Diyarbakır Üretim Devriminin halay başı olacak

Genel Başkanımız Doğu Perinçek ve parti önderlerimizden Ethem Sancak, Diyarbakır'da vatandaşlarla buluştu, halay çekti

Tarih:

Güneydoğu gezisi kapsamında Mardin'den yüzlerce partiliyle buluşan Perinçek ve Sancak, sabah saatlerinde Diyarbakır'a geldi.

Diyarbakır'da Üreticilerin Milli Hükümeti İçin İktidara Toplantısı öncesi Vatan Partisi Heyeti, Diyarbakır Annelerini ziyaret etti. Vatan Partisi Heyeti, HDP'nin kapatılacağını ifade etti. Aileleri HDP ve PKK tarafından kaçırılan aileler, Vatan Partisi'ne ilk günden itibaren kendilerini desteklediği için teşekkür etti.

 

Ardından "Üreticilerin Milli Hükümeti için İktidara" Toplantısı'na katılan Perinçek ve Sancak, toplantıda konuşma yaptı.

 

Diyarbakır'da yüzlerce partilinin ve kanaat önderinin katılımıyla yapılan toplantı İstiklal Marşı ile başladı.

 

VATAN PARTİSİ DİYARBAKIR İL BAŞKANI FERDİ TANHAN: KARPUZ DEĞİL CESARET EKİYORUZ


Toplantının açış konuşmasını Vatan Partisi İl Başkanı Ferdi Tanhan yaptı. Tanhan'ın konuşması şu şekilde:

 

“Bu bir iktidar toplantısı. Ben buraya iktidara yürüyen partinin, Diyarbakır il başkanı olarak çıktım. Ancak müsaadeniz olursa Vatan Partisi’nin en üst düzeyde temsil edildiği bu toplantıda ben Diyarbakırlıların sözcüsü olmayı tercih ediyorum.

 

“Bu yüzden burada yapacağım konuşmayla Diyarbakır’ın acılarını, hasretlerini, isteklerini, taleplerini, haykırışlarını sizlere arz edeceğim.

 

“Diyarbakır artık terörle anılmak istemiyor. Diyarbakır artık silahla anılmak istemiyor. Diyarbakır artık savaşla anılmak istemiyor. Diyarbakır artık evlatlarını dağlarda heder ettirmek istemiyor. Diyarbakır bu PKK tasallutundan, zorbalığından kurtulmak istiyor. PKK silah bıraksın çağrısı Diyarbakır’dan yükseliyor. Anneler evlatlarını dağlardan indirmek için Diyarbakır’dan isyan ediyor. Edi Bese!

 

“Diyarbakır artık yoksulluk istemiyor. Diyarbakır artık yolsuzluk istemiyor. Diyarbakırlılar rüşvet istemiyor. Diyarbakır, Ankara’da dayısı olan ama hiçbir meziyeti olmayan liyakatsiz yöneticiler istemiyor başında. Diyarbakır, Diyarbakır halkına dokunanı yakarım diyen Gaffar Okanları istiyor. Kendisini halk için, vatan için feda eden devlet yöneticilerini başında görmek istiyor.

 

“Diyarbakır hoşgörü istiyor, şefkat istiyor. Somurtkan yönetici istemiyor. Güleryüz istiyor, neşe istiyor. Diyarbakır acılardan beslenenleri artık başında görmek istemiyor. Mutluluktan beslenenleri başına çağırıyor. Diyarbakır halkı artık acıları hatırlamak istemiyor. Diyarbakır halkı kasedi başa sarıp tekrar tekrar dinlemek istemiyor. Yeni bir şarkı duymak istiyor, yeni bir türkü duymak istiyor. Sadece duymak değil o şarkıyı hep bir ağızdan yazmak, söylemek istiyor Diyarbakır. Acıları hatırlatan müzeleri yapmakla övünenleri başımızda istemiyoruz. Diyarbakır Cezaevi’nden müze yapacaklarmış. Ona ihtiyacımız yok. Acıları hatırlamaya ihtiyacımız yok. Ama fabrikaya ihtiyacımız var.

 

“Evet, Diyarbakır fabrika istiyor. Diyarbakırlı işsiz gençler iş istiyor. Ailesini geçindirmek istiyor. Anasından, babasından harçlık isteme utancını yaşamak istemiyor. Kahve köşelerinde sürünmek istemiyor. Diyarbakır’ın gençleri, hepsi de güçlü kuvvetli, hepsi de yürekli, hepsinde Allah'ına kadar gurur var. Sizden iş istiyorlar. Diyarbakır iş cenneti olsun, herkes çalışsın herkes üretsin istiyor. Çalışmadan para kazanan kimse kalmasın istiyor Diyarbakır.

“Diyarbakır’ın kadınları evlere kapanmak istemiyor. Diyarbakır’ın kadınları çalışma hayatına katılmak istiyor.


Diyarbakır artık yoksul, mahcup, gariban köylü görmek istemiyor. Diyarbakır yolsuz köyler istemiyor. Elektriksiz, susuz bırakılmış, kaderine terk edilmiş, insansızlığa mahkum edilmiş köyler görmek istemiyor. Diyarbakır köylerinde ekilsin, biçilsin refah olsun istiyor.

 

“Traktöre mazot koyarken bin kere düşünmek istemiyor Diyarbakır. Topraksız, hayvansız bırakılan köylünün feryadı duyulsun istiyor. Köyünü terk edip şehir merkezlerinde kum tanesi gibi yığılmış insanın hasreti dinsin istiyor. Bakın Balaban Aşireti burada, köyde yaşamayı onlara zindan etmişler. Evlerine çivi bile çakmalarına izin verilmiyor. Ev yapmalarına, ahır yapmalarına müsaade edilmiyor. Balaban Aşireti gibi daha niceleri var. Köye dönüp üretmek istiyor, ailesiyle birlikte huzurlu bir yaşam istiyor Diyarbakır.

 

“Çok şey istemiyor Diyarbakır. Penceresine cam istiyor Diyarbakır, topraklarına su istiyor, sokağına lamba… Diyarbakır meydanlarında, parklarında, bahçelerinde mendil satan, su satan çocuk görmek istemiyor. Diyarbakır’ın parklarında bir tane bile mendil satmak, su satmak zorunda kalan çocuk görmek istemiyoruz. Parklarda mendil satılmaz, parklarda oyun oynanır, neşe saçılır. Bakın hükümetimiz park yapmakla bahçe yapmakla övünüyor. O güzel parkların, ağaçların arasında tek bir mendil satan çocuk kalmadığında bununla övünmek istiyor Diyarbakır. Diyarbakır iyi bir eğitim alması gereken evlatlarını sokaklardan toplamak istemiyor.

"Zenginleşmenin tek yolu olarak suçu, zorbalığı, haksızlığı, uyuşturucuyu dayatan bu sistemi… Arıcıları dolandıranları, minarelere kılıf uyduranları koruyan bu sistemi… Geri dönüşüm tesisi kurmak isteyen Hurdacı esnafını kapı kapı süründüren bu sistemi… Öğretmenini, mühendisini, mimarını atayamayan bu köhnemiş sistemi… Zeka ile, tırnak ile, diş ile parça parça edip artık yıkmak istiyor Diyarbakır.

 

“Diyarbakır pırlanta taşlı bir yobazlık istemiyor. Sadece dilinde Allah, Peygamber olanların aslında dinleri imanları para olanların onları sömürmesini istemiyor Diyarbakır. Diyarbakır Anadolu’nun o temiz Müslümanlığını arıyor. Hz. Muhammed’i kendisine örnek alanları başında görmek istiyor. Onları yönetici seçmek istiyor.

 

“Diyarbakır halkı figüran olmak istemiyor, piyon olmak istemiyor. Siyaset masalarında meze olmak istemiyor. Aldatılmak istemiyor, kandırılmak istemiyor. İzmir’de başka Diyarbakır’da başka olanların yüzüne bile bakmak istemiyor. Diyarbakır halkı yönetici olmak istiyor, iktidar olmak istiyor, hükümet olmak istiyor.

 

“Sn. Genel Başkanım siz bize karpuz ekmeyin cesaret ekin demiştiniz. DEDAŞ bizi mecbur bıraktı artık istesek de karpuz ekemiyoruz. O zaman sizin öğüdünüze uymanın tam sırasıdır: Madem karpuz ekemiyoruz biz de cesaret ekiyoruz.

 

“Cesaretse cesaret biz de tarlasıyla, tohumuyla ambar ambar var. Önümüzde siz arkamızda Hazro Dağları var. Korkumuz yok. PKK’den korkumuz yok. Amerika’dan korkumuz yok. Avantacılardan, nüfuz tüccarlarından, daha kim varsa bizi sömürmeye, öldürmeye çalışan hiçbirinden zerre kadar korkumuz yok. Onlar bizden korksun. Çünkü bizim kaybedecek karpuzumuz bile yok. Ama kazanacağımız koskoca bir Diyarbakır, koskoca bir Türkiye, koskoca bir dünya var.”

 

 

PERİNÇEK: DİYARBAKIR’DA OMUZ OMZA, EL ELE OLDUĞUMUZ SÜRECE BAYRAM YAPACAĞIMIZ YILLARA GİDİYORUZ


Tanhan'ın ardından konuşmasını yapmak üzere kürsüye Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek çıktı. Perinçek, şunları söyledi:

“Bu topraklara karpuz değil cesaret eken, kardeşlik üreten, fedakar, cefakar, Diyarbakırlı kardeşlerim sizleri sevgiyle karşılıyorum.

 

“Değerli kardeşlerim, Diyarbakır’da o tokmak, davula vurduğu sürece kimse bir şey yapamaz. Diyarbakır’da zurna üflendiği sürece kimse kardeşliğimizi bozamaz. Diyarbakır’da omuz omza, el ele olduğumuz sürece bayram yapacağımız yıllara gidiyoruz. Kahraman milletimiz var, siz varsınız. Gencimize iş vermeyen, traktöre ucuz mazot doldurmayan, sanayicimiz çarkına ucuz doğalgaz vermeyen, çocuklarımızın eğitim yapmasına izin vermeyen, pazarlarda mendil satmaya iten sistemin sonu gelmiştir. 80’lerden sonra kurulan, yabancılara el açılan sistem, dünyanın büyük tefecileri, dolar ve borsa vurguncularını besleyen sistem bitmiştir. Bu milletin emeğini peşkeş çektikleri sürece, insanların hayatını sürdüremeyeceği noktaya geldik.

“Bankaların kârı 288 milyar TL. Bankacıların geliri yüzde 500 artmış. Çiftçi ekecek, içecek, su motoruna mazot doldurabilecek. DEDAŞ kapatır korkusuyla yaşamayacak çiftçi. Üç ayda bankalar bu kadar kâr ediyorsa, demek ki kâr var. Yabancı bankalara yatırılıyorsa paralar, Türkiye’nin kaynağı var. Türkiye’nin sanayicisi, işçisi, çiftçisinden alıp millete veren bir hükümeti yok. Her yerde torpil. Vatandaşın torpili yok. Vatandaşlık, vatandaşlıkla eşittir. Türkiye büyük bir karara gidiyor. Türkiye Üretim Devrimine gidiyor. 80’lerde çiftçi kambur dediler. KİT, kambur, özelleştireceğiz dediler. Biz malları Almanya, ABD, Japonya’dan alacağız deyip bizim sisteme ot koydular. Üretici baş tacı bizim sistemimizde. Ekonomik programların temel ilkesi, üretimden yana her şey doğrudur. Rüşvetçiye yarayan her şey yanlıştır. Türkiye’nin kaynakları bankalardan akıtılıyorsa, Türkiye’nin sorunları var demektir.

 

 

BATI’DAN PARA DİLENENLER


“Hala Londra’dan, ABD’den para dilenmeye çalışanlar var. ABD’den para dilenme dönemi bitti. Kaynaklar üreticiye çevrilecek. İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu ‘devrimciyiz’ diyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ‘devrimciyiz’ diyor. Devrimci kelimesi sözlükte bir lügat.

 

“Bu topraklardan hep şunu haykırdık: Türk de biziz, Kürt de biziz, hepimiz Türk milletiyiz. Cehennemde bir Kürt kalsa bir Türk’ün cennete girmeye hakkı yoktur. Terör meselesi, ABD/İsrail meselesi haline geldi. Amerika’ya, İsrail’e bu topraklarda hakimiyet ve iş yok. Her yerde yeniliyorlar. Irak, Afganistan, Kazakistan her yerde yeniliyorlar. Memo’nun Mehmet’i, Hasan’ın Haso’yu vurduğu dönem bitecek. Beraberlik içinde yer alalım. Silahınızı atın. Gelin beraber halay çekelim. Kardaşımıza vurmayalım, davula vuralım. Analarımız Diyarbakır’da bekliyor. Analarınıza hasret koymayın, haram süt emmeyin.

 

“Arıcılarımız burada. Mustafa Sarıoğlu diye bir adam çıkmış. Para alıyor ve şekeri vermiyor. Bunda adalet var mı? Arıcılarla Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, ‘minareyi çalan kılıfını hazırlar’ diyorlar. Minareyi çaldırtmayacağız.

ÜRETİM DEVRİMİNİN HALAY BAŞI


“Vatan Partisi Türkiye’yi yönetecek genç kuşaklar yetiştirdi. Ferdi Tanhan’ı terazinin bir kefesine, diğerlerini diğer kefeye koyun. Yüzlerce Ferdi Tanhan’ımız var. Tüm bakanlıkları, bu genç kadrolarla kurmaya hazırız. Yedi ateşten geçerek geldik. 77 ateşten de geçmeye hazırız. Bugün en büyük yanlış karamsar olmaktır. Umut vadedeceğiz. Üretim Devrimi olacak. Hayal satmıyorum. Türkiye’de bu birikim, biten sistem yeni müjdeler veriyor. Diyarbakır, Üretim Devriminde halay başı olacaktır. Çok acılardan geçmiş insanların diyarı, kardeşliğin, birliğin, beraberliğin diyarıdır Diyarbakır.”

 

 

DOĞU PERİNÇEK'İN ARDINDAN İŞ İNSANI ETHEM SANCAK KONUŞTU


Sancak şunları söyledi: 

 

“Doğu Perinçek kadar sözün ustasını görmedim. Üreticilerin Milli Hükümetinin kurulmasının, ülke ve dünya üzerinde objektif koşulları oluşmuştur. Dünya milletleri için yeni bir sürece girilmiştir. Büyük trajedilerden geçtik. 50’lerde ülkemiz NATO’ya sokularak köleleştirildi ve çelmelendi. 80’lerde tek kutuplu neoliberal düzen vardı. Şu anda Londra bankerlerine borç 600 milyar dolar. Her yıl 50 milyar dolar almak zorundayız. Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı, iki farklı aday var ama millet ‘hiçbiri’ diyor. Dünyaya yön verdiğini sanan ABD halkı, en borçlu toplum durumda. 2008’de başlayan krizle sendeledi. ABD’de uygulanan liberal sistem, ABD işçisini de işsiz bırakıyor. Afrika, Latin Amerika sömürülmek istenmiyor. Daha düne kadar ABD’nin yancısı olan Suudi Arabistan, ‘köleniz değiliz’ diyor. Hindistan ayağa kalkmış durumda. Pakistan halkı milyonlarca kişiyle miting yapıyor sokaklarda. Afgan çobanlar bile ABD’ye meydan okuyor. Paraya tapan, emperyalist, kapitalist sistemin sonu gelmiştir. Batılı bilimcilere göre bile 2030 yılında birinci Çin, ikinci Hindistan, üçüncü ABD oluyor. Türkiye 5 oluyor. Üretimin ana merkezinin yüzde 70’i Asya’ya kayıyor. Türk milletinin yüzde 70’i ABD’yi baş düşman olarak görüyor. Türk milleti dost olarak Rusya, Çin ve İran’ı görüyor. ABD, hamburger yedirip geri gönderiyor. ‘One Minute’ diyen, dört büyük lider İbrahim Reisi, Vladimir Putin, Xi Jinping, Recep Tayyip Erdoğan baş düşman. “Borçlanma dönemi bitti. Geleceği inşa edip Asya’da inşa edilen Türk-Kürt kardeşliği ile çözülecek. Ben kaç zamandır iş güçle uğraşıyordum. Önümüzdeki 8 aylık süreçte Güneydoğu’ya geri dönüyorum. 69 yıl daha ömrüm olsa yine hizmet edeceğim. Üreticilerin Milli Hükümetini kuracağız. ABD’yi Ortadoğu’dan kovacağız. Genç Türkiye Cumhuriyeti, Kürt-Türk ortak yapımıdır. Geleceğe doğru Asya’nın yıldızı bu birliktelik olacak.”

Program Kanaat önderleri, mağdur edilen arıcılar ve Diyarbakırlı konukların konuşmalarıyla devam etti.

 

 

PARTİ ROZETLERİ TAKILDI


Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Şule Perinçek Vatan Partisi'ne katılan vatandaşlara rozet taktı. 

DOĞU PERİNÇEK VE ETHEM SANCAK MARDİNLİLER İLE BULUŞTU


Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Vatan Partisi önderlerinden iş insanı Ethem Sancak’ın Güneydoğu turu başladı. Turun ilk durağı Mardin’de Vatan Partisi’nin İl Kurultayı gerçekleştirildi.

 

Bölge köylerden muhtarların da yer aldığı kurultaya bölgeden üniversite öğrencileri yoğun olarak katıldı. Mevcut il başkanı Zeynettin Bozan’ın yeniden il başkanı seçildiği kurultayda Türk-Kürt kardeşliği öne çıktı, emperyalizme karşı kararlılık mesajları verildi, Türkiye’nin sorunlarının üretimle çözüleceği ifade edildi.

 

Salonda “Çiftçi batacağına bankalar batsın”, “Güçlü devlet, üreten millet için iktidara”, “İstanbul’a kanal değil Güneydoğu’ya GAP”, “DEDAŞ derhal kamulaştırılacak” yazılı pankartlar yer alırken katılımcıların “İktidara yürüyoruz” vurgusu da öne çıktı.

 

 

‘MARDİN ÜRETECEK’


Kurultayın açılış konuşmasını yapan Vatan Partisi Mardin İl Başkanı Zeynettin Bozan, Mardin’de fabrikalar açarak üretime katkı sunacaklarını ifade etti. Artık Vatan Partisi’nin zamanının geldiğini belirten Bozan şöyle konuştu:

 

“Üreticimize ucuz enerji vereceğiz, ucuz gübre vereceğiz bütün partiler bölgeye, köylüye, çiftçiye, sanayiciye hep yalan söylemiştir. Üreticiye değil faizciye rantçılara değer veren partilere artık yeter diyoruz. Vatan Partisi masaya yumruğunu vuracak. Üretenlerin, mazlumların iktidarını kuracağız. Mardin’den meclise üretim devrimini kuracak vekiller yollayacağız. GAP’ı tamamlayacağız. Mardin’in gençlerini uyuşturucu batağına kaptırmayacağız. Mardin’de fabrikalar açarak üretime katkı sunacağız. Kardeşlerim bütün partileri denediniz, yüzünüz gülmedi çünkü onlar ABD’den emir aldılar. İşçimizi, çiftçimizi sanayicimizi hor gördüler. Şimdi bizim zamanımız geldi. Doğu Perinçek, Amerika’ya, borsa-dolar vurguncularına hesap sormaya geliyor. Bu parti, sizin gibi sıcak, samimi vatandaşların, sizin partiniz. Bu düzen değişiyor. Amerikancılar, rantçılar borsa-dolar vurguncuları, bölücüler gidiyor. Bizim günlerimiz geldi. Vatanımız için savaşmaya hazırız.”

 

 

KARDEŞLİĞİ GETİRECEK PARTİ


Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Kurultay konuşmasında Amerika’nın zincirlerini kırmakta kararlı bir Türkiye olduğuna dikkat çekti. Türkiye’ye kardeşliği getireceklerini söyleyen Perinçek, konuşmasında şu vurguları yaptı:

 

“Bütün dünya bizi duysun, bütün Türkiye. Van, İzmir, Ankara, İstanbul, Edirne, Tekirdağ'a kadar bizi duysun. Onlara Mardin’den sesleniyoruz. Bu sistem bitmiştir, sevgili kardeşlerim. Çiftçimize ucuz gübre vermeyen, çarşılarımızda dükkanlarımızı siftah yapmadan kapatanların olduğu bu sistem bitmiştir. Hangi sistem? Üreticiyi, çiftçiyi, sanayiciyi kambur ilan eden sistem. Gelen sistem üreticiyi baş tacı eden sistemdir. Üreticilerin, esnafın, zanaatkarların, üretenlerin yönettiği Türkiye’ye gidiyoruz. Borsa vurguncularının, faizcilerin, rantçıların sistemi bitmiştir. Aydınlık bir Türkiye’ye gidiyoruz. Üretenlerin Türkiye’sini kuracak sizler varsınız, Vatan Partisi var. Türkiye’ye kardeşlik getireceğiz. Biraz evvel 90’lı yıllardaki mitingleri gördünüz. O zaman da onu söylüyorduk, bugün de onu söylüyoruz. Cehennemde tek bir Kürt dahi kalsa, bütün Türkler cehennemliktir. İstanbul’u, Mardin’i birbirlerinden koparmaya, Diyarbakır’la Edirne’yi birbirlerinden ayırmaya kalktılar. Van’ı, Ağrıyı bölmeye kalktılar. Ama Amerika’nın zincirlerini kırmakta kararlı, el ele üretenlerin Türkiye’sini kurmakta kararlı bir Türkiye var.

 

Bölünmeye son vermek, çocuklarımızı okutmak için birleşiyoruz. Bankaların kârı, son 3 ayda geçen yılın 5 katına çıkmış, 230 milyar artmış. 1 yılda 1 trilyon lira. İşte kaynak var. Bankalar 288 milyar lira kâr edeceğine o 288 milyarla çiftçinin borçlarını kapatalım. Vatan Partisi faizden yana olan parti değil. Değilsek nedir bu 288 milyar lira para? Biz diyoruz ki 230 milyar lira farkla ucuz mazot ve gübre verelim.

 

İstanbul’a yeni bir kanal yapacağımıza Mardin’e, Anadolu’ya, Harran Ovasına su getirelim. İstanbul’un her tarafı su, orada yeni bir kanala 50 milyar vereceğimize bu ovaları sulayalım. Türkiye’nin kaynakları var. Bakın rakamlarla veriyorum size. Şu an Türkiye’de yatırımcıların yabancı bankalarda yatırdığı paraları 300-500 milyar dolar. Hadi alt sınırı, 300 milyarı kabul edelim. Türkiye’nin döviz sıkıntısı varmış, ilaçlar, gübreler, mazot pahalıymış… Çözüm var: 300 milyar dolar yabancı bankalarda yatıyor. Kimsenin parasını el koymuyoruz. 300 milyar dolarla yatırım yaptığımız, fabrika açtığımız zaman binlerce vatandaşımıza iş buluruz. Vatan Partisi tefecilere akan parayı millete, suyu millete çevirecek. Eksin, sanayinin çarkı dönsün diye.”

 

 

’77 ATEŞTEN DE GEÇERİZ’


“Türkiye’nin kaynakları var, mesele kaynakların nereye aktarılacağı. Ya tefecilere, yabancı bankalara çalışacaksınız ya da üretenlere. Vatan Partisi üretenlere çalışan parti. Türkiye’yi bir üretim devrimiyle ayağa kaldıracak parti. Türkiye üretim devrimine gidiyor arkadaşlar. Harran Ovasına, Diyarbakır Ovasına destek olmazsa, ucuz mazot getirmezse çok büyük zorluklarla karşılaşır. Fakat biz zorluklardan korkmuyoruz. 7 ateşten geçip bugünlere gelenlerin partisiyiz, 77 ateşten geçmeye de hazırız. Bu sistemden çıkışı görüyoruz. Son zamanlarda moda olan sözcük devrimcilik. Süleyman Soylu ‘Devrimciyiz’ diyor. Sayın Cumhurbaşkanımız ben ‘muhafazakar devrimciyim’ diyor. Devrimcilik moda oldu. Türkiye Üretim Devrimine gidiyor.

 

 

ÜRETİM DEVRİMİNİN ZAMANI


“Üretirsek, tarlalarımıza bereket getirirsek birlik ve beraberlik güçlenir. ABD ve İsrail bizi bölemez. Türkiye birliğe gidiyor. Ama bu kendiliğinden olmayacak. Vatan partisi o yüzden sizi örgütlüyor. Büyük çözümlerin zamanı vardır. Nasıl Hz. Muhammed bedevi Arapların içinde bir büyük devrime önderlik etmiş, onun zamanı gelmiş. Nasıl Atatürk bu ülke işgal edildiği zaman o işgale karşı bu ülkenin bağımsızlık mücadelesine önderlik etmiş. Onun da zamanı gelmiş. Büyük çözümlerin de zamanı vardır. Güneşin doğuşunun zamanı vardır. Şimdi değerli kardeşlerim Vatan Partisi’nin zamanı gelmiştir. Şimdi önümüzdeki zaman güneşin doğuşunun zamanıdır, Vatan Partisi’nin, Üretim Devriminin zamanıdır.

 

“Hepimizin cesaretine ihtiyacımız var. Cesur olacağız! Türkümüz, Kürdümüzle birlik olduğumuz zaman kimse biz, yıkamaz. Zincirleri kırarız. Vatan Partisi gibi sınavlardan geçmiş örgütümüz var. Vatan Partisi bugünlere lay lay lom gelmedi. Zindanları yıkarak geldi. Ekmeğimiz, alın terimiz için Türk ve Kürt kardeşlerimiz için göreve geldi.

 

 

YANLIŞ YAPANLARA DA ÇAĞRI


“Aslan kardeşlerim benim. Vatan Partisi şimdi çığ gibi büyüyor. Zeynettin Bozan önderliğinde büyük atılımlar peşinde Nusaybinlisi, Kızıltepelisi kaya gibi büyüyoruz. Namuslu, çalışkan insanlarla. Çalışkan insanlarla. Hiç kimsenin malında gözü olmayan, ihale rantlarıyla değil emeğiyle var olan herkesi birleştiriyoruz. Herkese kucak açıyoruz. Dinimizde nasıl tövbe var, Vatan Partisi’nde de tövbe var. Yanlış yapanları da çağırıyoruz. Sesleniyoruz, Kandil’e sesleniyoruz: Elinize Amerika’nın, İsrail’in verdiği silahları bırakın. Kucaklaşalım, birleşelim. Emeğimizle omuz omuza vererek Türkiyemizi kurtaralım. Vatan Partisi geçmişte ispatladı, eşitsizlikler olduğu zaman Van’da, Hakkari’de, Nusaybin’de, Suruç’ta, Urfa’da kucakladı, bu milleti ayağa kaldırdı. Eşitsizliklere karşı belaların üzerine yürüdü. Zindansa zindan, hapisse hapis, üzerine yürüdü. Sizi birleşmeye çağırıyor.

 

2023 yılı bir karar yılı. Sistemin bittiği yerde bir karar verecek Türkiye. Onun için değerli arkadaşlar, bugün Vatan Partisi’nde örgütlenmek, milletimize ışık tutacak bir örnek için sizi buna davet ediyorum. Önder olmaya, millete öncelik olmaya davet ediyorum. Mardinliye bu yakışır. Mardin Ovasında ne yetişir? Burada buğday, tahıl peygamber yetişir. Burada vicdan var. Az önce Nusaybin’den bir arkadaşımız söyledi. Yaptıklarımızı hiç kimse görmese de Allah görür. Yaptıklarımızı görse de görmese de baksa da bakmasa da bir.

 

 

‘KARAMSARLIK YASAK’


“Buranın bir felsefesi var. Peygamberler yetişmiş derken bu felsefeyi söylüyorum. Burada iyilik var, iyiliklerin en iyisi vatanımıza hizmet etmektir. İşte Vatan Partisi size bu iyilikte birleşmeyi söylüyor, bu iyilikte kucaklaşmaya çağırıyor. Sizin gibi insanlar Niğde’de de var, Aydın’da, Çorum’da, Kars’ta da var. Bu insanlar varken Türkiye’ye yakışan budur. Bu peygamber diyarına yakışan budur. Bunu yapacağız, söz veriyoruz. Yolumuz açıktır. Bu döneme iyimserlikle giriyoruz, karamsarlığı yasaklıyoruz. Karamsarlıkla çözülecek hiçbir sorun yoktur. Karamsarlık yayanlar, bu millete güvenmeyenlerdir. Güvenilecek milletimiz var. Mardin’de, Balıkesir’de İzmit’te güvenilecek insanlarız biz. Allah bizimle beraberdir.”

 

 

TÜRK-KÜRT KARDEŞLİĞİNİN TARİHİ


Vatan Partisi önderlerinden iş insanı Ethem Sancak da Mardinlilere seslendi. Türk-Kürt kardeşliğinin 1000 yıllık tarihinden bahseden Sancak şunları söyledi:

 

“Zorlu bir kavgaya girdik. Türkiye’yi karış karış dolaşacağız. Ben genel başkan kadar genç değilim. Benim çalışma alanım buralar. Buranın delegesi olarak gideceğim Ankara’daki kurultaya.

 

Hz. Peygamber müşriklere Mirac’a çıktığını söylüyor. Diyor ki, ‘dün gece Burak’a bindim, kutsal mekandan arşa çıktım. Rabbim’le muhabbet ettim ve şimdi aranızdayım.’ Müşrikler inançsız, inanmıyorlar. En sadık dava arkadaşı, ilk sahabelerden Ebubekir Sıddık’a rastlıyorlar. Ebu Cehil diyor ki ‘Senin arkadaşın çıldırdı. Bu bir insanın yapabileceği bir şey mi?’ Ebubekir Sıddık ‘O mu söyledi?’ diyor. ‘Evet, o söyledi’ diyorlar. Ebubekir Sıddık da, ‘O söylediyse doğrudur.’ diyor. Ben de diyorum ki, Doğu Perinçek biraz önce size ne söylediyse, doğru söyledi.

 

Ben iyi bir tarih okuyucusuyum. Size şöyle bir tarihi kronoloji anlatmak istiyorum. 1071’de Asya’dan kopup gelen Türkler, Anadolu kapılarına dayandılar. Başlarında ünlü hakan Alparslan. Gelirken de Anadolu’nun kapıları olan Zağros dağlarında Malazgirt yöresinde kadim Kürtler yaşıyordu. Kürtler göçebe aşiretler halindeydi. O coğrafya da Roma İmparatorluğu, Bizans’ın egemenlik alanında. Türk orduları dayanınca oraya, Bizans İmparatoru bir elçi gönderdi. ‘Sizin topraklarınıza barbar Türkler geliyor. Siz de herhalde savunursunuz.’ diyor. Kürt beyi diyor ki ‘Evet, bizim peygamberimiz farklı ama biz sizinle birlikte bu toprakları savunuruz.’ Aşiretin ak sakallısı Kürt beyine diyor ki elçi gittikten sonra, ‘Bu Bizans bize köle muamelesi yapıyor ağır vergilerle. O Türkler bizim din kardeşlerimiz. Biz din kardeşlerimize bu kefereler için nasıl kılıç sallarız?’ Büyük bir kargaşa olur ve aşiret karar değiştirir. Bu sırada savaş başlamıştır. İlk gün Türk orduları yenik durumdadır. Alpaslan kefen giymiştir. Askerine ‘Şehit olmaya gidiyorum’ der. Zağros dağlarından kopup gelen 50 bin Kürt atlısıyla Türkler, Malazgirt Ovasında Bizans’ı yenilgiye uğratır. O gün Türk–Kürt kardeşliği başladı. O gün kuruldu. Bizans’ın mazlum ettiği Türk ve Kürtler, dev bir imparatorluk kurdu. Anadolu Türklerin ve Kürtlerin anavatanı haline getirildi.

 

200 yıl sonra Hristiyan dünyası, bütün Avrupa birleşerek, İslamlaşmış Kudüs’ü Hristiyanlaştırmak için Kudüs’e saldırdı. Karşısında kim vardı? Ordusu Kürt olan hakan Selahattin Eyyübi vardı. Haçlıları tarumar ettiler. Eyyubileri kurdular.

 

Biraz daha ilerleyelim: İnsanlığın çehresini değiştiren, İstanbul’un fethinde Fatih Sultan Mehmet’in ordularının generali Doğubeyazıtlı Kürt İshak Paşa’ydı. Orada da Uygarlık kavgası veriyorlardı. Bilimin, İslam medeniyetinin dünyaya yayıldığı çağ başladı.

 

600 yıl sürdü bu Türk-Kürt kardeşliği. Osmanlı ordusunun üst düzey generallerinin yüzde 80’i Kürt’tür. Sonra emperyalizm Osmanlı’yı parçalamak için planlar yaptı. Türklerin ve Kürtlerin namusu olan Anadolu’nun emperyalizme teslim edilmemesi lazımdı. Kurtuluş Savaşının büyük önderi Mustafa Kemal Paşa nereye geldi? Erzurum’da Müdafaai Hukuk Cemiyetlerini bir araya getirdi, oranın Kürt paşasıyla birlikte Kurtuluş Savaşını başlattı. Bu ordu, Türk-Kürt sırt sırta vererek yenilgiye uğrattı yedi düveli. Bizi İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra esir aldı Atlantik. Sonra bir isyan başladı. Onlar da Türkü Kürde kırdırma savaşına girdi.

 

 

VASİYETİ ‘TÜRKLERE SİLAH ÇEKMEYİN’Dİ


“Ben bir dönem Neçirvan Barzani'nin konuğuydum. Dedesinin son vasiyetini anlatıyor. Molla Mustafa Barzani son nefesini verirken diyor ki ‘Size iki nasihat veriyorum: Bakın hiçbir zaman Türk kardeşlerinize silah çekmeyin. Kime çekerseniz çekin, bir yabancıya çekebilirsiniz. Biz Türk-Kürt her zaman kardeşiz. Bir hastane odasındayım, vatansız ölüyorum.’ 100 yılını Kürtlere adamış Molla Mustafa Barzani’nin vasiyeti buydu. Türklere silah çekmeyin, ABD’ye güvenmeyin. Ama PKK’nın yöneticileri ABD’ye sırtını dayadı, Türk’e silah uzattı, 80 bin kardeşimizi katletti. Şimdi oyunu bozmanın zamanı gelmiştir. Çünkü şimdi dünya yeni bir devrim dalgasına girdi. Atlantik sistemi yıkılıyor, dolar saltanatı çöküyor. Avrupa bu kış soğuktan donacak. Ve bu ayağa kalkışta Asya’ya önderlik edecek olan Türklerle Kürtlerle birlikte Doğu Perinçek’tir. Yolumuz uzun, zamanımız az ama menzile ulaşmamız kaçınılmazdır. Çünkü rabbimiz bizim yüzümüze baktı. Milletimiz ayağa kalktı. Anketlerde milletimiz devrimci bir ittifak arıyor. Devletimiz NATO’nun generallerini hapse attı. Türk ordusu emperyalizme direniyor. O yüzden Türk Kürt sırt sırta verecek, devrimci Humeyni’nin dediği gibi ‘Büyük şeytanı Orta Doğu’dan kovacağız’. Orta Doğu’da kardeş milletlerle bir olacağız. Yeni doğan Asya güneşinin en parlak yıldızı olacak Türkiye. Türkü ve Kürdüyle beraber.”

 

 

İYİ PARTİ’DEN AYRILDI VATAN PARTİSİ’NE ÇAĞIRDI


Vatan Partisi’ne katılan Eski İyi Parti Kızıltepe İlçe Yöneticisi Abdullah Yavuz da konuşmasında vatandaşları Vatan Partisi’ne davet etti. Yavuz şunları kaydetti:

 

“Bizim siyasi amacımız halkımıza hizmet, mazlumu korumak, haksızlığa karşı dik durmaktır. Zenginin değil garibanın yanında durmaktır. Siyaset kötü niyetli değil halka vatandaşa hizmet, gönüllerde taht kurmaktır. Türkiye’de olduğu gibi Mardin’de vatandaşlarımız da zor günlerden geçiyor. Ancak yüce kitabımız Kuran’da zenginliğe şükredin yoksullara da sabredin demiştir. Nitekim peygamber efendimiz Hz. Muhammed’in ‘Her dağın arkasında bir felaket vardır’ şiarıyla hareket ediyoruz. Türkiye’de vatandaş artık ötekileştirici, kutuplaştırıcı hiç kimseye itibar etmediği gibi halkın bizzat yaşadığı sorunları halka anlatmanın da çözüm olmadığını biliyor. Halk, liyakatli kadrolara sahip, çözüm odaklı olan Vatan Partisi’ni tercih ediyor. Bunun neticesinde buradan bütün Mardinli hemşerilerimi, bütün aileleri Vatan Partisi’ne katılmaya davet ediyor, yapacaklarımız sözümüzün teminatıdır şiarıyla hareket edeceğimizi belirtmek istiyorum.”

 

 

‘DOĞU PERİNÇEK’İ YÜKSELTECEĞİZ’


Bütün ailesiyle birlikte Vatan Partisi’ne katılan Kanaat önderi Emin Akdoğan:

 

“Herkesi Vatan Partisi’ne bekliyoruz. Mardin bunu bilsin. Herkes gözünü açsın, şehirli olsun, köylü olsun, özellikle gençlerimiz… Artık bu partiyi yükselteceğiz. Bizim farkımız, hepimizin kardeş olması. Türk, Kürt, Arap hiç fark etmez. Hep birlikte olacağız, Doğu Perinçek’i yükselteceğiz. Onu artık Meclis’te göreceğiz. İnşallah gelecekte hep birlikte olacağız.”

 

Vatan Partisi Derik İlçe Başkanı Kadri Sığınç, Vatan Partisi Nusaybin İlçe Başkanı Vedat Tokay, Vatan Partisi Artuklu İlçe Başkanı Şeyhmus Adal da kürsüden kurultay katılımcılarına hitap ederek Güneydoğu’da Vatan Partisi’ni iktidara taşıyacaklarını belirttiler.

 

Konuşmaların ardından Doğu Perinçek ve Ethem Sancak, Vatan Partisi’ne üye olan vatandaşlara rozetlerini taktı.