Vatan Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı M. İlker Yücel, bugün İstanbul Boğazı’nda tekne turuyla bir basın açıklaması yaparak “Yeditepeli İstanbul’a Yedi Renk” projesinden ilki olan “Mavi İstanbul” projesini kamuoyuna açıkladı.
Vatan Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa İlker Yücel özetle şunları belirtti:
“Değerli Basın Mensupları,
İstanbul tarihi ve coğrafyasıyla bir deniz kentidir!
İşte Vatan Partisi'nin Mavi İstanbul planı:
1) Vatan Partisi Belediyeleri, hantal kentleşme devrini tarihe gömecek ve kentleri ferahlatan siyasetler izleyecektir. İstanbul şu anda insanların yaşadığı değil otomobillerin yaşadığı bir kenttir. İstanbullu yaşamını ev ile iş arasında çile çekerek geçiriyor. İnsanlarımız, yollarda saatlerce perişan oluyor.
Bu yaşamak değildir!
Rantçı belediyeler otomobile tapıyor. Otomobil onların totemidir.
Alt geçit-üst geçit, köprü-tünel, çukur-duvar, hepsi otomobil içindir.
Halkçı Belediye, otomobilin değil, işine giden insanın hizmetindedir.
Otomobili tahtından indirecek, onun yerine insanı oturtacağız.
Büyük kentlerimizin kralı otomobil değil, insan olacak.
Karayolu ve bireysel taşıma sistemlerini merkeze alan anlayışı reddediyoruz!
Vatan Partisi İstanbul'u denizle buluşturacak!
2) 2018 yılı İETT verilerine göre İstanbul'da günde 15 milyon kişi yolculuk yapıyor. Yolcuların % 78'i karayolu, %18'i raylı sistem, %3.77'si deniz aracı kullanıyor. Sistem belediyeciliği İstanbulluyu karada ölüme mahkum etmiştir.
İstanbul'da denizyolunu kullanan kişi yoğunluğu 1970'lerde daha fazlaydı.
Yaşam denizde!
İstanbul'daki 39 ilçemizin 23'ünün denize kıyısı var.
Marmara Denizi, Karadeniz, İstanbul Boğazı, Haliç ile Adalar kıyılarının toplamı 350 km’yi aşan bir kentte yaşıyoruz.
Her ilçeye bir iskele kurulacak ve toplu taşımada deniz araçlarının kullanımı teşvik edilecektir. Manevra kabiliyeti kuvvetli deniz araçlarıyla toplu taşıma seferleri hızla artırılacak. Sıkış tepiş değil püfür püfür yolculuk yapılacak.
Avcılar'dan Tuzla'ya, Sarıyer'den Kartal'a deniz üzerinden ulaşılabilecek. Deniz araçlarıyla ulaşım payını hızla %13'e çıkararak trafikte rahatlama sağlayacağız.
Boğaziçi'ndeki iskeleleri restoran yaptılar. Deniz ulaşımında kullanılan taşıtların taşıma kapasiteleri diğerlerinin tümüne göre oldukça yüksektir. Bu özellik deniz ulaşımının toplu taşımacılığa uygunluk açısından ilk sırada yer almasını sağlamaktadır. Deniz ulaşım sistemlerinin ilk yatırım birim maliyetleri, araçların taşıma kapasitelerinin büyük olması ve denizin doğal alt yapısını kullanma avantajı nedeniyle tüm diğer sistemlere göre düşüktür. Deniz ulaşımı kara trafiğindeki sıkışıklık ve kentin boğaz ve haliçle bölünmüşlüğü nedeniyle özellikle iki yaka arasındaki yolculuklar açısından kara ulaşımına göre çok daha hızlı yapılacaktır. Deniz araçları ekonomiktir, çevre dostudur, konforludur ve güvenlidir.
3) İstanbulluyu denizin içinde tabut gibi kapalı dünyanın en çirkin gemileri içine soktular. İstanbullu yeni deniz araçlarında denizin rüzgarını hissedecek, martılarla buluşacak. 1900'lerin başındaki klasik gemi tipi dış kabuk olarak seçilecek. İstanbullu denizde vapur sohbetleriyle kaynaşacak.
4) 20 milyonluk bir deniz kentinde sadece bir deniz müzesi (Beşiktaş - Naval Museum) ve bir Sanayi Müzesi var (Rahmi Koç Sanayi Müzesi) ama denizcilik müzesi (Maritime Museum) yok. İstanbul'a Denizcilik Müzesi kazandıracağız. En uygun yer Ziya Kalkavan Meslek Lisesi'dir. (Galatasaray Üniversitesi yanı - Eski Feriye Karakolu Binası) Bu binanın Milli Eğitim/Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından Büyükşehir Belediyesine geçirilerek Denizcilik Müzesine dönüşümü sağlanırsa dünyanın en güzel ve seçkin müzesine sahip olabiliriz.
5) Değerli basın mensupları İstanbul'da sadece iki gemi müze var.(Fenerbahçe ve Uluçalireis) Yenikapı’nın altında Bizans Dönemine tarihlenen 37 batık ve 45 bine yakın arkeolojik eser bulundu. Kazı çalışmaları yaklaşık 50 arkeolog ve ortalama 600 işçiyle yürütüldü. İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğüne ve Proje direktörü Prof. Dr. Ufuk Kocabaş'a emeklerinden dolayı bu vesileyle çok teşekkür ediyoruz. Son 15 yıldır dünyanın en zengin batık gemi koleksiyonuna sahip Yenikapı Batıkları alanı için hala bir müze kurulamamıştır. Dünyadaki en büyük antik gemi koleksiyonu elimizde. Bizans dönemi denizciliği, deniz ticareti ve gemi yapımı teknolojisiyle ilgili paha biçilemez bilgiler var. Dünyanın her yerinden turist ve bilim insanı çekecek Yenikapı Müzesi için hemen çalışmalara başlayacağız.
6) 1455 tarihinden bu yana gemi yapımı kesintisiz devam eden Haliç Tersaneler Bölgesi UNESCO tarafından korunma altına alınması gereken bir denizcilik bölgesidir. Haliç'te AVM ve beş yıldızlı otellere izin verilmeyecek. Haliç deniz kültürü merkezi yapılacak. Kesintisiz 564 yıldır gemi inşa eden dünyadaki nadir tersanelerden birisi olan Haliç Tersanesinin katledilmesine göz yummayacağız.
564 yıllık Osmanlı deniz mirasının kalbine beton döktürmeyeceğiz. Haliçte tersane müzesi açacağız. Tarihi taş havuzların bazılarına tarihimize mal olmuş ünlü gemilerimizin (Mahmudiye, Bandırma) replikaları yerleştirilecek.
7) Kıyılarımızın temizliği, İstanbul’un ne kadar denizci olduğunu gösterecek en önemli olgudur. Hem su üstü, hem su altı temizliği, deniz temizleme droneları gibi ek ekipman ve prosedürlerle göstermelik olmaktan kurtarılacak ve gerçek anlamda “Mavi İstanbul” yeniden inşa edilecektir.
8) 1895 yılında İstanbul’da 35.000 sandal ve kürekli tekne varken bugün sandal sayısı 1.000’in altına düşmüştür. İstanbul’da kürekli tekne kültürü yeniden canlandırılacaktır. Kağıthane, Göksu Deresi, Kalamış, Moda, Adalar, Tarabya ve Büyükdere’de kürekli tekne kültürü teşvik edilecek.
9) Kıyı belediyelerin gençleri amatör denizciliğe teşvik etmeleri için Denizcileşme Merkezleri kurulacaktır. Bu merkezlerde temel yüzme; temel kürek; temel yelken ve temel deniz kültürü eğitimleri bir aylık süreler içinde verilerek bu gençlerin denize aşinalıkları artırılmalıdır.
10) İstanbul'da yıl boyu yelken faaliyeti gösteren sadece bir bölge var: Moda-Fenerbahçe. Vatan Partisi yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi yeni yelken kulüpleri ile denizci eğitim merkezleri açacaktır. İstanbul’da çok az sayıdaki su sporları kulüplerinin sayısı, denize kıyısı olan her ilçede, o ilçelerin belediyeleri ile birlikte arttırılacaktır.
11) Uluslararası İstanbul Denizcilik Festivali düzenlenecek. Festival 2005 yılında Marmaris’te Deniz Kuvvetleri öncülüğünde yapılan festival model alınarak planlanacaktır. Bu festival sadece İstanbul’un değil, aynı zamanda tüm Türkiye’nin denizcileşmesinin en büyük manifestosu olacaktır.
12) Uluslararası düzeyde yelken, kürek yarışları düzenlenerek “Mavi İstanbul”, tarihi, doğası ile birlikte tüm dünyaya tanıtılacaktır.
13) İstanbul'daki üniversitelerde denizcilik gücü ve denizcilik kültürü üzerine kürsü, enstitü veya araştırma merkezi kurulması için İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak sorumluluk alacağız. Denizcilik araştırmaları üzerine merkezler kuracağız.
14) Yüzlerce meydanı olan bir kentte Beşiktaş'taki Barbaros Anıtı dışında tek bir deniz ve gemi temalı meydan yoktur. Boğaziçi’nde gerek Asya gerekse Avrupa yakasında şehir plancıları tarafından belirlenecek önemli meydanlara gemi, denizcilik, deniz kahramanları, deniz çevreciliği ile ilgili anıt, heykel, sütun vb. projeleri geliştirilecek.
15) İstanbul'un yetiştirdiği deniz ressamlarının sayısı üç haneli sayılara yaklaşamıyor. Binlerce yıllık liman, gemicilik ve denizcilik geçmişi olan bir kentte deniz antikacı sayısı 10’u geçmiyor. Gemi modelcisi sanatçıların bir araya geleceği bir dernek odası bile yok. İstanbul'da deniz kültürünün sanat ayağının önünü açacağız. Kentin her iki yakasında, birden çok seçilecek alanlarında, gelişmiş denizci kentlerde olan deniz kültür merkezleri oluşturulacak ve burada deniz ressamları, gemi modelcileri, deniz antikacıları, deniz kitapçıları ve deniz haritaları satan mağazalar açılacaktır.
16) Her yaz İstanbul kıyılarında yüzme bilmediği için boğularak ölen vatandaşlarımızın haberini yapmak zorunda kalıyoruz. Çok sayıda yüzme havuzu yaparak çocuklarımıza yüzmeyi öğreteceğiz. İlçeler arası yüzme yarışları düzenleyeceğiz.
17) Cumhuriyetin ilk yıllarında Şile’den Pendik’e; Kilyos’tan Florya’ya halka açık onlarca kumsal, plaj ve deniz hamamı varken bugün İstanbul’da temiz ve ücretsiz denize girilecek emniyetli bir yer bulmak neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Bunu düzeltmek için büyükşehir belediyesi desteği ile Boğaziçi başta olmak üzere tüm İstanbul kıyılarında yüzmeye uygun alanlarda kabin, duş, güneşlenme, cankurtaran hizmeti dahil yüzme alanları tespit edilecek, geliştirilecek ve halkın kullanımı teşvik edilecektir.
18) Bir deniz kenti olan İstanbul'da kebapçı sayısı, balık restoranları sayısını onlarca kez katlıyor. Kebabı seviyoruz ama balık da yemek istiyoruz. Balık ve deniz ürünü tüketimi teşvik edilecektir.
19) Balıkçı Barınakları perişan bir durumdadır. Barınaklar modern marinalar düzeyinde ele alınacaktır.
20) Balıkçılarımızın en önemli sorunları avlanma yasağı döneminde kaçak avlanma yapılmasıdır. Avlanma yasağı döneminde kontrol “Deniz Zabıtaları” tarafından Sahil Güvenlik ile işbirliği içinde yapılacaktır. Trol ile avlanmanın önüne geçilecektir. Trol bölgeleri, batıklarla hem balık yuvası haline getirilecek, hem de trol yapılmasının önüne set çekilecektir. Ayrıca avlanma dönemlerinde kanunlara uygun avlanmayı sağlayacak “ağ gözü ölçümlerinin yapılması” gibi kontroller yine “Deniz Zabıtaları” tarafından denetlenecektir.
21) Gezi tekneleri ve yatçıların yakıt ve tatlı su alabileceği ayrıca pis su tanklarını boşaltabilecekleri mobil istasyonlar açılarak “Mavi İstanbul”a gönül veren denizcilerin hayatları kolaylaştırılacaktır.
İstanbul'u denizle buluşturmaya var mısınız?
Vatan Partisi yapar!
Sevgi ve saygılarımızla”
Vatan Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı M. İlker Yücel, bugün İstanbul Boğazı’nda tekne turuyla bir basın açıklaması yaparak “Yeditepeli İstanbul’a Yedi Renk” projesinden ilki olan “Mavi İstanbul” projesini kamuoyuna açıkladı.
Vatan Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa İlker Yücel özetle şunları belirtti:
“Değerli Basın Mensupları,
İstanbul tarihi ve coğrafyasıyla bir deniz kentidir!
İşte Vatan Partisi'nin Mavi İstanbul planı:
1) Vatan Partisi Belediyeleri, hantal kentleşme devrini tarihe gömecek ve kentleri ferahlatan siyasetler izleyecektir. İstanbul şu anda insanların yaşadığı değil otomobillerin yaşadığı bir kenttir. İstanbullu yaşamını ev ile iş arasında çile çekerek geçiriyor. İnsanlarımız, yollarda saatlerce perişan oluyor.
Rantçı belediyeler otomobile tapıyor. Otomobil onların totemidir.
Alt geçit-üst geçit, köprü-tünel, çukur-duvar, hepsi otomobil içindir.
Halkçı Belediye, otomobilin değil, işine giden insanın hizmetindedir.
Otomobili tahtından indirecek, onun yerine insanı oturtacağız.
Büyük kentlerimizin kralı otomobil değil, insan olacak.
Karayolu ve bireysel taşıma sistemlerini merkeze alan anlayışı reddediyoruz!
Vatan Partisi İstanbul'u denizle buluşturacak!
2) 2018 yılı İETT verilerine göre İstanbul'da günde 15 milyon kişi yolculuk yapıyor. Yolcuların % 78'i karayolu, %18'i raylı sistem, %3.77'si deniz aracı kullanıyor. Sistem belediyeciliği İstanbulluyu karada ölüme mahkum etmiştir.
İstanbul'da denizyolunu kullanan kişi yoğunluğu 1970'lerde daha fazlaydı.
İstanbul'daki 39 ilçemizin 23'ünün denize kıyısı var.
Marmara Denizi, Karadeniz, İstanbul Boğazı, Haliç ile Adalar kıyılarının toplamı 350 km’yi aşan bir kentte yaşıyoruz.
Her ilçeye bir iskele kurulacak ve toplu taşımada deniz araçlarının kullanımı teşvik edilecektir. Manevra kabiliyeti kuvvetli deniz araçlarıyla toplu taşıma seferleri hızla artırılacak. Sıkış tepiş değil püfür püfür yolculuk yapılacak.
Avcılar'dan Tuzla'ya, Sarıyer'den Kartal'a deniz üzerinden ulaşılabilecek. Deniz araçlarıyla ulaşım payını hızla %13'e çıkararak trafikte rahatlama sağlayacağız.
Boğaziçi'ndeki iskeleleri restoran yaptılar. Deniz ulaşımında kullanılan taşıtların taşıma kapasiteleri diğerlerinin tümüne göre oldukça yüksektir. Bu özellik deniz ulaşımının toplu taşımacılığa uygunluk açısından ilk sırada yer almasını sağlamaktadır. Deniz ulaşım sistemlerinin ilk yatırım birim maliyetleri, araçların taşıma kapasitelerinin büyük olması ve denizin doğal alt yapısını kullanma avantajı nedeniyle tüm diğer sistemlere göre düşüktür. Deniz ulaşımı kara trafiğindeki sıkışıklık ve kentin boğaz ve haliçle bölünmüşlüğü nedeniyle özellikle iki yaka arasındaki yolculuklar açısından kara ulaşımına göre çok daha hızlı yapılacaktır. Deniz araçları ekonomiktir, çevre dostudur, konforludur ve güvenlidir.
3) İstanbulluyu denizin içinde tabut gibi kapalı dünyanın en çirkin gemileri içine soktular. İstanbullu yeni deniz araçlarında denizin rüzgarını hissedecek, martılarla buluşacak. 1900'lerin başındaki klasik gemi tipi dış kabuk olarak seçilecek. İstanbullu denizde vapur sohbetleriyle kaynaşacak.
4) 20 milyonluk bir deniz kentinde sadece bir deniz müzesi (Beşiktaş - Naval Museum) ve bir Sanayi Müzesi var (Rahmi Koç Sanayi Müzesi) ama denizcilik müzesi (Maritime Museum) yok. İstanbul'a Denizcilik Müzesi kazandıracağız. En uygun yer Ziya Kalkavan Meslek Lisesi'dir. (Galatasaray Üniversitesi yanı - Eski Feriye Karakolu Binası) Bu binanın Milli Eğitim/Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından Büyükşehir Belediyesine geçirilerek Denizcilik Müzesine dönüşümü sağlanırsa dünyanın en güzel ve seçkin müzesine sahip olabiliriz.
5) Değerli basın mensupları İstanbul'da sadece iki gemi müze var.(Fenerbahçe ve Uluçalireis) Yenikapı’nın altında Bizans Dönemine tarihlenen 37 batık ve 45 bine yakın arkeolojik eser bulundu. Kazı çalışmaları yaklaşık 50 arkeolog ve ortalama 600 işçiyle yürütüldü. İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğüne ve Proje direktörü Prof. Dr. Ufuk Kocabaş'a emeklerinden dolayı bu vesileyle çok teşekkür ediyoruz. Son 15 yıldır dünyanın en zengin batık gemi koleksiyonuna sahip Yenikapı Batıkları alanı için hala bir müze kurulamamıştır. Dünyadaki en büyük antik gemi koleksiyonu elimizde. Bizans dönemi denizciliği, deniz ticareti ve gemi yapımı teknolojisiyle ilgili paha biçilemez bilgiler var. Dünyanın her yerinden turist ve bilim insanı çekecek Yenikapı Müzesi için hemen çalışmalara başlayacağız.
6) 1455 tarihinden bu yana gemi yapımı kesintisiz devam eden Haliç Tersaneler Bölgesi UNESCO tarafından korunma altına alınması gereken bir denizcilik bölgesidir. Haliç'te AVM ve beş yıldızlı otellere izin verilmeyecek. Haliç deniz kültürü merkezi yapılacak. Kesintisiz 564 yıldır gemi inşa eden dünyadaki nadir tersanelerden birisi olan Haliç Tersanesinin katledilmesine göz yummayacağız.
564 yıllık Osmanlı deniz mirasının kalbine beton döktürmeyeceğiz. Haliçte tersane müzesi açacağız. Tarihi taş havuzların bazılarına tarihimize mal olmuş ünlü gemilerimizin (Mahmudiye, Bandırma) replikaları yerleştirilecek.
7) Kıyılarımızın temizliği, İstanbul’un ne kadar denizci olduğunu gösterecek en önemli olgudur. Hem su üstü, hem su altı temizliği, deniz temizleme droneları gibi ek ekipman ve prosedürlerle göstermelik olmaktan kurtarılacak ve gerçek anlamda “Mavi İstanbul” yeniden inşa edilecektir.
8) 1895 yılında İstanbul’da 35.000 sandal ve kürekli tekne varken bugün sandal sayısı 1.000’in altına düşmüştür. İstanbul’da kürekli tekne kültürü yeniden canlandırılacaktır. Kağıthane, Göksu Deresi, Kalamış, Moda, Adalar, Tarabya ve Büyükdere’de kürekli tekne kültürü teşvik edilecek.
9) Kıyı belediyelerin gençleri amatör denizciliğe teşvik etmeleri için Denizcileşme Merkezleri kurulacaktır. Bu merkezlerde temel yüzme; temel kürek; temel yelken ve temel deniz kültürü eğitimleri bir aylık süreler içinde verilerek bu gençlerin denize aşinalıkları artırılmalıdır.
10) İstanbul'da yıl boyu yelken faaliyeti gösteren sadece bir bölge var: Moda-Fenerbahçe. Vatan Partisi yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi yeni yelken kulüpleri ile denizci eğitim merkezleri açacaktır. İstanbul’da çok az sayıdaki su sporları kulüplerinin sayısı, denize kıyısı olan her ilçede, o ilçelerin belediyeleri ile birlikte arttırılacaktır.
11) Uluslararası İstanbul Denizcilik Festivali düzenlenecek. Festival 2005 yılında Marmaris’te Deniz Kuvvetleri öncülüğünde yapılan festival model alınarak planlanacaktır. Bu festival sadece İstanbul’un değil, aynı zamanda tüm Türkiye’nin denizcileşmesinin en büyük manifestosu olacaktır.
12) Uluslararası düzeyde yelken, kürek yarışları düzenlenerek “Mavi İstanbul”, tarihi, doğası ile birlikte tüm dünyaya tanıtılacaktır.
13) İstanbul'daki üniversitelerde denizcilik gücü ve denizcilik kültürü üzerine kürsü, enstitü veya araştırma merkezi kurulması için İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak sorumluluk alacağız. Denizcilik araştırmaları üzerine merkezler kuracağız.
14) Yüzlerce meydanı olan bir kentte Beşiktaş'taki Barbaros Anıtı dışında tek bir deniz ve gemi temalı meydan yoktur. Boğaziçi’nde gerek Asya gerekse Avrupa yakasında şehir plancıları tarafından belirlenecek önemli meydanlara gemi, denizcilik, deniz kahramanları, deniz çevreciliği ile ilgili anıt, heykel, sütun vb. projeleri geliştirilecek.
15) İstanbul'un yetiştirdiği deniz ressamlarının sayısı üç haneli sayılara yaklaşamıyor. Binlerce yıllık liman, gemicilik ve denizcilik geçmişi olan bir kentte deniz antikacı sayısı 10’u geçmiyor. Gemi modelcisi sanatçıların bir araya geleceği bir dernek odası bile yok. İstanbul'da deniz kültürünün sanat ayağının önünü açacağız. Kentin her iki yakasında, birden çok seçilecek alanlarında, gelişmiş denizci kentlerde olan deniz kültür merkezleri oluşturulacak ve burada deniz ressamları, gemi modelcileri, deniz antikacıları, deniz kitapçıları ve deniz haritaları satan mağazalar açılacaktır.
16) Her yaz İstanbul kıyılarında yüzme bilmediği için boğularak ölen vatandaşlarımızın haberini yapmak zorunda kalıyoruz. Çok sayıda yüzme havuzu yaparak çocuklarımıza yüzmeyi öğreteceğiz. İlçeler arası yüzme yarışları düzenleyeceğiz.
17) Cumhuriyetin ilk yıllarında Şile’den Pendik’e; Kilyos’tan Florya’ya halka açık onlarca kumsal, plaj ve deniz hamamı varken bugün İstanbul’da temiz ve ücretsiz denize girilecek emniyetli bir yer bulmak neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Bunu düzeltmek için büyükşehir belediyesi desteği ile Boğaziçi başta olmak üzere tüm İstanbul kıyılarında yüzmeye uygun alanlarda kabin, duş, güneşlenme, cankurtaran hizmeti dahil yüzme alanları tespit edilecek, geliştirilecek ve halkın kullanımı teşvik edilecektir.
18) Bir deniz kenti olan İstanbul'da kebapçı sayısı, balık restoranları sayısını onlarca kez katlıyor. Kebabı seviyoruz ama balık da yemek istiyoruz. Balık ve deniz ürünü tüketimi teşvik edilecektir.
19) Balıkçı Barınakları perişan bir durumdadır. Barınaklar modern marinalar düzeyinde ele alınacaktır.
20) Balıkçılarımızın en önemli sorunları avlanma yasağı döneminde kaçak avlanma yapılmasıdır. Avlanma yasağı döneminde kontrol “Deniz Zabıtaları” tarafından Sahil Güvenlik ile işbirliği içinde yapılacaktır. Trol ile avlanmanın önüne geçilecektir. Trol bölgeleri, batıklarla hem balık yuvası haline getirilecek, hem de trol yapılmasının önüne set çekilecektir. Ayrıca avlanma dönemlerinde kanunlara uygun avlanmayı sağlayacak “ağ gözü ölçümlerinin yapılması” gibi kontroller yine “Deniz Zabıtaları” tarafından denetlenecektir.
21) Gezi tekneleri ve yatçıların yakıt ve tatlı su alabileceği ayrıca pis su tanklarını boşaltabilecekleri mobil istasyonlar açılarak “Mavi İstanbul”a gönül veren denizcilerin hayatları kolaylaştırılacaktır.
İstanbul'u denizle buluşturmaya var mısınız?
Vatan Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı