/
/

“Sığınmacı sorununa kesin çözüm: Suriye ile iş birliği”

“Sığınmacı sorununa kesin çözüm: Suriye ile iş birliği”

Vatan

Partisi

Genel

Sekreteri

Özgür

Bursalı

bugün

(29

Temmuz

2021

Perşembe)

Genel

Merkezde

bir

basın

toplantısı

düzenleyerek

uzun

zamandır

tartışılan

Suriyeli

ve

Afganistanlı

sığınmacılar

sorununa

dair

Vatan

Partisi’nin

tavrını

ve

çözüm

önerilerini

açıkladı. 

ÖZETLER 

Sığınmacı

sorunun

kaynağı

ABD

ve

Atlantik

merkezli

batılı

güçlerin

emperyalist

politikaları

ve

uygulamalarıdır.

ABD’nin

mazlum

ve

gelişmekte

olan

milli

devletlere

karşı

yürüttüğü

parçalama,

etnik

ve

mezhepsel

bölünme

yaratma,

savaş

kışkırtma

gibi

sistemli

saldırılarının

bir

sonucudur.

Türkiye’de

bütün

sorunların

kaynağı

sanki

sığınmacılarmış

gibi

gösterilerek,

emperyalizmle

gerçek

mücadele

mevzisi

terk

ediliyor.

Komşulara

husumet

mevzisine

düşülüyor.

Sığınmacılar

ekonomik

sorunların

ve

toplumsal

huzursuzlukların

tek

sebebi

olarak

gösterilerek

çeşitli

kışkırtmalar

örgütleniyor.

Başta

İYİP

ve

CHP

yönetimleri,

Suriyeli

düşmanlığı

yaparken,

aynı

zamanda

Suriye

düşmanlığı

ateşlemektedirler.

Soruna

karşı

ciddi

hiçbir

çözümü

olmayan

bu

merkezler,

Atlantik

gemisindeki

rollerini

oy

avcılığı

ve

halk

avcılığı

yaparak

ortaya

sermektedirler.

Topluma

nefret

tohumları

saçan,

yabancı

düşmanlığına

ve

ırkçılığa

varan

tavırlar

Türk

Milleti’nin,

bu

toprakların

değerlerine,

erdemlerine,

karakterine

aykırıdır. 

Köklü

ve

kesin

çözüm

için

Suriye

ile

derhal

birliği

yapılmalıdır.

Türkiye,

Suriye’yle

anlaşırsa,

PKK

Fırat’ın

doğusunda

temizlenir.

Suriye

terör

örgütlerinden

arındırılır,

toprak

bütünlüğü

sağlanır.

Böylece

Suriyelilerin

evlerine

dönmeleri

için

uygun

ortam

yaratılır.

Yalnızca

sığınmacı

sorunu

için

değil,

esas

olarak

Türkiye’nin

güvenlik

stratejisi

ve

Batı

Asya’nın

geleceği

için

Suriye’yle

anlaşmak

hayati

önemdedir.

Karadeniz’den,

Yunanistan’a,

Girit’ten,

Suriye

ve

Irak’ın

kuzeyine

kadar

dört

bir

yanımızda

ABD

Namluları

ülkemize

ve

Asya’ya

yönelmiş

durumdadır.

Bu

koşullarda

Suriye

ile

her

alanda

işbirliği

acil

görevdir.

Esad

düşmanlığına

devam

etmek,

Türkiye’nin

geleceğine

kast

etmektir.

Ayrıca,

sürekli

Avrupa’ya

“elinizin

taşın

altına

sokun”

diye

çağrılar

yapmak

ve

birtakım

ekonomik

yardım

paketlerine

bel

bağlamak

da

sorunu

çözüme

kavuşturmayacaktır.

Yine

sınırlarımıza

betonlar

yığarak,

kalın

duvarlar

çekerek

de

bu

sorunu

çözemeyiz.

Önümüzdeki

dönem

duvarlar,

mayınlar,

dikenli

teller

girdiğimiz

sürece

dayanamayacaktır.

Arap

düşmanlığına

ve

mazlum

milletlere

nefret

körüklemeye

varan

bu

tavır,

büyük

liderimiz

Atatürk’ün

bize

bıraktığı

milliyetçilik

anlayışına

da

dış

politika

mirasına

da

tamamen

aykırıdır.

Atatürk’ü

temsil

eden

tavır

Suriyeli,

Iraklı,

Afganistanlı

düşmanlığı

değildir.

Bu

ülkelerle

birliği

yaparak

emperyalistleri

bölgemizden

kovma

ve

sığınmacıları

yurtlarına

kavuşturma

tavrıdır.

Suriyeliler,

Suriyeli

düşmanlığıyla

değil,

Suriye

dostluğuyla

vatanlarına

döner.

Bu

tarihi

fırsatı

ancak

Vatan

Partisi

değerlendirir.

Ancak

Vatan

Partisi

sınanmış

strateji

ve

siyasetleriyle,

köklü

çözümleriyle,

uluslararası

plandaki

saygınlığıyla

bu

sorunların

üstesinden

gelir

ve

Türkiye’nin

geleceğini

inşa

edebilir.  

Kamuoyunda

uzun

süredir

tartışılan,

son

günlerde

de

Türkiye’mizin

önemli

bir

gündemi

haline

gelen

sığınmacılar

sorunu

konusunda

Vatan

Partisi’nin

tavrını

ve

çözümlerini

açıklamak

üzere

karşınızdayız.

Öncelikle

sorunun

kaynağını

saptayalım.

Milyonlarca

insanın

hayatını

altüst

eden,

ailelerini

dağıtan,

evlerinden

ve

işlerinden

eden,

vatan

topraklarından

bir

şekilde

ayrılmalarına

neden

olan

bu

sorunun

kaynağı

başta

ABD

ve

Atlantik

merkezli

Batılı

güçlerin

emperyalist

politikaları

ve

uygulamalarıdır.

Türkiye’nin

yakıcı

olarak

gündemine

giren,

bölgemizi

ve

tüm

dünyayı

da

ilgilendiren

sığınmacı

sorunu,

ABD’nin

mazlum

ve

gelişmekte

olan

milli

devletlere

karşı

yürüttüğü

parçalama,

etnik

ve

mezhepsel

bölünme,

savaş

kışkırtma

gibi

sistemli

saldırılarının

doğrudan

bir

sonucudur.

ABD’nin

girdiği

yerden,

mülteci

sorunu

çıkmaktadır.

Irak,

Libya,

Afganistan,

Suriye

ve

Filistin

gibi

mazlum

ulusların

üzerine

yağdırılan

NATO

bombaları,

bu

ülkelere

çevrilen

ABD

namluları

ve

beslediği

taşeron

terör

örgütleri

bu

sorunun

biricik

sebebidir.

Sorunun

kaynağını

doğru

saptamak,

köklü

çözüm

için

öncelikli

görevdir.

“VURUN

SIĞINMACILARA”

KAMPANYASI

Türkiye’de

bir

cereyan

yaratılmaya

çalışılıyor.

Bütün

sorunların

kaynağı

sanki

sığınmacılarmış

gibi

gösterilerek,

emperyalizmle

gerçek

mücadele

mevzisi

terk

ediliyor.

Komşulara

husumet

mevzisine

düşülüyor.

Türkiye’deki

ekonomik

sorunların

ve

toplumsal

huzursuzlukların

sebebini

yalnızca

Suriyeli

ve

Afganistanlı

sığınmacılara

bağlayanlara,

hedef

gösterenlere,

aşağılayanlara

ve

çeşitli

kışkırtmalar

yaratmak

isteyenlere

soruyoruz.

  • 80’lerde

    Borçlanma

    ekonomisini

    Suriyeliler

    mi

    dayattı?

  • KİT’lerimizi

    Suriyeliler

    mi

    özelleştirdi?

  • Üreticimizi,

    köylümüzü,

    Suriyeliler

    mi

    kambur

    ilan

    etti?

  • Dolar

    saltanatını

    Afganlar

    kurdu?

  • Sanayicimizi

    nefes

    alamayacak

    hale

    Afganlar

    getirdi?

  • İşsizlik

    sorunumuz

    Afganlar

    yüzünden

    mi

    bu

    denli

    arttı?

  • Bölgemizde

    yaşanan

    çeşitli

    terör

    saldırıları,

    suikastlar,

    istikrarsızlıklar

    sığınmacılar

    yüzünden

    mi

    yaşanıyor?

ABD’nin

suçlarını

ve

sistemin

çıkmazlarını

Suriyeli

ve

Afganistanlı

mazlumların

sırtlarına

vuruyorlar. 

Sığınmacılar

gidince

ekonomi

düzelmeyecek.

Üretim

Devrimini

yapınca,

Asya’da

gerçek

dostlarımızla

birliği

iklimi

içerisinde

Türkiye

ekonomisi

nefes

alacak. 

Sığınmacılar

gidince

işsizlik

sorunu

bitmeyecek.

Tasarruf,

yatırım

ve

istihdam

odaklı

bir

planla

Türkiye

insan

kaynağını

değerlendirecek

ve

işsizlik

sorununu

çözecek.

Sığınmacılar

gidince

sınır

güvenliğimiz

garanti

altına

alınmayacak,

komşularımızla

bölgesel

birliği

ve

tutarlı

bir

dış

politikayla

güvenliğimizi

garanti

altına

alacağız.

BİDEN

MUHALEFETİNİN

YIKIM

ARGÜMANI

Sığınmacıların

yoğunluğundan

kaynaklı

oluşan

birtakım

problemler,

bugün

Biden

tayfası

tarafından

bir

yıkım

argümanı

olarak,

kargaşa

yaratmak

ve

toplumsal

huzursuzluğu

derinleştirmek

amacıyla

kullanılıyor.

Suriyelilere

ve

Afganistanlılara

düşmanlık

yaparak

bugün

Türkiye’de

ve

bölgemizde

elde

edilecek

hiçbir

çözüm

bulunmuyor.

Bu

“vurun

sığınmacılara”

kampanyasının

çok

uzun

süre

önce

İyi

Parti

merkezli

olarak

başlatıldığını

saptamıştık.

Bugün

de

aynı

operasyon

partisi,

görevini

icra

ediyor.

Bu

kışkırtmayı

körükleyen

başta

İYİP

ve

CHP

yönetimleri,

Suriyeli

düşmanlığı

yaparken,

aynı

zamanda

Suriye

düşmanlığı

ateşlemektedirler.

İnsanlarımızı

Atlantik

merkezli

tezgahlanan

bu

kampanyalarının

önüne

sürerken,

aynı

zamanda

stratejik

görevlerini

de

yerine

getiriyorlar.

Soruna

karşı

ciddi

hiçbir

çözümü

olmayan

bu

merkezler,

Atlantik

gemisindeki

rollerini

oy

avcılığı,

halk

avcılığı

ve

kitle

goygoyculuğu

yaparak

ortaya

sermektedirler.

Görevleri

açık:

Türkiye’miz

Arap

ülkeleri,

İran,

Rusya

gibi

komşularıyla

cephe

tutmasın.

Batı

Asya’da

ve

Doğu

Akdeniz’de

üzerimize

gelen

ortak

tehdide

karşı

komşularımızla

birleşmeyelim.

Fırat’ın

Doğusundaki

ABD

kalkanlı

PKK’nın

terör

mevzilerine

dokunamayalım.

Borç

batağına

saplanalım

ve

yeniden

Batı

merkezlerine

bağlanalım.

Bu

ortamda

İyi

Parti,

CHP

üzerinden

HDP/PKK

ile

karanlık

ittifaklar

kursun.

İç

kargaşa

tetiklensin,

huzursuzluk

artsın.

Bu

Amerikancı

programın

üstüne

sahte

Milliyetçilik

sosu

dökerek

milletimizi

dolduruşa

getirelim.

Suriye’ye

düşmanlık

milliyetçilik

değildir,

Suriye’yle

dostluk

esas

Türk

Milliyetçiliğidir.

NEFRET

SÖYLEMLERİ

TÜRK

MİLLETİNE

YABANCIDIR

Milyonlarca

insanı,

“parasını

verelim,

Avrupa

hepsini

alsın”

diye

aşağılayan

Akşener,

sığınmacılara

yönelik

su

fiyatını

10

kat

artırıp,

elinden

gelse

zabıtalarla

şehrin

dışına

atacağını

ilan

eden

Belediye

Başkanı,

uydurma

bir

miting

çağrısı

üzerinden

insanları

Suriyelilere

karşı

kışkırtan

siyasiler,

parti

yöneticileri…

Topluma

nefret

tohumları

saçan,

yabancı

düşmanlığına

ve

ırkçılığa

varan

bu

kişilerin

Avrupa’nın

çürümüş

tavrından

ve

insanlık

dışı

göçmen

politikasından

hiçbir

farkı

yoktur. 

Bu

tavırlar

Türk

Milleti’nin,

bu

toprakların

değerlerine,

erdemlerine,

karakterine

aykırıdır.

Devletimizin

binlerce

yıllık

imparatorluk

geleneğinden

süzülüp

gelen,

çok

çeşitli

kavimleri

kültürleri

bir

arada

yaşatma

yeteneğine

ve

uygarlık

birikimine

de

yabancıdır.

Yunus

Emrelerin,

Hacı

Bektaş

Velilerin,

Aşık

Veysellerin,

Anadolu

erenlerinin

kök

saldığı

bu

topraklarda

nefret,

ırkçılık,

vicdansızlık,

düşmanlık

büyümez. 

Arap

düşmanlığına

ve

mazlum

milletlere

nefret

körüklemeye

varan

bu

tavır,

büyük

liderimiz

Atatürk’ün

bize

bıraktığı

milliyetçilik

anlayışına

da

dış

politika

mirasına

da

tamamen

aykırıdır.

Atatürk

her

zaman

emperyalizme

karşı

mazlumların

yanında

durmuştur.

Komşu

halkları,

kardeş

milletler

olarak

bağrına

basmıştır.  Atatürk’ü

temsil

eden

tavır

Suriyeli,

Iraklı,

Afganistanlı

düşmanlığı

değildir.

Bu

ülkelerle

birliği

yaparak

emperyalistleri

bölgemizden

kovma

ve

sığınmacıları

yurtlarına

kavuşturma

tavrıdır.

KÖKLÜ

VE

KESİN

ÇÖZÜM:

SURİYE

İLE

DERHAL

İŞ

BİRLİĞİ!

Türkiye

bu

sığlığa,

bu

ufuksuzluğa,

bu

çürümeye

mahkûm

değildir.

Bir

yanda

çözümsüz

ve

çıkmazda

olan

Biden

tayfası,

bir

yanda

da

söz

konusu

soruna

dair

tutarlı

bir

çözüm

getiremeyen,

herhangi

bir

stratejisi

ve

köklü

bir

çözümü

bulunmayan

bir

iktidar

görüyoruz.

Türkiye’de

yıllardır

tartışılan

ve

sistemin

içinde

bir

sonuca

varılamayan

sığınmacı

sorununa

dair

çözümü

olan

tek

parti

Vatan

Partisi’dir.

Şimdi

o

çözümü

bir

kez

daha

milletimize

ilan

ediyoruz:

Türkiye

sığınmacı

sorununu

çözmek

için

Suriye

ile

derhal

anlaşmalıdır.

Kesin

ve

köklü

çözümün

ikinci

bir

alternatifi

yoktur.

Ortak

tehdide

karşı

Batı

Asya’da

bölgesel

birliği,

Afganistan’a

kadar

sağlanır

ve

ABD

bölgemizden

def

edilirse,

sığınmacı

sorunu

da

kesin

bir

çözümle

sonuçlanacaktır.

Yalnızca

sığınmacı

sorunu

için

değil,

esas

olarak

Türkiye’nin

güvenlik

stratejisi

ve

Batı

Asya’nın

geleceği

için

Suriye’yle

anlaşmak

hayati

önemdedir.

Karadeniz’den,

Yunanistan’a,

Girit’ten,

Suriye

ve

Irak’ın

kuzeyine

kadar

dört

bir

yanımızda

ABD

Namluları

ülkemize

ve

Asya’ya

yönelmiş

durumdadır.

Bu

tehditlere

karşı

bütünlüklü

bir

strateji

izlemek

zorundayız.

Bu

koşullarda

Suriye

ile

her

alanda

işbirliği

acil

görevdir.

  • Suriye’yle

    anlaşırsak,

    sınırımızdaki

    PKK/PYD’yi

    temizleriz.

  • Suriye’yle

    anlaşırsak

    İkinci

    İsrail

    planını

    kesin

    olarak

    bozguna

    uğratırız.

  • Suriye’yle

    anlaşırsak

    Doğu

    Akdeniz’de

    ülkemize

    yönelen

    ciddi

    tehditleri

    dengeleriz

    ve

    üstesinden

    geliriz.

  • Suriye’yle

    anlaşırsak

    Mavi

    Vatan’daki

    konumumuzu

    sağlamlaştırırız

    ve

    KKTC’nin

    tanıtılması

    için

    önemli

    bir

    adım

    atmış

    oluruz.

  • Suriye’yle

    anlaşırsak

    cepheyi

    kuvvetlendiririz,

    sıkı

    dostluklar

    inşa

    ederiz

    ve

    Üretim

    Ekonomisini

    kurmak

    için

    uygun

    çevresel

    koşulları

    yaratmış

    oluruz

  • Suriye’yle

    anlaşırsak,

    Rusya

    ve

    İran’la

    birlikte

    Suriye’nin

    toprak

    bütünlüğünü

    sağlamasına

    yardımcı

    oluruz.

  • Suriye’yle

    anlaşırsak

    Batı

    Asya’da

    ABD

    tehditlerine

    karşı

    cepheyi

    güçlendiririz

    ve

    dünya

    dengelerini

    değiştiririz.

    Rusya,

    İran,

    Azerbaycan,

    KKTC,

    Abhazya,

    Orta

    Asya

    Türk

    Cumhuriyetleri

    ve

    Çin

    de

    bu

    işbirliği

    için

    hazırdır.

  • Suriye’yle

    anlaşırsak,

    Türkiye’deki

    misafirlerimizin

    de

    güvenle

    vatanlarına

    dönebilecekleri

    ortamı

    yaratmış

    oluruz.

Bu

adım,

Türkiye’yi

büyük

yüklerden

kurtaracak

en

acil

ve

köklü

çözümdür.

ABD

ve

AVRUPA

KAPILARINDA

ÇÖZÜM

YOKTUR

Aynı

zamanda

Suriye

Devleti’nin

çıkarttığı

Af

Yasası

ve

evinize

dönün

çağrıları

bu

birliği

ortamında

daha

çok

hayat

bulacaktır. Son

Af

Yasası

da

göstermiştir

ki,

Suriye’de

barış

ve

huzuru

sağlayacak

biricik

otorite,

Beşar

Esad

yönetimindeki

Suriye

devletidir.

Suriye’siz

ve

Beşar

Esad’sız

bir

çözüm

yoktur.

ABD,

Suriye’de

yenilmiştir.

ABD’nin

kuyruğuna

takılarak

halen

Esad’a

düşmanlık

körükleyen

merkezler,

sığınmacı

sorunun

da

bir

diğer

kaynağıdır.

Son

seçimlerde

de

Suriye

halkının

ezici

çoğunluğuyla

zafer

kazanan

Beşar

Esad,

“topraklarımızı

Amerika’dan

ve

PKK’dan

kurtaracağız”

diye

kararlılığını

ilan

ediyor

ve

Suriyelilere

eve

dönün

çağrısı

yapıyor. Tüm

bölücü

ve

gerici

terör

örgütleri

zor

gücüyle

temizlenmeden

misafirlerimizin

vatanlarına

dönmesi

de

mümkün

değildir.

Suriyeliler,

Suriyeli

düşmanlığıyla

değil,

Suriye

dostluğuyla

vatanlarına

döner. 

Türkiye

daha

fazla

zaman

kaybedemez.

Hükümetimiz

Suriye’yle

anlaşma

konusunda

direnerek,

Türkiye’nin

yakıcı

sorunlarını

da

sığınmacı

sorununu

da

çözümsüz

bırakmaktadır.

Esad

düşmanlığına

devam

etmek,

Türkiye’nin

geleceğine

kast

etmektir.

Ayrıca,

sürekli

Avrupa’ya

“elinizin

taşın

altına

sokun”

diye

çağrılar

yapmak

ve

birtakım

ekonomik

yardım

paketlerine

bel

bağlamak

da

sorunu

çözüme

kavuşturmayacaktır. 

Yine

sınırlarımıza

betonlar

yığarak,

kalın

duvarlar

çekerek

de

bu

sorunu

çözemeyiz.

Önümüzdeki

dönem

duvarlar,

mayınlar,

dikenli

teller

girdiğimiz

sürece

dayanamayacaktır.

Tek

çözüm,

Suriye

ile

derhal

anlaşma

ve

bölgesel

işbirliği

koşullarını

hızla

yaratmaktır.

Elini

taşın

altına

sokacak

olan

Türkiye

Hükümetidir.

VATAN

PARTİSİ

ÇÖZÜM

İÇİN

HAZIR

Türk

Milletine

sesleniyoruz:

Bu

tarihi

fırsatı

ancak

Vatan

Partisi

değerlendirir.

Bu

çözümler

ancak

Vatan

Partisi

iktidarında,

Vatan

Partisi’nin

merkezinde

olacağı

Üreticilerin

Milli

Hükümeti’nde

uygulanabilir.

Vatan

Partisi

sınanmış

strateji

ve

siyasetleriyle,

köklü

çözümleriyle,

uluslararası

saygınlığıyla

bu

sorunların

üstesinden

gelir

ve

Türkiye’nin

geleceğini

inşa

edebilir. 

Oy

avcılığı,

alkış

sevdası,

sistem

partilerinin

işidir.

Yakınmalar,

boş

laflar,

bocalamalar,

stratejileri

ve

siyasetleri

olmayanların

tavırlarıdır. 

Vatan

Partisi,

Türkiye’nin

sorunlarını

çözmek

için

iktidara

hazırdır.

Önümüzdeki

dönem

Üreticilerin

Milli

Hükümeti’ni

kuracağız

ve

çiftçimizle,

sanayicimizle,

işçimizle

Türkiye’mizi

köklü

çözümlere

hep

birlikte

kavuşturacağız.

Özgür

Bursalı

Vatan

Partisi

Genel

Sekreteri

Paylaş
Paylaş: