Vatan Partisi Genel Sekreteri Sayın Özgür Bursalı, bugün (30 Haziran 2022, Perşembe) Partinin Genel Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenleyerek, Türkiye’nin NATO’da, Rusya ve Çin tavrına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bursalı, Türkiye’nin NATO’nun Rusya ve Çin’e karşı alacağı kararları veto etmesi gerektiğini vurguladı.
Bursalı’nın açıklamaları şu şekilde:
Kamuoyunun yakından takip ettiği, bizlerin de Türkiye’nin vatan bütünlüğü ve güvenliği açısından dikkatle izlediğimiz NATO zirvesi İspanya’da devam ediyor.
Son olarak İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya alınmasıyla ilgili yayınlanan mutabakat metni üzerine, Genel Başkanımız Sayın Doğu Perinçek ve Genel Sayman Vekilimiz Sayın Yıldırım Gençer partimizin tavrını kamuoyuna ilan etti. Türkiye’nin alınan bu kararla ABD’nin baskılarına boyun eğdiğini görüyoruz. Hükümet, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyeliğini kabul edeceğini söyleyerek Türkiye’nin üzerindeki tehditleri ağırlaştırmıştır.
Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ, “Bu mutabakat metni üyelik sürecinin henüz bittiği anlamına gelmiyor, Türkiye süreci izlemeye devam edecektir” açıklamasında bulundu. Elbette bu vahim hatadan geri dönülmesi, Türkiye’nin güvenliği için şarttır. NATO’ya boyun eğen hükümetler, Türkiye’yi yönetemez. NATO’ya boyun eğenler, Türkiye’de ayakta kalamaz.
Türkiye’nin vatan bütünlüğü ve geleceği açısından büyük tehditler ve tehlikeler barındıran bu adım, Vatan Partisi olmadan Türkiye’nin büyük zorluklara karşı köklü çözümler üretemeyeceğini bir kez daha göstermiştir.
BİRİNCİ HEDEF: TÜRKİYE
ABD/NATO, birinci hedefi olan Türkiye’yi en başa görünmez mürekkeple yazarak, yanına Rusya’yı doğrudan tehdit olarak ekliyor ve 12 yıl sonra yayınladığı stratejik planda kayda geçiriyor.
NATO toplantısında yayınlanan Stratejik Konsept metninde,
“Rusya Federasyonu, Müttefiklerin güvenliğine ve Avrupa-Atlantik bölgesindeki barış ve istikrara yönelik en önemli ve en doğrudan tehdittir.” ifadesi kullanılmıştır.
Devamında, zirvede alınacak kararlarla NATO’nun doğu kanadına çok kapsamlı bir askeri yığınak yapacaklarını, bölgedeki birlikleri tabur seviyesinden tugay seviyesine yükselteceklerini açıklamışlardır. Yine bu bölgede kullanılabilecek asker sayısının, bugünkünden sekiz kat fazla olarak, 300 bini aşacağı ilan ediliyor.
Yine Stratejik Konsept metninde, "Çin Halk Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında derinleşen stratejik ortaklık ve kurallara dayalı uluslararası düzeni bozmaya yönelik karşılıklı olarak birbirini güçlendiren girişimleri, değerlerimize ve çıkarlarımıza aykırıdır." denmektedir.
Aslında bu cümle de Türkiye’ye doğrudan bir tavır içeriyor. Yani, Çin ve Rusya birlikte hedef tahtasına konularak, Türkiye'nin bu iki ülke ile derinleşen ortaklığının NATO’nun çıkarlarına aykırı olduğu belirtiliyor.
Özetle NATO, Rusya ve Çin’i doğrudan tehdit olarak gösteriyor.
TÜRKİYE’NİN ALACAĞI TAVIR
Türkiye’nin dört bir tarafından ABD/NATO üsleriyle kuşatıldığı bu iklimde, NATO’nun Rusya ve Çin hakkında alacağı kararlara karşı tavır, tarihi önemde olacaktır.
Vatan Partisi olarak Sayın Cumhurbaşkanına ve hükümete sesleniyoruz: Türkiye, NATO’nun Rusya ve Çin’e karşı alacağı kararları veto etmelidir!
Türkiye, bilindiği üzere, Ukrayna savaşından sonra, Rusya’ya karşı ekonomik yaptırımlara katılmamıştı. Ancak ekonomik yaptırımlara katılmamak yetmez, Türkiye bugün Rusya’ya karşı askeri yaptırımları da veto etmelidir. Askeri yaptırımları veto etmeden, ekonomik yaptırımlara karşı alınan tavrın da bir anlamı kalmayacaktır.
NATO İÇİN TEHDİT TÜRKİYE İÇİN FIRSAT
Bu tavır, Türkiye’nin güvenliği, sınırına yığılan ABD/NATO üslerine karşı ittifak potansiyeli ve özellikle Doğu Akdeniz’de karşılaşacağı tehditler için hayati önemdedir.
Bu tavır, Rusya ve Çin ile Türkiye arasında var olan ekonomideki altın fırsatları değerlendirmek için zorunludur.
Bu tavır, NATO’nun doğuya doğru genişlemesine karşı, Türkiye’nin, Rusya’nın, İran’ın, Suriye’nin ve bütün Asya’nın savunulması için kaçınılmazdır.
Bu tavır, KKTC’nin tanınması için belirleyici olacaktır.
Bu tavır, Türkiye'nin doğalgaz ve nükleer enerji başta olamak üzere enerji güvenliği için de hayatidir. Ekonomimiz için yaşamsal olan ucuz mazot, ucuz benzin, ucuz doğalgaz, kısaca ucuz enerji için şarttır. Türkiye'nin tarım ihracatı, turizmi, özetle bütün ekonomisi için belirleyicidir.
Bu tavır, aynı zamanda komşuluk ilişkilerimizin, vefanın, saygının, geleceğe yönelik birlikte yürüme iradesinin bir ifadesi olacaktır.
NATO’nun Rusya ve Çin düşmanlığı, öncelikle Türkiye’ye düşmanlığın bir ifadesidir. Türkiye hedef alınarak Rusya hedef alınmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı ABD'nin Yunanistan'daki askeri yığınağına vurgu yaparken, Vatan Partisi’nin de sürekli vurguladığı üzere, bu tehdidin Rusya’ya karşı değil, Türkiye’ye karşı olduğunu söylemişti.
Türkiye’nin kazandığı bütün başarılar, aynı zamanda NATO içindeki Rusya düşmanlığına karşı Rusya dostluğuyla elde edilmiştir. Tablo çok açık:
Suriye’nin kuzeyinde kurulmak istenen İkinci İsrail planını Rusya ile birlikte bozduk.
Karabağ’ı, Sayın Cumhurbaşkanının da ifade ettiği üzere, Azerbaycan ordusunun liderliğinde Rusya ile birlikte işgalden kurtardık.
15-16 Temmuz NATO darbesinin bastırılmasında Rusya’nın sonuca etki eden etkili desteğini gördük.
ABD tehdidine karşı S-400 Hava savunma sistemlerini Rusya’dan aldık ve ortak savunma ihtiyaçlarımızı Rusya ile birlikte geliştirme zeminini yarattık.
Uçak düşürme olayından, Sayın Büyükelçi Karlov’un öldürülmesine kadar Türk-Rus ilişkilerini bozmaya yönelik bütün Amerika merkezli tertipleri, Rusya’nın da kararlı tavrı ve dostluktaki ısrarıyla aştık.
KÂĞITTAN DEĞİL TARİHSEL DOSTLUK
Bütün bu gerçekler, Türkiye’yi baş düşman ilan eden ABD ve NATO’ya karşı, Rusya ve Çin dostluğunun Türkiye için değerini hatırlatıyor.
NATO’nun doğrudan tehdit ilan ettiği Rusya ve Çin, Türkiye için güvenlik ve ekonomik fırsatların doğrudan öznesidir. Türkiye, Rusya, İran ve Çin dostluğu, kâğıt üstündeki içeriksiz, hiçbir ciddiyeti olmayan mutabakatlara, kâğıt parçalarına sığmayacak kadar canlı, güçlü ve tarihseldir. İki ülke ABD ve NATO’ya karşı silah arkadaşıdır ve kaderleri ortaktır.
Türkiye sürüklendiği vahim yanlışları daha fazla derinleştirmemeli, Rusya ve Çin’e karşı atılacak bütün adımları, verilecek bütün kararları veto etmelidir.
Vatan Partisi, ABD emperyalizmine ve NATO’ya karşı Rusya, İran, Suriye, Türk Cumhuriyetleri ve Çin dostluğuyla, Türkiye’nin önündeki dönem köklü sorunlarını çözecek tek partidir. Vatan Partisi, ABD’ye karşı silahla savaşan ülkelerin Asya’da en güvendiği partidir.
Büyük kararlar, önümüzdeki dönem Vatan Partisi öncülüğünde alınacaktır. Türkiye, Vatan Partisi’nin merkezinde olacağı Üreticilerin Milli Hükümeti iktidarında kesinlikle NATO’dan çıkacaktır.