Vatan
Partisi
Genel
Sekreteri
Utku
Reyhan
ve
beraberindeki
parti
heyeti,
yenilenen
İstanbul
seçimlerinde
adaylar
arasında
propaganda
eşitliği
ilkesine
uygun
olmayan
yayınlar
ve
yalnızca
Ak
Parti
ile
CHP
adaylarının
katılacağı
ilan
edilen
programla
ilgili,
bugün
Yüksek
Seçim
Kurulu
Başkanlığı’na
başvuruda
bulundu.
Yüksek
Seçim
Kurulu
Başkanlığı
önünde
basın
açıklaması
yapan
Genel
Sekreter
Utku
Reyhan
“Vatan
Partisine
Sansür,
Kanunlara
Aykırıdır”
ifadelerini
kullandı.
Açıklamanın
tamamı
şu
şekildedir:
23
Haziran’da
yenilenecek
İstanbul
seçimlerinde
vatandaşlarımız
adil
bir
seçim
yarışı
değil,
bir
demokrasi
tiyatrosuyla
izlemektedir.
Bütün
basın
yayın
kuruluşları
seçime
dört
parti
katıldığı
halde
yalnızca
iki
partinin
adayına
yer
vermektedir.
Hükümete
yakın
basın
da,
muhalefete
yakın
basın
da
aynı
yöntemi
uygulamaktadır.
Türkiye’de
iki
partili
sisteme
geçildi
de
bizim
mi
haberimiz
olmadı?
31
Mart
seçim
sürecinde
“ana
akım”
denilen
medya
kuruluşlarında
adaylara
ayrılan
süre,
durumun
vahametini
sergilemektedir.
Binali
Yıldırım:
1531
Dakika
Ekrem
İmamoğlu:1094
Dakika
Necdet
Gökdemir:
56
Dakika
Mustafa
İlker
Yücel:
29
Dakika
Neredeyse
50
kat
bir
farktan
söz
ediyoruz.
Yenilenen
seçim
sürecinde
de
aynı
tabloyla
karşı
karşıyayız.
Şöyle
de
söyleyebiliriz
Ak
Parti
ve
CHP
adayları
ısrarla
seçmenin
gözüne
sokulmakta,
seçmen
istemese
bile
onları
izlemek
zorunda
kalmaktadır.
Buna
karşılık
seçmenin
Vatan
Partisi
adayı
Sayın
Mustafa
İlker
Yücel’i
sadece
özel
bir
çabayla
görmesi
mümkündür.
EŞİTLİK
NEREDE
Bu
durum
hem
Anayasamızın
hem
de
Seçimlerin
Temel
Hükümleri
ve
Seçmen
Kütükleri
Hakkında
Kanunun
“eşitlik”
ilkesine
açıkça
aykırıdır.
Türkiye’nin
seçim
mevzuatı,
özellikle
TV’lerde
adaylara
eşit
süre
verilmesini
emreder.
Çünkü
millî
irade
ancak
ve
ancak
propaganda
eşitliği
ile
sağlıklı
biçimde
tecelli
edebilir.
TV
kanallarını
bu
yönden
denetleme
görevi
de
Yüksek
Seçim
Kurulu’na
ve
Türkiye
Radyo
ve
Televizyon
Kurumu’na
verilmiştir.
YSK’yı
ve
RTÜK’ü
değerli
basınımızın
huzurunda
kanuni
görevlerini
yapmaya
ve
Vatan
Partisi
adayını
yok
sayan
medya
kuruluşlarını
uyarmaya
davet
ediyoruz.
Seçmen
iki
aday
arasına
sıkıştırılarak
bir
kısır
döngü
yaratılmaktadır.
Vatan
Partisi’ni
sansür
eden
basının
gerekçesi
şudur:
Kazanabilecek
adayları
çıkarıyoruz.
Hâlbuki
sürekli
iki
adayı
çıkararak
onları
“kazanabilecek”
konuma
getiren
de
aynı
basın
kuruluşlarıdır!
Buradan
hodri
meydan
diyoruz:
Eşit
süre
bile
değil,
adayımız
Mustafa
İlker
Yücel’e
diğer
adaylara
verdiğiniz
sürenin
yarısını
verin,
görün
bakın
neler
oluyor!
AÇIK
OTURUM
TİYATROSU
Değerli
basın
mensupları,
Şimdilerde
seçim
tiyatrosunun
başka
bir
perdesini
izliyoruz.
Birkaç
gündür
bütün
kamuoyu,
Ak
Parti
ve
CHP
adaylarının
çıkacağı
ve
her
ikisine
de
çanak
soruların
sorulacağı
bir
sözde
açıkoturuma
hazırlanıyor.
Vatan
Partisi
ve
Saadet
Partisi
adayları
bu
açık
oturuma
davet
edilmemiştir.
Neden?
Çünkü
Vatan
Partisi
o
programda
olursa,
Vatan
Partisi’nin
Türkiye
ve
İstanbul
için
ürettiği
devrimci
çözümler
milletle
buluşacaktır.
Diğer
iki
adayın
gerçeklikten
uzak,
popülist
ve
boş
vaatleri
yüzlerine
çarpılacaktır.
Oy
almak
için
PKK’yı
ya
da
tarikatları
okşayan
tutumları
çatır
çatır
anlatılacaktır.
Ekonomide
ve
Türkiye’nin
güvenlik
sorunlarındaki
çözümsüzlükleri
ve
yetersizlikleri
ortalığa
dökülecektir.
Vatan
Partisi
o
programda
olursa,
maskeler
düşecek,
makyajlar
akacak,
sevimli
yüzlerin
arkasındaki
rantçılık,
betonculuk,
müteahhitlik
gözler
önüne
serilecektir.
Sayın
Ekrem
İmamoğlu’nun
PKK’nın
partisi
HDP’nin
eşbaşkanı
Selahattin
Demirtaş’a
dizdiği
övgülerin,
PKK
ve
FETÖ’nün
bu
adaya
verdiği
desteğin,
Sayın
Binali
Yıldırım’ın
“Kürdistan,
Lazistan”
çıkışlarının
hesabı
sorulacaktır.
VATAN
PARTİSİNE
SANSÜR,
TÜRKİYEYE
SANSÜR
Vatan
Partisi,
Üretim
Ekonomisi,
bölücü
terörle
mücadele
ederek
Türkiye’yi
birleştirme,
komşularla
barış,
Avrasya’yla
işbirliği
ve
Atatürk
devrimi
programıyla
Türkiye’nin
çözümünü
temsil
etmektedir.
Bu
çözüm,
basın
ne
kadar
gizlerse
gizlesin,
Türkiye’nin
tek
çıkışıdır,
Türkiye’nin
mecburiyetidir.
Tarih,
basın
sansüründen
daha
büyüktür.
Açık
oturum
yapacakları
söylenen
Sayın
Binali
Yıldırım’a
ve
Sayın
Ekrem
İmamoğlu’na
sesleniyoruz.
Yüreğiniz
yetiyorsa,
kendinize
ve
programlarınıza
güveniyorsanız,
Vatan
Partisi
adayı
Sayın
Mustafa
İlker
Yücel’i
ve
Saadet
Partisi
adayı
Sayın
Necdet
Gökçınar’ı
da
açık
oturumunuza
davet
edin.
Böylece
millet
akla
karayı
ayırt
edebilsin.
Kamuoyuna
saygı
ile
duyurulur.
Utku
Reyhan
Vatan
Partisi
Genel
Sekreteri
***
13
Haziran
2019
Sayı:
10-2019/25
T.C.
YÜKSEK
SEÇİM
KURULU
BAŞKANLIĞI’NA
Başvuruda
Bulunan:
Vatan
Partisi
adına
Genel
Sekreter
Utku
Reyhan
Adres:
Aşağı
Öveçler
Mah.
1308.
Sok.
No:
12
Çankaya–Ankara
Konu:
23
Haziran
2019
tarihinde
yapılacak
olan
İstanbul
Büyükşehir
Belediye
Başkanlığı
seçim
sürecinde
adayların
propaganda
haklarını
eşitlik
ilkesine
göre
kullanmalarının
sağlanması
talebi
hakkında
dilekçedir.
Açıklamalar:
Bilindiği
üzere
23
Haziran
2019
tarihinde
İstanbul
Büyükşehir
Belediye
Başkanlığı
Yenileme
Seçimi
yapılacaktır.
Yapılacak
seçimde
dört
siyasi
partinin
adayları
ve
bazı
bağımsız
adaylar
yarışacaktır.
Bu
dört
siyasi
partiden
ve
adaylardan
birisi
de
Vatan
Partisi
adayı
Mustafa
İlker
Yücel’dir.
Ancak
açık
bir
şekilde
görülmektedir
ki,
sanki
iki
siyasi
parti
ve
adayının
bu
seçimlerde
yarışacağı
algısı
yaratılmaktadır.
Bunun
temel
nedeni
televizyon,
gazete
ve
internet
sitelerinde
sadece
iki
partinin
adayının
öne
çıkarılmasıdır.
Bu
adaletsiz
ve
eşitliğe
sığmayan
tablo,
adaylara
televizyon
ekranlarında
ne
kadar
süre
ayrıldığı
görüldüğünde
açıkça
ortaya
çıkmaktadır:
Binali
Yıldırım:
1531
Dakika
Ekrem
İmamoğlu:1094
Dakika
Necdet
Gökdemir:
56
Dakika
Mustafa
İlker
Yücel:
29
Dakika
Görüldüğü
üzere,
adayların
kendilerini
tanıtmaları
ve
vaatlerini
seçmenlere
anlatmaları
açısından
ciddi
bir
adaletsizlik
söz
konusudur.
Bu
durum
seçim
hukukumuzun
esaslarını
ortaya
koyan
ilkelere
açıkça
aykırıdır.
298
sayılı
Seçimlerin
Temel
Hükümleri
Ve
Seçmen
Kütükleri
Hakkında
Kanun’un
2.
maddesi
bu
esasları
ortaya
koymaktadır:
“Seçimler,
serbest,
eşit,
tek
dereceli
genel
oy
esaslarına
göre
yapılır.”
Maddeden
anlaşılacağı
üzere
seçim
sürecinin
tamamına
Eşitlik
İlkesi’nin
hakim
olması
esastır.
Ancak
adaylara
televizyon
ekranlarında
ayrılan
dakikaların
eşitsizliği
bu
esaslardan
ne
kadar
uzak
bir
seçim
süreci
yürütüldüğünü
ortaya
koymaktadır.
Aynı
kanunun
52.
Maddesi
ise
şu
şekildedir:
“Radyo
ve
televizyonla
propaganda:
Madde
52
(Değişik:
10/6/1983-2839/46
md.)
Radyo
ve
televizyonda
yapılacak
propaganda
yayınlarının,
tam
bir
tarafsızlık
ve
eşitlik
içinde
yapılması,
Yüksek
Seçim
Kurulu
ile
Türkiye
Radyo
ve
Televizyon
Kurumu
tarafından
sağlanır.”
Madde
içeriğinden
anlaşılacağı
gibi
kanun
koyucu
propaganda
eşitliğini
sağlama
yükümlülüğünü
Yüksek
Seçim
Kurulu’na
ve
Türkiye
Radyo
ve
Televizyon
Kurumu’na
yüklemiştir.
Bu
nedenle
ortaya
çıkan
bu
adaletsiz
tabloya,
Başkanlığınızın
müdahale
etmesi
ve
eşitliği
sağlama
yükümlüğü
söz
konusudur.
Bu
husus,
sandığa
seçmen
iradesinin
gerçek
bir
şekilde
yansımasının
da
teminatıdır.
Seçmen
fırsat
eşitliğinin
sağlandığı
bir
ortamda
iradesini
ve
oyunun
yönünü
tam
bir
şekilde
belirleme
şansı
bulacaktır.
Ancak
yukarıda
ortaya
koyduğumuz
eşitsizlik
içinde
seçmenin
iradesinin
net
bir
şekilde
ortaya
çıkmasının
da
önünde
ciddi
bir
engel
söz
konusudur.
Seçmen,
görsel
ve
yazılı
basında,
aynı
zamanda
internet
ortamında
sadece
iki
adayın
yarıştığı
ve
bu
adaydan
birini
seçerek
iradesini
sakat
bir
şekilde
ortaya
koyacağı
bir
seçim
sürecine
itilmektedir.
Bu
durum
Türkiye
Cumhuriyeti
Devletinin
aşağıda
ifade
edilen
özelliklerine
aykırılık
teşkil
etmektedir.
“Anayasa
Madde
2
–
Türkiye
Cumhuriyeti,
toplumun
huzuru,
milli
dayanışma
ve
adalet
anlayışı
içinde,
insan
haklarına
saygılı,
Atatürk
milliyetçiliğine
bağlı,
başlangıçta
belirtilen
temel
ilkelere
dayanan,
demokratik,
laik
ve
sosyal
bir
hukuk
Devletidir.”
Bilindiği
gibi
demokratik
devletlerin
olmazsa
olmazı,
tarafsız,
her
konuda
eşitliğe
dayanan
serbest
seçimlerin
yapılabiliyor
olmasıdır.
Ancak
seçim
sürecinde
adaylar
açısından
bu
denli
bir
adaletsizliğin
ve
ayrımın
yaratılmış
olması
Anayasamızda
belirtilen
demokratik
devlet
olma
niteliğine
ve
eşitlik
ilkesine
alenen
aykırılık
teşkil
etmektedir.
Sonuç
olarak;
Yüksek
Seçim
Kurulu
tarafından
izah
ettiğimiz
eşitsiz
durumun
bir
an
önce
giderilmesi
ve
partimizin
adayının
da
televizyon,
radyo,
internet
ortamında
diğer
adaylar
kadar
yer
bulabilmesinin
sağlanması
için
kanundan
doğan
sorumluluğu
çerçevesinde
gereklerinin
yapılmasını
saygılarımızla
arz
ve
talep
ederiz.
Utku
REYHAN
Vatan
Partisi
Genel
Sekreteri


