"ABD Temsilciler Meclisi yetkisizdir, kararı yok hükmündedir"

ABD'nin sözde 'Ermeni soykırımı' tasarısına karşı Genel Başkan Yardımcımız Hasan Korkmazcan açıklama yaptı

Tarih:

ABD Temsilciler Meclisi’nin dün gece “Ermeni Soykırımı konusunda ABD’nin tutumunu teyit” başlıklı karar tasarısını kabul etmesi üzerine, Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve TBMM Eski Başkanvekili Sayın Hasan Korkmazcan ile AİHM’de görülen Perinçek-İsviçre Davasının avukatı Sayın Av. Mehmet Cengiz ve Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Nusret Senem bir basın açıklaması yapmıştır. Açıklama şöyledir:


Sözde Ermeni soykırımı konusunda ABD Temsilciler Meclisi hukuktan ve gerçeklerden kopuk, Türkiye’ye karşı hasmane bir karar almış, Dışişleri Bakanlığımız da bu kararla ilgili zaaflarla dolu, eksik ve hatalı açıklamalarda bulunmuştur. Halbuki, günümüzün gerçekleri ve koşulları içinde çoktan çözüme kavuşmuş bir sorunda Türkiye’nin çok daha etkili tavır alması gerekmektedir.

 

ABD Temsilciler Meclisi dün gece “Ermeni Soykırımı konusunda ABD’nin tutumunu teyit” başlıklı karar tasarısını 11’e karşı 405 oyla ve Türkiye’ye Barış Pınarı Harekâtı nedeniyle bir dizi yaptırım öngören yasa teklifini 16’ya karşı 403 oyla kabul etmiştir.

 

Sözde Ermeni Soykırımı’na ilişkin kararda “Temsilciler Meclisi’nin Ermeni Soykırımı’nı resmen tanımayı ve bunu anmayı ABD politikası olarak gördüğü, Ermeni Soykırımı konusunda eğitim ve kamu bilgilendirmesinin ABD politikası olarak teşvik edileceği” ifade edilmektedir.

 

Barış Pınarı Harekâtı hakkında kabul edilen yasa teklifine göre ise Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ailesinin mal varlıklarının araştırılması, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar başta olmak üzere Barış Pınarı Harekâtı konusunda uygulayıcı olan Türk yetkililere vize engeli ve mal varlıklarını dondurma uygulaması, Türkiye’ye silah satışının durdurulması, ekonomik yaptırımlar uygulanması, Halkbank dâhil Türkiye’nin savunma harcamalarına destek sağlayan mali kuruluşlara yaptırım uygulanması ve Türkiye’nin S-400 savunma sistemini almasından dolayı Türkiye’ye karşı CAATSA denilen Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası’ndaki hükümlerin uygulanması gibi hususlar yer almaktadır.

 


Barış Pınarı’na ABD’nin Cevap Verme Çabası

 

ABD Temsilciler Meclisi’nin bu girişimlerinin zamanlaması son derece önemlidir ve karanlık mahiyetini ortaya koymaktadır:

 

Barış Pınarı Harekâtındaki ABD ve PKK’nın bozgunuyla eş zamanlıdır.


Türkiye’nin 100 yıl önceki emperyalizme karşı zaferinin ve başı dik bir ülke olmasının simgesi olan 29 Ekim tarihi, yani Türkiyemizin milli günü tercih edilmiştir.

 


AİHM Kararları Tartışmayı Bitirdi 

 

ABD Temsilciler Meclisi’nin sözde Ermeni Soykırımı hakkında kabul ettiği karar, hukuk, tarih ve gerçeklik açısından yok hükmündedir. ABD Temsilciler Meclisi’nin böyle bir yetkisi yoktur. Nitekim bu durum, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin “Doğu Perinçek - İsviçre” ile “Ali Mercan ve arkadaşları – İsviçre” Davalarında açıkça hükme bağlanmıştır. Buna göre;

 

Soykırım, Birleşmiş Milletlerin 1948 Sözleşmesine göre bir suç tanımıdır.


1948 Sözleşmesine göre, soykırım suçunun varlığına, ancak eylemin gerçekleştiği ülkenin yetkili ceza mahkemesi veya yetkili uluslararası ceza mahkemesi (Lahey Adalet Divanı) karar verebilir.


1915 Olaylarına ilişkin ne yerel ne de uluslararası mahkemelerce alınmış hiçbir yargı kararı bulunmamaktadır.


Bu durumda parlamentolar, hükümetler, yerel yönetimler, belediyeler ve benzerleri herhangi bir eylemin soykırım suçunu oluşturduğu konusunda hüküm kuramazlar, karar veremezler. Aksine bu türlü girişimler çağımızda dünya barışını tehdit eden en önemli araçlardan birini oluşturan nefret suçunu teşkil eder.


AİHM Büyük Dairesi’nin Perinçek – İsviçre Davası kararına göre 1915 olayları, “Holocaust”dan, başka deyişle Yahudi Soykırımı’ndan farklıdır, aynı sınıflama içerisinde değerlendirilemez.


Ayrıca ABD’yi de doğrudan bağlayan Lahey Adalet Divanı Kararına göre, zorla göç ettirme (tehcir), tek başına soykırım suçunun işlendiği anlamına gelmez. (Sırbistan – Hırvatistan Kararı, 3 Şubat 2015)

 

 

Hükümetin Önündeki Görev Atağa Geçmektir

 

Yukarıda sıralanan açık ve tartışmasız hukuki dayanaklara karşın, ABD Temsilciler Meclisi’nin kendi hukuklarını da çiğneyerek aldığı karar, ABD Emperyalizminin Türkiye’nin kararlı Barış Pınarı Harekâtı sonucunda uğradığı askeri ve siyasi hezimetin şaşkınlığı içerisinde olduğunu göstermektedir.

 

Sözde Ermeni Soykırımı tartışmaları AİHM’in özetlediğimiz kararları ile hukuken bitmiş ve tarihe gömülmüştür. Hükümetimiz geçen süre içinde bu kararları uluslararası ortamlarda gereği gibi değerlendirmemiştir. Dışişleri Bakanlığının bugün yaptığı açıklamada da aynı hatalı tutumun izleri görülmektedir.

 

Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında “AİHM bu konunun meşru bir tartışma konusu olduğunu hükme bağlamıştır” diyerek, AİHM kararlarını “tartışma özgürlüğü” seviyesine indirmektedir. Oysa, AİHM kararları 1915’de yaşananların soykırım olmadığının tespiti ve tescilidir. Dışişleri Bakanlığı’nın bu gerçeği hala anlayamamış olması sözde Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili mücadelede zaaf yaratmaktadır.

 

Türkiye artık Sözde Ermeni Soykırımı konusunda savunma pozisyonundan çıkmalı ve elimizdeki AİHM Kararlarını esas alarak, yetkisiz olduğu halde Sözde Ermeni Soykırımını kabul eden bütün parlamento kararlarının kaldırılması için atağa geçmelidir. AİHM Kararları Türkiye’ye bu olanağı tartışmaya yer bırakmayacak şekilde tanımıştır.