Kaos planını bozarak üreticilerin milli hükümeti kurulur

Vatan Partisi'nin üç lideri gündemi değerlendirdi. Perinçek ABD'nin kaos planlarının nasıl göğüsleneceğini açıkladı

Tarih:

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek Ulusal Kanal'da yayınlanan Çıkış Yolu programında önemli değerlendirmelerde bulundu. Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı ve Genel Sayman Vekili Yıldırım Gençer'le birlikte programa çıkan Perinçek, partisinin 2021 yılındaki faaliyetlerini ve 2022 hedeflerini anlattı. Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Sinan Sungur ve gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel'in sorularını yanıtlayan Perinçek, Türkiye'nin ABD'nin dayattığı kaos planının üstesinden gelebilmesi için atılması gereken adımları anlattı. Perinçek şunları söyledi:

 

“Türkiye’nin önünde 2 seçenek var. Bir Amerika seçeneği, bir de Türkiye seçeneği. Amerika seçeneği Türkiye’ye kaos vadediyor. Bu seçeneğin temsilcileri CHP yönetimi, İYİ Parti yönetimi, onlarla beraber olan HDP-PKK, Saadet Partisi, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, FETÖ. Bunların hepsi bir blok. Adları millet ittifakı ama gayri-milleti temsil ediyorlar. Doğrudan doğruya ABD planları içerisindeler.

 

 

‘TÜRKİYE'NİN REFLEKSLERİ VAR’


“Bunlar Türkiye’ye ne vadediyor? Bunların programı ne? Bunların programı, vaatleri kaos. CHP sürekli vurguluyor, “Ben mağdurlarla iktidara geleceğim.” Mağdur olan bir FETÖ var, hapislere tıkıldı, bir kısmı öldürüldü 15-16 Temmuz darbe kalkışmasında. Kan revan içinde bırakılarak ezildi Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Milleti tarafından. Bunları hapisten çıkartacak. Bir de PKK’yı hapisten çıkaracak. Yani iki tane mağdur var. Diyorlar ki, “Biz Selahattin Demirtaş’ı dışarı çıkartacağız.” Selahattin Demirtaş kim? PKK’nın en ağır suçlusu. Bugün hapishanede kaç bin PKK’lı var bilmiyorum ama içinden hangisi en ağır suçlu derseniz, Selahattin Demirtaş. Çünkü PKK örgütünün yasal kolunun lideri. Yalnız onu kurtaracağım demiyor. 'Bütün hapishanelerin kapısını açacağız' diyor. Sayıyı veren de Sayın Kılıçdaroğlu. 104 bin KHK, onun deyişiyle, mağdurunu, yani Türk Devletinin, Türk Ordusunun, Türk Polisinin, Türk Yargısının içinden temizlenmiş, kişileri tekrar alacağız diyor. Hatta CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı 'hüküm giymiş olsalar bile' diyor. Yani ne yargı bırakıyor, ne kanun bırakıyor, ne anayasa bırakıyor. 30 bin FETÖ bağlantılı tekrar polise alınıyor. İşte 4 bin savcı-hakim tekrar yargıya alınacak. Türkiye buna katlanır mı? Türkiye’ye kaos vadeden programı sandıktan çıkartabilir misiniz? Türkiye’nin refleksleri var, Türkiye’nin savunma güdüleri, geleneği var. Verdiği 10 binlerce şehit var. Bunun gerçekleşme şansı sıfır. Onun için CHP’nin merkezinde bulunduğu iktidar planı, bir iktidar planı değil, buradan bir hükümet çıkmaz. Böyle bir çözümü sandıktan da kimse çıkartamaz, başka yerden de. Ama buradan ne çıkar, bir kaos çıkar. Bugün ekonomik durum nedeniyle haklı olarak hoşnutsuzluğu artan bir halkımız var. Bundan yararlanarak kaos planını uygulamanın peşinde olanlar, aynı zamanda bir de sokak unsurunu katarak bu planı derinleştirmeye çalışıyorlar. 

 

 

‘TEK BAŞINA AK PARTİ'YLE TÜRKİYE DEVAM EDEMEZ’


“Tek başına AK Parti hükümeti, MHP’nin dışardan desteğiyle devam edebilir mi? Böyle devam edemez. Bunu AK Parti'nin içindeki liderler arasında da, tabanı arasında da, büyük çoğunlukla görüyor. AK Parti'nin büyük çoğunluğu da görüyor. Tek başına AK Parti hükümetinden halk vazgeçti. Bir takım popülist politikaları gündeme getirseler yine bu süreçte AK Parti'nin yükselme şansı gözükmüyor. Bunun mümkün olmadığını Sayın Cumhurbaşkanımız dün ifade etmiş oldu, dedi ki 'Zorlukları arkada bıraktık.' Bunu dediğiniz an zaten AK Partiyle Türkiye’nin devam edemeyeceği ortaya çıkıyor. Çünkü zorluklar arkamızda değil önümüzde. Bunları görmediği zaman Türk milletini o zorluklara karşı seferber etme, devletin bütün organlarını bu zorlukları yenmek için harekete geçirme şansını kaybediyor. Önünü görmediği zaman da Türkiye’yi nasıl yönetebilir? 

‘KAOS PLANI BASİT BİR SOKAK OLAYI DEĞİL’


“Benim gördüğüm Sayın Cumhurbaşkanı kaos planını sırf bir sokağa dökülme olarak anlıyor. Biz ondan daha kapsamlı bir şekilde görüyoruz. 3-5 kişi sokağa döküldüğü zaman Türkiye’de onun asayişini güvenliğini sağlayacak güçler var. Ama olayın arkasında ABD olduğunu gördüğümüz zaman, ABD'nin Ege’deki hazırlıklarını, Yunanistan’ın 12 mil hazırlığını, KKTC'deki 10 bin hizmet işçisini Güney Kıbrıs’ta istihdam edip Kuzey Kıbrıs’ı silah atmadan fethetme planlarını, yukarıda NATO’nun Ukrayna ve Gürcistan’a doğru yayılma planlarını hepsini hesaba kattığımız zaman ve Türkiye’nin ekonomik zorluklarını birleştirdiğimiz zaman karşılaştığımız kaos planı basit bir sokağa dökülme planı değil. Olayın çapını sayın cumhurbaşkanımızın görmediğini tespit ediyoruz. Evet kolluk kuvvetleri, Türk Ordusu, Türk Polisi bu tehditlere karşı görevini yapacak ama ondan çok daha önemlisi Türk Milletini arkamıza alarak, seferber ederek ABD'nin o planlarını bozacağız. 

 

 

‘SALDIRILAR SİLAHLA GÖĞÜSLENİR’


Önümüzdeki süreci silah belirleyecek. Yoksa Ege’de bazı emekli generallerimizin söylediği gibi Dedeağaç’tan Türkiye sınırına ilerleyen tanklara veya Larissa’dan havalanan Amerikan uçaklarına 'Bak biz Kıbrıs, Ege sorununda haklıyız, uluslararası hukuk bizden yanadır' diye kağıt göstermekle tehdidi göğüsleyemezsiniz. Hukuku da silah belirler. Toplam olarak bakarsak, sayın Cumhurbaşkanımızın ve AK Partinin Türkiye’nin ve Dünya’nın içinde bulunduğu süreçle ilgili kapsamlı, çok boyutlu bir tahlilinin olmadığını görüyoruz. Her şeyi 2023 seçimleri belirleyecek ama o seçimleri belirleyen etkenler var. Yani sandık Mars’ta kurulmuyor. 

 



‘HÜKÜMET SÜRECİ İYİ OKUYAMIYOR’


“Türkiye ekonomisinin gidişatı, Ege’den, Kıbrıs’tan yöneltilen tehditler, Suriye sınırındaki, Ukrayna’daki, Kırım’daki gelişmeler, PKK’nın faaliyetleri, FETÖ’nün faaliyetleri, ABD'nin elinde bulundurduğu güçlerin sahneye çıkartılması vs. Bu etkenleri görse Suriye politikasını değiştirir, derhal Suriye hükümetiyle işbirliği yapar. Bunları görse Kırım konusunda Rusya karşıtı açıklamalar yapmaz. Bu etkenleri görse NATO’nun Doğu’ya doğru yayılmasının Türkiye’ye yönelik bir tehdit olduğunu görerek veto ederim der. Seçim de böyle kazanılır. Bu tür inisiyatifler içinde olmaması hükümetin önümüzdeki süreci iyi okuyamadığını gösteriyor. ABD seçim sürecini silahla etkilemeye çalışıyor. Libya’ya giden gemimize NATO çıktı. Ne yaptık biz? Bir cevap veremedik. Bunu daha etkin bir şekilde yaptığında NATO, cevap veremediği zaman Tayyip Erdoğan hükümetini indirir. Basit bir şey söylüyorum. Tayyip Erdoğan hükümetini indirir çünkü Türkiye’ye yönelik bu tehditlere cevap veremeyen bir hükümet sandıktan da çıkmaz. 

‘ÜRETİCİLERİN MİLLİ HÜKÜMETİNİ KURACAĞIZ’


“Bu kaos planı göğüslenerek Türkiye’de hükümet olunur ve hükümet devam ettirilir. Çünkü sandıkta bile kaos planı var. Sandıkta iki seçenek var, biri kaos planı. Bu seçeneğin arkasında ABD vardır ve sandıktan bu seçeneğin çıkması için müdahaleler yapacaktır. Diğer seçenek de Türk milleti seçeneği. Sandıktan Türk milletinin bağımsızlığı, egemenliği, bütünlüğü ve üretim devriminin çıkmasıdır. Vatan Partisi bu kaos planlıyla savaşa savaşa hükümet olacak. Bu kaos planını bozarak hükümet olacağız, üreticilerin milli hükümetini kuracağız. Aynı şey AK Parti ve MHP için de geçerli. Bu kaos planıyla savaşarak hükümet devam edebilir. Bu kaos planıyla savaşmak, çok açık bir şekilde söylüyorum, sistemin dışına çıkmaktır ve devrimdir. Yani Vatan Partisi için de, AK Parti için de, MHP için de bu kaos planıyla savaşmak ve devrimci tarzda savaşmak, devrimci bir programla savaşmak ve devrimci uygulamalarla savaşmak dışında bir hükümet seçeneği yok.

 

 

‘VATANSEVER UNSURLAR BİRLİKTE GÖĞÜSLEYECEK’


“Türkiye şu yoldan ya da bu yoldan ama bu süreçten devrim ile çıkacak. Üretim devrimi ile çıkacak. Türkiye'nin önünde üretim devrimi dışında bir seçenek yok. Kaos diye bir seçenek yok. Bütün yollar üretim devrimine çıkar. Türkiye'nin ayakta kalması bu saatten sonra ancak bir üretim devrimi ile mümkün. Vatan Partisi önümüzdeki bu tehditleri gördüğü için Türk milletinin bütün özlemlerini temsil ediyor. Ama burada AK Parti güçleri de Milliyetçi Hareket Partisi güçleri de Milletin diğer güçleri de Türk Silahlı Kuvvetleri de Türk Polisi de CHP'nin ve İyi Parti'nin içindeki vatansever unsurlar dahil hepsinin göğüslemesi gereken zorluklar var. 

 

 

‘ÜRETİM İLİŞKİLERİNE MÜDAHALE’


“Milyarlarlarca lira özel sektör kar edemez elektrikten. Kamulaştırılacak. Bunlar Türkiye'nin üretim ilişkilerine müdahale eden devletçi politikalar. Döviz bunalımı yaşıyoruz. 300 milyar dolar Türkiye'nin parası yurtdışı bankalarında yatıyor. Bunu Türkiye'ye getireceğiz. Nasıl getireceğimizi de çok iyi biliyorum. Vatan Partisi iktidar olduğu zaman dışarıda dövizi olan beyleri toplarız. Hepiniz dışarıdaki döviz tasarruflarınızı 3 ay içinde Türkiye'ye getireceksiniz. Fabrikalarınızı büyütün, tasarruf yapın. Ya da getirin bankalara biz bunun karşılığını Türk Lirası olarak verelim. Sizin kayıplarınızı da önleyelim. Getireceğimizi buradan Türk milletine vaat ediyoruz. Bunlar hep devrimci uygulamalar. Yatırım yapalım. Ama bu milletin alın terini siz dışarıda döviz olarak tutamazsınız. Başka bir örnek, 2021'de 80 milyar lira bankaların kâr ve faiz gelirleri var. Niye bankalar kar etsin 80 milyar? 80 milyarı bir vergi kanunu ile kurumlar vergisinde bir takım ekler yaparak alcaksın. Bakın şimdi 3 tane örnek çıktı. Türkiye buraya geldi. AK Parti bunu yapacak. Kararlılığı cesareti gösterirse ne âlâ. Bunu ancak itibarlı bir hükümet yapabilir. Bugün Türkiye'nin önündeki tek itibarlı hükümet seçeneği Vatan Partisi'dir.”  

 

 

'VATAN PARTİSİ ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR'


Programda Vatan Partisi'nin faaliyetleri ve hedefleri hakkında bilgi veren Genel Sekreter Özgür Bursalı özetle şunları söyledi:


“Üretim Devrimi Kurultayları, Vatan Partisi’ni çığ gibi büyüten bir süreç. Genel Başkanımız yeni yıl mesajında 'kader yılı' olarak ifade etmişti. Vatan Partisi Türkiye’nin kaderini değiştirecek parti. Son 6 ayda kurduğumuz 41 yeni ilçe örgütümüz var.

Sadece Türkiye’de değil, dünya çapında örgütleniyoruz. Biz bu zamana kadar 'Türk de biziz, Kürt de biziz; hepimiz Türk milletiyiz' dedik. HDP’nın kapatılması gerektiğini vurguladık. Bunu dediğimiz için Güney Doğu’da büyüyoruz. İkincisi de, üretim. En çok üretim belki de Güney Doğu’ya lazım. En çok fabrika, istihdam… Bu iki siyasete de sahip tek parti Vatan Partisidir. Halkımız da Vatan Partisinden başka bir partide bu umudu, ışığı görmüyor.

UYUŞTURUCUYLA MÜCADELE


“Vatan Partisi Öncü Kadın ve Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) de mücadelenin merkezinde. Kadını aslında yok eden bir iklim dayatıldı Türk kadınına. O yüzden kadın hareketi önce bu iklimle mücadele etti. İstanbul Sözleşmesi de bu iklim içerisinde bizim mücadele ettiğimiz bir olaydı. Bununla mücadele içinde kadın hareketi Türkiye’de yükseliyor ve bugün yerini buluyor. O bakımdan bizim kadın liderlerimiz kadın hareketini buradan çıkarttı. Bu mor zehirli iklimden çıkarttı ve Diyarbakır annesi ile birleşerek Malatya Suvarlı’daki kadınlarımızla birleşerek Söke'deki köylerimizdeki üreten, Ankara'daki ve İstanbul'daki çağdaş Türk kadını ile birleşerek bu ideolojik iklimi yerle bir etti. CKD liderliğinde aynı zamanda uyuşturucuya karşı büyük bir toplumsal mücadele başlatıldı. Bu çok önemli. Çünkü bütün Türkiye'nin sadece kadın hareketinin değil, bütün Türkiye'nin ve Türk milletinin çok kritik sorunlarından biri. Türkiye'nin bütün illerinde yüzlerce kadın üyemiz sokaklarda, muhtarlara gidiyor, kaymakamlıklara gidiyor, evleri ziyaret ediyor ve evladını uyuşturucuya kaptıran annelerimiz ile buluşuyor.”

 

 

'FEDAKARLIK MUTLULUK KAYNAĞIMIZ'

Vatan Partisi Genel Sayman Vekili Yıldırım Gençer, Çıkış Yolu'nda partisinin mali kaynakları hakkında konuştu:

 

“Türkiye’de sistem partileri kendisini devlete, seçim yardımlarına, belli sermaye gruplarına dayayan noktada ama Vatan Partisi milletten aldığını yine milleti örgütlemek için harcıyor. Vatan Partisi bütün kaynaklarını, bütün emeğini, bütün enerjisini milletin fedakarlığıyla milletin alın teriyle, milletin vericiliğiyle alıyor. Vatan Partisi vericilerin partisi. Diğer partilerde üye olduğunuz zaman “bize ne veriyorsunuz” diye sorarlar ama Vatan Partisi'nde tam tersi. Çünkü üyelerimiz için fedakarlık, sorumluluk en güzel mutluluk kaynakları. Dünyada bütün devrimci hareketlerde vererek ancak o devrimin gerçekleştiğini görüyoruz. Vermeden bir devrim yok. Atatürk’ün önderlik ettiği Türk devriminde en önemli şey vermek. Tekalif-i Milliye oluyor, veriyor. Mustafa Kemal Atatürk, 1905 yılında Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’ni kuruyor. Üç tane üye olma şartı var. Birincisi 18 veya 20 yaşından büyük olmak, ikincisi kötü bir şöhret, hırsızlık vs suçlarına girişmemek, üçüncüsü, ayda 3 paradan eksik olmamak üzere aidat vermek. Bakıyoruz Hz. Muhammed’in gerçekleştirdiği büyük medeniyet devriminde zekat vermek var. Mali Devrimimiz özünde Vatan Partisi’nin iktidar atılımıdır. Biz insanlarımızdan Vatan Partisi’ne üye olmasını istiyoruz ve insanlarımız her şeyini veriyor. 

‘İKTİDAR OLSAK DA AİDAT ALACAĞIZ’


Biz hazine yardımını doğru bulmuyoruz. Milyonluk üye sayıları olan partilerin aidat geliri sıfır. Çünkü onlar dağıtıyor. Onlar geleni dağıtıyor. Bizde ise aidat tüzük kuralı gereği zorunludur. Ayda en az 10 liradır. Üye olan, kabul etmiştir. Vatan Partisi için aidat en büyük gelir kalemidir. Vatan Partisi üyelerinin tamamı aidat verir ve parti faaliyetlerine de ayrıca mali olarak destek olur. Tekalif-i Milliye emirlerinde millet iki öküzün birini vermiştir. Ancak Vatan Partili iki öküzün ikisini vermiştir bir de katma değer olarak kendisini vermiştir. Vatan Partisi iktidar olduğunda da bu böyle olacak. İktidar olduğunda da Vatan Partisi tüm üyelerinden aidat alacak. Vermek esas mutluluk. O nedenle sade yaşam bizler için yalnızca bir zorunluluk değil bir hayat felsefesi. Genel Başkanımız az önceki videoda şunu dedi: Benim giydiğim ceketi giyecek devlet yetkilileri. Vatan Partililer gerçekten malla mülkle ya da alışverişle değil, Vatan Partisi’ne bağışlanan şeyleri giyen onlarla mutlu olan insanlar. Sade yaşam, tasarruf özellikle bu zamanlarda milletimizi birleştirmede en önemli noktalardan biri. Bakın bu tasarruf diğer siyasi partilerin ağzında hiç yok. Yalnız Vatan Partisi’nde var tasarruf.