütlüyor. Kendini bu vatana adayan, bundan mutluluk duyan bir gençlik yarattı. Partimizin ocağında yetiştik. Keramet bizde değil, partimizde.

 


 
Partiyle nasıl buluştun? Ne zamandır siyasetle iç içesin?

 

Konyalıyım, Çumra ilçesinde doğdum, büyüdüm, okudum. 2009 yılında partiye üye oldum. Gözümüzü partide açtık. Atatürkçü bir ailede yetiştim. Ergenekon Balyoz döneminde lisedeydim. Ankara’da okuyan bir kuzenim vardı, gelip gittikçe TGB dergilerini getirirdi. Onları okuyarak partiyi buldum. Muğla’da üniversite okudum, gençlik mücadelesinde yer aldım. 2018’de Öncü Gençlik Genel Başkanı oldum, 7 ay önce de parti bu görevi uygun gördü.

 

 

AİLESİNE ÇUVAL SÜRPRİZİ YAPTI


Ailenin tepkisi ne oldu? Erken yaşta bu kadar aktif siyasete girmene ne dediler?

 

Ailem bu işlerin içine girdiğimi bir sürprizle öğrendi. 2011 Ekim ayında Bodrum’a Amerikan savaş gemisiyle gelen Amerikalı bir subayın başına çuval geçirdik. Henüz 19 yaşında falandım. Türk askerinin başına çuval geçirmelerini ve Suriye’ye müdahale etmelerini protesto etmiştik. Ertesi gün bütün televizyonlarda, ‘TGB’li gençler Amerikalı askerlerin başına çuval geçirdi’ haberini görünce benim işin içinde olduğumu öğrendiler. Ailem ilk orada işin boyutuna vakıf oldu. Bize dava açtılar, 16 yıl hapis istediler. Ailem biraz tedirgin oldu tabi, ‘Özgür bu işleri bırak başka işlerle ilgilen, dediler. Duruşma için Çumra’dan Bodrum’a geldiler. Oradaki ortamı gördüler, gençleri, bize olan desteği... Ailem, ‘Hiç böyle bir tablo beklemiyorudum. Burda bir değil onlarca çocuğum var' dedi. Sonra hepsi partiye oy verdi, kaydoldu. Tam destek arkamızda durdular.

 

 

ANLIK MUTLULUKLAR PEŞİNDE DEĞİLİZ


Gençliğinin baharında 10 yılı siyasete adamak nasıl bir duygu?

 

İnsan Vatan Partili ve örgütlü bir mücadele içinde olunca gençliğini de çok güzel yaşıyor. 7/24 bu işin içindeyiz, ama en çok sinema-tiyatroya giden, spor yapan, canlı bir sosyal yaşamı olan gençleriz. Hayatla kurduğumuz bağlar, mücadele içinde, bir dava için olunca çok daha anlamlı oluyor. Olmazsa anlık mutluluklar oluyor. Parti size öyle bir bakış açısı sağlıyor ki… Hayatın anlamını gösteren bir gözlük takıyor. O gözlükle bakınca, arkadaşınla birlikte yaptığın maçın, söylediğin türkünün tadına varıyorsun.

 

 

BİZDE YÜKSELMEK DİYE BİR ŞEY YOK


Örgütlü olmak, canının istediği gibi hareket etmeni engelleyici bir bağ gibi değil mi?

 

Sistemin pompaladığı bir balon bu fikir. Örgütlü mücadeleye yönelik bir propaganda. Oysa örgütlü olmazsan bu hayatın tadı çıkmaz! Tam tersi, örgütlü olmak en büyük özgürlük. Örgütlü mücadelenin bir neferi olmak en büyük özgürlük! 80 sonrası yaratılmak istenen bir gençlik vardı, sorgulamayan bir gençlik. Öncü Gençlik ve TGB’nin kurulmasıyla birlikte kendini vatana, insanlığa, bilime, sanata adayan bir gençlik doğmaya başladı. 2006’dan sonra bu çizgi tavan yaptı. Bilinçli vicdanlı ve hayatın içinde bir gençlik ortaya çıktı. Diğer partilerdeki arkadaşlarımızla konuşuyoruz, mutsuzlar. Sürekli kariyer, bireyci duygularla hemhal olmak hali. Bizde yükselmek diye bir şey yoktur. ‘Nasıl genç yaşta bu kadar yükseldin?‘ diye soran akrabalarım var. Biz yükselmedik, mutluluğumuz yükseldi. Bütün görevler kutsal. Ne sorumluluk verilirse verilsin, mücadele içinde olmak bize enerji veriyor. Vatan Partili olmak eşsiz bir duygu.

Tarikat gibi tertemiz ve arınmış halde değilsiniz herhalde… Toplumun etkileri, yansımaları nasıl oluyor?

 

Bütün toplumlarda var tabi… Biz tarikatlar gibi kendi içimize dönük, kapalı bir topluluk değiliz. Toplumu dönüştürme iddiasında bir parti kendi içinde de üyeleri dönüştürüyor. Çok farklı şehirlerden, kesimlerden gelenler partiyi oluşturuyor. Üç gün önce ilçe başkanı yaptığımız biri bir hafta sonra 50 yıllık Aydınlıkçı olmuş. Paylaşmaktan mutlu olma hali! Tersi etki çok daha sınırlı. Bizim devrim dediğimiz şey toplumu dönüştürmek. Yoksa küçük mutlu bir tarikat olurduk. Burası bir mutluluk kaynağı, bunu samimiyetle söylüyorum. Askerde daha çok anladım. Geçen temmuz ayında terhis oldum. Orada yüzlerce genç yanımızdan geçti, birazcık büyük kaldım. Komutanlarım benden küçüktü. Hayatlarını yakından gözledim. Evlenmek, çocuk yapmak, güzel bir okulda okutmak gibi mutluluk kaynakları var tabi. Ama bu kadar. Partililik, ufukların ötesinde, sonsuz bir mutluluk. Türkiye'nin başı dik oldukça, emekçi halkımız mutlu olunca hayatın anlamına varmış oluyorsun. Anlık kişisel mutluluklar peşinde değiliz. Dayanışmacı, paylaşmacı, birbirini düşünmek… Bunlar milletimizin tarihinden gelen erdemler zaten, onları devam ettiriyoruz.