SÖZ ARTIK İSTANBUL'UN

Genel Sekreterimiz Özgür Bursalı, 12. Olağan İstanbul İl Kurultayında konuşma yaptı.

Tarih:

 Genel Sekreterimiz Özgür Bursalı, 12. Olağan İstanbul İl Kurultayında konuşma yaptı.

 

Sayın Divan,

Değerli Konuklarımız,

Rusya Federasyonu Başkonsolosvekilimiz Sn. Aysur Belekova,

Çin Halk Cumhuriyeti Başkonsolos Yardımcımız Sn. Shang Jian,

Siyasi Partilerimizin ve kitle örgütlerimizin değerli temsilcileri

Sendikamızın ve emek dünyamızın değerli liderleri,

Partimizin kahraman fedaileri, delegeleri

Dünyanın gözbebeği İstanbulumuzda, bu salonda, zorlukların ve ateşin ortasında, güler yüzlerinizle, Vatan Partisi olarak umudu, ufukları, cesareti, güzelliği ve çözümü temsil ediyoruz.

Türkiyemize bu umudu, güzelliği, mutluluğu ve büyük çözümü taşımak için görev Kurultayımıza başlıyoruz. Bu kutsal davaya omuz vermek üzere,

Hoşgeldiniz, safalar getirdiniz.

 

        Önce, Genel Başkanımız Sayın Doğu Perinçek, Kovid rahatsızlığı geçirdiği için bugün aramızda olamadı. Elbette hepimiz görevlerimizi onun üstün birikiminden ve tecrübesinden dinlemeyi isterdik. Genel Başkanımızın sağlığı gayet yerinde, ancak bulaş süreci tamamlanmadığı için sizin sağlığınızı korumak adına bugün burada olmadı.

Genel Başkanımızın Kurultayımıza ve değerli konuklarımıza saygılarını, selamlarını ve başarı dileklerini iletiyorum.

 

 

        Değerli Delegeler, değerli misafirlerimiz,

        Türkiye, büyük zorlukların içindedir. Her alanda ağır bir kuşatmayla karşı karşıyayız. Tam da bu nedenle Türkiyemiz büyük bir çözüm dönemine girdi.

        Büyük çözümler, büyük krizlerin şafağında doğar.

        Biz Türkiye’nin devrimcileri, vatanseverleri, öncüleri zorluklarda yalnız krizi görmüyoruz, büyük çözümü ve köklü değişiklikleri görüyoruz.

        Manzaraya bakalım,

        Siyasette kriz var.

        Ekonomide kriz var!

        Güvenlikte kriz var!

        Toplumsal ve kültürel hayatta çürümeler var!

        Sistemde kriz var!

       

 Siyasette;

AK Parti’nin Türkiye’yi tek başına yönetme devri bitmiştir. Yönetenler, Türkiyemizin ekonomide ve güvenlikte derdine derman olamıyor.

Ekonomide Batı uyumlu çizgi çıkmazda.

Güvenlikte dört tarafımızı saran ABD-İsrail tehditlerine karşı Asya’da kararlı tavır alınamıyor.

Bocalamalar, yalpalamalar, kararsızlıklar var.

CHP bunalımda. Devrimci kimliğini yitirdi, köklerinden koptu, ABD planlarında roller üstlenir hale geldi.

Kurultaylarında masalar, yumruklar, sövgüler havada uçuyor.

Atlantik’e tam teslim vaziyette, her fırsatta NATO’ya, AB’ye, Batılı emperyalistlere bağlılık yeminleri ediyorlar. İktidarlarını oraya bağlamışlar.

Kendi Partilerini yönetemeyenler, Türkiye’yi mi yönetecek?

Kendi Partilerini birleştiremeyenler, Türkiye’yi mi birleştirecek?

Kendi partilerinde hukuk uygulamayanlar, Türkiye’de mi uygulayacak?

Yönettikleri belediyeleri yolsuzluğa batıranlar, nasıl olacak da Türkiye’yi yolsuzluktan ve yoksulluktan kurtaracaklar?

Altı Ok kenara itildi.

Bugünkü durum, CHP içinde Reddi Miras yapan Atlantikçiler ile Kemalist Devrim birikimi arasındaki hesaplaşmadır.

 

Köksüz, programsız, pazarlık Partileri türedi. Mantar gibi biten Partiler, saman alevi gibi sönüyor. Programları yok, çözümleri yok geçmişleri, gelenekleri yok ve gelecekleri de yok.

Sistemin lider diye balon gibi şişirip şişirip önümüze koyduğu isimlerin halini görüyoruz. Sistemin nefesi tükenmiş, artık balon dahi şişiremiyor.

Bu kriz içinde Partilerin ancak bölüştükleri kaynaklar var, ihaleler var, rantlar var.  NATO’culukta ve Avrupacılıkta yarış halindeler, sistemin içinde beraberler!

Verilen oylar boşa gitti. Verilen oylar çözüm getirmedi, sorunu derinleştirdi!

Türkiye’de önemli bir ağırlık yeni bir soluk arıyor. Devrimci bir çözüm arıyor. Türk milleti, sistemden ayrılıyor. Türkiye Üretimden yana, bağımsızlıktan yana, Asya’dan yana, emekten yana, insandan yana hükümetini arıyor. Üreticilerin Milli Hükümetini arıyor.

 

Ekonomide;

Türkiye 500 Milyar Dolar borca batmış. 1980 sonrası dünya ekonomisiyle bütünleşme süreci, Üretici kenarlara sürmüş, işçiyi, çiftçiyi ezmiş, Türkiye’nin gümrüklerin indirmiş ve deniz bitmiş.

Bir 500 Milyar Dolar da yurtdışı bankalarına kaçırılmış, kıyı bankalarında yatıyor.

Üreticiler isyanda

Sanayiciler isyanda,

Daha dün, Türkiye’nin en büyük sanayicilerinden, tekstil üreticilerinden biri, 6 ay sonra ürün bulamayacağız, bir felakete gidiyoruz diyor. Konkordatolar rekor kırıyor. 2025’in ilk 9 ayında 4424 şirket iflas açıklamış. Bu rakam, geçtiğimiz yılın kat kat üstünde. Faizler bel büküyor.

Çiftçi isyanda,

Her yıl tarımsal üretim geriliyor, girdi maliyetleri ve plansızlık çiftçimizi tüketiyor.

İşçi isyanda

İşçi-emekçi mücadelesi Türkiye tarihinde eşine az rastlanır biçimde yükseliyor ve gümbür gümbür geliyor.

İşçi işten atılma tehlikesiyle karşı karşıya

İşçi sendikalı olduğu için işten atılıyor. Polonez’i hep birlikte yaşadık.

İşçi ücretleri insanca yaşam koşullarının altında kalıyor.

Kamu işletmeleri özelleştiriliyor. Yok pahasına hazinelerimiz peşkeş çekiliyor.

Dar gelirli, asgari ücretli perişan,

Memur emeklisi, asgari ücretin dahi altında, çırpınıyor.

 

2026 Merkez Yönetim Bütçesi açıklanıyor, 2,6 Trilyon açık var.

Şimdi Bütçe görüşmeleri dönemine girildi. 2026 Merkezi Yönetim Bütçesinde 2,6 Trilyon açık var.

Mecliste atışmalar başlayacak. Sistemin teknesinde kayıkçı kavgalarını izleyeceğiz.

 

Soru ortada:

Hangi kaynakla işçinin sorunu çözülecek?

Hangi kaynakla memura maaş verilecek?

Hangi kaynakla emekliye zam yapılacak?

Hangi kaynakla yatırım yapılacak, istihdam sağlanacak?

Hangi kaynakla asgari ücret insanca yaşam koşullarına yükseltilecek?

 

Buna, ömrü dolan sistem Partilerinin vereceği tek bir yanıt yok! Çünkü sistemin içinde bu kaynak yok! Sistemin içinde çözüm yok!

 

İşte burada Vatan Partisi’nin yanıtı var!

Vatan Partisi kaynak gösteriyor!

Türkiye’nin yurtdışı bankalarına kaçırılmış, bu milletin alın teriyle elde edilmiş, 500 Milyar Dolar tasarrufu var!

 

Bir Kaynak Kanunu hazırladık. Birkaç gün içinde Türkiye kamuoyuna ilan edeceğiz.

 

Yurtdışına kaçırılan bu 500 Milyar Doları, kanunla Türkiye’ye getireceğiz. Bu paraya el koymayacağız, ancak bu paranın sahiplerine yatırım yolları göstererek, Türkiye ekonomisine kazandıracağız.

500 Milyar dolar, müthiş bir tasarruf kabiliyeti.

Türkiye’yi şahlandıracak bir rakam. Bu paranın yüzde 30’u dahi ekonomiyi uçurur.

 

Şimdi 20-30 Milyar Dolar için kapı kapı geziyorlar.

Yüksek faizle Üreticinin belini kırıyorlar.

 

Vatan Partisi ise çözüm gösteriyor. O kaynağı getireceğiz.

 

Bütün mesele, Türkiye’nin büyük tasarruf kabiliyetinin yatırıma ve üretime çevrilmesidir.  Bunun için yumruğu güçlü bir hükümet lazım.

 

Yine ikinci bir kaynak, Türkiyemizin banka kasalarında kilitli, büyük zenginlerimizin 500 Milyar Dolar değerine yakın altınları var.

Vatandaşımızın günlük birikimlerinden bahsetmiyoruz, büyük servetlerden banka kasalarına kilitlenen altınlardan bahsediyoruz.

 

Bu birikimi de üretim süreçlerine sokacağız. O değer, banka kasalarında kilitli kalmayacak.

 

Tabii bu çözümler sistemin içinde uygulanamaz.

O yüzden bu çözümleri bir tek Vatan Partisi yazar, bir tek Vatan Partisi uygular.

Sonuç itibariyle bu çözümler, Türkiye’deki bölüşüm ilişkilerine bir müdahaledir.

 

Yine öz kaynaklarımızla beraber Asya’dan yükselen büyük ekonomileri de yatırım sermayesi olarak ülkemize getireceğiz.

Çin, Rusya, İran başta olmak üzere büyük Asya güçleriyle Partimiz devletler katında bunların planlarını hazırlamıştır.

 

Bu olacak. Çareler tükendi. Çarelerin tükendiği yerde devrimci programımızla hazırız. Türkiye’yi plan yaparak, tasarruf, yatırım, istihdam, üretim ve hakça bölüşüm programıyla, Üretim Devrimiyle ayağa kaldıracağız.

 

                 Güvenlikte kriz;

                 Amerika İsrail gelmiş, etrafımızı kuşatmış.

Ekranlarda halkımıza masal anlatıyorlar.

Trump’ın kollarında mışıl mışıl uyutmaya çalışıyorlar.

 

TEHDİT BÜYÜK

 

-İşte Güney Kıbrıs’a silahlar yığılmış. ABD-İsrail, tanklarını getirmiş, uçaklarını getirmiş, radar sistemlerini kurmuş, siber savaş başlıklarını yerleştirmiş. Önümüzdeki dönem KKTC, Filistin kadar önemlidir!

-Doğu Akdeniz’de uzun yıllardır ABD-İsrail-Yunanistan ve Avrupa emperyalistleri Nemesis ve Noble Dina Tatbikatlarını yapıyorlar.

-Ege adalarında 9 Amerikan üssü dizilmiş, namluları bize dönmüş.

-Edirne sınırımızda Türkiye’ye karşı NATO tatbikatları yapılıyor.

-Suriye’nin kuzeydoğusunda İkinci İsrail-Kürdistan planı devrede.

 

 

 

BAKÜ’DE HAHAMLAR KONFERANSI

-Şimdi en sıcak gündem, kardeş Azerbaycanımızda, Bakü’de, 700 Haham 3-6 Kasım tarihlerinde toplanıyor.

İlk kez Türk ve Müslüman bir ülkede toplanıyor.

Bu siyonistler İbrahim Anlaşmalarını genişletmeyi ve siyonizme karşı faaliyetleri konuşacaklarını ilan ediyorlar.

 

İsrail Filistin’de soykırım yapmış, onbinlerce insanımızı, çocuğumuzu katletmiş, şehirlerimizi yakmış, bütün dünyadan tecrit olmuş,

Şimdi bu İsrail’e Azerbaycan’da kucak açıyorlar!

Bu kabul edilemez.

Bu ABD-İsrail tertibi Azerbaycanımız için de kara bir leke olur.

Azerbaycan halkı da bunu kabul etmeyecektir. Oradaki kardeşlerimize de sesleniyoruz.

Azerbaycan emperyalizmin koçbaşı olamaz.

Azerbaycan siyonizmin meşru hareket noktası haline gelemez

Trump planlarında, Netanyahu’yla kolkkola giremez.

Bakü’yü siyonist emeller kirletmemeli.

Bakü tarihte Doğunun mazlumlarının emperyalizme isyan ettiği yerdir.

Genel Başkanımız Doğu Perinçek, Azerbaycan Cumhurbaşkanımız Sayın Aliyev’e bir mektup yazdı.

Günlerdir tek başımıza mücadele ediyoruz. Buna sessiz kalıp izleyenler de var.

 

HAHAMLAR KONFERANSINA TAVIR ALINMALI

Buna kimse tavırsız kalamaz.

Nerede kürsülerde Filistin için nutuk atanlar?

Nerede Gazze yıkılıyor diye ağlayanlar?

Nerede her fırsatta İsrail’i lanetleyenler?

Çıkıp iki kelime edilmez mi bu uğursuz, karanlık Siyonist toplantıya karşı?

Ancak ağlıyorlar. Ancak yakınıyorlar. Ancak dünyaya sesleniyorlar.

Ağlayarak bu işler çözülmez.

Filistinliler ağlıyor mu? Aslanlar gibi çarpışıyorlar.

Heniyeler, Sinvarlar, Nasrallahlar nasıl şehit oldular?

Onlar ağlamadı, savaştı, gereğini yaptı, meydan okudu.

 

O yüzden sizin gözyaşlarınız timsah gözyaşlarıdır.

Savaşta, mücadelede yoksunuz, ağlamada varsınız, nutuk atmada varsınız ve hiçbir işe yaramazsınız!

 

Manzara bu,

 

Şimdi bu manzara, Trump ve Netanyahu ile birlikte çözülebilir mi?

Trump’ın şovlarına katılarak bu tehditler göğüslenebilir mi?

Trump dostluğuyla Kıbrıs, Filistin, Doğu Akdeniz, Karadeniz’deki ABD-İsrail tehditleri halledilebilir mi?

 

TÜRKİYE RUSYA ÇİN İRAN İTTİFAKI

Türkiye bu tehditleri ancak Türkiye-Rusya-Çin-İran ittifakı ile önler

Karşımızdaki büyük tehdidi caydıracak bir güç dengesi kurmak zorundayız.

 

Doğu Akdeniz’de Rusya, İran, Çin ve katılabilecek diğer ülkelerle askeri tatbikatlar yapmalıyız. Potansiyel müttefik birikimimizi bu tehdit odağının karşısına yığmalıyız. Zaman dar.

 

Filistin’in çözümü de, Kıbrıs’ın çözümü de Batı Asya’nın geleceği de, Suriye’nin birliği de bu çözümdedir.

 

İşte Sayın Bahçeli’nin Türkiye-Rusya-Çin-İran ittifak önerisi, Vatan Partimizin 40 yıldır yazdığı, çizdiği, uyguladığı, kurumlaştırdığı, ördüğü siyasete Türkiye’nin geldiğini göstermektedir.

 

Bu sıradan bir taktik ya da tercih değil, zorunluluktur.

1980’lerin sonundan itibaren Genel Başkanımız Doğu Perinçek liderliğinde Avrasya Seçeneğini anlatıyoruz.

Şimdi Türkiye buraya geldi.

Bu. Aynı zamanda bir sistem değişikliğidir. Devrim budur. Bu sistem değişimi, Türkiye devriminin en temel dinamiklerinden biridir.

 

Vatanını savunan herkes şimdi bu stratejide birleşiyor.

Türk milliyetçiliğinin de görevi budur. Türk milliyetçiliği rasyoneldir, hesap kitap yapar, büyük millet milliyetçiliğidir.

 

Dostlarımıza güveniyoruz.

Karadeniz cephesinde, Ukrayna’ya ve Batı emperyalizmine, NATO’ya karşı kahramanca savaşan Rusya’yı alkışlıyoruz.

Dünyanın en büyük üretim gücü olan, sosyalizmin inşasındaki kararlılığıyla bütün insanlığa esin kaynağı olan, 1949’da dünyanın en yoksul ülkelerinden biriyken, Çin devriminin mucizesiyle bugün dünyanın en büyük güçlerinden biri olan dostumuz Çin Halk Cumhuriyeti’ni alkışlıyoruz.

Baş börksüz, Fars Türksüz olmaz. Birbirimize sırtımızı dayadığımız, aslanlar gibi İsrail’e karşı savaşan, en son 12 gün savaşında siyonizmi yerle bir eden komşumuz İran İslam Cumhuriyeti’ni alkışlıyoruz.

Türkiye’nin çözümü buradadır.

                 Çağdaş uygarlık buradadır.

                 Güvenlikte ve ekonomide geleceğimiz Avrasya’dadır.

Bölgesel Savaşı ve daha büyük savaşları önleyecek güç: Türkiye, Rusya, Çin, İran beraberliğidir.

 

TRT TÜRKİYE’Yİ SAVUNMALIDIR

Şimdi böyle bir döneme girerken, TRT AVAZ’da en önemli dostlarımızdan biri olan Çin hedef alınıyor, Doğu Türkistan belgeseli yayınlanıyor.

CIA’nın elinize verdiği videoları oynatıyorsunuz. Bunun Türklükle alakası yok. ABD’nin milyar dolar harcayarak örgütlediği kara propagandanın aleti oluyorsunuz.

Türkiye’yi yalnızlaştırıyorsunuz, Türkiye’nin dostlarıyla arasını dinamitliyorsunuz. Buna müsaade etmeyeceğiz.

TRT, Batı merkezlerinin sipariş yayınlarını yapacak bir kurum değildir. TRT, Türkiye’nin kurumudur.

       

TRT Genel Müdürümüze de sesleniyoruz. Türkiye’yi savunmak istiyorsanız, o videoyu derhal yayından kaldırın.

 

İNSANI YIKIMA UĞRATAN SİSTEMLE HESAPLAŞACAĞIZ

Bütün bu manzarada, insanımıza karşı Batı merkezli bir yıkım saldırısı gündemdedir.

        LGBT ile Kadını erkek, erkeği kadın yapmak, kendi bedenine yabancılaştırmak istiyorlar.

Uyuşturucuyla milletin geleceğini boğmak istiyorlar.

Sanal Bahis ve kumarla toplumu esir almak istiyorlar.

Çürüme medyayı sarmış. Yalnız Trump ninnileriyle uyutmuyorlar Türkiye’yi. İnsan haysiyeti de ekranlarda ayaklar altındadır.

Sabah programlarıyla, dizileriyle, müzikleriyle kadın, erkek, aile hepsi hedeftedir.

 

MAFYA TARİKAT DÜZENİNİ TEMİZLEYECEĞİZ

Öyle bir sistem kurdular ki gençlerimiz, çocuklarımız küresel uyuşturucu baronlarının, mafyaların tetikçisi haline getirildi.

Kenar mahallelerde öyle yaşamlar yaratıldı ki zenginleşme kaynağı mafyalara, tefecilere, çetelere hizmet etmek oldu.

Çalışmakla refaha kavuşulmayan, okumakla meslek sahibi olunmayan, emeğin, alın terinin hor görüldüğü pespaye bir sistem var. Bireycilik, bencillik pompalanıyor.

Kamu yönetimleri yolsuzluğa batmış. Torpil her yeri sarmış. Rüşvetsiz iş çözülmüyor.

Diplomalar dahi hırsızlar pazarında satılığa çıkmış. Öyle bir sorumsuzluk ki kamu yöneticilerinin mühürleri, imzaları çalınıyor. Sahtelik almış başını yürümüş. Sahte paradan tutun kişisel bilgilerin çalınmasına kadar sınav soruları hakkındaki şaibelere varana dökülen, çürüyen bir mafya sistemi.

 Daltonlar, Redkitler, Casperlar, yamyamlar türlü belalar tahta kurusu gibi her yerde türüyor.

Yargı görevleri mafyaya veriliyor.

Sistemin sahipleri başları iki ellerinin arasında bu manzarayı izliyor. Ceza kanunlarındaki yasaları ağırlaştırarak, suça sürüklenen çocukları suçlu ilan ederek bu meseleye çözüm bulacaklarını düşünüyorlar.

Cemaat ve tarikatlarla toplumu ortaçağ güçlerine alan açılmış. Sokaklarda tarikat ordularını görüyoruz.

Bu sistemin kahramanları çete liderleri olmuş. Sözümona adaleti CIA’nın MOSSAD’ın oyuncağı olan mafya liderlerinde arar hale getirmişler.

 

KAHRAMANIMIZ EMEKÇİ HALKTIR

Bizim kahramanımız tertemiz emekçi halkımızdır.

Bizim kahramanımız Mehmetçiğimizdir, Polisimizdir.

Bizim kahramanımız ailemizdir, kardaşımızdır, yoldaşımızdır.

Bizim kahramanımız Namık Kemallerdir, Talat Paşalardır, Atatürk’tür.

Vatan Partisi insani erdemleri yetim bırakmayacak. Toplumu bencillikten, bireycilikten, uyuşturucudan, kumardan kurtaracağız.

Üretim gücümüzün insan kaynağını ayağa kaldıracağız, Cumhuriyetin faziletli yurttaşını yetiştireceğiz.

Suçluyu değil suçu asacağız. Sistemi değiştireceğiz. Türkiye’yi bu karanlıklardan da temizleyeceğiz.

Genel Başkanımızın Silivri çıkışında ilan ettiği gibi, “kınından çıkmış kılıç gibiyiz.” Başaracağız.

 

ÜRETİCİLERİN MİLLİ HÜKÜMETİNİN GÜÇLERİ

 

Önümüzdeki süreçte Türkiye’yi bu zorluklardan mevcut statükoyu koruyarak çıkarmak mümkün değildir.

Üreticilerin Milli Hükümeti’ni kurma zorunluluğu önümüzdedir.

Bu hükümetin unsurları,

-En başta Vatan Partisi’dir. Bu hükümetin anahtar Partisidir.

-AK Parti’nin tek başına yönetme devri bitmiştir ama AK Parti’nin milli güçlerini kenara iterek de Atlantik tertiplerine karşı koyamayız. AK Parti’nin milli kanadı bu hükümette olacaktır.

-MHP’nin millileri

-CHP’nin milleri,

Türkiye’nin vatansever, üretimden yana güçlerini birleştirerek bu hükümet kurulacaktır.

Türkiye’nin bölünmeye ve Amerikan planlarına direnmesi, hükümet düzleminde de bir güç işidir, hesap işidir, strateji işidir.

Vatan Partisi bu beraberliğinde merkezindedir.

 

VATAN PARTİSİ’NİN TARİHİ ROLÜ

Şimdi bu manzarada, İstanbul’da, büyük sorumluluklar omuzlarımızdadır.

Özgüven esastır!

Güç toplayacağız, örgütleneceğiz.

-Yarım asrı deviren Partimiz, Genel Başkanımız Doğu Perinçek önderliğinde 7 ateşten geçmiş,

-Emek davasına adanmış, her dönem Türkiye’ye yön vermiş,

-Silivri duvarlarını yıkmış, Ermeni Soykırımı yalanlarını bitirmiş, 15 Temmuz gecesi Türkiye’nin kaderini değiştirmiş,

-Devrimci programını olgunlaştırmış, öncü bir kadro birikimi yaratmış

-Avrasya seçeneğinin Türkiye’deki lider Partisi olmuşuz.

-Milli medya araçlarımızı inşa etmiş, şimdi onlar Türkiye’de ve dünyada lider konumlara yükselmiş.

-Türkiye’nin geleceğini sigortalayacak bir gençlik yetiştirmiş, tecrübeyle kolkola bu birikimi harmanlamış.

-Türkiye’nin yayın, teori ve bilim alanında araçlarıyla kutup haline gelmiş.

-Vatana, insanlığa, davaya adanmış kıskanılacak bir kadromuz var.

-Sistemin önümüze ördüğü duvarlar yıkılmış. Her kesimde büyük bir itibar ve saygınlığımız var.

-Uluslararası alanda yıldız gibi parlıyoruz.

-Emek mücadelesinin önder Partisiyiz, Üreticinin bayrağı olmuşuz.

-Şimdi bu birikimle temel görev: Partiyi örgütlemektir.

Partimize olağanüstü bir yöneliş var. Son olarak, Mardin’den, Kastamonu’dan toplu katılmalar var.

Gençlik örgütlenmesinde, kadın örgütlenmesinde, emek mücadelesinde büyük bir nüfuzumuz var.

İktidar olmadan sorunları çözmeye başlamışız. Program, strateji, siyaset ve çözümlerimiz var.

        Kanun tekliflerimiz hazır.

        -Kaynak kanunumuz hazır

        -LGBT’ye karşı kanunumuz hazır.

        -Sanal Bahis ve kumara karşı kanunumuz hazır.

        -Bütünleşme ve PKK’nın silah bırakmasıyla ilgili kanunumuz hazır.

        PKK’nın silah bırakması sürecini de, Terörsüz Türkiye gibi bir taktik hedef olarak görmedik, bir bütünleşme stratejisi çıkardık, 150 yıllık milletleşme sürecimizin doruğu olarak gördük, onun uygulamalarını oluşturduk.

        Bu konunun kesin sonuçlarına ulaşması yalnızca Vatan Partisi’nin Özel Af Kanunu ile mümkündür. Başka çare yoktur, bu görülecektir.

 

 SÖZ İSTANBUL’UN

        Eski sistem bitti.

        Şimdi devrimin zamanı geldi

        Üretim Devriminin zamanı geldi.

        Avrasya’nın zamanı geldi.

        Vatan Partisi’nin zamanı geldi.

        Üreticilerin Milli Hükümetinin zamanı geldi.

        56 Yıldır büyük emek ve fedakarlıkla, cesaret ve namusla bugüne taşıdığımız davamızın, sonuçlarını alma dönemi geldi.

        Programımız, nesnel koşullarla buluştu.

-       2014 Baharında Silivri duvarlarını yıktık

-       Türk Ordusunu esaretten kurtardık.

-       PKK’nın üzerine yürüdük ve hendeklere gömdük

-       15 Temmuz’da Amerika’nın Türkiye’dek güçlerini ezdik, silahsızlandırdık.

-       Şimdi Türkiye Atlantik’ten kopuyor ve Asya’ya yerleşiyor.

Bu bir devrim sürecidir.

Ok, hedefin kırmızı kalbini gördü.

 

        Artık Söz İstanbul’un

        İstanbul İl ve İlçe Örgütleri olarak,

        Parti kadroları ve öncüleri olarak, önümüzdeki sürece uygun ölçüler getireceğiz.

        Bilinçlerimizi ateşleyeceğiz. Tarih bilinciyle, bilimle, maddeyi anlayarak önümüzdeki süreçlere gireceğiz.

        Verimli ve sistemli çalışacağız. Her İlimizin, ilçemizin somut ölçülebilir hedefleri ve planları olacak.

        Sıradan tavırlar değil, öncü tavırlar alacağız.

        Düzenlerimizi bozacağız.

        Gün, fedakar olma, kahraman olma, çalışkan olma, devrim için adanma günüdür. Disiplin günüdür.

        Tarih yazacağız ve tarih yapacağız.

        İstanbul örgütümüze sonsuz güveniyoruz.

 

        Saygılar ve selamlar.