Vatan Partisi Merkez Hukuk Bürosu Başkanı Av. Fırat Kayaönü, 7 Ocak 2023, Merkez Hukuk Bürosu yöneticileriyle Vatan Partisi Genel Merkezi’nde Anayasa Mahkemesi’nin HDP’ye bloke kararına 15 baronun itirazına karşı bir basın açıklaması yaptı.
Kayaönü’nün açıklaması şu şekilde:
ÖZETLER
- Anayasa Mahkemesi’nin HDP’nin hazine yardımı hesabına geçici bloke konulması kararı Anayasamızın 68,69 ve 149. Maddelerinde belirlenen esaslara uygun bir karardır.
- AYM’nin kararına 15 baronun itirazı HDP’ye son bir can suyu verme gayretinden başka bir şey değildir.
- AYM’nin kararına itiraz edenlere ve hukukçularımıza soruyoruz. HDP’nin hangi faaliyetleri ve eylemleri AYM’nin kararını “hukuka aykırı” hale getirmektedir?
- Hukukun gereği Türkiye’de HDP diye bir partinin olmamasıdır.
- 15 Baroya çağrımız: Esas siz hukuka dönün ve Türk milletiyle birleşin.
- Türkiye Barolar Birliği, diğer barolara ve hukukçulara çağrımız ise HDP-PKK’ya kol kanat germeye çalışanlara birlikte tepki gösterelim.. Vatan ve hukuk nöbetinde birlikte mücadele edelim.
Değerli Basın Mensupları,
Değerli Avukat Meslektaşlarımız ve Vatandaşlarımız,
Anayasa Mahkemesi, bilindiği üzere 05 Ocak 2023 tarihinde Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılması davasında HDP’nin Hazine yardımı hesabına geçici bloke konulmasına karar vermiştir. Bu karar Anayasamızın 68,69 ve 149 uncu maddelerinde belirlenen esaslara uygun bir karardır. Zira bu karar, HDP’ye verilen devlet yardımının siyasi parti faaliyeti için değil, terör örgütünün amaçları doğrultusunda kullanıldığı gerçeğine dayanmaktadır.
Bloke Kararına Karşı Çıkmak HDP’ye Alan Açmaktır
Bu durum HDP’nin, Amerika güdümlü bölücü terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı olmasının doğal bir sonucudur. Bugün hesaplarına bloke konması olarak tecelli eden adalet, inanıyoruz ki önümüzdeki günlerde HDP’nin temelli kapatılması ile taçlanacaktır.
Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, bir süredir tamamen Anayasamıza ve üniter yapımıza aykırı bir şekilde “bölge baroları” olarak adlandırılan 15 baro tarafından yapılan açıklama ile protesto edilmiş ve Anayasa Mahkemesinden verilen bu karardan dönülmesi istenmiştir.
"Hukuka Dönüş Çağrısı" başlığıyla yayımlanan ortak basın açıklamasında, "Türkiye'nin geleceği ve demokrasisi açısından büyük risk barındıran, anayasal ve yasal hükümlere açıkça aykırı olan bu karardan dönülmesi çağrısında bulunuyoruz" denilmiştir.
Bu açıklama, Anayasaya ve Cumhuriyetin temel niteliklerine aykırılığın odağı haline geldiği tartışmasız olan HDP’ye son bir can suyu verme gayretinden başka bir şey değildir. Bu açıklamayı yapanlar da gerçeğin ne olduğunu çok iyi bilmektedirler. Ancak biz yine de gizlemeye çalıştıkları gerçekleri hem kendilerine hem ülkemizin hukukçularına hem de tüm Milletimize tekrar hatırlatalım.
HDP’nin Hangi Faaliyeti Hukuka Aykırı Değil?
HDP’nin hangi faaliyetleri ve eylemleri Anayasa Mahkemesi’nin bu kararını ‘hukuka aykırı’ hale getirmektedir?
• Üniter yapıya ve Türkiye Cumhuriyeti’nin değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen Anayasal niteliklerine doğrudan karşı bir şekilde 25-26 Aralık 2015 tarihinde “Özerklik Bildirgesi” açıklamak mı?
• Selahattin Demirtaş’ın cezaevlerinde PKK/KCK’lıların sürdürdüğü açlık grevine destek vermek için 13 Kasım 2012 günü Mardin Kızıltepe ilçesinde ‘Biz daha önder Apo'nun heykelini dikeceğiz heykelini." demesi mi?
• HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın 19 Temmuz 2015 günü,
“Partimiz için ‘sırtını terör örgütüne dayayan HDP’ diyorlar. Anlamayanlara cevap veriyorum, Biz sırtımızı YPJ’ye, YPG’ye ve PYD’ye yaslıyoruz. Bundan sonra da yaslamaya devam edeceğiz”. şeklinde konuşması mı?
• 25 Temmuz 2015 günü, HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız’ın, PKK’ya verilmek üzere Suriye’den getirilen 3 roketatar, 4 adet M-16 otomatik tüfek, 25 el bombası ve 2000 mermiden oluşan ağır silah ve mühimmatı teslim alacak kuryeye eşlik ederken yakalanıp dokunulmazlığından dolayı serbest bırakıldıktan sonra yurt dışına kaçmış olması mı?
• 2 Mayıs 2016 günü, dokunulmazlıkların görüşüldüğü TBMM Anayasa Komisyonu’nda HDP milletvekillerinin Meclis Anayasa Komisyonu’nu terk ederken, sözde gerilla marşları söyleyerek “Biji Serok Apo” sloganı atmaları mı?
• HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemi başlatan ailelerin beyanları ile sabit olduğu üzere, çocuklarımızı terör örgütü PKK’nın dağa kaçırması için, HDP binalarının adeta asker toplama merkezi olarak faaliyet göstermiş olması mı?
• Kendilerine verilen kamu kaynaklarını terör örgütüne aktararak, Belediye kamyonlarıyla, buldozerleriyle şehirlere bombalar döşemiş, ambulanslarla silah ve tonlarca patlayıcı taşımış olmaları mı?
Evet bu eylemlerden hangileri Anayasa Mahkemesi tarafından verilen bu kararı “hukuka aykırı” hale getirmektedir.
Hukukun Gereği HDP’nin Kapatılmasıdır
AYM’nin kararından geri dönmesini isteyen bu barolar, saydığımız bu gerçekleri bilmiyorlar mı? Elbette biliyorlar. Ancak maalesef ABD emperyalizminin ve onun petrol bekçiliğini, piyonluğunu üstlenen PKK’nın yanında saflarını belirliyorlar.
Saydıklarımız ve daha saymadığımız birçok suçlardan dolayı Anayasa Mahkemesi tarafından verilen bu karar hukuka uygundur.
Hangi hukuk bu eylemleri korur? Dünya üzerinde hangi ülkenin hukuku o ülkenin egemenliğini, sınırlarını, güvenliğini, huzur ve barışını, Anayasal ilkelerini bu denli tehdit eden bir örgüte ve o örgütün siyasal uzantısına hukuk adı altında müsamaha gösterir?
Tam tersi dünya üzerinde her hukuk bu eylemlerin, bu eylemleri gerçekleştiren örgütlerin ve bu örgüte meşruiyet kazandıran, lojistik, eleman ve para sağlayan sözde “yasal” uzantılarının üzerine yürür.
Anayasamızın 68, 69, 80 inci maddeleri ile Siyasi Partiler Kanununun 100, 101 ve 103 üncü maddeleri uyarınca Türkiye’de HDP diye bir parti olamaz. Hukukun gereği budur.
Eğer Türkiye’de de hukuk varsa, Anayasa varsa HDP kapatılacaktır ve elbette hesaplarına bloke konulacaktır ve hatta mallarına da el konulacaktır.
Barolara Çağrımız: Hukuka Geri Dönün, Türk Milletiyle Birleşin
Bu barolara da çağrımız; esas siz “hukuka geri dönün”, emperyalistlerin, terör örgütlerinin, hukuk tanımazların yanında tuttuğunuz saflardan siz vazgeçin. Hukukun, devletin, milletin safların dönün.
Bir diğer çağrımız da diğer barolarımıza ve Türkiye Barolar Birliği’nedir. HDP üzerinden PKK’ya ve otomatik olarak ABD emperyalizmine kol kanat germeye çalışan bu barolara tepki gösterilmesi gerekmektedir. Çünkü onları da bu ülkenin ve hukukun safına çekmek, görmezden gelmekle değil, içinde oldukları yanlışı en sert biçimde yüzlerine söylemekle mümkündür.
Partimiz HDP’nin kapatılması için 4 kez Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve Anayasa Mahkemesi nezdinde başvurularda bulunmuş ve şuan Anayasa Mahkemesi önünde vatan ve hukuk nöbeti tutmaktadır. Barolarımızı ve tüm hukukçularımızı vatan ve hukuk nöbetine Türk milletiyle birlikte olmaya davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygılarımızla.