Enpolitik.com sitesindeki saldırıya yanıt

Orhan Kavuncu’nun, CIA hizmetlisi Enver Altaylı’nın ve 15 Temmuz darbecilerinin “Karşımızda Doğu Perinçek var” demeleri tesadüf değil!

Tarih:

Enpolitik.com internet sitesine 16 Kasım 2020’de röportaj veren Orhan Kavuncu, Genel Başkanımız Doğu Perinçek’e karşı saldırgan ve karalayıcı şu tezviratları kullanmıştır: “Aslında kavga Avrasya ekolu, Ulusalcı Aydınlık gazetesinin temsil ettiği zihniyetle Türk Milliyetçiliği arasında. Aydınlık ekibinin ulusalcı takımın siyaseten mevcut iktidara yaklaştığını görüyoruz… Sonra Doğu Perinçek takımı medyada İslamcı cenahtan da bir takım müttefikler buluyor yani bir paralel devlet yapılanması gibi bir şey ortaya çıkıyor. FETÖ/PDY diyorlar ya bunlara da bir isim vermek gerekirse, PDY’si olan bir paralel yapı olması lazım… FETÖ darbesi gerekçe gösterilerek mesela adliyede çok ciddi bir tasfiye söz konusu oldu. 10 binin üzerinde savcı hâkim tavsiye edildi, bunların hepsi mi FETÖ’cüydü? Bunların yerine daha fazla hâkim savcı alındı, bu savcı ve hâkimler kim? Bunların hepsi iktidar partisinin zihniyetini benimsemiş insanlar mı yoksa araya kaçak köçek giriyor mu veya tercüme İslamcı dediğim bu grup, PDY işlerinde çok mu etkili, bunların araştırılması gerekli.” Söz konusu ifadelere karşı yanıtımızı aşağıda bilgilerinize sunuyoruz.

 

Genel Başkanımıza karşı CIA ağzıyla yapılan yukarıdaki karalamaları, Türk Yargısını töhmet altında bırakan FETÖ ağzıyla yapılan iftiraları ve Enver Altaylı’yı aklamak üzere yapılan röportajı tümüyle değerlendirdiğimizde Orhan Kavuncu’nun savunduğu fikirler özetle şunlardır:

 

  • “Enver Altaylı gibi isimlerin FETÖ ve CIA şefleriyle ilişkileri yargılanamaz.”
  • “Ruzi Nazar gibi isimlerin CIA ajanı olması Türk milliyetçiliğine hizmettir”  
  • “Türkiye’de FETÖ’cü temizliği, muhaliflerin tasfiye etmek içindir. Stalin döneminde Sovyetlerde muhalifleri Troçkist diye damgalanması gibi…”
  • “Yargıda uzaklaştırılan yargıç ve savcılar FETÖ’cü gibi gösterildi ama öyle değil. Bu tasfiye, yerlerine AK Parti ve Vatan Partisi görüşündekiler geçsin diye yapıldı.”
  • “Sonuç: Türkiye Atlantik ekseninden çıktı, Asya-Avrasya sürecine girdi. Bütün bunların baş sorumlusu Doğu Perinçek’tir.”


 

FETÖ’CÜLERİN PERİNÇEK DÜŞMANLIĞINDAN FARKSIZ

 

Kavuncu’nun Türk yargısına ve bize karşı saldırganlığı oldukça tanıdıktır. Özellikle cezaevinde olan veya yurt dışındaki kaçak FETÖ’cü yönetici kadroların açıklamalarına baktığınızda, Kavuncu’nun ifadelerinin neredeyse aynısını görürsünüz.

 

FETÖ’cülerin en azılı olanlarından bir örnek verelim. İsmi Gökhan Şahin Sönmezateş: 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast timinin başındaki darbeci general. Yargılandığı mahkemede Mayıs 2019’daki duruşmada şunları söyledi: “(FETÖ tasfiyesi) Bunları tasfiye etmeden Perinçek'in listesinin önü açılabilir miydi? TSK'nın DNS'ı mutasyona uğradı. Atatürkçü değerlerden, kimlikten inanılmaz şekilde uzaklaştı. NATO, ABD, AB'den uzaklaştı. Avrasyacı bir çizgiye geldi. Rusya-İran hattına oturdu. Son kale yıkıldı, Batı değerlerini benimsemiş tüm subaylar tasfiye ediliyor.”

 

 

ERDOĞAN’I ÖLDÜRMEKLE GÖREVLİ DARBECİNİN SÖZLERİ

 

Darbeci haine göre, 15 Temmuz’dan sonra TSK’da FETÖ’cülerin temizlenmesi Atlantik sistemine, NATO’ya ağır darbe ve böyle bir Avrasyacı Türkiye kabul edilemez(!)” Küçük Amerika düzeninin yıkılmasının baş sorumlusu kimmiş? Doğu Perinçek!


FETÖ’cünün “CIA’ya hizmet ediyoruz” diyecek hali yok, “Biz Atatürkçüyüz” diyerek Amerikancılık yapıyor! Kavuncu da “Biz Türk milliyetçisiyiz” demiyor mu?

 


ENVER ALTAYLI: “TÜRKİYE’Yİ ABD’DEN KOPARMAK FELAKETTİR”

 

FETÖ yöneticiliğinden ve ajanlıktan yargılanan Enver Altaylı’ya bakıyoruz, bir CIA’cıya yazdığı mektubunda (iddianamesinde) aynı kahroluşu yaşıyor: “Gözaltına alınan ve tutuklanan insan sayısı yüz bine yakın. Türk milli ordusu sanki yok edilmiş. Kurnazca ve sinsice yürütülen bir plan çerçevesinde Türkiye Batı’dan kopartılarak, Rusya, İran ve Çin ile bir blok oluşturmuş, Batı’dan kopmuş bir Türkiye, ABD’nin Asya, Avrupa ve Afrika’daki varlığı için felaket olacağını düşünüyorum.”

 

 

ALTAYLI’NIN CIA SEVGİSİ

 

Altaylı, yargılandığı davada 13 Kasım 2020’de FETÖ ve CIA bağlantıları için suçlanmasından Doğu Perinçek’i sorumlu tuttu: “Bu iddiaları Doğu Perinçek yazıyor. İddia makamı Doğu Perinçek'in yazısını mı almış? Doğu Perinçek'in, 'Yargı altın çağını yaşıyor' dediği süreçte istediği kişiler tutuklanıyor. Bu iddianame Rusçu, Avrasyacıların sözleriyle yazılmış. Böyle bir şey olamaz. Ruzi'yi (Nazar), (Rumsfeld) Clarridge'i Ruslar suçlamış. Onların penceresinden bakılarak bu iddianame yazılmış.”

 

Altaylı’ya göre “Türkiye’de kimse CIA’cılardan, onların himayesindekilerden hesap soramaz; çünkü onlar Rusya’ya karşı Türkiye’yi korudu(!) Atlantik’e kafa tutan bir Türk Yargısı olamaz(!)”

 

 

KAVUNCU VE ALTAYLI’NIN FİKİRSEL VE EYLEMSEL ORTAKLIĞI

 

Görüldüğü gibi Kavuncu’nun, eniştesi Enver Altaylı’yla, Amerikancılıkta tam bir fikir beraberliği söz konusu. Zaten kendisi de bunu gizlemiyor. Röportajında da “Enver Abi FETÖ’ye nasıl baktıysa ben de öyle baktım” diyor. Yalnız bu beraberlik, fikri düzlemde kalsa iyi… “Kavuncu’nun, Altaylı’nın merkezinde yer aldığı FETÖ Orta Asya faaliyetlerine ne tür hizmetleri dokundu?” sorusu henüz netleşmedi ama bu konuda önemli bulgular var. Birincisi 2014 yılında Altaylı’nın kardeşinin Kazakistan’daki restoranındaki buluşma. (Fotoğrafı var) Orhan Kavuncu, oğlu Burak Kavuncu, eniştesi Enver Altaylı’yla birlikte FETÖ Kazakistan İmamı Mesut Ata, Bank Asya ortağı Mehmet Artukaslan, Kazakistan Zaman Baş Yazarı Ahmet Alyaz ile yemekte. Orhan Kavuncu bu yemekle ilgili ve yanındaki FETÖ İmamı’yla ne konuştuğu hakkında şu ana kadar bir izahatta bulunmadı.

 

 

FETHULLAH GÜLEN’İN BAŞINDA OLDUĞU ÖZBEKİSTAN ÇALIŞMASI

 

İkinci olarak, yine Enver Altaylı’dan ele geçen materyallerde dava dosyasına giren bir mektup var, mektup Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’a yazılmış. 2008 yılındaki mektubun konusu Özbekistan’da yasaklanan FETÖ okullarının yeniden açılması. Okulların açılmasını sağlayacağı düşünülen olay, Türkiye’de yaşayan Kerimov muhalifi Muhammed Salih’in sınır dışı edilmesi. FETÖ’ye göre ancak bu şekilde aralarının bozuk olduğu Kerimov’la arayı düzeltebilirler. Fethullah Gülen de aynı yıl, Salih’in sınır dışı edilmesini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yazdığı mektupla talep ediyor. Altaylı da Kerimov’a, Fethullah Gülen’in Gül’e yazdığı mektubun, sınır dışı edilme olayında etkili olduğunu yazıyor. Altaylı, ayrıca Gül’ün bir süre önce de kayınbiraderi Orhan Kavuncu’yu aynı konuda görüşmeye davet ettiğini yazıyor. Kerimov’a “Gül, Orhan’a söylediklerinin tarafımdan Zatı Alinize intikal ettirileceğini bilir” diye de bir mesaj veriyor.

 

 

KAVUNCU’YA GÜL’LE GÖRÜŞME GÖREVİNİ KİM VERDİ?

 

Anlaşılacağı üzere Enver Altaylı, FETÖ’nün Türk Cumhuriyetlerindeki jokeri pozisyonda ve yaşanan sorunlara aktif müdahale ediyor. Burada dikkat çeken nokta, Orhan Kavuncu’nun da Enver Altaylı’yla koordineli olarak, Fethullah Gülen– Abdullah Gül – İslam Kerimov hattında görevler üstlenmesi. Kavuncu’nun bunun gibi başka hangi olaylarda rol üstlendiği önemli bir soru olarak ortada duruyor.

 

 

AMERİKANCI SİSTEMİN İFLASI

 

Sonuç olarak, Orhan Kavuncu’nun da, Enver Altaylı’nın da, FETÖ yöneticilerinin de saldırılarının odağında partimizin olması sürecin akşına uygun. Çünkü Türkiye’nin, 2014 sonrası süreçte, FETÖ ve PKK ile hesaplaşarak Atlantik zincirlerini koparması, Küçük Amerika sistemini siyasi, ekonomik, kültürel planda paramparça etti. Bu sistemden beslenenlerin, özellikle de Amerikancılıklarını millete “Türk milliyetçiliği” diye pazarlayanların düzenleri alt üst oldu. İşte Orhan Kavuncu’nun oğlu Buğra Kavuncu’nun İstanbul İl Başkanlığı’nı yaptığı İYİ Parti’nin, bugünlerde maskesinin düşmesi de önemli bir örnektir.

 

 

TÜRKİYE TAM BAĞIMSIZLIK YOLUNDA İLERLİYOR

 

Türkiye PKK ve FETÖ’yü ezdikçe özgürleşti, güçlendi, güçlendikçe ABD’ye karşı vatan savaşında ilerledi; ilerledikçe Asya’daki gerçek dostlarıyla buluştu. Hükümet katından da dillendirildiği gibi Asya Çağı’nda yerimizi alıyoruz. Vatan Partisi de yıllar öncesinden bu süreci gördü, buna göre konumlandı, mücadelesini verdi ve Türkiye’nin önünü açtı. Partimiz şimdi de Bağımsız ve Üreten Türkiye yolunda milletimize önderlik ediyor. Bundan sonra da Amerikancıları bekleyen tek şey ağır yenilgiler ve teslimiyettir, Türk milletinin geleceği ise hiç olmadığı kadar aydınlık.