Vatan Partisi İstanbul İl Başkanı Cem Dikmen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin önünde bir basın açıklaması yaparak İBB'nin deprem bütçesini yüzde 65 oranında azaltmasını eleştirdi.
Vatan Partisi Merkez Yürütme Kurulu Üyesi ve İstanbul İl Başkanı Cem Dikmen, İBB önünde şunları söyledi:
"Türkiyemiz bir süredir deprem haberleriyle sarsılıyor. Elazığ’da yaşadığımız korkunç depremin yaraları henüz çok taze. Öncelikle Elazığ’da hayatını kaybeden yurttaşlarımızın yakınlarına baş sağlığı diliyor, yaralıların bir an önce iyileşmesini temenni ediyoruz.
Elazığ örneği göstermektedir ki; Türkiye enkazdan yaralı kurtarma konusunda başarılı fakat yaptığı binaların enkaz olmaması konusunda başarısızdır. Artık yoğunlaşmamız gereken nokta, binaların enkaz olmamasıdır.
Tam da Türkiye, deprem konusuyla meşgulken, İBB yönetiminin aldığı skandal bir kararla deprem bütçesinden %65 kesinti yaptığını öğrenmiş bulunuyoruz. Bu karar en hafif tabirle İstanbulluların canını tehlikeye atmaktır. Bu karar İstanbullulara enkazın altında kalın demektir. İBB sözcüsünün ‘’2019’da bu bütçe harcanamamış’’ ve ‘’biz bütçeyi azaltmadık aksine 2.5 kat artırdık’’ şeklindeki açıklamaları ise hem itiraf niteliğindedir hem de gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü; 2019’un ilk yarısında yerel seçimler gündemi, ikinci yarısında ise Sn. İmamoğlu’nun başkanlığı söz konusudur. Yani 2019’da depremle mücadeleye para harcanmayan dönem büyük oranda kendi dönemleridir. Ayrıca, bütçenin 2.5 kat artırıldığı iddiası bir aldatmacadır. 2019 ve 2020 İBB mali bütçelerine baktığımızda 2019 yılında Deprem Risk Yönetimi Ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı’na ayrılan bütçe 1.018.921.000 TL’dir. 2020 yılında ise bu rakam %65 düzeyinde düşürülerek 347.623.000 TL’ye düşürülmüştür.
Değerli İstanbullular, bugün buraya İBB Meclisinde bulunan her partiye ve İBB yönetimine bazı soruların cevabını sormaya ve bütçe kararını düzeltmeleri için dilekçe vermeye gelmiş bulunuyoruz.
Sorularımız şunlardır:
1) Bütçeyi hangi mantık çerçevesinde belirliyorsunuz? 2018-2019 yıllarında, depreme karşı önlem almak üzere yıl başına minimum 1 milyar TL bütçe ayırma ihtiyacı varken 2020 yılında bu rakam neye göre ve hangi mantıkla %65 oranında düşürülmüştür?
2) İBB sözcüsünün dediği gibi 2018-2019 yıllarında belirlenen rakamlar depremi önleme faaliyetlerine harcanmadıysa nereye harcanmıştır? 2018 yılı ile 2019’un ilk yarısı Ak Parti’nin, 2019’un 2. Yarısından itibaren ise mevcut yönetimin yetkisi söz konusudur. İki döneme dair de mevcut yönetim İstanbullulara rapor sunmalıdır.
3) Ak Parti yönetiminde olan yıllarda, depremin olası hasarlarını önleme faaliyetlerine harcanması gereken miktarın harcanmaması ve deprem gündeminin ihmal edilmesi, 2020 bütçesinden bu kalemin büyük oranda silinmesini mi gerektirir? Yani mevcut yönetim ‘’ nasıl olsa Ak Parti gereken önlemi almamış, depreme hazırlık için para harcamamış biz de yapmasak sorun olmaz’’ diye mi düşünmektedir?
Deprem, ülkemizin bir gerçeğidir. Bu gerçekle yaşamayı öğrenmek zorundayız. Elbette vatandaşlar olarak bizler de sorumluyuz fakat sorumluluğun büyüğü devlet yetkililerinin ve bizim şehrimiz açısından İBB’nindir.
Uzmanlar, olası İstanbul depreminde 400.000 binanın risk altında olduğunu ve 30.000’e yakın binanın yıkılabileceğini ifade etmektedir. Geçen sene bu vakitlerde hatırlayınız Kartal’da sadece bir bina çökmüştü ve biz o binada 21 vatandaşımızı kaybettik. Bir binanın enkazından vatandaşlarımızı çıkarmamız günler sürdü. Şimdi bunu 30.000 bina ile mukayese ediniz. Felaketin nasıl bağıra bağıra geldiğini daha net anlamış olursunuz.
Hal böyleyken deprem bütçesinden kesinti yapmak felakete davetiye çıkartmaktır.
UYARIYORUZ: GÖSTERİŞE DEĞİL YAŞATMAYA BÜTÇE
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yönetimini uyarıyoruz. Deprem beklentisi olan bir şehirde Park ve Bahçeler Müdürlüğüne, Deprem Yönetimi Daire Başkanlığı’ndan 4 kat fazla bütçe ayırıyorsanız siz bu işi ciddiye almıyorsunuz demektir! 16 Milyon insanın canını hiçe sayıyorsunuz demektir. Zaten deprem gibi doğal afetleri ciddiye almadığınızı sel felaketinin öncesi ve sonrasında Bodrum tatilinizden, Elazığ ziyaretinin ardından da Palandöken’e kayak yapmaya gitmenizden anlıyoruz. Sn. Başkan ve değerli yöneticiler, buradan açık bir çağrıda bulunuyoruz: Gösterişe ayrılan bütçenin İstanbulluları yaşatmaya ayrılması gerekmektedir. Derhal bu yanlıştan dönmenin bir çaresini bulun. Parklardaki çiçeğe değil insan yaşamına, depreme hazırlık planlarına bütçe ayırın! Depreme karşı önlem alma noktasında samimi yöneticilerin, bırakın bütçe kesintisine gitmeyi başka bütçelerden keserek depreme daha fazla bütçe aktarması gerekir. Vatan Partisi olarak, taleplerimizi ileten metni İBB yönetimine dilekçeyle sunuyoruz. Bu konunun takipçisi olacağımızı da buradan ilan ediyoruz.
Ayrıca, olası İstanbul depremiyle ilgili hükümete de çağrımızı ve önerilerimizi buradan iletiyoruz:
1) Kentsel dönüşüm konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ilgili bakanlıklar vatandaşa güvence vermeli, müteahhitlere vatandaşımız ezdirilmemelidir. Kartal ilçemizdeki Ak-El kooperatifi mağduriyeti derhal giderilmelidir. Bir inşaat firması, 301 konutluk kentsel dönüşüm projesine 5 yıl önce başlayacağını ifade edip daha temelini bile atmamış, Ak-El kooperatifi üyelerini mağdur etmiştir. Bakanlık bu vb. olumsuz örnekleri hızla çözerek, vatandaşının hakkını koruduğunu göstermelidir.
2) Riskli olan 400.000 bina ile ilgili bir deprem seferberliği başlatılmalı ve kamu gücüyle kentsel dönüşüm hızlandırılmalıdır. Hiçbir para birimi insan canından daha değerli değildir.
3) AFAD, Cumhurbaşkanlığı’na bağlanmalıdır. Daha önce Başbakanlığa bağlı olan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, yeni sistemle birlikte İçişleri Bakanlığı’na bağlanmıştır. Fakat AFAD’ın müdahale alanları birçok bakanlığın yetki alanını kapsamaktadır. AFAD’ı CB’na bağlamak ve yetkilerini artırmak en doğru çözüm olacaktır.
4) İkinci bir emre kadar İstanbul’a imar yasağı getirilmelidir. Mevcut bütün inşaatlar hızla yeniden gözden geçirilmeli ve en ufak bir hataya mahal verilmemelidir. Belediyelerdeki tanıdıklarla ve etik olmayan başka yöntemlerle alınan inşaat izinleri milletimizin canını tehlikeye atmaktadır. O halde yapılması gereken alınan bütün izinleri yeniden ve sürekli denetimden geçirmek ve hataya izin vermemektir.
5) 1. Ordu Komutanlığı olası İstanbul depremine karşı hazırlık birimi kurmalı ve her türlü senaryoya karşı tatbikat yapmalıdır. İstanbul depremi, büyük bir kaosu ve ulusal çapta güvenlik açığını beraberinde getirecektir. Bu süreci ancak binlerce yıllık geleneğe sahip Türk Silahlı Kuvvetleri’nin iradesi yönetebilir.
6) Nüfusta tersine göç, sanayide anadoluya yayılma örgütlenmelidir. Olası İstanbul depremi, Türkiye için de bir ekonomik deprem olacaktır. Sanayinin anadoluya yayılması hem ekonomimiz için hem de nüfusu azaltarak can kaybını önlemek için gerekli bir tedbirdir.
7) İstanbul Kanalı gibi projeler depreme hazır olmayan İstanbul’u daha da riskli bir duruma sokacaktır. Gelin bu projeden vazgeçin. Olası bir felakette tahliyesi zor olan metropol şehrimizi bir de ada şehir haline getirerek tahliyeyi imkansız hale getirmeyin. İstanbul Kanalı’na ayrılacak bütçeyle bu güzel şehri hep birlikte yeniden depreme uygun bir şehir olarak inşa edelim.
Değerli İstanbullular, depremin partisi olmaz. Binalar enkaz olurken hangi partili olduğunuza bakmayacak. O halde hükümet ve muhalefetin bu konuda birlik olması ve topyekûn seferberlik ile depreme hazırlık yapması gerekmektedir. Biz Vatan Partisi olarak bu işin ciddiyetinin farkındayız. Daha önce açıkladığımız Kırmızı İstanbul deprem planıyla ayrıntılı bir şekilde depreme hazırlık programımızı ilan etmiştik. Bugün de burada hem İBB yönetimini hem de hükümeti depreme karşı alınması gereken önlemler konusunda uyarmaya, görevimizi yapmaya geldik. Bu konunun takipçisi olacağımızı, vatandaşımızın can güvenliğinin her şeyden önemli olduğunu sürekli hatırlatacağımızı buradan ilan ediyor ve kamuoyuna saygılarımızı sunuyoruz."